HİTLER ÜZERİNDE YAPILAN DENEYLER
Az önceki adamın Osman Baba’ya verdiği neydi? Dışarıdan bakınca bir kitaba benzetmiştim.
Osman Baba, getirilen bu emanete oldukça sevinmiş görünüyordu. Gözlerini kısarak, yine derinlere dalıp gitti.
Kısa bir sessizlikten sonra bakışlarını tekrar elindeki emanete çeviren Osman Baba, bir yandan da manalı manalı bana bakıyordu.
Ben ise ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. Göz ucuyla Osman Baba’nın sayfalarını karıştırdığı esere bakıyordum. Gördüğüm kadarı ile Fransızca yazılar ve röntgen resimleri vardı. Daha önce örneğini hiç görmediğim bir şeydi bu.
Osman Baba: “Eren evladım çok şükür bu emanet bugün bize ulaştı. Nasibin varmış ki bugün geldi. Ben bunun varlığını biliyordum ama daha önce hiç görmemiştim. Bursa’daki emanetçideydi. Sabah senden ayrıldıktan sonra ona uğramıştım. Burada olduğumu biliyorlardı. Bu yüzden bu eseri kullanmamız için gönderdiler. Biraz sonra da alacaklar. Sen şimdi bunun resimlerini çek, sonra bu çok önemli bilgileri ifşa edelim inşallah,” dedi.
Ben hemen resimleri çekmeye başladım. Yaklaşık 40-50 sayfalık kitaba benzer bu eserin resimlerini çektim.
Osman Baba kitaba benzer bu katalogu alarak çantasına koydu: “Böyle ortalıkta durmasın. Ne olur ne olmaz. Eren evladım, sanırım merak ediyorsun, bu nedir? diye. Haklısın, şimdi anlatacaklarımı iyi dinle. Yakın tarihin en önemli olaylarından birini, Hitler’in nasıl hazırlandığını ve İsrail’in nasıl kurulduğunun ipuçlarını vereceğim sana. Hitler bir proje olarak nasıl hazırlandı ve Hitler’in üzerinde yapılan tıbbi deneyler neler? Elimizdeki bu eser, Hitler’in sağlığı üzerinde nasıl oynandığını bizlere anlatmaktadır,” dedi ve anlatmaya başladı.
Konumuz “Hitler Projesi”.
Fransa’nın tarihi incelendiği zaman kadim Mason teşkilatının kök saldığı merkezlerden biri olduğu görülecektir. Masonların büyük İsrail’e hizmet ettiği ise malûmdur.
Fransızlar masonluğa o kadar önem veriyorlardı ki, sömürgelerinde bile masonik sembolleri kullanıyorlardı. Sömürge haline getirdikleri bölgelerde basılan paraların üzerinde masonik pagan sembollerini kullanıyorlar ve bunu sömürge sözleşmeleri ile garanti altına alıyorlardı.
Sömürge sözleşmeleri masonik planlama dahilinde Fransa devletince yapılırdı.
İşte Fransa’nın sömürge haline getirdiği Fas’a ait paralarda dahi bu masonik semboller kullanılmıştır.” dedi Osman Baba ve cebinden demir paralar çıkararak bana gösterdi. Ben de gösterilen bu paranın resmini çektim. İşte resmini çektiğim Fas’a ait, üzerinde masonik semboller olan para:
Ben resimleri çektikten sonra Osman Baba konuşmasını sürdürdü:
“İnsanlığı nasıl sömürdüklerini görüyorsun değil mi? Paralarının şekline kadar karar verici durumdalar. Köleler ve efendiler.
Bak evladım, Fransız farmason teşkilatı, özellikle 19.yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında değişen dünya konjonktüründe çok büyük rol oynamıştır. Bu teşkilatın, 1. ve 2. Dünya savaşları sırasındaki faaliyetleri ABD farmasonları ile bağlantılı olmuştur. Mason teşkilatlarının İsrail’e hizmet ettiğini söyledik. Çeşitli ülkelerde yuvalanmış bu teşkilatlar, Siyonizm’in hortlaması için gizli veya açık olarak büyük saha çalışmalarında bulunmuşlardır.
Nedir bunların o zamanki gayeleri: En büyük gayeleri, Ortadoğu’da bir İsrail Devleti kurmaktır. Bunun için 2. Dünya savaşı onlar için biçilmiş kaftandır. Dikkat edersen, 2. Dünya savaşı bittikten sonra İsrail Devlet’i kurulmuştur.
O dönemde Siyonistler, İsrail Devlet’ini kurmak için Filistin topraklarını yavaş yavaş toprak satın alımları ile ele geçirmeye başlamışlardı. Ancak bir sorun vardı, devlet kurmak için yeterli nüfus yoktu ve Avrupa’daki Yahudiler de bu bölgeye gelmek istemiyorlardı. Yahudi nüfusu topluca bugünkü İsrail’e nasıl göç ettirilecekti? Bunun için bir plan hazırlandı. Yahudilerin seçtikleri figüran ise Hitler’dir. Ancak bilinmeyen bir şeyi söyleyelim: Hitler sadece seçilmiş adaylardan sadece biri idi. Adaylardan biri dedik çünkü başka yedek adaylar da mevcuttu. Hitler başaramasaydı başka aday devreye sokulacaktı. Hitler’in de bir Yahudi olduğunu artık tüm dünya bilmektedir.
Siyonistlerin, İsrail Devlet’ini kurmak için o dönemde yoğun olarak, Fransa ve ABD arasında mekik dokudukları bilinmektedir. Amaçları o bölgeye yoğun bir Yahudi göçünün yapılmasını sağlamaktı.
Fransız farmason teşkilatı, Fransa’nın büyük kurumlarını ele geçirmişti. Bugün dahi belli başlı merkezler onların elindedir. Fransa’daki bu teşkilat, Dünyadaki bütün Yahudilerden büyük finans desteği görüyordu. O günkü Alman derin devleti ile derin ilişkilerde bulunan Fransızlar, Büyük İsrail Projesi’ne destek olmak için ellerinden geleni yapıyorlardı.
2.Dünya savaşının ortamı Siyonistlerin bir çok strateji geliştirmesine vesile olmuştu. Almanya’da büyük işsizlik vardı. Milyonlarca kişi işsizdi. Siyonistler devreye savaş ekonomisini sokmuşlardı. İşsiz ordusu bir anda Nazi ordusuna dönüşmüştü. Yahudilere düşman bir Nazi ordusuna. Artık toplu göç için her şey hazırdı. Artık Hitler’i sahneye sürme zamanı gelmişti.
Siyonistler, projelerini yürürlüğe koymak için, Adolf Hitler isminde Alman ordusunda askerlik yapan Yahudi’yi ve ondan hariç 8 Yahudi’yi aday olarak belirlemiştiler. Yani 9 kişilik bu aday listesindekiler, büyük İsrail projesine destek olacak adaylardı. Bu adaylardan bir kısmı elenmiş, bazıları ise yedekte bekletiliyordu. Hitler’e bir şey olsaydı şayet, yerine biri hazırdı.
Konunun can alıcı noktası ise Hitler’in Fransa’da yaşadığı günlerde saklıdır. Hatta bununla ilgili olarak geçtiğimiz yıllarda gazetelerde bazı haberler çıktı.
Le Point Dergisi, Adolf Hitler’in Fransız bir oğlu olduğu iddiasını gündeme taşıdı. Fransa’da yaşayan Charlotte Lobjoie 16 yaşına geldiğinde, Birinci Dünya Savaşı sırasında bir Alman askeri olan Hitler ile tanışmıştı. Fransız kadının, Jean-Marie adını verdiği oğlunun babasının Hitler olduğu ileri sürülmüştü. Lobjoie’nin evinin tavan arasında “Adolf Hitler” imzalı tablolar, Hitler’in evinde ise Lobjoie’ye benzeyen bir kadının portresi bulundu. Bunların dışında Lobjoie’ye yıllarca zarflarla nakit para gönderildiği ortaya çıkarıldı. Lobjeie’nin bu ilişkiyi vefatından önce oğluna anlattığı söylenir.
Bunları niye anlatıyorum? Hitler’in Fransa’daki günlerinde ne olduğunun perdesini aralamak için. Gazetelerde anlatılmayan daha doğrusu bilinmediği için anlatılamayan bir bölüm var. Hitler’in işte Fransa’daki o günlerinde Fransız farmason teşkilatı görünmez bir şekilde devredeydi.
Hitler, Fransa’da geçirdiği ilk dönemlerden sonra Almanya’ya döndüğünde artık eski Hitler değildi.
İşte bilinmeyen bir şeyi açıklayalım. Fransız farmason teşkilatı ile Siyonistlerin işbirliğini delilleri ile açıklayalım:
Fransız masonik yapılanması o dönemde tıp alanında çok güçlü faaliyetlere sahipti. Adeta, masonlar tıp camiasını ele geçirmişlerdi. Önde gelen doktorlar masondu. Özellikle bazı beyin cerrahları ve radyologlar çok özeldi. Bunlar derece sahibi masonlardı.
İşin can alıcı noktası şu:
Hitler, Fransa’da bir klinikte basit bir hadiseden dolayı tedavi edilmişti. Dişleri ile ilgiliydi bu tedavi. İşte ne olduysa bu tedaviden sonra olacaktı
Bundan sonra kod adı “ayakkabı” olan bir operasyonla diş tedavisi bahanesi ile Hitler’in beynine yüksek miktarda radyasyon verildi. Bu alanda çalışan uzmanlar bilir ki, beynin belli bölgesine yüksek miktarda radyasyon verirsen, yarı deli kişilik halini alıyor, düşünce bozukluğu baş gösteriyor ve dayanılmaz kalıcı ağrılar oluşuyordu.
Zaten idealist bir kişiliğe sahip olan Hitler bu tıbbi operasyondan sonra Siyonistlerin adeta kölesi haline gelmişti. Ağrıları şiddetlendikçe Siyonistler ellerindeki ilaçtan veriyorlardı. Yani Hitler bir anlamda belli kişilerde olan ilaca bağımlı hale getirilmişti. Hatta Hitler’in bu dayanılmaz ağrılar karşısında sonraki yıllarda uyuşturucu kullandığı da anlatılır.
Tipik bir masonik hastane çetesinin eline düşmüştü Hitler. Fransa’daki bu uygulamanın dünyada da başka örnekleri olmuştur.
Konumuza dönecek olursak; 1936 yılında üstad mason derecesinde olan ve konusunda uzman doktor, Hitler’in üzerinde yaptığı uygulamaları/tıbbi deneyleri özel bir dosya olarak hazırlamış ve tarih atarak Fransa gizli teşkilatına teslim etmiştir. Teşkilat binasında bulunan kütüphanede bu dosya/kitap gizlenmiştir. Ele geçirildiğinde çoğu kimse bunun Hitler’e ait olduğunu bilememiştir. Bu sırrı, sadece 9 kişi bilmektedir. Hatta, geçtiğimiz günlerde Fransa Milli Arşivinde, tespit edilen bir kartta, Hitler'in gençlik yılları hakkında bilgi bulundu haberleri yapılmıştır.
Hitler’in üzerinde radyografik uygulamalar yapılmıştır. Bilindiği gibi Fransa’da radyasyonun insan üzerindeki etkilerine dair önemli çalışmalar vardır.
-
Daha sonra ilerleyen yıllarda yani 2. Dünya savaşında Hitler, Fransa’yı aldığı zaman kendi üzerinde yapılan bu çalışmaları içeren bu arşivi ele geçirmiştir.
Hitler Vatikan Papa İlişkisi:
Bilindiği üzere sözde Yahudi soykırımı olurken, Vatikan Hitlerle işbirliği içerisindeydi. Yani dolaylı olarak da Siyonistlerle. Bu yüzdendir ki, bugün dahi Vatikan ile Siyonistlerin emelleri uğrunda nasıl işbirliği yaptıklarının bir ispatıdır bu. Özellikle Türk Milletine ve Müslüman ülkelere karşı anında birleşirler. Bugünkü İsrail Devleti’nin kurulmasındaki mimarlardan biri de hiç şüphesiz Vatikan’dır.
Hitler’in arşivlenen sağlık dosyası, Hitler’in son dönemlerinde başka belgelerle beraber Vatikan tarafından ele geçirilmiş bir çoğu da Siyonistlerce imha edilmiş, bir kısmı da İsrail’e götürülmüştür. Nihayet bu katalog bir şekilde bir Vatikan arşivcisi tarafından çalınır, o zamanki Papa’ya karşı kullanılmak üzere. İşte o arşiv/katalog daha sonra birkaç el değiştirir. Ve tekrar Almanya’ya gelir.
2. Dünya savaşı sonunda Almanya’da uzun yıllar bir çatı katında kitaplar arasında kalan bu katalog, gizli servislerce peşine düşülmesine rağmen bulunamamıştır.
Tabi ki, Almanya’ya giden bir işçimiz o çatı katını kiralayana kadar. Ondan sonra bu arşiv/katalog Türkiye’ye gelir ve Türk Devleti’nin eline geçer.
Bu arada buraya Hitler ve Türkiye ile ilgili şu notu eklemek de yarar var: Bildiğin gibi 2. Dünya savaşı yıllarında, tüm dünyada olduğu gibi Hitler Türkiye gündeminde büyük bir yer işgal ediyordu. Yunanistan’a giren Hitler, gözünü Anadolu’ya da tabii ki dikmişti. O dönemde, Hitler yaşarken, Hitler’in sağ kolu Hitler hakkında kitaplar yazıyor, Türkiye’de bu kitap 1940 yılında basılıp, Türkçeye çevriliyordu.
Ancak Hitler’in kitaplarının, Hitler yaşarken Türkçeye çevrildiği hep göz ardı edildi. Bu konular uzun yıllar gizlendi. Sanki Hitler kitapları yeni basılıyormuş gibi bir hava veriliyordu. Bugünlerde, bu kitaplar tekrar gündemde. Ama ta o zamanlarda bu kitaplar basılmıştı, yani bunlar yeni baskı değil.” dedi.
Osman Baba'nın gösterdiği bu kitabın da fotoğraflarını çektim...
Osman Baba konuşurken, bize az önce Hitler'in sağlık bilgilerini içeren kitabı bırakan şahıs tekrar geldi. Osman Baba Hitler’in sağlık bilgilerini içeren bu katalog kitabı gelen kişiye verdi ve ona: “Emanetçiye selam söyle.” Dedi.
Gelen kişi de: “Başüstüne efendim” dedi ve kitabı alarak yanımızdan uzaklaştı.
Osman Baba’nın keyfi yerindeydi. Konuşmasını şöyle tamamladı:
Bak evladım, işin bir başka boyutu daha var: Kudüs Müftüsü Emin el-Hüseynî’nin Hitlerle olan görüşmesine dair fotoğraflar ortaya çıkınca, alakasız şeyler söylenildi. Güya Hitler, Hüseyni’ye: “Lütfen, İslam dininde, birden fazla kadınla evlenmenin şartları nedir, hangi haller, zaruret hali sayılıyor, nasıl tatbik ediliyor? Bunları bana geniş bir şekilde yazıp anlatmanızı rica ediyorum.” demiş. Bu soruyu Avrupa’da başka kimse yokmuş gibi, ta Kudüs’ten kalkıp gelen Hüseyni’ye soruyor. Hem de yıl 1941. En zor günler…
Kısadan hisse... Bütün bunlar İsrail için bir projeydi Hitler de rolünü oynadı.” dedi Osman Baba.
Erol Elmas
09.05.212
Birinci bölümü okumak için:
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=45
İkinci bölümü okumak için :
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=211
Üçüncü bölümü okumak için:
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=237
Dördüncü bölümü okumak için:
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=401
Beşinci bölümü okumak için :
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=489
Altıncı bölümü okumak için :
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=954
Yedinci bölümü okumak için
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1020
Sekizinci bölümü okumak için
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1230
Dokuzuncu bölümü okumak için
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1320
Onuncu bölümü okumak için
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1332
Onbirinci bölümü okumak için
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1366
Onikinci bölümü okumak için
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1533
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle