En Sıcak Konular

Kara Yerin Sırrı Necronomicon Üzerine Çıkarımlar

6 Temmuz 2020 09:19 tsi
Kara Yerin Sırrı Necronomicon Üzerine Çıkarımlar Kara Yerin Sırrı Necronomicon Üzerine Çıkarımlar 1-H. P. Lovecraft Ve Cthulhu Mitosu

Kara Yerin Sırrı Necronomicon Üzerine Çıkarımlar 1-H. P. Lovecraft Ve Cthulhu Mitosu

Ozan Aydın Bey kardeşimin Kara Yerin Sırrı Necronomicon yazı serisi üzerine kendimce çıkarımlar yapmaya çalıştım. Bu çıkarımları yaparken Kur’anımızı, Hünkarımın kutlu eserlerini, Tarık C. Ağabeyin yazılarını,pek tabi ki Ozan Beyin yazdıklarını ve düşman taraf olarak gördüğüm korku yazarı Howard Philips Lovecraft’ın kitaplarını dayanak aldım.Yanlışlarla dolu olabilir çıkarımlarım.Bu yanlışlar için özür dilerim. Lovecraft’ı ikinci yazıdan sonra inceledim  serinin son kısmı ile yeniden bakıp çıkarımlarımı yazdım.

İlk olarak kitabımız Kur’an’da Şuara suresi 95.ayet:Ve iblisin tüm orduları da (Ali Rıza Safa çevirisi) /İblisin orduları toplu haldedir.(Yaşar Nuri Öztürk çevirisi)  Sultanımızın çalıştaylarda anlattığı üzere bir ayet her ana hitap eder.Gerçi surenin önceki ayetlerinde iblisin ardından gidenlerin toplanıp yargılanmasından bahsediliyorsa da tek başına 95.ayette iblisin ordusu kavramı durmaktadır.Anladığım her çağda üyeleri değişse de iblisin ordusu var.Sultanımızın şimdiye kadar yazdığı kitaplarla  ilk defa dünyaya açıklanan bilgilerle ve Eski Dünya Tasviri makalesi ile bu çağın cundul iblisini-iblisin ordusunu kendi yüksek  hikmetlerine binaen uygun gördüğü zamanlarda adım adım açıkladığını düşünüyorum. Baran Aydın Beyin 10’lar Konseyi kitabında anlattığı konseyi de bu İblis’in ordusu kavramı içinde düşünüyorum.

Eski Dünya Tasvirinde bulunan tuhaf yaratık, ejderhaya ait bilgiler ise Ozan Bey kardeşimin son iki yazı serisinde var. Sultan Babanın nefesiyle. Tengri’nin Türkü sayfa 11’de Tengri için kurulan ilk ordunun/ertuğun Türk ordusu olduğunu öğrenmiştik. Karşıda ise iblis/başkörmez eski adıyla Görsay ve ordusu vardı. Başkörmez’in arzın/yerin 6 gününde mühleti içinde ordusu oldu ayetten anladığım kadarıyla.Bu ordunun üyeleri çağlar içinde değişmiş olabilir.En doğrusunu Allah bilir.Çağımızdaki İblis’in ordusunun bir grubu olan Eski Dünya Tasvirindeki tuhaf yaratık ile ilgili doğru bilgiler ilk kez sitemizde açıklanmış oldu.Bu çok ayrıntılı,geniş kapsamlı bir konu ama Ozan Beyin yazısında gördüğümüz kanatlı yaratık,Eski Dünya Tasvirindeki tuhaf yaratığın çağımızdaki iblis ordusunun tehlikeli bir grubu/kolu olduğunu ve bunların psikolojik harekatını Amerikalı korku yazarı Howard Philips Lovecraft’ın yaptığını düşünüyorum.(Lovecraft’ın da bunu manipüle edilerek yaptığını düşünüyorum)

Ozan Aydın  Bey kardeşimin yazı serisinin ikinci bölümünden sonra Howard Philips Lovecraft’ın öyküleri üzerine okuma ve tefekkür yapma kararı aldım.Lovecraft üzerine aslında 3 yıldır düşünüyordum.2017 senesinin yaz ayında Tarık C. Ağabeyin Marduk Günlükleri yazısını okumuştum.

İlgili yazı https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,273/

Bu yazı da Tarık C. Ağabey ‘Şeytan ve ekibinden bazı cinler “sürgün” olmalarını çok önemserler. Bu sürgün cinlerin bir diğer adı “düşmüşler”dir. Meşhur tabiri ile “Fallen angels”. Hep bu sürülmüş olmanın ve bu sürgüne sebep olanlardan dönüp intikam almanın şeytanî psikolojisi içindedirler. (Bu konunun detaylı halini “Lovecraft ve Oktan Keleş düellosu” makalesinde anlatmak isterim.) diye yazmıştı. O zaman Howard Philips Lovecraft isimli yazarın eserlerine eğilmek gerektiğini düşünmüştüm. Nasip bugünlereymiş.

Howard Philips Lovecraft (1890-1937) günümüzde 200’den fazla küçüklü büyüklü korku dizi ve filmine konu olmuş korku öyküleri ve romanları yazarıdır.Kendisi 19 yy’da doğmuş olmasına rağmen ciddi ciddi 18 yy’da da yaşadığını söyleyip dururmuş.Belki Sultanımızdan öğrendiğimiz bedensiz körmezlerin geri gelebilmişlerindendir kimbilir. Fakat anne ve babası akıl hastası imiş.Kopuz Ata 5’te bazı akıl hastalığı,şizofreni gibi durumlarına bedensiz körmezlerin sebep olduğunu okumuştuk. Ayrıca Lovecraft çok çelişkili bir karaktere sahiptir.Yahudi düşmanlığını açıkça söylemiş biri olarak tüm dostları ve karısı Yahudi’dir.

Kendisi içe kapanık bilinse de ömründe 100 000 mektup yazıp yollamıştır. Yıl başına 3-4 bin mektup eder.Bu kadar zamanın iletişim imkanlarını sonuna kadar kullanmış birisidir.Mektuplaştığı kişiler araştırılırsa ilginç yerlere ulaşılabilir düşüncesindeyim. Kendisi ilk yazdıklarında Pan’ın olduğu hayali dünyalar yazmış. Pan ürkütücü görünüme sahip antik yunan sözde ilahlarından birisidir.Ayrıca antik yunanda bir diğer anlamı da Ay’da yaşadıklarına inanılan bir türün adıdır.Yazarın ilginç kişiliğinden sonra konumuzla alakalı olan Chtulhu’ya gelelim. Önce Cthulhu’nun Çağrısı (İthaki Yayınlarından) kitabının yazarın kurgusu dışında bir özetleyeyim.

1908 yılında New Orleans’ta insanlardan uzak ıssız yörelerde yaşayan siyahiler korkuyla polise müracaat eder.(Yazar kitaplarında açık olarak siyahları, Asyalıları aşağılamaktadır)

Bölgeye gelen polisler bataklıklar arasında 100 tane siyahiyi çıldırmış gibi çırılçıplak dans ederken yakalar.Granit bir anıtın olduğu yerde 10 tane siyahinin kurban edildiğini görürler.Yakalananlar 10 kurbanı kendilerinin değil uzaklardan gelen kanatlı yaratıkların öldürdüğünü söyler.Polisler orada suratı hortumlardan görünmeyen bedeni insan formunda bir yaratık heykelciği bulurlar.Adı Cthulhu’dur kanatlı yaratıklar ona bağlıdır.(Cthulhu’yu Lovecraft insan bedeni formunda kanatlı, yüzü gözleri hariç hortumlar kaplı olarak betimlemiştir. Ayrıca cüssesi çok büyüktür. Kanatlı ve yüzünün hortumlu oluşu Ozan Beyin son yazısıyla anlam buldu bende)

Polisler araştırmaları sonucunda Castro adında bir denizciyi sorgularlar.Zamanında uzaydan gelen bir takım yaratıklar dünyaya hakim olmuştur.Kendilerine Eski Yüceler adını takmışlardır.(Tengrinin Türkü sayfa 53 uzaydan dünyaya gelip kendilerini ilah olarak taptıranlar).Bu olaydan 17 yıl sonra 1925’te olayın şahidi olan komiser Cthulhu heykelciği ile bir seminere katılımcı olarak katılır. Heykeli gösterip kaynağını sorar. Yaşlı bir bilim adamı İzlanda’da Eskimolar arasında dışlanmış bir kabilenin bu heykeldeki yaratığın çizimine tapındıklarını ve o çizimin önünde insan kurban ettiklerine şahit olduğunu söyler. Ayrıca Cthulhu’ya tapanların aslının Çin’de yaşadığı ve bunların da ölümsüz olduğunu söyler (Ozan Beyin Ejderin Sırrı yazısına dikkat buyurunuz. Ayrıca Lovecraft’ın 17li ,10 lu göndermeleri yazdıklarında çokça vardır.)

Yazarın kurgusunu bozarak özetleyeceğimi demiştim çünkü

Sayın Baran Aydın Beyin Gökkurt Sırrı Kadim 5 Tuzak yazısından çok önemli bir kısım aklıma geldi: Kendinizi İngiltere’nin özel olarak yetiştirilen asker kökenli ajanı James Churcward’ın yerine koyun… 

Tüm dünyanın en eski aranan kıtasının Türklerin topraklarında Marmara Denizi’nin geçmişinde saklı olduğunun sırrını ele geçirmişseniz ne yaparsınız? 

Şifreleme yöntemi ile Marmara Denizinin şeklini ters çevirip; en eski uygarlığına ait kıta çizimini dünyanın diğer bir ucuna çizersiniz. Yani? 

Tuzak kurarsınız…

https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,522/gokkurtun-sirri-kadim-5-tuzak/baran-aydin

Lovecraft’ı okurken yazarın yazdıklarına koyduğu tuzaklara dikkat etmeye çalıştım.İlk tuzağı aslında çok tehlikeli ve karanlık konularla ilgilenenler dünyadan izole olmuş yada hiçbir gücü olmayan basit gruplarmış gibi göstermek.Fakat aslında Sultanımızdan öğrendiğimiz üzere tam tersi.Kulbak Bilgedeki finans firavununu hatırlatmak isterim.

Cthulhu’nun Çağrısına geri döneyim yazarın tuzakları daha var çünkü. Cthulhu insanlara telepatik yollarla, rüyalarla seslenmektedir.(Belki Ozan Beyin yazdığı kara yerdeki yaratıkların insanlara seslenmesi zihin işgali,rüyalarla gibi yöntemlerle oluyordur).Az önce bahsettiğim komiserin getirdiği Cthulhu heykelciğini seminerde gören bir başka profesör heykeli alır ve incelemeye başlar. Bu profesöre teozofi düşkünü genç bir ressam gelir ve Cthulhu üzerine bazı ifşaatlar yapar. Aslında genç sanatçı teozofik bir topluluğun üyesidir ve Cthulhu’ya tapmaktadır. Profesör ilk bahsettiğim siyahi grup tarafından öldürülür ve araştırması yeğenine miras kalır.(Tüm edebiyat araştırmacılar hemfikirdir ki Cthulhu’nun Çağrısındaki baş kahraman yazar Lovecraft’ın kendisidir).Profesörün yeğeni genç ressamı 28 şubat 1925’te bulur fakat ressam yatağa düşmüştür. Anlaşılmaz eski bir dilde bir cümleyi sayıklayıp durmaktadır.Ressam tam 10 gün bilinçsiz yatar.Bu sırada pasifik okyanusunda bir grup denizci daha önce orada olmayan bir ada keşfederler. Adaya çıkarlar Cthulhu ile karşılaşırlar biri kurtulur ve olayı profesörün yeğenine anlatır. Çıkarımım Lovecraft’ın türettiği Cthulhu mitosunun aslının Ozan Beyin yazı serisinde öğrendiğimiz kara yerdeki yaratıklar olduğudur. Yazarın manipüle edildiğini ve Nekronomikondan kulaktan dolma bilgiler ile yazdığını düşünüyorum.Asıl yazarın kurduğu tuzak ise insanın Eski Yüceler olarak adlandırdığı bu yaratıklar karşısında tümüyle zayıf olduğu yalanını yaymak. Yani onların reklamını yapmak. Korku yaymak, düşmanın yenilmezliği yalanını kanıksatmak. Teozofistler üzerine gerçekleri Ozan Beyin yazısında okumuştuk. Bakalım Lovecraft bu konuda ne yazmış.’Teozofistler insan ırkının geçici ve önemsiz olduğu kozmik çemberin dehşetli görkemi üzerine tahmin yürüttüler bile’  Daha yazarın türettiği Cthulhu mitosunda Ozan Beyin yazısındaki bilgileri andıran yerler var fakat yazıdaki bilgilere göre çokça eksikli,manipüle edilmiş bilgiler olduğu açıkça anlaşılıyor Ozan Beyin yazısı ışığında. Lovecraft’ın Cthulhu mitosu üzerine diğer kitabı Innsmouth Üzerindeki Gölge’de devam ediyor. Kısaca anlatayım Cthulhu ve Eski Yücelerin Baal kültü Asur kültüne dayandığı, Cthulhu’nun uzaydan yanında getirdiği denizlerin altında yaşayan yarı balık yarı kurbağamsı bir türün insanları kendi türlerine çevirmeleri anlatılıyor. Tabi bunlar da manipülatif çünkü Kara Yerin Sırrı Nekronomikon’da konunun aslını okuduk.

Ozan Bey kardeşimin yazı serisi üzerine ve gene yazı serisi ışığında Howrd Philips Lovecraft üzerine çıkarımlar yazmaya devam etme niyetindeyim. İnsanlığı temsil eden, koruyan Türk ordusunun düşmanı iblisin ordusunu (Yecüc- Mecüc  ve işbirlikçileri) Türk Ordusunun Kahraman Komutanlarından Deruni Baba ve Ozan Aydın Bey  sayesinde öğreniyoruz.Allah razı olsun.

Saygılarımla, sevgilerimle.

Buğra Ayyıldız

 

 



Bu haber 3,845 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    16,204 µs