Ocağımızın bereketli ikliminde , o ağacın altında, Kıymetli Atabeyim, muhterem hocam, gönüller sultanımız Oktan Keleş bey’in gönül sofrasında demlediğimiz bunca muhabbetullahlardan, sohbetlerden, sunum ve çalıştaylardan nasiplendiğimiz hakikatlerin muhteşem açılımlarından derlediğimiz incileri, mercanları zaman zaman sitemizde paylaşıyor, birbirimizin tefekkürlerinden mayalanıyoruz. Burası demirci ocağı, kapısı, bacası, çatısı olmayan dergahtı bizim için. Eşiğinden her türlü sıfatları eynimizden sıyırıp çıkararak Kalperen gömleği ile hürmetle ve edeple girer, nasibimizi gözlerdik. Hakikatlerin bir bir ayan olduğu başka bir yer yok şu an yeryüzünde. Bu giriş cümlelerini yazdım çünkü içimdeki coşkuyu, şevki, heyecanı başka nasıl izah edebilirim bilemiyorum.
Evet, son çalıştaylar ve Ant dairesi ile ilgili derslerden sonra bakmalarımız görmeye doğru evriliyordu sayelerinde. Bu yazıda Ant dairesinin yazılışına ve ilk nefesin verildiği ‘’ OL’’ anına bakmak istedim.
O…Hu…Evveldir O, Ahirdir; Zahirdir O, Batındır… Gizli hazineydi O, bilinmeyi diledi.
ÖL ---OL --- ÖV Ölülerdendin (içinde olmak dilenmiş halde) Ol’dun. Bu hakikati gördün Öv’dün. Bütün övgüler, hamd, O’nadır…
O Allah’ı ( Lafzını) yarattı, Allah ta sizi…
İki noktanın pozisyonlarını da tefekkür edersek;
Haddi aştı, ben de yaparım dedi…
Bakara-28: Allah'ı nasıl inkâr edebilirsiniz ki ölüydünüz, diriltti sizi. Sonra öldürür, sonra gene diriltir, sonra da gerisin geriye ona dönersiniz.
Enam-110: Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk seferinde buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar.
Ölüydünüz ifadesinin Bakara suresinde geçmesi beni Bakara kelimesine bakmaya yönlendirdi. Bakara inek, sığır anlamına geliyor. Tefsirlerin çoğunda ‘’Keyfe tekfurune’’ cümlesi öyleyse nasıl inkar ediyorsunuz diye çevrilmiş. Oysaki tekfurune kelimesi küfr kelimesinden türemiştir. Küfr üstünü örtmek manasına gelir. İnkar ise reddetmek manasına gelir. Çok farklı iki kavram.Burada Allah’ı reddetmek değil, üstünü örtmek, faili örterek yerine başka bir şeyi ikame etmek ifade ediliyor. Yani, Allah’ı nasıl örter , yok sayarsınız deniyor. Bakara inek/sığır ile ölülerdiniz ifadesinin nasıl bir ilişkisi olabilir? Kelime arkeolojisine başvurup bakarsak;
Ba / Ka / Ra --- RaB aKa ; aGa; aTa… Kadim Türkçedeki ulu , ata , baba…
RaB aTa; Adem Babamız… Kendi hamurunu yoğurarak et suretini yapmaya çalıştı atamız (Ant-1-2 serisi) et, ceset olarak aynı Bakara inek/sığır gibiydi ilkin don’u… Sonra Allah cc bu yoğuruşa müdahale ederek onu en güzel yerde , en güzel surette yaratarak içine ruh, nefs vs gibi diğer unsurları koyarak , eşyanın hakikatini öğreterek onu ‘’Rab Ata’’ eyledi. İlk öğretmen.
Şimdi ‘’gözlerini tersine çeviririz’’ cümlesinin geçtiği Enam kelimesine arkeoloji uygulayalım. Bakara tekil olarak inek/sığır anlamına gelirken, Enam ise bu evcil dediğimiz inek, deve, koyun vs gibi hayvanların sürüsü anlamına geliyor, çoğul. Bakara olarak tek yaratılan, üredi, çoğaldı Enam/sürü oldu. Ters çeviririz ifadesi Enam ile ilişkili olmalıydı, yani Enam ters çevrilmiş hali olmalıydı. Tersine çevrilmeden önce nasıldı acaba ? Bakalım;
AMeN; e/a MaN; iMaN; NeMa … Amandaydın (Aman dilemek), güvende, selamette … Haddi aştı Enam oldu, sürüden sayıldı. NeMa landığı şey ne kötü…
Tefekkürümün başlangıç noktası olan bu simgesel ifadeden ‘’KÜN’’ ol emrini irdelemeye çalıştım.
34/Kaf-38 ; 39/Araf-54 ; 42/Furkan59 ; 51/Yunus-3; 52/Hud-7; 75/Secde-4; 112/Hadid-4. Şaşılacak bir biçimde bu ifadelerin geçtiği sure sayısıda 7… 6 günde yarattı, 7. Günde arş’a istiva etti. SübhanAllah.
Sure sıra numaralarını toplayıp (mesela 112;1+1+2=4) ve sure isimlerinin ilk harflerini kullanarak bir veri elde edelim.
7--- Kaf harfi
3--- Ayn harfi
6--- Fe harfi
6--- Ye harfi
7--- He harfi
3--- Sin harfi
4--- Ha harfi
Bu verileri grafiğe alırsak aşağıdaki grafiği elde ederiz. Bu grafiğin ayna görüntüsünü ve ters ayna görüntüsünü alırsak iki şekil elde ederiz. 1. şekil’’ÖL’’ ; 2. Şekil’ OL’ kavramını simgelediğini düşünerek bu iki şekli birlikte kombine ederek değerlendirdiğimizde aşağıdaki şekle ulaşırız. (Sırasıyla Grafik ve şekiller)
ÖL’den OL’a bir akış . Kum saatini ters çevir OL’dan ÖL’e bir akış. Baş sonda, son başta. Belli bir mühlete kadar bu akış çift yönlü devam edecek. Şekle bakarsak, kum saatinin her iki ucu açık. Bunu da şöyle yordum; belli bir mühlete kadar bu akış devam edecek, mühlet bitiminde dileyene, hak edene yeni bir serüven daha verilecek. Taa ki O’na Beka edene kadar. Koca Türkmen ulusu Yunus Emre’nin dediği gibi;
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver sen onu
Bana seni gerek seni…
Tefekkürümü hazırlarken Kum saati olarak düşündüğüm şekle, ocağımızın değerlerinden olan sevgili İzzet kardeşim bakıp, abi şekil karıncaya da benziyor sanki demiş ve Atabeyimin Deruni Devlet Kutsal Halı kitabında geçen Karınca mührü bölümüne dikkat çekmişti. Bakılırsa anlaşılacaktır. Konumuzla direkt alakalıydı. Çaba ve gayretin ellerinde, çalış ve işine mührünü bas.( Şura-30: Başınıza gelen her musibet, sizin ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah, kusurlarınızın pek çoğunu da affeder.) İzzet kardeşime huzurlarınızda şükranlarımı arz ediyorum.
Teffekkürümü tamamladığımda son çalıştayımız olmuştu. Orada geçtiği gibi Adem, A Dem, Elif demini sürenler Sabikunların rehberliğinde daha nice demleri sürecekler kim bilir?...
Bu surelere bir daha dönersek Kaf-38 ve Hud-7 surelerinde ‘’arş’a istiva etti’’ cümlesi geçmiyor. Bu durumun bir şeye işaret ettiğini düşündüm baktığımda; Kaf suresindeki ‘’ Kaf’’ harfi Nebat alfabesinde süre, devir manasına gelen ufuktaki güneş sembolü ile gösterilir. Hud suresindeki ’’He’’ harfi Nebat alfabesinde Hey! Şuna bak! Manasına gelen ellerini iki yana açmış insan figürüyle gösterilir.
Burada ’’ÖL’’ ve ‘’OL’’ döngüsünün mühletine işaret var. Hey! Ey insanlar! Efsane-i Adem’de geçer. Mühletinizi iyi anlayın. (Neyzen baba’nın ruhuna selam olsun)
Durup , düşünüp seyredin derdi Kağan Atabeyim. Seyir var seyir içinde. Seyrimiz kutlu olsun.
Orkun AKAR
https://www.onaltiyildiz.com/?haber,4361
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle