Kuantum Yansıması Sistemin Mozaiği Yap Boz'un Görücüleri
Kam Babam, Kam Ustam Sn.Oktan Keleş’e ve O’nun değerli öğrencilerine selam olsun!
Ekim 2022 Bozdağ, Baş Kam Otağında…
Bozdağ’da güneşli bir Ekim günü,vakitler öğleden sonra, nargilelerimiz ile birlikte Türk Dünyasının Baş Kamı Sn.Oktan Keleş’in evinde misafiriz. Kutlu günlerden bir tanesi. Tüm Kalperenler ve Dostları bilir ki, orada akan zaman durur,adeta an’lar içerisinde sırlı yolculuklar yapılıp, bilgi heybeleri doldurulmaya çalışılır. Tabi ki Kutlu Bilgiler ile…
Baş Bilge- Baş Kam’dan öğrenmek arzusu ile oradayız,ama her zamanki gibi sormaya çekiniyorum.En sonunda uygun bir ana denk getirerek ,tüm özümde hissettiğim soruyu soruyorum:
“Kam Babam, orada olmadığımız halde uzakları nasıl görebiliyoruz? Yap bozu nasıl anlarız ? Nasıl görürüz?”
O , tebessüm ederek cevap verdi: -“ Yap bozun bir parçasını görebilirsen, oradan diğer parçaları da görürsün.Bir parçadan tüm puzzle’ı tamamlarsın.”
O gün çok kıymetli bir bilgi almıştım ancak bunun içselleşmesine daha zaman vardı.Yap bozun ne olduğunu öğrenmeliydim. Neredeyse 2 yıl sonra, Temmuz 2024’te yine yanına gitmek şansı olunca, hemen vardım gittim. Bu geçen süre zarfında Adguk kitabı,Necro ve Oker serisi filmler ve daha nice bilgiler yayınlanmıştı.Bilinçlerimiz; Kam Babamız sayesinde yükselişe geçmiş,arkadaşlarımızla boş zamanlarımızda yaptığımız sohbetler hep bu konularda olmuştu…
Temmuz 2024’te orada Bozdağda kutlu bir gece yolculuğu yapılmış,
sabaha karşı da güzel bir rüya görmüştüm,ancak rüya gibi değil sanki film gibiydi…
Sabahına ,ona rüyamı anlattığımda; “hayır olsun inşallah, oralara gitmişsin demek ki” dediğinde büyük bir şaşkınlığa girmiştim.Ancak ; zaman hayret etme zamanı değil, gayret etme zamanıydı!
Bugün size sunacağım bu konu ile ilgili uzun zamandır tefekkürdeydim.Zorlu süreçlerden geçmiş, biraz yıpranmıştım ancak umutsuz durumlar yok,umutsuz insanlar vardı ve ben asla umutsuz değildim. KamBabamın “Görü” makalesi ve Orkun Akar atabeyimin güzel tez sunusunu da izleyince , birleşmeyen tüm parçalar bir anda birleşti.
Selam olsun Kam Ustama, Orkun Akar’a ve tüm Kam Akademisi öğrencilerine…
Oker film serisi ve Oker Teorisi-Görü Makalesi yayınlandığında; yansıtılan sistemi ,yansımaları ve tüm bunların ne kadar da biyo-gerçekçi olduklarını düşünmüştüm. Kam Babam “Her biriniz birer Okersiniz!” dediği için gayretle çalışmalara devam ettim.
Şimdi bizlere yansıtılan bu sistemin mozaiğini(Yap bozunu) parça parça çözelim…
Mozaik kelimesi; Eski Yunanca’da Mousai’den gelir ve Musalara ait demektir. Musalar mı?
Fonetik olarak Akla hemen Kuran’daki Hz.Musa geliyor,ama bunu daha sonra irdeleyeceğiz.
Mitolojide Musalar ; Zeus’un ve bellek tanrıçası Mnemosyne’nin 9 adet kızıdır. Her biri ilham verir ve görülere sahiptir.
Etimolojik olarak;
Mo= Çok
Ousai= Kutsal,kutsanmış
“Çok kutsal” olarak okunabilir.
Anlam olarak eski yunancada= ilham vermek,akla koymak,aklında olmak veya dağda olmak anlamına gelir , çünkü, tanrı ve tanrıçaların dağda olduklarına inanılırdı. Yunanlıların kendilerine mal ettikleri her bir bilgi parçasının , Anadolu ve/veya Türk Asya kökenli olduğu ispatlanmaya başladığı için, Musa kelimesinin daha arkaik bir formdan türediğine inanmaya başladım.
Önermem: Mengü Bengü kelimesindeki harf nöbetleşmesinde olduğu gibi;
MU - OZ – AY/AĞ M/B Harf nöbetleşmesi ile BU – OZ – AY/AĞ BOZ – AY/AĞ haline dönüşebilir.
Bu önermeler ile ortaya çıkan kelime anlamlarına bakalım.
Bu: Bu,buğu,buhar
Oz: Oluşmak, dönüşmek
Boz: Alaca, karışık. Bozmak,yıkmak. İşlenmemiş arazi
Ağ: ağ, Yükselmek,ağmak,değişmek, başkalaşmak,dönüşmek
BuOZAĞ kelimesini anlamlandırmaya çalışalım:
Karışık Dönüşebilen bir şey.
Benim, konu ile ilgili anlam önermem :
Sistemdeki Yansımaların Bilgisini taşıyan , dönüşüp değişebilen KARIŞIK yapılar,katmanlar.
Katman deyince bilgisayar ile ilgili olan herkesin aklına grafik tasarımdaki katmanlarla çalışma prensibi gelir. Birbiri üstüne gelip,yer yer biribiri içine geçen görüntüler,toplamda bir bütünsellik oluşturur.
Bu anlamı ilk gördüğümde ; Musa-Mosai- Mozağ/ Bozağ kelimesi adeta yap boz’da yerini almıştı. Peki Mozaik/Bozağ’ın en küçük birim parçası neydi? Öyle ya; bir çeşit KUANTUM yansıması kullanılarak; yansıtılan sistem ile baş gözlerimize, katmanlar halinde dönüşebilen görüntü parçaları izlettiriliyordu. Matrix filmi gibiydi, ama sanalda değil , görünürde(zahirde) yapılıyordu bu algı oyunu. BOZ-AĞ’ın en küçük birim parçası neydi???
Tam bu anda devreye Orkun Akar’ın tez sunusu girdi.
Kutsal Metine Göre Quantum Teorisi - Orkun AKAR | ON ALTI YILDIZ
Kutsal-Metine-Gore-Quantum-.pdf
Bu müthiş sunuda konu edilen ; Yakin Maliği ile ilgili düşüncelerimi de ileride yazacağım.Şimdilik ön bilgi olarak; kuantum alan teorisi ve kuantum yansımasına bakalım. Bozağ(Mozaik) oluşumunun en küçük birim parçasını bulabilecek miyiz?
Çekirdek, Nükleon adını verdiğimiz proton ve nötrondan meydana gelmiştir.
Elektron ve çekirdeğin içindeki Nötron ile Proton kararlı parçacıklardır.
Çekirdeği ilgilendiren parçacıklar ailesi iki kısımdır.
1. Baryonlar
2. Mezonlar
Baryonlar ağır parçacıklardır, mezonlar orta ağır parçacıklardır.
Baryonlar ve mezonların hepsine hadronlar adı verilir.
Hadron : Yunanca kuvvetli parçacık anlamındadır.
Bir atom çekirdeğini oluşturan hadronlar, kuarklardan yapılmışlardır ve aradaki mezon alışverişi ile kararlı parçacıklar ortaya çıkar. Bu olay esnasındaki kuvvet güçlü etkileşimdir ve çekirdeği parçalanmadan tutar. Bu olgu ilk kez Hideki Yukova tarafından ortaya konulmuştur ve bu olayda en çok rol oynayan mezon pi mezondur. Ortalıkta pek görülmeyen bu maddelerin ömrü çok azdır.
Yüklü pi mezon 10−8 saniye yaşar.
“Onun arşını 8 taşır”-Hakka 17.
BOZAĞ kelimesini Türk Tamgalarıyla yazarsak;
Tengri dairesindeki 8 yönlü çizgilere dikkat!
Doğada var olan ve şimdilik bilinen 4 temel kuvvetin bağlantı kuantasına "Gluon" adı verilir. Bunlar; elektromanyetik kuvvet gluonu foton, zayıf etkileşim kuvvet gluonu W+ W- Z0 parçacığı, kuvvetli etkileşim gluonu renkli gluonlar, kütleçekimi kuvveti gluonu gravitondur.
Şimdiye kadar bahsedilen bu parçacıkların Pauli yasası ile belirlenen spinleri göz önüne alındıklarında (spin; parcacığın iç açısal momentumudur) parçacıklar ya tam sayılı spinlere sahiptir (0, 1,2 …gibi) veya yarım tam sayılı (buçuklu) spinlere sahiptir (½, 3/2, 5/2 ... gibi) Burada akla Orkun Akar tez sunumundan şu kısımlar geliyor:
“Kehf-22: Üçtür, dördüncüleri köpekleri diyecekler, beştir, altıncıları köpekleri diyecekler, bu gaybı taşlamadır, yedidir ve sekizincileri köpekleri diyecekler, de ki onların adedlerini rabbim bilir ve onları ancak pek azı bilir, artık bunlar hakkında kimse ile zahiri bir münakaşadan başka münakaşa etme ve bunlar hakkında onlardan kimseye bir şey sorma.Quantum alan ve super pozisyonu muhteşem ifade eden ayet.Quantum alanda,super pozisyonda bulunan bir An’a yapılan her bir tesiri,alakayı taş atma ( Gözlem etkisi,çift yarık deneyi ) olarak ifade edilmiş.3 denmiş,5 denmiş 7 denmiş…”
Devam edelim; bu nedenle Spinler göz önüne alındığında parçacıklar iki kısma ayrılırlar.
1. Fermiyonlar (Enrico Fermi'den)
2. Bozonlar (M. K. Bose'dan)
Yukarıdaki tablo incelenirse; etkileşim/güç taşıyan partiküllere BOZON adı verildiğini görürüz.
İlginç tevafuk öyle değil mi? Tezimize göre Dönüşebilen karışık katmanlar olan BOZ-AĞ kelimesi ile BOZON kelimesi fonetik olarak ne kadar da benzeşmekte.Elbette Bozon adı ; ünlü fizikçi Satyendra Nath Bose ‘dan gelmektedir.Bunu bilmekle beraber,gerçeği aramaya devam…
Kuantum Alan Teorisi denilince şu diyagrama bakmak gerekir.Feynman Diyagramı:
Bu diyagramı Orkun Akar’ın sunumundaki ve soru cevap kısmında ele alınan şu tablo ile birlikte ele alalım. Feyman diyagramını da 90 derece çevirelim:
2 tablo arasındaki benzerlik çok ilginç. Asıl ilginç olan; Orkun Akar tablosundaki Yer Gök arasındaki kişi figürünün yerine; Feynman tablosunda kuark-antikuark çifti geçmektedir. Kişi ile kuark-antikuark arasında nasıl bir ilişki vardır? Tezime göre sormak gerekirse; buradaki kişi nasıl bir kişidir ki ,yüksek enerjili parçacıklar ile temsil edilmektedir? Büyük düşünmek, ilerleyebilmek adına zatımı değil ama Kişi’yi, Öz’ü yüksek enerjili parçacıkları görüp ,dönüştürebilen bir Kişi olarak hayal ettim.Tezimize katkı sağlaması amacıyla şimdi çizdiğim şu diyagrama bakalım:
Bir Kam; Özü ile hareket ederse; Yer’den yükselir, tam o anda ortada bir yerde(süperpozisyon/olasılık alanında-KAMAN ALANI) GÖK’ten sisteme giriş yapabilen gönüllülerin sinyallerini alabilir. Bu halin tarifine de esrimek diyorlar Ortalık Asyada.
Esridi Yunus'un canı, Bana seni gerek seni. - Yunus Emre
Tam bu noktada , Demirci Ocağında öğrendiğim bir sırrı aktarayım mı? Makro’dan yansıyan görü ve duyu sinyalleri , Kendi ÖZ’ümüzden bize gelen yardımlar olmasın sakın? Burada sözü edilen sinyaller; bir çeşit programlama dili gibi KOD’lar halinde KAMAN ALANINA yansıyıp, İnsan Programı dediğimiz bu Tin-Beden’e aktarılıp, mikro aleme etki ediyorlar bence…
Sn.Oktan Keleş’in Oker Teorisi Görü makalesinde bu konuya ışık tutan şu satırları okuyalım :
“Oysa asıl beslendikleri beyinler öngörülemeyen olasılıkları üreten, gizledikleri ve kötü gösterdikleri deha beyinlerdir. Bu beyinlerden bir kısmı gerçekten akıl hastası bile olsa onlardan faydalanır. Çünkü bu beyinlerin birçoğu Makro boyuttan beslenir. Makro boyutun bilinmezliğinden görürler, duyarlar, hissederler ama bu bilgiler sadece SİSTEM tarafından bilinmelidir ve herkesin eline geçmemelidir.
GÖRÜ sahipleri yani GÖRÜCÜLER, zihnen SİSTEM dışı bilinç sahipleridir.
Onlar şu deklarasyonu yaparlar: oysa övülmeye layık sizce de bilinmez öngörülemeyen ve öngörülmezliğin gücü değil midir? Bu öyle bir güç ki, SİSTEMİ bile korkutup bu kadar dalavere planlar yaptırıyor. Kendisini mutlak güçmüş gibi algılatıyor. Ey insan! bir sor kendine senin hissettiğin güç ne? Sistemin her şeyi gören gözü mü? Yoksa SİSTEMİN her şeyi gören gözün gördüğü kadar olan her şeyin var olması ve bu varın nasıl var olduğunu aklına sorgulatan adını koyduğun veya koyamadığın bilinmez mi?
SİSTEM’de anası babası belli olmayan tek şey yani Piç kim sizce? İşte o piç, SİSTEMİN tek açığı, tek güzide yumuşak karnı. Kim bir piçle dost olmak ister ki?
Oysa hatırı sayılır dostu vardır zenim’in, o piçin onun dostlarına deliciler derler; SİSTEM delicileri… burayı şimdilik atla. Atlamayı başarabilirsin…”
Sistem Delicileri .Bu kısmı şimdilik atladım KamBabam, yoksa sistemdeki bu delikten dışarı KAM ALANINA atlamamızı mı istediniz? Bu soruyu size soracağım nasip ile.
Orkun Akar’ın sunumunda açıkladığı kuantum /Kehf alanları olabilir diye düşünmekteyim. Bu kuantum alanlarındaki parçacıkları ve etkilerini inşallah bulup, Kulbak Ata’nın dediği gibi Maddeyi İkna sırrıyla göreve devam etmek nasip olur!
Toparlarsak; yukarıdaki diyagramımda işaret ettiğim Sistem dışı makro boyuttan gelen sinyal alanındaki(KAMAN ALANI) sinyalleri alabilen KAM’lar , Bu bilgiyi mikro boyuttaki sistem içindeki tutsak olan insanlara iletebilirler. Kaldı ki iletiyorlar zaten. Bu Sırra Erenlere selam olsun! Onlar SırErenler’dir.
Sistemdeki mozaik/BOZAĞ ise ; çok katmanlı dönüşebilen bilgi-veriyi taşıyan quantum alanlarının birleşimidir. Yani görsel işitsel hissel algı operasyonudur!
Kuantum süperpozisyonu ile;
Nispeten büyük (kuantum fiziği standartlarına göre) nesnelerin süperpozisyonlarını içeren başarılı deneyler yapılmıştır.
· Bir berilyum iyonu üst üste binmiş bir durumda hapsolmuştur. [4]
· Kütleleri 10.000'i aşan ve 810'dan fazla atomdan oluşan moleküller başarılı bir şekilde üst üste bindirilmiştir[7]
· Titreşimli ve titreşimsiz durumların üst üste binmesine yerleştirilebilen bir piezoelektrik "akort çatalı" inşa edilmiştir. Rezonatör yaklaşık 10 trilyon atom içerir. [8]
· Son araştırmalar, bitkilerdeki klorofilin, enerjinin taşınmasında daha fazla verimlilik elde etmek için kuantum süperpozisyon özelliğinden yararlandığını ve pigment proteinlerinin aksi takdirde mümkün olandan daha fazla aralıklı olmasına izin verdiğini göstermektedir.
Şimdi tezimize destek olabilecek şu Kuran ayetini ele alalım:
“«Ve sen büyülemek için her ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz,» dediler. Biz de kudretimizin ayrı ayrı alâmetleri olmak üzere başlarına tufan, çekirge, haşereler, kurbağalar ve kan gönderdik, yine inad edip direndiler ve çok mücrim (suçlu) bir kavim oldular.”
Araf suresindeki bu ayetlerde ve öncesinde Musa a.s.’dan söz edilerek ; kendisine inanmayan bir topluluğa gönderilen ve büyü zannedilen çeşitli uyaranlar konu edilmektedir. Bu uyaranlar:
Tufan, Çekirge, Haşarat/Böcek, Kurbağa, Kan.
Şimdi bu ayetleri tezimiz doğrultusunda analitik olarak şu şekilde düşünelim:
Bir topluluk var. Musa a.s. mikro sistemin açıklarından yararlanarak bu topluluğa bir takım deliller gösteriyor ancak topluluk, bunu sistemin delinmesi –BÜYÜ- olarak kabul edip, itiraz ediyorlar. Bunun üzerine Makro sistemden mikroya doğru Tufan, Çekirge, Böcek, Kurbağa, Kan alegorisi ile uyaranlar yollanıyor. Peki nedir bu uyaranlar?
Tufan: Ta- Vav- Fe : etrafında dönmek ,tavaf etmek ,tayfun-tufan, taife-topluluk.
Önermem: Döngü-Loop. Yazılımda sürekli tekrar eden durum. Ayet ele alınırsa, mikro sistemde sürekli tekrar eden döngüsel görüntüler. Matrix 1 filmindeki Kara kedi Dejavu olayını hatırlayın ki, filmde sisteme yapılan müdaheleler sırasında bu döngü etkisi oluşuyordu!
Çekirge: Cerade: Cim- Ra- Dal : Birşeyi söküp çıkarmak, soyulmuş şey,tabaka,yonga
Önermem: Sistemin yazılımını taşıyan tabakaların(Levh) sökülüp değiştirilmesi durumu. Donanıma direk müdahale!
Ayete uyarlarsak; Topluluğun çok iyi bildiği bir alanın veya yerin anlık olarak değiştirilmesi olabilir… Doktor Strange filminin şu sahnesini düşünün: Büyücüler şehrin içinde hayal bile edilemeyecek geometrik dönüşümler yapıyorlardı!
Böcek : Kaf- Mim – Lam : Kummele; küçük karınca,böcek.
Önermem: Bug/Böcek. Yazılımdaki hatalar. Kaynak koda bilinçli olarak bırakılabilirler, bu sayede sisteme arka kapıdan erişim sağlanır.
Kurbağa : Dad-Fe-Dal-Ayn: küçülme-büzülme, sürüngen.
Önermem: Yazılımdaki görsel olaylarda küçülme algısı. Görsel algıyı bozan durumlar.
Kişilerin perspektif-boyut algısını etkileyen kortikal durumlara da işaret ediyor olabilir.
Kan : Dem. Dal- Mim- Vav. Bu konuyla ilgili bir benzeşmeyi henüz bulamadım.
Bu bilgiler ışığında toparlarsak; ayette konu edilen olaylar Makro’nun Mikroya etkileri açısından ele alınabileceği gibi, direk mikro içerisindeki Sistem yansımaları ile etkinlik kurulabileceği yönünde düşünceler oluşturmaktadır.
Peki YapBoz/ BozAĞ ; az önce ele alınan ayetleri de düşünecek olursak katman/tabakalardan mı oluşmaktadır?
Görünür tabaka (Yansıtılan) Zahir Süperpozisyondaki tabaka(Gizli) Batın mı?
Görücüler; sistem için öngörülemeyen parazitli sinyaller mi yansıtmaktadır? Bu parazitli sinyaller,sistem için bir çeşit virüs müdür? Yansıtma deyince akla Sn.Oktan Keleş’in ATASAGUN çizgi roman serisi gelmektedir.
Yansıtabilen/ Makro sinyalleri mikroya yollayabilenler + artı
Sistem içinden mikroya algı bozucu yansıtabilenler – eksi
olarak düşünülürse; burada da ADGUK’taki KAPANA’dan akan artı/eksi sular anlatımı akla gelmektedir. Yansıma Kaynak kodu aynı yerden gelmektedir.
“Zariyat 49: Her şeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz.”
OKER film serisinde de çeşitli yansıma ve yansıtmalardan bahsedilmekteydi… Tekrar tekrar izlenmeli…
Orkun Akar’ın tez sunusundaki muhteşem bilgilerden birisi de Ya Kin Maliği idi.
“.Ben de buradan iz sürerek YAKİN ifadesini YA KİN olarak düşündüm. 7 / sani ifadesindeki SANİ girdisinin YA KİN diye hitap edilen bir malikte sırlandığını, bu bilginin taşıyıcısının Ya Kin maliği olduğu hipotezini tezimde sundum”
“Lakin bağlayıcı sır Ya Kin maliğinde.”
“Bu Allah dairesinin 3 boyutunun sırlarını ele geçirmek,köşe ve bucaklarından geçmek,değiştirmek için Ya Kin maliğinin tasarrufunda bulunan “ SULTAN “ güç gerekir.”
“Sure adı HADiD’e bakarsak; HEM Demir, HEM’de Buğday anlamına gelmektedir.Gördük mü yine Quantumu...Süper pozisyon.Demir’in madde kodunu yasasını değiştirebilirsen Buğdaya çevirebilirsin.Ya Kin maliki bilgisiyle”
Orkun Atabeyimin sunumuna katkı anlamında tezimi ilerletip Ya Kin maliğini açmaya çalışalım:
Ya Kin adını Eski Türkçede şöyle okuyabiliriz:
YA KİN
YA: ışık,yansıma,projeksiyon
KİN(Ğ-nasal N) : Genişlemek, Genleşmek
Beraber okunursa: Genişleyen Işık/Yansıma
Soru-cevap kısmında şöyle denmişti: YER’i biz zannımızca doldurup genişletiyoruz. GÖĞÜ ise O dolduruyor !
YAKİNğ : Tabakalar halinde(boyutlar) bulunan Işığın yansıma kümeleri mi? Öyle yüksek bir süperpozisyon derecesi olmalı ki, tüm olasılıkları içersin!
Burada göğü ve yeri ayırt eden şu ayetleri de aklımıza getirirsek;
Tarık 11: Ves semâi zâtir rec’ Andolsun o dönüşlü göğe
Tarık 12: Vel ardı zâtis sad’ O yarılıp çatlayan yere
Tarık 13: İnnehu le kavlun fasl elbette O muhakkak ayırdedici bir sözdür.
Burada da akla şu gelmektedir;
Makro olan Gök’ten dönüş hareketiyle(OZ çarkındaki gibi) , mikro olan ve çatlama ile kapı gibi açılan Yer’e ayırt edici olarak gelen SÖZ!
Nedir bu SÖZ? Yakin Maliği olarak Orkun Akar’ın tanımladığı varlığa ait olan bu söz nedir? Bir çeşit KOD mu? Yani MİKRO ALEM programımızda olan kodların anahtarı olan bir KOD mu? Öyle ya biz bilgisayarlara,makinelere ve yapay zekaya KOD yazıyoruz ve yazdırıyoruz. Peki MİKRO ALEM’de yaşayanlara yazılan KOD/SÖZ ne? Nasıl bir söz/kod ki bu , insanlık denilen şu güruh halen uyumakta?
Sn.Oktan Keleş’in ADGUK kitabına bir de bu gözle bakmak lazım.
Tezimize yine, genel fizik bilgileri ile devam edelim:
Yansıma olabilmesi için Işığın parlak bir yüzeye çarpıp yön değiştirmesi gerekir.Işığın olabilmesi için de yüksek enerji düzeyindeki elektronun düşük enerji düzeyine geçmesi gerekir.
Kuantum yansıması, parçacık-dalga ikiliğinin güçlü bir deneysel gösterimini sağlar, çünkü daha büyük yüzeyden yansıyan parçacığın kendisinden ziyade parçacığın genişletilmiş kuantum dalga paketidir.
Kuantum yansıması, parçacıkların hareketinin üzerlerine etki eden "kuvvete karşı" geri döndürüldüğü klasik olarak mantığa aykırı bir olgudur.
“Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler. 41-Fussilet Suresi 12. Ayet”
İkinci kuvvet; atom yüzeyden nispeten uzak olduğunda ve birincisi, atom yüzeye yaklaştığında baskındır. Ara bölge, gelen atomun spesifik doğasına ve kuantum durumuna bağlı olduğu için tartışmalıdır.
Bu bilgiler ışığında Kam’ların sistem dışı sinyal alabildiği ARA ALANIN bir çeşit kuantum ara alanı –KAMAN ALANI-olduğu düşüncesine kapıldım. Çünkü bu alanda parçacıklar etki eden kuvvetlere aykırı hareket ediyorlar. Adeta pozitif etki vermek için negatif ile savaşıyorlar!
Peki MAKRO’dan bağımsız olarak İnsan Programına Etki eden negatif kuvvetler nelerdir? ; SİSTEM mikro yansımaları mı? MikroSİSTEM sözleri/kodları mı? BU sözlerle/kodlarla yapılan Mozaik-YapBoz mu? İnsan algısına etki edip, adeta büyüleyen KOD’lar bu teknikle mi yapılıyor?
Kambaba şöyle demişti :” 7 Ana sese indirgediler sesleri, böylece insan algısına en büyük etkiyi-büyüyü yaptılar”
Bu POZİTİF/NEGATİF etkileri içeren KAMAN alanına girip çıkabilme yetisi KAMlara KAN yoluyla geçiyor olmalı ki; işte ARAF suresinde bulamadığımız KAN sözüne burada ufak da olsa bir açıklık getirmiş olduk. Kam Babamızdan bu konuyla ilgili değerli yorumlarını bekliyoruz.
Son olarak İstikbal GÖK-KÖK’lerdedir cümlesi üzerine KÖK kelime tamgalarını inceleyelim:
Daha nice sırları Kam Akademisinde Kam Baba Oktan Keleş’ten öğrenebilmeyi ve Türk Devletine,Ordusuna,Milletine yararlı görevler yapabilmeyi Tengrim hepimize nasip etsin.Kut versin.
Başta Kam Baba Oktan Keleş olmak üzere , hepinize beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
Hazırlayan ve sunan: Dr. Hamdi Cenk Düzgit
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle