Düşünceler

6 Ağustos 2024 10:28 tsi
ALPARSLAN Volga Ayhan Yazdı

 

 

Oktan Keleş Beyefendi’nin Kambala Atasagun’dan bir parça…

                                                            

Ötüken'in nesnesi dileği bir kalp özünde buluşmak. O buraya inecek özlerin toplamı, özüydü. Onla yazıldı söze her şeye sığmayıp Kamanlara sığanlar. Aşk'a inenlerin de toplamıydı. Bu dünya hayat kısmının anlamının bir noktasıydı sadece…

        

 Bu eşya Allah katından bir filtre gibi necis ruh olan hiçin hiç olamama arasında bir şeyden indi.. Filtrede olanlar temizlenir iken kirlendiler. Necis aslında kutlu ama Allah katının en son olan özüydü. En son olan uzay için indi. İnendi. Filtre orada yer küreye sığmadı ki burada bilinç onu karıştırdı Allah katı mecazı yer küre. Teşbihen yine frekans sıkışmasından frekans olmayan tabi. Bu dünya da gerçekten bir frekans olarak göğe sıkışan bilgilerle yere indi.

 

 Göğe sıkışması eşyanın hem gök hem yer bilgilerini taşıyor olması.. Eşya kendini o özden taşıyordu. Adam ata yeryüzüne inmeden damlayan  bir göl gördü. O frekans sonsuz özde damlama önceliği yarattı. Bu damla tohumlama erkeklerin evlilik frekansını denetleyen bir cihaz gibiydi. O tohumlar damla'yı siretine yedire yedire çocukların hatıratlarını kendi destanlarını Adem ata Adem cennetinde yazdı. 

 

 Ötüken bir damla kristalleri toplamıydı bir anlamda.. bu yüzden aşıkların gözyaşı Ötüken'de önemliydi. Kambala Atasagun'u hatırlayın. Aşık olmak damla'nın yaratım tohumlarını desteklemekti Ötüken'de her biri yeni bir aşk macerası yaratıyor. Eşya orada farklı idi. Gözyaşı serüvenlerinden , maceralarından , kristallerinden üretilirdi. Her şeyde  bir anlamda bundan beslenirdi…

 

 Adam Ata Ötüken eşyasını beslemek için gözyaşı döktü. Bu gözyaşı Ötüken'e gitsin. Adem cennetinde o eşya yasak elmada türetiliyordu. Yasak elma Ötüken türemesi için özel bir başlangıç olacağına inandırıldı.

Kızıl Elma’dan türeyen kızıl tohumları Ötüken'de kristal kızıl sulara yani aşıkların gözyaşlarına gözyaşlarında Ötüken'e dökerlerdi. Adem cennetinde de Ötüken adına dökülen nefise annemize yakılan her kızıl gözyaşı Ötüken için saklanan bir mirastı. ANIT olarak daha sonra Göktekilere armağan edildi.. Kızıl Elma’yı yaratmak içindi Ötüken aşıklarının gözyaşı. Adem cennetinde belli aralıklarla bu gözyaşına dikilen miras yasak elmaydı. Adem hep bu yasak elma'yı yiyip Ötüken'ine kavuşmak için bu yasak elma bilmecesine nefsine Nefise annemizin gizli yarası aleyhinnale yüzünden dikemedikleri  o yasak elma için Adam ata o yasak elma'yı yedi. Adem cennetinden kovuldular. Eşya'da o gözyaşına yasak elma'nın ruhuna dayanamayıp o öbür şeytan tarafından yenmesi necislenip kutsal Tengri'nin yeme deyip yasakladığı o elma Ötüken'de eşya'yı da buraya farklı çekti. Sonra diğerleri bu aşkı aşıkları Kızıl elma'yı kurtarmak için Ötüken gözyaşlarının aşkından buraya geldiler.  Buraya gelinebilen Ötüken.. Bu aşk o kristal gözyaşı sıkıntıları oldu aşkları oldu. Dertleri oldu. O gün bu gündür aşıklar aşkını birbirini bırakmasın diye Ötükenliler buraya alışamayıp burayı o Kızıl elma yapmak için ant etti.

 

Ötüken gözyaşını renk renk kılar..Eşya olmayan eşya özüne atanmış renk. Özü olan kristal sulara atanmış renk.. Kızıl elma dağlarına akıtılan renk.. bunların hepsi bir birdir. Üç'ün biridir. Kızıl göğün selamıdır. AŞIK'ıdır. Gözyaşlarının üçü üç anda üç yer olan bu ruhani şeylere atılırlar. Adakları bu renk özütleridir. Kristal suları bu renkler emer, över. Övgüdür bu sulara renklere ,dağlara , üçlüye.. Adem ata önceleri bu gözyaşının tohumundan geldi. Ancak kopamadığı aşık dağlar onun kendi kızıl elma köklerinden koparamadığı için aşıkların en büyük değeri oldu. AŞIKLARIN en büyük küresi bu sulardı. Mecazen tabi.. AşK'ı kzıl göklerine yazan bu suyun ateşiydi. Ötüken bu suyu emip gönül topraklarında Kalplere yedirirdi. Oğuz Kahan bu Kam otağında aşıklara reçete yazan her şeyin en özel gözyaşını Gök bilgisi olan Dağ'a en kudretli aşık yerleştirendi. Okyay bu dağı hep resmeder hayal ederdi. Burada aşkları Eçesi vardı beklerdi. O yüzden aşıklar bu Ötüken dağlarını hayalleriyle süsler iken Ötükenden döktüğü gözyaşları dağları siler süpürür değişen acunlardı bu dağ.. Her kızıl elma'nın ulaşamayacağı cinstendi. Aşıklar bu elma için buraya getirtilen su taşı'da bu kristal gözyaşından yapılan mecazen damıtılmış ruhla biriken Ötüken'in emeğini tiniyle yoğrulmuş bu aşık gözyaşlarının taşıydı bu gözyaşı. OĞUZ KAĞAN bu gözyaşının ilk sahibiydi. İlk ata'ya emanet gözyaşını döktü. Kendi nefsi sesi Kızıl elma göğünü emretti. Ol dedi kızıl gök dikildi direksiz Ötüken'e.. Yay dedi. OKyay dendi Kızıl göğe.. Kızıl Elma bu Kızıl göğün en büyük kahramanı düzeninin, fıtratının turfanının aşkının gözyaşı sahibi olan sistem ötesinin adıydı. O Dağ kızıl gökten yansıyan en büyük emanetleriydi. Kızıl Gök’ün kavuşmak istedikleri Ötüken kızıl Gök’ünün bir mirasıydı.. Oradan kızıl Gök Kızıl ELMA’sına ulaşılacaktı.. Ötükende aşık olmak Kızıl elma sayesinde aşık oldukları kızıl Gök’e ve tüm aşklarına Kızıl elmalarına kavuşmaktı. Kızıl elma’nın içerisinde tüm Türklük misyonu aşk her şey var.. Oradan bu dünya’ya getirildi bu dünya da Ötüken’e benzemek için her şey.. İçimizde hala Ötüken aşıklarının gözyaşını , sisli dağı , arkasında ki Kızıl Elma’yı herşeyi arıyoruz. Ötüken’de buluşmak dileğiyle…

 

ALPARSLAN Volga Ayhan

Bu haber 2,243 defa okundu.