Analiz:NECRO: Dijital Büyü
1 Kasım 2023 16:24 tsi
NECRO: Dijital Büyü
'İnanmak zor olabilir. İnanmamak çok daha zor.'
NECRO: Dijital Büyü
'İnanmak zor olabilir. İnanmamak çok daha zor.'
Dikkat! Bu bir uyarıdır!
Necro videoları, bir film diyerek geçiştirilecek kadar basit değildir.
Necro, dün, bugün yaşanmış ve olanların yarın ise olacakların gerçeğidir.
Gelecek olan tehlikenin, bilgisini, gerçeğini, yapılan planların ifşasıdır!
AN-da kalabilenlerin hikayesidir.
'Olan olmuştur; olacak olan olmuşun içindedir.' Mottosunun erken uyarı sistemidir.
Bir film
Bir belgesel
Bir bilgisel
Bir istihbarat
Başa gelecek olana karşı uyanık olma halidir.
Necro, bir kitap, bir sohbet olduğu gibi, bir gerçeğin İFŞA ve FAŞ edilmesidir.
Uyaran var!
Uyananlar var!
Sadece devler değil. İnsan olanlarında uyanması için bir alarm.
Erken uyarı sistemidir..
Öncelikle, DECCAL'İn, yapacaklarının ve ona bağlı olanların; planlarının DEŞİFRESİDİR!
Dinsel ve Mitsel metinlerin anlattıklarının, anlaşılabilir düzeye indirilmiş halidir.
Deccal üzerine İslami kaynaklarda bahis edilen en önemli gücün ölüleri canlandıracak olması kaynaklar ve rivayetlerde geçer. bu başka din, mit ve kültürlerde de geçer.
Bu video belgesel filmde, sevgili kam babamız, bu konuyu çok net ve anlaşılır olarak dile getirmiş. Konunun tehlikesini çok net anlatmıştır. Başka zamanlarda anlatılsa anlanamayacak mesele, bugünün bilim, gözlem, teknoloji ve saklanan gerçeklerinin ortaya çıkmasıyla anlam kazanıyor.
Kam babanın daha önceki eser, sohbet ve yazılarını bilen ve takip edenler için anlamak çok daha kolay oluyor.
Bu sohbet ve kitaplar dışında kalanlar için ise, bilim, kitap, sinema ve fantastik algının etkisiyle anlamak yada uyarmak çok daha kolay olacak. Eğer temiz akıl ve vicdan sahibi ise.
Kam babam zaman zaman Kalperen ocaklarında ki, bize özel sohbetlerinde şöyle demişti; Tüm inanç ve dinler, geçmişlerindeki, öncesindeki etki ve kültürleriyle, çıkışlarının bile binlerce yıl öncesindeki algı ile inanç dayatıyor. (Bunu dinlerden çok, takipçisi, çıkar sahibi sözde dindar olanların dayatması olduğunu belirtelim.)
Dünün yada geçmişin, tarih öncesi kelime, akıl ve kültürünü bugünkü akıl ve yaşama dayatması olduğunu dolayısıyla bu günkü akıl, yaşam, bilgi ile dünü kıyaslayıp yaşamaya çalışırken her şeyi berbat ediyoruz. mesele geçmişte hayvanlarla seyahat ediliyor, bugün ise araçlarla.
O gün değerli olan hayvanlara, kutsallık izafe edersek ondan başkası ile iş göremeyiz. (Hayvanların çok değerli ve her zaman kutsal olduğunu da belirtelim.)
Oysaki din net emirler ve kuralları dışında çağına göre yorumlanıp, anlaşılmalı.
Dünkü kelimenin anlamı bile bu gün farklı.
Dün, bizlere sır ve gayp gelen konular, artık bilim ve teknoloji sayesinde daha kolay anlaşılır olmuştur.
Bilim teknoloji anlayış her geçen gün değişip gelişirken, dünün anlayışları artık akla ziyan hale ve saçma geliyor.
Buna ayak uyduramayan inanç kültür gerilemeye ve yenilmeye mahkum.
Yine Kam Babamın dediği gibi 'sen bu çağda evde her türlü konfor ve su varken tuvalette taharet için taş bulunduruyorsan,' bu algı da kırılmıyorsa o inanç anlayışında ve inanç sahibinde akıl sorunu vardır. Bu çağın insanına da dinini, inancını anlatamazsın.
Necro özelinde ise kam babam bizzat çok yakında olacak olayları bir kurgu içinde anlayabileceğiniz bir şekilde anlatmış.
Ölüleri diriltecek bir kişi, yapı yada teknoloji, tabii ki herkeste bir dehşet uyandırır. Tüm inançları yok eder. (Eğer bilgi, donanım sahibi değilse)
Bu yıkım, insanlığı büyük bir kaosa sürükler, Korku, kaos, inandığın değerlerin yok olursa, sana yeni bir şeyler dayatır yada kabul ettirirler. Çünkü, görünene bakarak, hakikatini aramadan, algı ile yönlendirilerek, sözde evrimleştirileceksin!
Zaten bunu bize; müzikte, moda da, sporda, sinemada her türlü yapıyorlar. Hele sosyal medya ve internet üzerinden yönlendirilmek çok çok daha kolay.
Gerekirse, herkesi satın alarak yada kullandığı cep telefonu, sosyal ağ ve internet üzerindeki eğilimleriyle, ama tehdit ederek, ama ödüllendirerek, kendi safına çekmesi zor olmayacaktır.
Heleki, dünyada yaşamak zorlaşırken! Ekonomik krizler varken, işsizlik varken.
Belgesel filmimizde yine doğa, toprak, orman, su ve dünyamıza sahip çıkalım vurgusu bu yüzden var. VATAN, değerli, kutsal. Atalarımız belki de deccaliyete karşı bizim DNA mıza bunları işlemiş. toprağı, vatanı olmayanı; köle ederler. Deccalizm ise tüm insanlığı köle etmek istiyor.
Kam babam, yine aramızda farklı gezegen yada boyuttan gelen varlıkların olduğunu ifade ederken; diriltilecek olanın, bizler gibi insan olmadığını anlatıyor.
görüntü aynı içerik farklı.
belkide kendini mavi kan olarak adlandıranların DİRİLMESİDİR!
Burada diriltilecek olanların insan olmadığı.
Başka gezegenlerden yada çağlardan gelen teknolojik varlıklar olduğunu anlıyorum.
Artı, o kadar, güçlü bir teknoloji ile insanları, ailemizden tanıdıklarımızı yada tarihsel kişilikleri kopyalayabilir.
DNA ve kan üzerinden koyun Doly gibi kopyalar yada birebir benzerini yapabilir.
İslam litaratüründe, bu olaylar vuku bulduğunda; Hızır a.s ve gerçek inananların bu olay imanını artıracağına vurgu vardır.
Kam babamız bunu deşifre edince bizde inşallah sağlam duranlardan olacağız.
Çünkü; 'Hiç bilenle, bilmeyen bir olurmu?' Bilgi güçtür. Güçlü olan da her türlü şartta mücadele edebilecektir. (Kam babama teşekkür ediyorum, bizi kurulacak büyük plana karşı koruduğu ve uyardığı için.)
İnsan, bu çağda çok çabuk etkileniyor.
Algısı ile hızlı ve kolay oynanıyor.
Bilim ve teknolojinin gücünü güç sahipleri iyi kullanıyor ve insanları büyük manipüle ederek kandırıyor.
İnsanlara önceden hazırlıyorlar; kehanetler, haber, resim, film ve kitaplar ile ve sonunda gerçekleşti diyerek akın akın insanları cehenneme taşıyorlar.
İşte, bir Türk dünyaya bedeldir.
O, bir Türk aramızda ve her insanı uyarıyor!
Bu diriltilecek olanlar daha önceki eserlerinde bahsettiği gibi İripyon gibi bir şeyde olabilir.
Robot, yada yarı organik yarı makina veya GDO'lu bitki gibi canlılarda olabilir
Yada toprağa ekilmiş tohum gibi,
Yıllar, yüzyıllar öncesinde ektikleri yaptiklari bir şeyler olabilir. Toprağa gömerek, uzun vadeli plan yapmışlarda olabilirler.
Onlar bu yaptıkları, insansıları hasat edeceklerini sanırken!
Bir kelebek etkisi, bir Türk!
Dünyaya bedel bir Türk! Tüm oyunlarını bozar! Bozacaktır.
Yanındayız.
Ayrıca, psikolojimize, sağlığımıza, doğamıza, suyumuza, ormanlarımıza yapılan saldırıların hedefi de netleşiyor.
Her şey sentetik ve yapay yapılmış olacak planındalar.
Doğa, su, hava, yağmur, orman, dünya bize küsüyor.
Çünkü sahip çıkmıyoruz!
Kendi ellerimizle yaptıklarımız sonumuzu getiriyor.
Yine kam babam çocukları korumamız gerektiginin üzerine basmış
Beş yaş altı çocuklarınızı sureti olan oyuncak resimlerden uzak tutun.
Odalarinda, hayvan ve süper kahraman gibi oyuncaklar olmasın diyor.
Algı ve aklını, psikolojisini, sağlığını hatta ruhunu, bozar diyor!
Korkar diyor!
Bu yüzden doğada, köyde, kırda, toprakta, hayatın içinde çocuk yetiştirmek ne kadar önemli, anlıyoruz.
4 saatlik belgesel- filmin içinde espiriler, gerçekler, var.
Yeni bir yıldız doğuyor, Yağız! :)
Belgesel içindeki kısa sohbetler;
Özellikle şeytan, nefis ve insan üzerine olan sohbet çok değerliydi.
Dikkat çeken bölümlerden biri ise;
Zalimlere yapılan vurgu idi.
Mazlumlara karşı sanki kan ayini yapan şerlilere sanki bir mühür vuruldu. Mezardan çıkarılan kafaya yapılan işlemin hakikati bir gün çıkar.
Kafatasına yapılan işlem ve daire içindeki semboller birilerinin mühletinin sonuna mı gelindi?
Yada Şer cephenin yaptığı kötülüklere bir mühür mü vuruldu?
Kam babam hiç kimsenin diyemedigi ve görmediğini faş ediyor.
Ayrıca, Adguk bölümlerinden pasajların okunması ile anlatılan üzerinde yeniden tefekkür etmemiz gerektiği duygusuna kapıldım.
Son anlarda ise
Cumhuriyetimizin 100. Yılı için yapılan beste ve marş bence bir çok sanatçının bestesinden iyi ve içtendi.
Dönüş için baş-kam Ogün kardeşime verilen mesaj inşallah tez gerçekleşir.
Yine çocuklara olan güvenini çok önemsiyorum kam babamın. Hatta hep çocuk kalın. İçinizdeki çocuğu yaşatın diyor.
Galiba biz hiç büyümeyeceğiz. ( inşallah)
Belgeselde görev alan herkese çok teşekkürler.
Zamanı geldiğinde, muhabbetini yaparak inşallah eğleneceğiz.
Çünkü, biz hiç büyümeyen güzel çocuklarız.
Kam babamızın, otağında, dizinin dibinde yaramaz çocuklarız...
Ne zaman uslanırız?
Siz cevap verin KALPERENLER.
Bekir ÖZTÜRK
Bu haber 2,972 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle