En Sıcak Konular

Atatürk'ün Çocukluk Resmi

26 Temmuz 2022 01:56 tsi
Atatürk'ün Çocukluk Resmi Ozan Aydın yazdı...

Atatürk'ün Çocukluk Resmi

 

Bu yazı Trol tarihçiler için değil, Türk tarihini yüceltmek isteyen Asil tarihçilerimiz için yazılmıştır…

Lütfen sonuna kadar yazıyı okuyunuz…

‘’Kişi bilmediğinin düşmanıdır…’’Hz Ali

Bilindiği üzere, Atatürk’ümüzün 5 yaşındaki fotoğrafı ilk defa Oktan Keleş tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanmıştı.https://www.onaltiyildiz.com/?haber,9024/oktan-keles-yine-gundeme-damga-vurdu Bu fotoğraf, tüm Türkiye’de bomba etkisi yapmıştı. Bu bomba öyle tesirliydi ki tesiri birilerinin beyinlerine, bazılarının ise art niyetlerine şarapnel parçası gibi saplanmıştı!

Yayınlanan fotoğraf ile ilgili koca koca tarihçilerimiz, konuya en azından bilimsel şüphecilik ile yaklaşıp, arşiv araştırmalarına dalmak yerine, sosyal medya denen çağımızın kara deliğine dalmıştır. Yani bilimsel yaklaşıma aykırı olarak ve peşin hüküm vererek dedikoduya dalmışlardır. Hatta bu kara delik, bazı tarihçilerin sosyal medya sayfalarında anne rahmine dönüşmüştür!

Bunlarla birlikte, kendinden menkul, Türkiye’ye katkısı olmayan sözde komplo teoricisi, kahraman silahlı kuvvetlerde görev yapmış mason emekli binbaşı (binbaşı rütbesine saygımız sonsuz orası ayrı), Kemalist perdesi altında ki bir şahsiyet demiştir ki, bu Atatürk’ün resmi olamaz çünkü o dönemde çocuklar kısa pantolon giymiyormuş. Osmanlıda bu tür çocuk kıyafetleri olamazmış.

Yüzlerce örnek varda, biz birkaç tanesini gözüne sokalım. Diğerlerini kendi bulsun. Bulamazsa bize müracaat etsin. Arşivimizden sadaka niyetine yardımcı olalım, hem bizde bu sayede belki salat-ı ikame ederiz.

Bu seviyesi düşük ortamda, daha sert bir şeyler karalamayı çok isterdik fakat harflerin kutsallığına inandığımız için daha da ileriye gitmiyoruz…

Pantolon

Şimdi Osmanlıda ki pantolonlu çocuklara ait örnek resimleri paylaşalım…

1890’lı yıllara ait bir Osmanlı çocuğu fotoğrafı…

1900’lü yıllar öncesine ait bir fotoğraf daha…

Yayınlanan Ata’nın fotoğrafı bu gözle bir daha değerlendirilmelidir.

Kalpak

Trol ordusunu satın alanlar diyorlar ki, neymiş efendim kalpak o dönem yokmuş, 1905 ve 1909 yıllarında askerler arasında kullanılmaya başlanmışmış. Evet bu doğru… Fakat bu demek değildir ki askeri ve resmi alanlarda kullanımlarından öncede halk arasında kullanılıyor olmasın! Yani demek istediğimiz, Osmanlı halkı ve tebaası arasında, askerlerin kullanımından çok önce, kalpak hatta fötr şapka kullanımı dahi mevcuttu!

Kalpak kullanımı, Osmanlı devletinin bazı şehirlerinde ve Osmanlının bazı bölgelerinde 1700’lü yılların başından itibaren kullanıldığı Osmanlı tereke kayıtlarına geçmiştir! Trol tarihçilere, Osmanlı da kalpak kullanımının, halk arasında ne zaman yaygınlaştığını öğrenebilmeleri için Osmanlı Tereke kayıtlarını incelemelerini öneriyoruz. Tabi üşenmezler ise.

1828 yılında Osmanlı padişahı 2. Mahmut’un kılık kıyafet devrimi, askerler, sivil memurlar ve din adamlarını kapsamıştır. Günlük hayatlarında insanlar istedikleri kıyafetleri, istedikleri serpuşları (kavuk, fes, kalpak, sarık) giyinmeye devam etmiştir. Örneğin, Vakanüvis Lütfi Efendi, ikinci Mahmut’un kıyafet devriminin halk üzerinde ki etkisini öğrenebilmek amacı ile iki kişiyi setre pantolon ile halk arasına soktuğu ve bir ramazan günü,  halkın bu zamane yenilikçi görünümlü insanları bir hayli hırpaladığını yazmıştır.

Sorularla devam edelim, 1878 tarihinden önce Enderun mektebinin bir bölümünde kalpak kullanıldı mı kullanılmadı mı? Ek olarak, ikinci Mahmut tarafından hangi imtiyazlı gruplara kalpak kullanımı serbest bırakıldı?

Gerçi yukarıda sorduğumuz sorular ile ilgili sayfalar dolusu tezlerde yazılmıştır. Acaba, trol tarihçilerin bu tezlerden haberi var mıdır? Ya da artık benim öğrenmeye ihtiyacım yok diyerek, deve kuşu misali, kafalarını toprağa mı gömüşlerdir?

Neyse biz şimdi Trol tarihçileri bir kenara bırakıp birkaç kalpak örneğini inceleyelim…

Subay kalpağı ve fesli bir çocuk fotoğrafı…

Yine ortada kalpaklı bir zabit ve iki fesli aynı tarihte…

Yine kalpaklı Osmanlı çocuğu…

Yine Osmanlı coğrafyasında, Çerkezler ve Kazaklarda kullanılan kalpak örnekleri (Karapapakları da bu vesile ile anmış olalım), fotoğraflara dikkat edilirse kalpakların hiçbirisinin standartı yok!

Birkaç örnekte yine Kafkaslardan farklı din mensubiyeti olan halkların kullandığı kalpak örnekleri…

Yine Kafkas coğrafyasından farklı milletlerden kalpak örnekleri…

 

Osmanlı ve Kafkasya coğrafyasında da farklı standart olmayan Çerkez, Aahıska Türkü kalpaklı beylerin fotoğraf örnekleri…

Şimdi Atatürk’ün 5 yaşında ki yayınlanan fotoğrafı ile beylerin kalpaklarına bakalım. Burada Ahıska, Çerkez, Karapapakların standart olmayan kalpaklarının modelini göreceksiniz. Üstelikte bu kalpaklar tarih boyunca coğrafyada çeşitli formlarda 1700’lü yıllardan beri kullanılmaktadır.

Ek olarak, fotoğraftaki beylerin ve çocuk Atatürk’ümüzün başında olan kalpaklar Atatürk’e özel yapılmış olan kalpak şekli (aşağıdaki resimde ki gibi) ile karıştırılmamalıdır.

Şimdi Atatürk’ün özel kalpağına ve yanında ki arkadaşlarının kalpaklarına dikkat edelim.

Hiçbirisi aynı kalpak değil. Fotoğraftaki beyler, kimisi Çerkez kalpağı, kimisi Ahıska kalpağı, arkadaki beylerde Kazak kalpakları giyinmekle beraber, Karapapak batum kalpağıda görülmektedir. Yani Ata’mızın özel kalpağı ile diğer bütün kalpaklar karıştırılmamalıdır. Tıpkı daha önce gördüğümüz halkın kullandığı kalpakların hiçbirisinin aynı olmaması gibi.

Atamız, kendisine yapılan özel astragan ve samur kalpakları takmıştır. Göz aşinalığı ile diğer kalpaklarla aynı görülmemelidir.

Bunların yanında en önemlisi, insanlık tarihinin acı hadisesi 21 Mayıs 1864 çerkez sürgünüdür. Konu ile ilgili Osmanlı arşivlerine bakmanızı öneriyoruz. Tabi yeniden belirtelim üşenmezseniz. Çerkez sürgününde, Osmanlı coğrafyasına binlerce insanın akın etmesi ile 1870’li yıllardan sonra kalpak kullanımı Osmanlı coğrafyasında daha geniş alanlarda görülmüştür.

Yine Ata’mızın ve yanındaki beylerin kalpaklarının farklılıklarına dikkat çekelim…

Dikkat edilecek olursa Ata’nın kalpağı kendisine has ve özeldir. Diğerlerinde ise silindir kalpak, paki kalpak ve aynı anda fesli beyler görülmektedir.

Özetleyecek olursak, 1905 ve 1909’da (Fes-Kalpak savaşı) şanlı Türk Askerinin kullanmış olduğu kalpaklar gökten inmemiştir! 1700’lü yıllardan itibaren, Osmanlı coğrafyasında çeşitli modellerle Osmanlı tebası arasında kullanıla gelmiştir. Çocuk Ata’nın kalpağı ve fotoğraftaki beylerin kalpakları, kullanılan örneklerini vermiş olduğumuz kalpaklardır.

1905 ve 1909 yılları arasında yaşanan, Kalpak ve fesin savaşı sonucunda 1909’da tamamen kalpağa geçilmiş ve milli mücadelenin sembolü kalpak olmuştur. Kalpak ve fesin savaşı kelimesine dikkatinizi çekmek istiyorum. Daha önce olmayan bir şeyin savaşı olur mu?

Kravat

Şimdi gelelim o 1885’li yıllarda kravat var mıymış? Yok muymuş?

Osmanlılarda ilk kravat takan padişah Sultan Abdülmecid (1839-1861) tir. Batılılaşma hareketi ile gelişen Osmanlı-Avrupa, özellikle İngiltere-Fransa ilişkileri sonucu kravat aydınlar tarafından benimsenmeye başlanmıştır. Padişah tarafından takılması da; yüksek sivil memurların ve devletin ileri gelenlerinin kravat kullanmasına yol açmıştır. Yani 1885 yılında kravat kullanımı da yaygındı.

 

Yukarıda yazılanlar kısa vadede bilgi ağlarından da elde edilebilinir.

Son olarak, Atamızın yayınlanan fotoğrafı ile ilgili çakma Trol Tarihçilere bir tüyo da ben vereyim. Belki olurda hazır belgeye konmaktansa, ehlinden belge hakkında bilgiyi ve daha fazlasını hak etmeyi deneyebilirler.

Oktan Keleş tarafından yayınlanan, 5 yaşında ki çocuk Atamızın fotoğrafı, Atamızın Selanik iskelesinde ki fotoğrafıdır! Fotoğrafın arkasında, el yazısı ile yazılmış notlar bulunmaktadır… Bu notlar kime aittir? Bu kişinin Türk Tarihi ve Türk Devleti açısından önemi nedir?  

Ek olarak, Ata’mızın elbisesinin üzerinde ki işleme ile yapılan (baskı olmayan) Aşina boyu ve Kayı boyu tamgasına da ayrıca dikkat çekmek istiyoruz. Tabi şamdanla çok haşır neşir olan troller, Ata’nın göğsünde bulunan kayı boyu sembolünü dahi şamdana benzetebilirler..

Not:

Oktan Keleş’in özel arşivinde, Atamız ile ilgili, derin sırlar mevcuttur. Bu sırlar, zamanı geldiğinde, tıpkı yukarıdaki konular misali, yazılı/belgeli resmi tarihi alt üst edecektir. Üstelik bu sırların birçoğu önceden Devletimiz ile de paylaşılmıştır…

Unutulmasın ki, bilgi, toprağa ekilen tohum misali, bereketi simgeler. Zamansız açılan tohum yaşayamaz, tabiata mağlup olur. İnsanların gönüllerine ekilen her bilgi, öyle ya da böyle, günü geldiğinde tohum misali meyve verecektir. Meyve veremeyen sabırsız dallar ise Yüce Türk Devleti tarafından budanacaktır…

Yazımı Oktan Keleş beyin sözleri ile noktalamak istiyorum…

‘’Ben Kemalist değilim! Atatürk’çüyüm! Atatürk’ümüzü, Şövalyelerin, Masonların, Batı zihniyetine tapanların, Amerikancıların ellerinden alacağım! Daha yeni başladık…’’

Saygılarımla

Ozan Aydın



Bu haber 19,069 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,969 µs