Adguk’u Anlamaya Çalışmak

17 Şubat 2022 09:31 tsi
Buğra Ayyıldız yazdı...

Adguk’u Anlamaya Çalışmak

Saygılarımla, sevgilerimle, Kambaba’nın son yazısı Adguk Öğretisini okuyan herkes gibi ben de kendimce anlamaya çalıştım.. Kambaba’nın şimdiye kadar yaptığı Çalıştayları izlerken Kur’an’ı ve daha doğrusu görünen, görünmeyen, görünemeyen her şeyin ayet olduğunu; bunların anlaşılması sırasında kişiye o anki durumu için bir tatminlik duygusunun geldiğini ama anlama sürecinin bitmediğini düşünürdüm.

Kambabamızın son eserini anlamaya çalışırken gene kendi eserlerinden, anlattıklarından yola çıkmak gerektiğini düşündüm. Eksik, yanlış ve yerinde olmayan düşünsel çıkarımlar olabilir ve bunlar da bana aittir. Kambaba’nın ilk eseri Bir Meczubun Rüyası ve Kambaba video serisinden 7’ye baktım.

Adguk Öğretisinin yayınlanan kısmında pek çok konu arasında sudaki yansımasının izleyen kişi anlatımıyla ‘’ Allah, tüm canlıları sudan yarattı. ‘’ ( Nur-45) ayetindeki canlıların özlerinin, asıllarının suyun dışında olması bana, Bir Meczubun Rüyası eserinin son bölümü Yok  + Var = İnsan’ı anımsatmıştı. Eserin içinde Adem Bey ve onunla konuşan yaşlı amcanın konuşmalarının olay örgüsünden çıkararak aktarayım. Alıntıları italikle belirttim. Ayrıca suya yansıtılma anlatısı yalnız sudan yaratılan canlıları kapsamıyor olabilir. Ayetteki suyu canlılık kavramının özü, varoluşu olarak düşünülebilinir. Tabi başka varoluş özleri de olabilir.

Adem Bey:

Mevlana’nın dediği gibi

Hem vardık, hem yok muyduk? Gölge varlık mıydık?

Hayalde miyiz, gerçekte mi? Yaşadıklarımız nedir? Var mıyız, yok muyuz?

Yaşlı Amca:

İster hayal ol, ister gerçek. İkisi de birdir. Çünkü o çektiğini iddia ettiğin ezalar, cefalar veya –tam tersi- sefalar ruhuna ve nefsine aynı etkiyi, aynı tesiri yapar. Demek ki varsın.

O tesir, Seni Sana kanıtlıyor. Yani hayal de olsan çekiyorsun, gerçek de olsan çekiyorsun yükümü. O çekme, tesirdir.

Adem Beyin dediği gölge varlı kavramı suya yansıtılanın yansımasını gerçek sanması anlatımına benziyor. Nedense Adguk Öğretisinde anlatılanların içsel ve temel noktaları Bir Meczubun Rüyası kitabında yazılmış gibi geliyor. Gölge varlık, kendisi yani özü değil. Adguk Öğretisinde yukardan aşağıya inenlerin aynı kolaylıkla yukarıya çıkamamaları, belli bir süreç ya da süreçler toplamı yaşayacakları anlatılıyordu. Su/canlılar aleminde yaratılanların/ yansıtılanların bu süreçlerde yaşadıkları her şey bazı dönemlerde onlara bıktırıcı bazı dönemlerde ise güzel gelebilir. Tüm bu tesirler varlığın yansıtıldığı suda ( belki de tüm varlı alemi, imkan alemi) neden bulunduğunu ona hatırlatmak içindir. Burada Kambaba 10’da, Kambaba’nın ‘’ O’nun olmadığı yer yok, şu an bizimle bu odada’’ deyişi akla geliyor.

Biz yoklukta da varız, varlıkta da. Allah bizi ‘’yok’’tan var etti. Bu cihetle yokluğun bağrından var olduk. Hem yoktayız hem vardayız; yani sen, hem yokta varsın hem de varda yoksun.

Bu cümle daha çok İçimdeki Tanrı eserinin ilk kısımlarındaki var edilme konusunu hatırlatsa da Adguk Öğretisinde yazan varlığa kendi hakikatini hatırlatma konusuyla ilgili olabilir. Adguk Öğretisinde suya yansıtılan varlık bu varlık alemindeyken daha öncesi olduğunu anlaması kastediliyor olabilir. Adguk Öğretisinde Kendin ile, insanın eksikliklerini tamamlama yolculuğu olarak geçen süreçte varlığın eksiğinin olduğunu anlaması için eskiden eksiksiz (burada kastedilen eksiksizlik mutlak eksiksizlik değil ) olduğunu hatırlaması ve tekrar o hale dönme isteğine kapılması gerekiyor olabilir. Adguk Öğretisinde varlığın tekrar kendisi olması yaratılışta daha yükseklere çıkması yine Bir Meczubun Rüyasında  Yokla var bir  gün gibi bütündür: Yok+ Var= İnsan- Yaratılış cümlesini hatırlatıyor. Varlığın suya yansıtılan hali de kendisi de O dokunduğu için bir, bu kısım yine adı geçen eserin devamında anlatılıyor. Dokunuş ya a kitapta geçtiği adıyla tesir.

Aklına, kalbine, ruhuna, bedenine etki eden tüm olaylar: Tesir

Peki tesir ne?

Tesir, dokunuştur…

Peki kim dokunuyor? Yaradan. Nasıl dokunuyor? Yarattığıyla

Bir Allah var, bir de sen, yani birey

Arasındakiler de tesir; yani dokunuş

Toparlayacak olursam: Adguk Öğretisinde suya yansıtılanın varlık alemi/su alemi-canlılar alemi/ imkan alemine yansıtılan var edilen halinin eksikliklerini tamamlayıp tekrar yükselmesi için gereken, bütün yaşadıklarında yaşadığı tesirleri  O’nun yaptığını anlaması gerektiği ve bu temel konunun Bir Meczubun Rüyası kitabında geçtiği. Kambaba 7’de Kambaba, orada bulunan Harun Aydın’a ‘’Şimdi bir sır vereyim: Tengri sana, seni gönderdi ‘’ demişti. Burada kastedilen Adguk Öğretisinde anlatılan Kendin ile tümüyle aynı gözüküyor. Bu kısa yazının amacı Adguk Öğretisinde anlatılan en temel konulardan bazılarının Kambaba’nın yıllar önce yazdığı kitaplarda olduğunu yada olabileceğini göstermek içindi. Kurulan bağlantılar ve çıkarımlar bütünüyle yanlış da olabilir. Takdir okuyanların. Son olarak

Bir Allah var, bir de sen: yani birey

Arasındakiler de tesir; yani dokunuş

Bir Meczubun Rüyası kitabında geçen bu cümlelerde kişi yine aynı kitaba göre tüm tesirleri silmeli hatta kendini de silmelidir. Bu da kitapta İnsanın Hakikati Muhatabiyet bölümünde anlatılıyor. Adguk Öğretisinde yansıtılan varlıkların çağlar boyunca süren arayışlarının gerçek hedefi belki bu son andığım bölümde olabilir. En doğrusunu Allah bilir. Kendimce bazı çıkarım parçalarında bulundum. Yazıyı yayınlamaya tenezzül ederlerse ve siz de bunu okuyorsanız bahsettiğim kitapta kendiniz çok çok daha iyi anlayıp Adguk Öğretisini değerlendirebilirsiniz.

Saygılarımla

Buğra Ayyıldız

 

 

Bu haber 2,165 defa okundu.