En Sıcak Konular

Adguk'a Göre Madde-Atomaltı Parçacıklar - Maddeyi İkna Gücü

26 Ocak 2022 10:55 tsi
Adguk'a Göre Madde-Atomaltı Parçacıklar - Maddeyi İkna Gücü Dr.Hamdi Cenk Düzgit yazdı...

Adguk'a Göre Madde-Atomaltı Parçacıklar - Maddeyi İkna Gücü

 

"ADGUK Öğretisi ; anlattığı öğretiler ile akıllarda kapı açtığı gibi, hislere ve kalplerin anlayışına da kapı açar.Öğretiyi takip edenin kalbinde bu bilgiler yansıyacaktır." -Oktan Keleşhttps://www.onaltiyildiz.com/?haber,8890

Adguk'u okuduğum andan itibaren , her şey değişti. İnsan programımıza rehberlik eden Kendi'mizi hatırlattı Sultanımız bize. Kendi'ni hatırlayıp bilmenin,Hakikatte de her an kayıtlı olduğumuzu bildirmesi ile varlık aleminin tüm yansımaları titredi o an! Örnek olarak ; Matrix 1'de Neo'nun tüm yeşil renkli kodları açıkça görebildiği sahneyi gözünüzün önüne getirin. Kaldı ki o film sadece,yansıma aleminin içinde kurulmuş yapay zeka kontrollü zihin hapishanesini anlatıyordu. Adguk'a göre; zihnini saf tutabilen herkes, yansıma üstü/altı yansımalar aleminden,Kendi hakikatine bakabilir,oraya tırmanabilir. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ya da şöyle mi demeliyim? İlk sonda,son da başta olduğuna göre : Hiçbir şey yenisi gibi olmayacak, çünkü en hakiki halimize geri dönebilmenin yolunu gösterdi Sultanımız bize. Kendini bulma yolunda ilerlerken, O'nun Kapanasından alemlere yansıyan tüm maddeyi göreceğiz inşallah. Gördüğümüz,zaten bizde olan Öz'den farklı olmayacak. Kendimizi görüp selamlayacağız.Kendimiz ise O'nun Hakikatinde olmanın şuuru ile, bize nice ışıklar yakıp, yansımaları bükmeyi,kesreti birleştirmeyi, merdiven yapıp tırmanmayı,diğerlerine ışık yakabilmeyi gösterecek...Buraya gönüllü geldik demiştim önceki yazımda, öyleyse çokluğu Bir'lemek için çıkalım yola,çünkü İblis de Hakikatin yansımalarında bizi oyalamak,BİR'i çok göstermek için İLK gönüllü olmuştu. Görev ve sorumluluk duygusunu ona da alemlere de ispat edelim mi nasibimizce?

Her zaman olduğu gibi çayları ve nargileleri hazırlayalım...

Kendimizi arıyoruz.

Kendi kelimesi DLT'de kentü/kendü olarak geçiyor.Yılan kendü egrisin bilmes,tewi boynın egri ter. Yılan kendi eğrisini bilmez,deve boynuna eğri der.

Kend: Kale,şehir

Kendük: Büyükçe kap!

Adguk'u da göz önüne alırsak; ilk tahlil ve yorumuma göre Kendi kelimesi, içinde bir şey saklayabilen,Kale gibi sakladığını koruyabilen bir şeyi çağrıştırıyor.Ayrıca KEN adı da bize ÖTÜKEN'den miras.

KENdimize sonra döneceğiz...

Buradan itibaren yazacaklarımı okurken; benim bir Fizikçi olmadığımı, sadece ana hatlarıyla görebildiklerimi Türk Fizikçilerine ve siz değerli okurlara işaret etmek niyetinde olduğumu göz önünde bulundurmanızı istirham ederim...

 Adguk'a göre maddenin en ufak,en küçültülmüş  hali SES'tir.

Günümüz fiziğinde; maddeyi oluşturan atom altı parçacıklara aşinayız. Adguk'a göre; her bilginin ve teknolojinin hali hazırda burada var olduğu gerçeğinden yola çıkarak,düşünelim mi biraz?

Kapana'nın memelerinden 2 ayrı süt akıyor. Pozitif ZEG ,negatif ZAG. ADGUK'a göre; İki memeden akan pınar,iyi ve kötü,sadece insanları kapsamaz.Bütün varlığı,varlıkta olanları içine alır.  Dolayısıyla bu pınardan; sadece oluşan soyları değil de,varlıkta olan maddenin özünü de  düşünelim. Pozitif ve negatif sütler-sular-Özler ve bunların karışımından oluşan özler diyelim.

Ve Standart fizik modeline bakalım:

Yukarıdaki resim bilinen atom altı partiküllerini gösteriyor. Atom altı partiküllerine baktığımızda ; pozitif yüklü Quarkları,negatif yüklü leptonları ve bozonları görüyoruz. Quarklar ve Leptonlar 12 adet. 12 adet de anti madde partikül halleri var.Bunlarla birlikte toplamları 24 adet ediyor. Oğuz Kağan'ın 24 Boyu gibi... Bu quark ve leptonlar ;  atomun yapı taşları gibi. Bozonlar ise; bağlayıcı, etkileştirici ve güç aktarıcı olarak görev yapıyorlar.Ünlü Higgs bozonu da bunlardan biri.

Biz bu partiküllerden Tau Leptonuna yakın çekim yapalım. Negatif yüklü bir partikül.Pozitife hareket etmek istemesi doğal. Yükü negatif,niyeti pozitif diyelim şimdilik.

TAU adı da çok enteresan bir ad.Yunan alfabesinin 19. harfi. 19'u ayıralım; 1+9=10.   1 ve 0.   Adeta Tengri Kodunun 1 ve 0 halleri.

 Tau; Fenike alfabesindeki TAW sesinden alıntı. Elbette ilk akla gelen telaffuz sesi TAV. "Demir tavında döğülür" misali ; bu harfi ve sembolize ettiği atom altı partikülünü,bu kez parçacık hızlandırıcıyla değil, "gönül hızlandırıcımızla" döğelim.

Tav kelimesi farsça kökenli derler...Sıcaklık,ısı,ışık,güç kuvvet,enerji anlamına gelir.  Acaba gerçekten Farsça mı ??? Kazım Mirşan tarafından yapılan harf cetvellerinde; Farsçadan öncesi Fenikece,Aramice köklerin Türk tamgalarıyla bağı kurulmuştur.Pek çok kelimenin aslında Türkçe olduğu; önce Türkçeden o dillere geçtiği,sonra yakın çağda yine Türkçeye geçtiği,dil uzmanları tarafından bilinir.Dolayısıyla Fenikece TAW harfleri,Türkçe'de oTAG olarak okunuyor,cetvellere bakınız. ADGUK Öğretisi ise başlı başına bir kaynaktır.Ne diyordu Adguk Bilge mealen? "Oğuz Bilge'den(Türk Bilge'den) çok şey öğrendim.O gökten gelmişti..." Bu bilgiyi düşünerek devam edelim.

TAV kelimesinin izinde ilerlerken, Türkçede ateş,ısı,enerji,yakmak,duman anlamlarına gelen kelimenin OD/OT olduğunu hatırlıyoruz.(OD ATAyı da hatırlayıp,selamlıyoruz) ODA/OTA kelimesi fiil halidir ve yakmak,ısınmak olarak DLT(Divanu Lügatit Türk)'de yer alır.

ODAĞ/OTAĞ kelimesi ile ifade edilen anlam; günümüzde Kağan çadırı,Ateş yakılan yer,Ocak,Oda olarak bilinmektedir.Ulu Fatih Sultan'ın OTAĞ'ına ve O'nu bize Kambaba-20 videosuyla hatırlatan Okyay Kağan'ımıza selam olsun!  https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8899

Biz ; kelime anlamının peşinden ,iz sürmeye devam edelim...

ADGUK'ta Göklerden gönderilen ve T şekilli 2 varlığın adları neydi?

TAHAR ve NUNAR!

Sultanımız; TAHAR kelimesi sanki THOR'u çağrıştırıyor demişti,değil mi?

TAHAR'ı okuyalım inşallah:

OTAG-ER ! Tahar adlı varlığın Türkçe adını okumaya çalıştık. Ortaya çıkan anlam bize, Serbest Enerjinin Savaşçısı olarak iş gören bir varlığı işaret etti. Haydi İskandinav Mitolojisindeki Thor'a ve onun ünlü çekicine gidelim!

Malum ; perşembe günü yani Thursday, Thor'un günü olarak bilinir.

Thor; Aesir adıyla bilinen "Tanrılar" topluluğundandır. Aesir'i yani muhtemel SİR BUDUN'u daha önceki yazılarımda irdelemiştim.Dileyen gözden geçirebilir. https://www.onaltiyildiz.com/?artikel,593/

Thor'un çekicinin Mjölnir .Adın anlamı PARÇALAYICI!!! Neeee? Parçalayıcı mı ? Dakika 1 Gol 1!

Çekicin adı; parçacıklar dünyasını ve parçalanarak ortaya çıkan Enerjiyi işaret ediyor! Thor'a gücünü veren 2 tılsımlı objeden birincisi olan bu çekiç ; mitolojiye göre SU'dan çıkmış! Bu SU ,ADGUK'taki SU olabilir mi? Thor'un Çekicinin İskandinavyadaki temsiline bakalım,çünkü orada büyük bir enerji sırrı daha var!!!

Çekicin üzerindeki , iç içe geçmiş çift spirali gördünüz değil mi? İkinci gol geliyor dikkatli izleyelim...

Şimdi de Saymalıtaş'a ve Ekvatorda bulunan kaya resimlerine bakalım:

Ve geldik Anadolu'ya! Hititlere ait olan şu kabartma ve heykellere bakalım. Çift spirali takip edelim!!! Saçlara DİKKAT! Saçlarıyla kuvvet bulan mitolojik güçlü savaşçıları (Bkz. Samson) da akla getirelim.

2.Gol geldi!!! Aynı sembol! Peki bu sembol ne ola ki? Ve bunun TAU parçacığı ile ve TAHAR'ın şimşek çıkaran/Parçalayıcı çekici ile ne ilgisi ola?

Size desem ki; çift spirali, Adguk öğretisindeki pozitif/negatif enerji Öz'ünü, Kuran'da bir surede yazılı gördüm... Okuyalım mı?

Fussilet suresi 10.ayet:

"Ve ceale fîhâ revâsiye min fevkıhâ ve bâreke fîhâ ve kaddere fîhâ akvâtehâ fî erbeati eyyâm, sevâen lis sâilîn"

"O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti."

Bu surede ilk olarak göze çarpan şey;  "arayıp soranlar için"(lis sailin) "4 gün(faz)de" "eşit" olarak ortaya çıkan " güçlü kontrol ediciler" (gözeticiler) !!!

Aman Allahım!

Maddenin atom altı yapısında 4 adet ne vardı? BOZON! Peki bunlar tam olarak ne yapıyorlardı? Bağlayıcı, etkileştirici ve güç aktarıcı olarak görev yapıyorlardı. Gözeticiler!!! 3.Gol!

Bu ayette benim naçizane anlayışıma göre; maddede atom altı görev gören enerji aktarıcıları anlatılıyor.Peki tau leptonu nerede? Bir sonraki ayete bakalım:

Fussilet suresi 11.ayet:

Summestevâ iles semâi ve hiye duhânun fe kâle lehâ ve lil ardı’tiyâ tav’an ev kerhâ, kâletâ eteynâ tâiîn.

Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de «İsteyerek geldik» dediler.

Ayet ne kadar açık. ADGUK'un öğretisini takip edince,anlam içinde bir anlam daha beliriyor,hemen açmaya çalışalım. Bir önceki ayetteki yorumu da takip edin lütfen.

"Sonra duman halindeki göğe yöneldi." Duman; Türkçe ve tüm dillerde ateşten sonra oluşan,yani enerjiden sonra oluşan bir enerji artığı-ürününü tarif eder! Od kelimesinin de TAV kelimesinin de içinde olan bir anlamdır. Öyleyse; "sonra enerji akışı halindeki Göğe yöneldi" diyebilir miyiz?

"İsteyerek/istemeyerek gelin dedi"

İsteyerek kelimesi Arapça'da ne demek? TAVa... TAU'ya ne kadar benziyor değil mi?

Ta-Vav-AYn kelime köklerinden oluşuyor. Güç sahibi,irade sahibi,güç harcayarak bir iş gören,isteyerek iş gören,itaat eden anlamlarına geliyor!

Sureye adını veren Fussilet ne demek peki? Ayrıntısıyla açıklandı demek!!! Adeta maddeyi oluşturan her şeyi ayrıntısıyla burada açıkladık diyor Kur'an!

Parçacık Fiziğine aşina olanlar bilir Çift yarık deneyini. "Eğer ışık tamamen sıradan parçacıklardan oluşsaydı ve bu parçacıklar bir yarıktan geçirilip ekrana çarptırılsaydı, yarığın büyüklüğüne ve şekline bağlı bir desen görürdük. Hâlbuki tek yarık deneyi gerçekleştirildiğinde, ekrandaki desen bir dağılma desenidir, ortada dar bir merkezi bant ve ona paralel olarak dizilmiş daha karanlık bantlar olarak görünür.

Benzer şekilde, ışık sadece parçacıklardan oluşsaydı ve iki paralel yarıktan geçirilseydi, ekrandaki desen basitçe iki adet tek yarığın oluşturduğu desenlerin toplamı olurdu. Fakat gerçekte, desen daha geniş ve daha detaylı hale gelir, bir dizi aydınlık ve karanlık bant içerir. "

Deneyin sonuçları:

1-İki yarığın; büyük ve birbirinden uzak olması halinde ekranda üst üste iki ışık lekesinin oluşturduğu; birbirine yakın delikler küçük olduğunda ise girişim saçakları adı verilen renk şeritlerinin oluştuğunu gördü. Bu renkli şeritler yalnızca dalgaların ürettiğini ortaya koydu.

2-Yarıkların biri kapatılırsa girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında sadece bir çizgi oluşur.

3-Herhangi bir yöntemle, ışık ya da parçacığın hangi yarıktan geçtiği tespit edilmeye çalışılırsa o anda girişim deseni kaybolur ve yarığın arkasında iki ayrı çizgi oluşur.

4-Işık ya da parçacığın, çift yarıklı levha arkasında, bilinen fizik kurallarına göre iki çizgi oluşturması gerekirken neden girişim deseni oluştuğunun tespitine çalışılması, deneyin sonucunu anlaşılmaz bir şekilde değiştirir, bu sonuç bilim tarihinin belki de en büyük açmazını oluşturur. Çünkü herhangi bir ölçüm girişimi, deneyin sonucunu değiştirerek gözlem yapılmasını engeller.

Ortada;  bilinç ile hareket ettiğini düşündüğüm partiküller var!

OZ Tamgasına ait çizim çalışması üzerinden; size partikül iradesini, çift spiralin hakikatini anlatmaya çalışacağım.Kulbak Bilge ve Adguk Bilgeye selam olsun, maddeyi ikna etmenin yolunu arayacağız:

Resmi irdelediğimizde ; Kapana'nın ZEG(ARTI) ve ZAG(EKSİ) memesinden çıkan saf enerjiyi ve soyları belki daha iyi anlayacağız.Çift başlı Kartalın yani Teknişub'un da aktardıklarını anlayacağız.

Olan olmuştur olacak olan olmuşun içindedir ve İlk sonda,son başta bilgilerine göre ; Atom altı partiküller ,zamanın içindeki tüm madde ve yer bilgilerine sahip olabilirler mi? Bu sayede Fiziğin açmazları açılabilir mi? Partiküller bu sayede istedikleri anda,izlenip izlenmedikleri bilgisine de sahip olarak,istedikleri yerde olabiliyorlar mı? Çünkü bu bilgiye daha ilk anda(yani sonda) sahipler!

Atom altı Partikül hareket ve etkileşimlerine bakalım:

Bu resimde ; Partikül etkileşimi sırasında ortaya çıkan , SES'e benzeyen frekans görüntülerine bakıyoruz. Fotonlar da -Çift Yarık Deneyinde- dalgasal hareket benzeri davranıyorlardı. ADGUK'a göre maddenin en ufak hali SES'tir. Beynimizin oluşturduğu düşüncelerde bile bir ses dalgası örgüsü vardır.Aşağıdaki tabloyu inceleyelim:

ADGUK'a göre ; Tanrı ,bir şeyi düşündürecekse,önce onu var etmelidir.

Maddenin en küçük hali SES olduğuna göre, atom altı partiküllerinin özünde de SES'i akla getirmek gerekir. Var edilen,edilecek,Yaratılan,yaratılacak olan her şeyde ve her yerde SES vardır. Dolayısıyla; düşüncelerimizin özü olan SES'ler de ,birleşip oluşturdukları partiküller gibi zaten var oldukları için, düşünce yansımalarımız olarak, belli iradeye ve bilgiye sahiptirler!

Hemen burada ADGUK'u hatırlayalım: Bilgeler kendilerinde olanı tutmadılar da yaratma isteğine girdiler!

Biz; KULBAK Bilge'nin ATASAGUN'da bize verdiği mesajı takip ediyoruz: Maddeyi ikna gücü kullanılmalı!

Zihnindeki olumsuzluklar,sana KENDİN'i unutturur.Şuurlu olmalı,devamlı KENDİN'i bilme halinde olmalısın!

Zihnimizi saflaştırıp,temizleyip,Hakikat'ten çıkan SES'e kulak verirsek, KENDİMizi görebilirmiyiz? Yansıma alemini büküp, Hakikate gidecek yollar açabilir miyiz?

Düşüncelerimizden ortaya çıkan SES'leri saflaştırmamız,BİR'lememiz gerekir. SES çıkartan saçıklar olmaktan kurtulup, TEK SES'e yönelmek gerekir diye düşünüyorum.

Bu arada düşünce demişken; TAU partikülünden aklımıza gelen, TAURIN amino asidini de anlatmadan geçmeyelim:

Vücuttaki nörolojik fonksiyonları ve nörolojik iletişim mekanizmasını kuvvetlendirir ve düzenleyerek antioksidan özellikler gösterir. Beyin hasarından sonra vücutta taurin seviyeleri artırılır bunun nedeni nörolojik olarak koruyucu olması ve nörolojik canlandırıcı etkilere sahip olmasıdır.

Taurin ; Nörolojik iletişim mekanizmasını kuvvetlendirir!

Kimyasal yapısına da bakalım,çünkü bu yapı da bir takım yıldıza çok benziyor!

Benzerlik ilginç. Hepsinin TAU ile başlaması da ilginç.TAURUS(BOĞA) takım yıldızı da TAU ile başlıyor! Bu takım yıldızının en parlak yıldızı ALDE BARAN'a da selam olsun. Anlamı; Takip eden,izleyen demektir.

Pekiii, izleyip takip edip,Atom altı PROTON'a da bakalım mı? Proton anlam olarak İLK olanlar demektir!

Türk ANT tamgası ile proton  yapısının bu benzerliği de tesadüf mü???

Orkun Atabeyimin deyimiyle; Tengri'nin KURAL KODU olan ANT tamgasına ; FİZİKÇİLERimizin bir de bu gözle bakmasını istirham ederim.

Yazımızın başında KENDİMizi arıyoruz demiştik." Kendi kelimesi, içinde bir şey saklayabilen,Kale gibi sakladığını koruyabilen bir şeyi çağrıştırıyor.Ayrıca KEN adı da bize ÖTÜKEN'den miras." demiştik.Orkun Atabeyim en son yazısında KEN-DİN kelimesini ayırarak,çok büyük bir kapı açtı bana,var olsun! Yazısı aşağıdaki linkte:

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8901/kendine-gel-illa-din-mi-diyorsun-ken-din-e-gel

Tamamıyla Türkçe olan KEN kelimesini en çok nereden hatırlayıp,baş tacı yapıyoruz: ÖTÜ-KEN'den!

Bu nedenle ; Bilge Kağan yazıtının Kuzey yönü 2.satırını okumakta fayda var:

"...Türük Kagan Ötüken yış olorsar,elte bung yok..."

"...Türük Kağanı Ötüken YIŞ'ta olursa, İlde sıkıntı yok..."

DLT'de;

ÖD= zaman

ÖT= delik,çukur.bir şeyi delmek,delerek geçmek.

KEN(d)= kale gibi kapsayan-koruyan

YIŞ: Her ne kadar orman olarak bilinse de aslında yığış,yığılma.

aYIŞ: Ayma,aydınlanma

Bu etimolojik bilgiler ışığında okuyalım mı?

Ödü-KEN = Zaman'ı Koruyan/Kapsayan

Ötü-KEN= Bir şeyi delerek geçeni Koruyan-Yarıkları-Yansıyanları/Kapsayan!!!

Çift yarık deneyini hatırlayın! Fotonlar dalga ve partikül halinde yarıktan geçiyordu.

Yarıklar (Fatır suresini hatırlayın, yarılarak var edilen-yaratılanlar)'dan geçebilen partikülleri ve onların da ÖZü olan SES'leri hatırlayın!

Bilge Kağan'ı; bu bilgiler ışığında,tekrar dinleyelim:

Türük (Türk'ten türeyen Türk) Kağan, Var olan Her şeyin ÖZ bilgisini kapsayan-koruyan yığılımda(aydınlanmada) olursa; O bilgiye sahip olursa,Ülkede(varlık aleminde) sıkıntı yok!

O bilgiye Türk sahip olamazsa-hatırlayamazsa ; bazı bilgeler, nefis ile yaratıma girer, Türk'e de uğraş çıkar! Uğraş Türk'ü korkutmaz!

Yansıma aleminde yalnız değiliz! Daha doğrusu sadece Yansıma aleminde var değiliz. Kendi'miz Hakikatte her AN.

Mühlet almış olana ve yansıttığı çokluğa çok takılmadan; TEK olan'a Hakikate erişebilmek duasıyla...

ADGUK ile başladık,ADGUK ile bitirelim...

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8890

Şöyle dedi demirci (Türk) : "Elimdeki Tengrinin çekici,örsüm dünya(toprak). İster demir olsun ,ister taş, kaçamazlar körüğümden (Körük:hava veren), kaçamazlar ateşimden, kaçamazlar suyumdan. Huyum ,Tengri huyundan..."

Oğuz Atamın Kutlu Soyu; Okyay Kağanımın önünde diz vurup,selam duruyorum...

Görüyor O; gözleri kapalı, Tengri'nin TEK sesinde kulağı...

 

Dr.Hamdi Cenk Düzgit 



Bu haber 5,685 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,238 µs