Okuyucu Yorumları

7 Ocak 2022 19:51 tsi
Okuyucu Yorumları

KA-PA-NA

 

Kambabamın emri üzerine bir ışık oku da benden olsun. AY-dınlanmak isteyenlerin, ona layık olanların çerağlarını tutuştursun. Ki karanlığı delen başka oklar atılsın. Bu oklar bir milat olsun.

Cahillerin karalığını / karanlığını ışıkla örtsün. 

Öncelikle şahsi yorumumu yapacağım. Kapana gerçekten muhteşem bir eser. Ki bana göre milat sayılacak özelliklere sahip. Bilim insanlarımız, felsefecilerimiz, fizikçilerimiz bu kitabı çalışırsa altından çok şey çıkacaktır. Kitabın tarihçesine bakarsak sanırım Hz. Musa'dan önceki tarihlere denk geliyor. Büyük bir ihtimalde Hz. İbrahim'den sonraki dönem. Bu açıdan kuranda geçen veya yorumlarda geçen bir olayı sanki haklı çıkarıyor gibi Müşrikler ayetler için öncekilerin hikayeleri diye eleştiriyordu. Ama Muhammed ümmi olduğu için bunlardan etkilenmesi söz konusu olmadığı ayetle açıklanıyor. Burada ümmiliği okur yazarlık değil, başka algılarda olmadığı anlamında kullanılıyor diye düşünüyorum. Çünkü bazı konular kendinden bin sene sonra inecek olan kurandaki olaylarla neredeyse birebir aynı. Ancak kitap tarih itibarıyla Hz. Musa ve dolayısıyla Tevrattan da eski olduğu için, eğer bir hikaye varsa bu tevrat içinde geçerlidir. Bir anlamda Tevrat, incil ve Kuranın doğrulayıcısı konumundadır. Bu açıdan dinler tarihini çalışanlar için mükemmel bir hazinedir. Diğer taraftan semavi dinlerin de tek kaynağa sahip olduğunun delilidir. Resimler neredeyse hiç anlaşılmıyor. Kambabam bir sonrakinde bu resimleri de dahil ederek basit bile olsa çizimle açıklasa çok daha iyi olacaktır. Veya basit de olsa bir stüdyo ortamında çekim yapmasını önereceğim.

Kapana tek kelimeyle Evrenin yaratılışı ve tarihidir. İleri de sayfalarda hatırladığım kadarıyla “tanrının kendini yaratması” diye bir cümle var. İşte bu yaratma evren dediğimiz yapıyı oluşturur. Anladığım kadarıyla kapana da her ne kadar sadece içinde yaşadığımız evren örnek alınsa da aslında çok evren olduğu ve muhtemel benzer olayların olduğunu da düşünebiliriz.

Kapana fazlasıyla benzetmeler üzerinden akıyor.. Eğer konuya ilişkin daha önceden bir çalışma yoksa o benzetmeler açıkçası çokta bir şey ifade etmiyor. Mesela şu yazıyı yazana kadar su ve yansıma, kendinlik ve insan konusunu anlayamadım. Benim anlam parçalarımla uyuşan tarafları yeterli değil. Anladığım kadarını yazacağım. Belki gerekli tashihler gelir. Ama anladığım ve hatta sizlere de çok rahat açıklayacağım net bilgilerde var. Çünkü o konuda daha önce oldukça ayrıntılı çalışmalarım var. Hatta öyle ki bazı yazılar neredeyse kelimesi kelimesine aynı. Akıl örtülü olmayınca gelmesi gereken bilgiler çağları delip geliyor demek ki. Algılar konusu, örnek vereceğim evrenin yaratılış konusu, zeg zag konusu tamda benim çalışma alanım. Bu çalışmaları bir anlamda Kapanada da geçen kendine dönmek gibi de düşünebilirsiniz. 

Hemen zeg zag konusuna değineceğim. Zik zak kelimesi ile ne kadar yakın. İmgesini ve anlamını tarif etmeme bile gerek olmayan bir kelime. Ama ona çok benzer bir başka imge var. Frekans göstergelerindeki çizim. Mesela AC elektrik sinüs eğrisi. Üst kısmı pozitif değer, alt kısmı negatif değer. Tam anlamıyla zik zaktır.

 

Zaten mümkün olduğunca resimlerle de açıklayacağım BFT teorisinin giriş kısmıyla konu daha anlaşılır olacak. (Bütünleşik Fizik Teorisi) Çok ilginçtir. Zeg-zag kelimesi ile aslında Oktan Keleş'den önce tanıdığım bir yazarın kitaplarında karşılaştım. Orada da hatırladığım kadarıyla zig zag öğretisi deniliyordu. Ve çok ilginç bilgi veya zan diyelim veriliyordu. Bu adamın adı Hans Von Aiberg takma adını kullana biri.

https://www.hanifislam.com/zigzag/index4.htm.

Ama bu kitabı okuduktan sonra şunu da yazayım verdiği bilgiler bu kitabın ruhu ile uygun. Ancak ilginçtir adam dolandırıcılıktan içeri girdi diye hatırlıyorum. Yani suçunu kabul etti ve ceza aldı. 

Onun kitaplarını basan yayınevi sahibi ile görüşmemde bana söylediği önemli bir not var. Yayınevi dini kitapları basan bir yer. Adamın yazara ilişkin kalbinde şüphe var. Ve adam ABD de güvendiği bir akademisyene kitapları gönderiyor ve “ne dersin?” diye soruyor. Gelen cevap çok ilginç. Burada bahsedilen tek bir konuyla bile prof. Olursun ve sana kürsü açılır. Ama adam yine de kitapları basmadı. Elindekileri de sattı mı bilmiyorum. Her neyse buda küçük bir zeg zag hatırası olsun. 

Ancak bu adam bu bilgileri nereden biliyor? Çok ilginç.

Her neyse gelelim kapana da ki iki çeşme �" meme meselesine. Tanrı, kadiri mutlak, tek olan veya O bir ise neden kendini yarattı. Neden böyle bir ihtiyaç duydu? Öncelikle şunu yanlış anlamayın. Tanrı ilk defa bir evren yaratmıyor. Sayılarla ilgisi olamayacak kadar öncesi ve sonrası olan evrenler yaratıp yok etmiş bir güç sahibinden söz ediyoruz. Olayı sadece kendi evrenimize göre değerlendirin. Bir değer, eğer ona değer veren olmazsa, o değerin anlamı da olmaz. Tanrı eğer onu tanrı bilecek bir akıl, irade olmasa o tanrının, tanrılığının anlamı olmaz. Onun içindir ki hadis i kutsi de “ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim” der. O hazine başka evrenlerde zaten biliniyor değeri veriliyor. Ama tanrı, yaratma sıfatıyla tanrı olur. Hani bazı felsefe veya tefsirciler tanrının işi der yaratmaya ama ben bu cüreti göstermeyeceğim. Yani tanrıya bir iş biçmeyeceğim. Tanrı için özel bir anlamı olduğunu düşünmüyorum yaratmanın. Gözümüz varsa kullanırız, neden görüyoruz diye sormayız. Kulağımız varsa işitiriz neden işitiriz diye sormayız. Eğer resim yapabiliyorsak resim yaparız. Nedenini aramanın veya sormanın anlamı yoktur varsa kullanırız. Tanrıda da yaratma özelliği var ve kullanıyor.

Kitabın ilerleyen bölümlerinde yazacağım konuya değiniyor zaten ama kendi konuma başlangıç olması için var - varlık ve yokluk tanımlarını inceleyeceğim. Bir iletişimde bir şeyi tanımlama ihtiyacı varsa var kelimesi kullanılır. Ancak tanımlanan var ın varlık olmasına gerek yoktur. Mesela Allah bir varlık değildir. Ama onu konuşmak, iletişim konusu yapmak için sanki varlıkmış gibi imge oluştururuz. Ancak varlık tanımı daha farklıdır. Varlık birbirini etkileyen veya etkilenendir. Eğer bu etki yoksa var olsa bile o şey varlık hükminde değildir. Bu etki açıklayacağım açıklayacağım bağlarla sağlanır. Yokluk denilen durumda bu bağların ya olmaması ya da diğerleri arasındaki iletişimin kesilmesidir. İşte biz cinleri bu bağlardaki kesilme veya zayıflık veya farklılıktan dolayı göremeyiz, işitemeyiz. Bunun anlamı da şudur. Eğer görünmezlik veya bir varlığın zararında korunmak istiyorsan bu bağları kopar. Bütün mesela o memelerin sahibi kim Nasıl bir şey? Onu modellemekte. Modelimi bir ayet dayandırdım. Siz bilmezsiniz ama her şey Allah'ı tespih eder. Tesbih taneleri şu şekildedir.

 

Dikkat edin çizimlerdeki eksenler farklı yönlerdedir. Aynı dönme yönü referans bakış açısına göre farklı görünür.

Mesela elinize bir kalem alın ucu aşağıya baksın ve onu mesela saat yönüne döndürün. Aynı yöne dönerken kalem ucunu yukarı çevirin. Bu defa saat yönünün tersi oldu. İşte bütün olay burada yatıyor. Tek bir gövde var ama bakış açısına veya bulunduğun pozisyona göre iki tane gibi görünen durum var. İşte sözü edilen memeler bunlar. 

Ama meme özelliğinde olması için bunların bir şeyler vermesi gerekir. Ak süt kara süt denilen veya iyi kötü veya (+)(-) denilen durum. İyide tek bir olayın farklı görünüşleri neden iyi veya kötü gibi algıya sebep oluyor. Çünkü bu dönüşler birbirine bağlı iki farklı alemi temsil ediyor. İki farklı alem, o alemlere göre yaratılmış olan irade sahibi varlıklar ve o varlıkların kendilerine göre varlığını koruma şartlarının olmasıdır. İki alem derken iki farklı boyutta anlaşılabilir. Veya tek bir alemin iki farklı zamandaki farklı şartları.

 

Verilen örnek iki tane olunca bir şey anlaşılmaz. Ama bunları sayısız şekilde oluşum noktası oluşum noktası kuvvet alanı (zaman kuvveti) dönme ekseni 1800 dönmüş hali çoğaltırsan ve zaman kuvvet noktaları dediğim alanlar birbirine değmeye başarsa işte o zaman “OL” emrinin geldiği andır. Olacak olan neyse olmaya başlar. Yanda gördüğünüz şekillerde birleşmeler başlar. Bu birleşmelerin ilk adımında ayrıntısı burada gerekli olmayan boyutlar oluşur.

Yandaki resimde gördüğünü 6 yöne göre oluşan boyutların eksene göre referans alırsak birine (+) yön diğerine de (�") yön diyebiliriz. İşte memelerin oluşumu bu şekildedir. Aynı evrenin farklı yönlere dönen oluşum noktaları ve ona göre oluşan farklı alemler. Mesela bu durumu kuranda geçen iblisin “ben ateşten yaratıldım o topraktan” sözünden de anlayabiliriz. O olayın geçtiği zaman ve mekan şartlarında değişiklik olmuş ama iblis buna direniyor. Şu anki iklim krizi denilen şeyde tam anlamıyla toprak dönemini bitirip tekrardan iblisgillerin yaşayacağı ortamı hazırlamaktır.

 

Sanırım meme konusu ve onun iyi kötü olmasını anladınız. Çizimlerde bir hata olabilir. Temel yaklaşımı dikkate almanız önereceğim. Zira teoride bazı eklemler ve tashihlerde var. Konu dışı olduğu için değinmeyeceğim.

5. sayfadaki bunedir sorusuna cevabım: anladığım kadarıyla üst �" alt parşömen veya kenarı.

 

6. Son resim ise bu sitede de daha önce örneklerini gördüğümüz tamgalara ait.

Yılmaz Bağıran

Bu haber 2,394 defa okundu.