En Sıcak Konular

Kuantum Fiziği Üzerine Düşünceler

27 Ağustos 2021 10:18 tsi
Kuantum Fiziği Üzerine Düşünceler Okuyucu tefekkürleri...

Kuantum Fiziği Üzerine Düşünceler



Her ne kadar konu hakkında bir eğitime sahip olmasam da, merak, ilgi derken belli bir süre sonra elde edilen verilerle konuyla ilgili doğal olarak bir düşünce inşaa ediliyor. Bu yazıda kuantum fiziğinde çok önemli bir eşik olan çift yarık deneyi hakkında ki düşüncelerimiz paylaşacağım. Yalnız bu tür yazılarda, yazan kim olursa olsun, hiç bir düşünce doğru veya yanlış olarak etiketlenmemelidir. Çünkü bilim yanlışlanabilir olduğu sürede bilimdir. Doğru denilen şey, daha doğrusu bulunana kadar veya istisnaları bulunana kadar veya yanlışlanana kadar doğrudur. Ancak bu arada belli şartlardaki doğru ile çok işlerde yapılmış olur. Yazının konusu konuya merakı olanlar için belki bir şeyler ifade edebilir. Ama uzak olanlar için sadece “okumuştum” denilecek şeyler olacaktır.

Fizik bilimi çoğumuzun mantığında Newton fiziğine göre şekillenmiştir; Doğaldır. Çünkü Newton fiziği bizim gözlem alanımızda olan bitenle ilgili bir şeyler söyler. O söylenenlerle bir şeyleri kontrol edebilir ve hayatımızı kolaylaştırabiliriz. İlgili veya ilgisiz herkesin hayatına dokunan bir yönü vardır. Ama kuantum fiziği böyle bir fizik değildir. Hem gözlem şansımız olmadığı, hem de hala gelişme aşamasında olduğu için, insanların çoğu konuyu takip etmekten uzaktır. Sadece özel bir ilgi ve merak konusudur. Çünkü kuantum fiziği hala laboratuvar ortamında kalmıştır. Dışarıya sızan bilgi çok azdır. Benim bildiğim sadece lazerler var. Ona da emin değilim

Kuantum fiziğinde “çift yarık deneyi” denen bir deney vardır. Bu deney kuantum fiziğinin bu günkü hale gelmesinde adeta bir köşe taşıdır. Çok önemli bir sorunu çözdüğü iddia edilir. Dikkat edin “iddia edilir” diyorum. Çünkü o deneyin sonuçları yanlış değerlendiriliyor da olabilir. Atom ve atom altı parçacıkların anlaşılmasında bu tip yanlışlıklar, sonunda olması gereken değerleri vermeyeceği için bilim yanlış gelişebilir. Yol daha çok uzamış olabilir. Onun için konuyla ilgili olanların muhtemel her türlü farklı bakış açısını, en azından göz ucuyla bile olsa okumaları ve kendi değerlendirmelerine katması faydalı olacaktır. Her ne kadar kendi yazım için bunu beklemiyor olsam da,bilimsel düşünce etiği bunu gerektirir. Konuyla ilgili olanların artık bağnazlığa varabilen tutumlarının bu değerlendirmeyi yapabileceklerine inanmıyorum. Çünkü onlar bilim dininin bağnaz  müritleridir. Onların dinleri her şart altında doğrudur.

Gelelim konumuza. Atom altı parçacıkları anlamaya çalışırken onun nasıl hareket ettiği konusunda bir teori ortaya atıldı. Kimi dalga, kimi parça olarak hareket ettiğini iddia etti. (Dalga derken radyo dalgaları, parça derken sanki tabancadan çıkmış bir mermi anlayın) Ancak hiç biri kendi görüşünü uzun süre ispatlayamadı. Çözüm, fizikle direk ilgisi olmayan birinden geldi. (buraya dikkat edin ilgisi olmayan biri. Çünkü her konuda farklı bir bakış açısına mutlaka ihtiyaç vardır) Bu kişi yapmış olduğu bir deneyde, ki bu çift yarık deneyi olarak tanınmıştır. 

 

Deneyi burada anlatacak değilim. Bilgisi olmayan basit bir net araştırması bile konu hakkında yeterince açıklayıcı Doküman video bulabilir. Üzerinde duracağım konu dalga veya parçacık ikiliği üzerinedir. Ve bu ikilik aslında nereden kaynaklanmıştır.

Gevur kısmının adetidir. Önce parçalar, sonra onu 1leştirmeye kalkar. Buna da bilim der. (gevur derken kat edilen Allah'ı 1 lemeyenlerdir. Yoksa onların inançları veya görüşleri konumuz değildir) Var olan bir bütünü sanal olarak ayrıştırıp sonra onu aynı şekilde birleştirmeye çalışmak bana göre adı bilim olan bir oyalamacadır. Farkındayım büyük bir lokma yiyorum. İnsanlar her şeylerini kaplamış olan 1 liği görmemekte ısrar ederek, onun 1 olmadığını iddia ederek bilim yaptıklarını sanıyorlarsa, sadece kendileri için oyalanma belki bir geçim vasıtasıdır. Ama diğerleri için kandırmacadır. Bilim aldatma haline gelmiş demektir.

Tek tengri veya Allah 1 dendiğinde insanların bunu anladığını sanmıyorum. “He he” 1 tabi ya. “He he” dedikleri 1 kavramının altını hiç ama hiç dolduramıyorlar. Zeminsiz, kelimeden öte bir şey değil sanki. Hayır öyle değil. Varlığın varlığı zaten1 liktir. Nasıl tarif edeceğimi bilemediğim için böyle bir tanımlama yaptım. Bir şeye var veya yok deniliyorsa o şey bir bütünün eseridir. İşte o bütünü dalga veya parça diye ayırdığında toparlayamazsın.

Var diye tanımlanan her şey evrenin bir bölümüdür. Bir elma, bir dağ bir galaksi var kapsamındadır. Ama hepsi içinde bulunduğumuz evrenin bir bölümüdür. Evren, bir elma ve dağ olarak etkileşim yapar. Yok denilen durumda sadece bizimle etkileşim yapmamasıdır. Mesela elinizdeki elma ile aydaki bir taş aynı bütünün farklı oluşumlarıdır. Birinde bulunana kilitli (başka bir atom alamaz ve veremez) atomların  ve bunların etkileri ile diğerinde bulunanların sayı ve etkileri ve birde bulundukları konum farklıdır; o kadar. Temel sorun varlığa bakış açısıyla ilgilidir. Aslında. Mesela ilk atom modelinde ki hala kullanılır, ortada bir çekirdek olduğu, çevresinde ise farklı yörüngelerde farklı sayılarda elektronlar olduğu düşünülür. Hiçbir gözleme dayanmayan bu model, aslında o dünyanın algılarının, yani bir şeyleri oluşturmasının modelini ortaya çıkarır. Merkezde bir çekirdek, o sosyolojinin merkezinde belki bir kral veya kraliçeyi temsil eder. En yakınında bulunan iki elektron ise belki kralın 1. derece yakınları belki de saltanata ortak olmak isteyenlerdir. Algı böyle olunca bütün bilim bu algıya göre gelişmiştir. Hala da bu algıya göre sözüm ona bilim üretiliyor. Bildiğim kadarıyla modelin en son geldiği nokta, elektronların bulutumsu bir şekilde etrafta olduğudur. Yani tek bir yörünge değildir, belli bir yörünge aralığında (merkeze belli yakınlık derecesinde) sürekli etrafında titreştiği model oluşturuldu. Ama sonra iş kuantum adını alınca veya bu fizik kabul edilmeye başlanınca yeni bir model üretmekten sanırım vazgeçtiler. Şimdi algılarını kuantum adı altında kasıyorlar. Sattıkları aslında bilim değil, algılarıdır. Satın alırsak “vaaauuuv adamlar yüksek bilim yapıyor” dersin. Ortaya çıkan bir şey olmadığından değil, sadece yorumu eleştiriyorum.

O halde atomlar dediğimiz yapı nasıl olabilir? Bu model daha farklı olabilir mi? Bu modellemeyi yaparken bizde aslında bir çeşit algı dayatması yapacağız. Tek fark bu defa benim algılarımla muhatap olacaksınız. Şanslı olduğunuz yön, ben bu algılarımı “bilim ve doğru” diye satmayacağım. Sadece böyle bir bakış açısı da var, haberiniz olsun, inşaa edeceğiniz yeni bir düşüncede bu malzemeden faydalanırsınız şeklinde vitrine koyacağım.

Bütün her şey oluşum noktası adını verdiğim bir şeyle başlıyor. Yani Allah'ın “ol” dediğinde olmaya başlayan şeyler. Bunların en büyük özelliği, bildiğimiz bilmediğimiz evrene ait ne kadar kural yasa varsa hepsinin kaynağı olan dönme özelliğidir. Kendi etrafında, başka bir nokta etrafında veya her ikisi de.. sürekli dönen bir şey. Eğer dönme diye bir şeyden bahsediyorsak, bunun mutlaka bir ekseni vardır. Ve o eksene göre alt üst dediğimiz yönleri vardır. Bu yönler anladığım kadarıyla bizim (+) (-) dediğimiz kutupları oluşturuyor. Kendi aralarında bir kuvvetle (OL EMRİ) birleşmeye başlıyorlar. Her birleşim yapan grup diğer gruplarla tekrar birleşiyor. Bu şekilde gruplar sayısını bilemeyeceğim kadar birleşme olunca bu defa varlık alanı ve zaman etkisi doğmuş oluyor. Evrene ait olan ne varsa hepsi bu birleşmelerden kaynaklanır. Dönme kuvveti, kendi aralarındaki çeşitli bağlantılar ve o bağlantıların yol açtığı çeşitli kuvvetler ve etkileri. Bilim denilen şey bu etkileri anlamak ve kontrol etmektir. Diğer adı da halifeliktir. Kontrol edemediğinin halifesi olamazsın. Kimileri evrensel bir frekanstan bahsediyor. İşte bu dönmeni oluşturduğu titreşimlerdir.

Toparlayacak olursam; tek bir oluşum noktasının kendi etrafında dönmesi, dönmeden kaynaklana birleşmeler, birleşip daha güçlü hale gelen yapıların etrafında dönen daha zayıf oluşum noktaları ve hepsinin farklı kuvvetler oluşturmasını anlamaya çalışıyoruz. Buna da kuantum fiziği deniliyor. 

Gelelim konumuzla özel bir ilgisi olan çift yarık deneyine. Çift yarık deneyinde yüzyıllardır tartışılan parçacık mı dalga mı sorusu cevap buldu. Aynı anda her ikisi de dediler ve işin içinden çıktılar. Yani parçacık yönünden bakarsan parçacık görürsün, dalga olarak bakarsan dalga görürsün. Ancak bu yorumda çok ciddi hatalar var. Öncelikle soruda bir hata var. Kuantum fiziğinin temelinde Parça ve dalga sorusu hatalıdır. Çünkü parça denilen durum, newton fiziğine aittir. Yani daha kaba olan, atomlarla değil, onların oluşturduğu elementler, kütle vb. ile kullanılır. Mesela dere kenarındaki taşlardan birini alıp kuvvetlice karşıya attığınızda, kalan taşlar kuantum fizğine göre hareket edip, atılan taştan etkilenmez. Çünkü o taşlar newton fiziğine aittir. Ama dalga fonksiyonu sadece kuantum fiziğine aittir. Taş örneğimizden hareketle; bir taş alabilirsen, ona bir kuvvet uyguladığında geniş bir alanda ki çevresinde bulunan diğer taşlarda hareket eder. Parça derken kast edilen tek tek atom taneleri, kuantum fiziğinde olamaz. Çünkü kuantum alanında bütün her şey tek bir bütündür. Parça denilen durum, bir kuvvetin zaten evrenin her yerinde olan oluşum noktalarının birbirine göre kuvvet yönünde (aynen newton sarkacında olduğu gibi) birinin diğerin itmesidir. (istisnası, parçalar saçılımda yaparlar) Hareket eden bir şey yoktur. Mesela deniz yüzeyinde milyonlarca top olduğunu varsayın. Bir dalga gelince o topların hepsi dalga yönünde gitmez ki. Top büyük oranda yukarı aşağı aşağı hareket eder. Ama bakış açısına göre topu sadece dalganın en üst tarafında görürsen sanki farklı olan toplar tek bir top gibi görünür. Olmayan bir şeyi varmış gibi kabul edip onun üzerine teoriler üretmek bilim falan değildir. Asıl deneyin yapıldığı ortamda dikkat edilmeyen bir şey var. Asıl deney su temelinde yapılıyor. Basit bir havuzun ortasına konulan iki yarık ile deney yapılıyor. Dikkat edin, yarığın her iki tarafında da su vardır. Yani her iki tarafında uzayı aynıdır. Aynı deney ışık ile yapıldığında da benzer sonuç alınıyor. Çünkü ışığın hareket ortamı da aynen suda ki yarığın her iki tarafında ışığın hareketini taşıyan ortam vardır. Atomlarla yapmaya çalışırsan muhtemelen orada da aynı sonuç elde edilecektir. Çünkü atomun hareketini sağlayan uzay, yarığın her iki tarafındadır. Dolayısı ile konunun temeli her durumda varlığını koruyor. Dalga şeklinde yayılmaya devam ediyor. Sonuç: Kuantum evreninde parça diy bir tanım olamayacağı için bütün hareket dalga şeklinde olur. Ancak dalgalar, her bir kuant noktası ile iletişime geçtiğinde o noktanın enerjisi yükseleceği için kısa bir süre sanki farklı bir yapı gibi görünür.


Yılmaz Bağıran



Bu haber 1,904 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,348 µs