En Sıcak Konular

Ariflerin Şükrü

2 Haziran 2021 10:10 tsi
      Ariflerin Şükrü Âşık Avşarî Yazdı...

                                                Ariflerin Şükrü

 

Şükür…Hoşnutluğu ve minnettarlığı belirtmek, teşekkür etmek. İnancımız gereği günlük yaşantımıza işlemiş sık kullandığımız bir kelime.

Yağmur damlaları metronun camlarına vururken ben de dalgın bir şekilde şükür hakkında, şükrü algılamamızdaki anlayış ne kadar doğru bunu tefekkür etmeye çabalıyorum. Tefekkür ettikçe her gün defalarca kullandığımız ,inancın en temel ve basit olgularından gördüğümüz bu kelimeyi ne kadar bilinçsiz kullandığımı anlayınca biraz sarsılıyorum. Metrodan inince de tefekkürüm devam ediyor. Yürürken esen tatlı rüzgâr sanki Uluların nefesi gibi, başımı okşuyor. Hafifçe tebessüm ediyorum…

O zaman Uluların nefesiyle destur diyelim.

 Günlük hayatta çokça karşımıza çıkan durumları ele alalım. Mesela maddi anlamda yoksul birini düşünelim. Mesele şükür olunca ona şu telkinlerde bulunulur: “Ya bak, yine çok şükür kuru ekmekle de olsa senin karnın doyuyor, bir baraka da olsa başını sokacak evin var. Dışarıda açlıktan ölenler, evsiz olduğu için ölenler var. Bu haline şükür et.”

Burada edilen şükür nasıl bir şükür? Sen senden kötü durumda olanlar olduğu için mi şükrediyorsun? Senin şükür sebebin senden daha kötü durumda olanların varlığı mı? Adeta şöyle diyorsun: “Allah’ım teşekkür ederim, benden daha kötü durumda olanlar var. Açlıktan ölenler, dışarda donanlar var. Benim yine karnım doyuyor.”

Sen şükründe, Allah’a teşekküründe, senden kötü durumda olanların varlığını mı sebep gösteriyorsun? Peki, bu mantıkla sen en kötü durumda olsan şükretmeyecek misin?

Üstelik bu şükrü yaparken  bazen “buna da şükür” diyorsun. Yani: “Allah’ım ben kötü durumdayım, beni zor duruma koydun ama daha kötü yapmadığın için teşekkür ederim.” diyorsun. Kötü durumda olduğunu kabul ediyorsun.

Mesela, gözü bozuk olan sen, hiç görmeme diye bir halin olduğunu bildiğin için şükrediyorsan, bu mantıkla tam görenlerin olduğunu düşündükçe de isyan mı edeceksin?

Kendi kendimize oluşturup, benimsediğimiz bu şükür algısı doğru mu? Belki de yanlış olduğu için Allah ayette:

 “…Kullarımdan şükredenler azdır.”(Sebe Suresi/13)

“Ne kadar da azınız şükrediyor.”(Mü’minun/78, Mülk/23)

Buyuruyor.

Yine Secde Suresi, 9. Ayette şöyle buyruluyor: “Sonra ona biçim verdi ve ruhundan üfledi. Sizin için duyma, görme ve kalpler verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz.”

Duyma ve görmeyi ilk aklımıza gelen anlamıyla duyu organları olarak düşünürsek o zaman kulağı duymayan gözü görmeyen şükretmeyecek mi? Belki de ayette bahsedilen duymaktan, görmekten kasıt bizim algıladığımız şekilde değil. İçindeki sesi duyabilmek, hakikati görebilmek ve bunu kalbinle yapabilmek, hissedebilmek… Ayette sayılanlar neydi: “duyma, görme ve kalp.”Bunlar arasındaki bağlantı duyan ve görenin kalp olması. Konuyla ilgili başka bir ayette ne buyruluyor: “Gözler kör olmaz ancak sinedeki kalpler kör olur.”(Hac-46). Demek ki asıl gören kalp. O nedenle kalbi olan şükretsin ki, iyilik duvarına bir tuğla koyacak kadar vicdanı kalmış.

Demek ki önce bizde ne olduğunu bilmemiz gerekiyor ki sonra onun şükrünü (teşekkürünü) yapabilelim. Üflenen ruhumuzu, bize verilen duyma görme yetisini, bize verilen kalbi keşfedip, bilip, bildiğimize şükretmek gerekiyor. 

Arifler kendini biliyor, O’nu biliyor ve olayları da buna göre okuyor. Bakın Fuzuli bir şiirinde ne diyor:

“Çok oldukça gam u derdümreh-i ‘ışk içre hoş-hâlem
Fuzûli şâd olup şükritmeyem mi ni’metüm artar.”

(Ben Fuzûlî, aşk yolunda derdim çok oldukça mutlu olurum. Nasıl mutlu olmam, nasıl şükretmem çünkü böylece benim nimetim artar.)  

Bir de aklıma şükrü kullananlar geliyor. İnsanlarımıza her halinize şükredin yoksa Allah’a isyan edersiniz deyip, vatandaşın ekmeğini elinden alanlar. İnsanların problemi Allah’la değil, Allah’ın verdiği rızkını elinden (ç)alanlarla…

Yazımı Ululardan Hoca Ahmet Yesevi’nin söylediği rivayet edilen bir sözle bitirmek istiyorum:

“Tokken Horasan’ın köpekleri bile şükreder.”

Ben bu söze farklı bir taraftan yaklaşacağım. Bu sözü toklar için alıntıladım.

Horasan’ın köpekleri tokken şükrediyormuş.

Demek ki hem doyup tok olabiliyorlar hem de şükrediyorlar mübarekler.

Şimdi gözü yedikçe doymayanları, yetinmeyip şükürden habersiz olanları hangi sıfatla adlandırmalı?...

Saygılarımla…

Âşık Avşarî

 



Bu haber 2,078 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,578 µs