Kızıla Kayma
Bilim dünyasını derinden etkileyen kızıla kayma ve onun etkileri üzerine bir çalışmamı sizinle paylaşacağım. Konuyla ilgili olarak ciddi anlamda birbirini takip eden algı yanılgılarının olabileceğini düşünüyorum. İlgili olanlar en azından kendi düşüncelerini bir kez daha sorgulayabilirler belki. Açıkçası burada yazdıklarımın tamamı doğru olsa bile onların bilim dedikleri saplantıları değiştireceklerini de sanmıyorum. Hedefim bu konuda amatör olarak ilgi bilgi alanı olanlara farklı bir bakış açısı sunmaktır. Hiç bir şekilde doğru budur gibi bir iddiamda yok. Sadece her konuda farklı bir bakış açısının olabileceği tecrübeme dayanarak bu çalışmayı paylaşıyorum.
Bir bilim insanının açıklamalarından anladığım kadarıyla tanrı parçacığı denilen ve bütününe kara enerji denilen yapı, diğerlerinde olduğu tamamen yanlış yorumlama sonucu gibi görünüyor. Bu parçacığın var olma ihtimali şöyle bir gözleme dayanıyormuş. Uzak yıldızlara (farklı galaksideki) yapılan gözlemlerde bazı noktalarda yıldızların hareketinde sapmalar meydan geliyor. Normalde bu sapmaların olması için çevresinde mutlaka bir kütle olması gerekir diye düşünüyorlar. Ama o yıldızın çevresinde böyle bir kütle yok. O halde neden bu hareketi yapıyor? İşte bunun üzerine görünmez enerji diye bir şey uydurup onu arıyorlar. Halbuki o görüntünün bize gelene kadar geçtiği yolları ve muhtemel değişimi hiç hesaba katmıyorlar. Farklı eterik yoğunluk katmanları, geldiği noktada daha önce oradan geçen büyük kütleli yapıların izleri böyle bir sapma yapabilir. Yani sadece bir kütle değil, tam tersine uzayın bizim hesaplarımıza göre olan eterik yoğunluğunun da farklı olması bu sapmaya yol açabilir.
Sorun aslında kızıla kayma denilen durumun yanlış yorumlanmasından kaynaklanıyor olabilir. Dikkat ederseniz bu durum sadece galaksiler arası gözlemlerde çalışıyor. Bunun sebebi şunlar olabilir. Bakış açısına göre kendi galaksimizde ki titreşimleri daha kısa dalga boyunda yani maviye yakın olanlarda görüyoruz. Benzetme yapacak olursak bir önceki örnek çizime göre 1 nolu bakış açısında yakın gözlem nesnelerine ait bilgi birbir üstüne binmeden bize ulaşıyor. Ama mefase arttıkça dalgaların sanki birbir üstüne biniyormuş gibi görünmesi gerçekleşir. Sadece algı yanılgısı. Ki bunun bir de şu özelliği var. İki galaksi arasında önemli oranda boşluk vardır.
Alt çizimdeki örneğe bakalım. Ortada ki çizgi X galaksisinden Z galaksisine gelen bilgi. Mavi olan alanlar galaksi, galaksinin kendisi etrafındaki hale ise çekim alanıdır. Mavi alanda neredeyse sabit olan bir yasa ve yörüngeler vardır. Mesela ışık hızı sabit olabilir Çünkü galaksinin ortalama bir kütle çekimi vardır. Ama Z galaksisine gittikçe galaksinin kütle çekiminden kurtulacaktır. D noktasında ise diğer galaksinin çekim kuvvetine kapılacaktır. Yani bir ışın A-B noktasında çıktığı galaksinin çekim kuvvetinden dolayı zorlanacak, C noktasında kendi hızına kavuşacak, D-E noktasında ise gittikçe hızlanacaktır. Bir ışının bu kadar değişken bir hıza sahip olması farklı galaksilerdeki gözlemcilere göre yanıltıcı sonuçlar verebilir.
Kızıla kayma konusunda asıl etken olan durum ışığın hareket etmek mantığı ile ilgilidir. Işığın hareketini bugünkü bilim yanlış tanımlıyor. Işığı sanki bir tanecik gibi düşünüyorlar ve adına da foton diyorlar. Öyle bir şey yok halbuki. Açıklayacağım. Işığın tanecik olarak tanımlanmasının nedeni newton sarkacında gizlidir.
Işık ve dolayısı ile kızıla kayma ve karanlık enerji ile ilgili yorumları yaparken dikkate alınması gereken bir özellikte galaksi bile olsa kendi etrafında son derece hızla döndüğü ve bu dönmeye bağlı olarak evreni büktüğüdür. İki galakside de bu bükülme olduğu için bükülmeye bağlı olarak gelen ışın ya hafif “S” ya da hafif “C” şeklini çizerek yol alır. Yani galaksiler arasındaki gözlemlerde gözlediğimiz galaksi hiç bir zaman tam o noktada değildir. O galaksinin dönüş yönüne ve bizim galaksimizin dönüş yönüne göre olan ilişkisi, galaksilerin çekim kuvvetlerin güçleri vb. toplamı sonucu ortaya çıkan bükülme, ışığın yolunu da belirler. Eğer bu bükülmeleri dikkate almazsan sanki başka bir kütle ışığı çekiyormuş algısı oluşur. Kara enerjiyle ilgili olan değerlendirmenin kaynağı da budur zaten.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle