O halde, neden yaşamadığı bir dönem, hiç gitmediği bir yerle özdeşleştirildi?
İmperia Heykeli, yalnızca ahlakı bir yozlaşmanın eleştirisi mi?
Constantinus döneminde; Hristiyanlık inancı devlet himayesine alınıyor. Hristiyanlara el konulan mal ve kiliseleri iade ediliyor, dini ayrımcılık son buluyor cezalandırmalar kalkıyor. Constantinus baskıların işe yaramadığını, diğer yandan imparatorluğu bir arada tutmada tek Tanrı inancının daha etkili olduğunu görmüştü. Ayrıca, pagan döneminde imparatorlar Tanrı'nın başrahibi idi. Oysa; şimdi Tek Tanrılı din ile imparatorların Tanrılık vasfı ortadan kalkıyordu. Çözüm imparatorun en yakın danışmanlarından Eusebius'tan geliyor. Constantinus'tan başlayarak imparatorlar sadece ordunun başı değil, en büyük kanun koyucu ve hakim. Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi. Kilise imparatorluğun himayesi altında. Hristiyanlık merkezi olarak ise; Konstantinopolisi seçiyor.
Çünkü; o dönem Roma ve İznik pagan geleneklerinin etkisi altında.
Papalık kurumunun devlet olarak temellerinin atılması ise; 754 yılında gerçekleşiyor. Karolenj kralı Pepin 751 yılında Papa tarafından kutsanıyor. Ardından Orta ve Kuzey İtalya'da Lombardlardan aldığı toprakları, 754 yılında Papa ya veriyor. 8. ve 9. yüzyıllarda hüküm süren Karolenj İmparatorluğunun yıkılması ile Papalar sorumlulukları altında bulunan topraklarda siyasal yönetimin başına geçiyor. Dolayısıyla, Papalık Devleti sadece dini bir yapılanma değil.
Ordu kuruyor, savaşlar yapıyor, barış antlaşmaları imzalıyor. Papalık devleti 1870 yılına kadar işlevini sürdürüyor. Savoya Hanedanının İtalya'yı tek bayrak altında birleştirmesiyle işlevini yitiriyor. 1929 yılında Mussolini iktidarını güçlendirmek için, Katolik kilisesinin desteğini almak amacıyla, Papalık ile bir antlaşma yapıyor. İmzalanan "Laterano Antlaşması" ile Papalar yeniden siyaset sahnesine dönüyor. Bu tarihten sonra Vatikan, Papalık Devletinin devamı olarak bağımsız bir devlet halinde varlığını sürdürüyor.
Bunun cevabını Rönesans ile ortaya çıkan Hümanizm anlayışında bulabiliriz.
Hümanizm; merkeze insanın varlığını koyuyor. Akıl ve bilimi savunuyor. Tanrı merkezci anlayışı reddediyor.
1993 yılı Samuel Huntington tarafından "Medeniyetler Çatışması" tezinin, ilk kez Foreign Affairs te yayınlanan bir makale ile ortaya atıldığı yıl.
Bu teze göre; insanların geleceği, medeniyetler arası çatışmadan ibaret olacak. Soğuk savaş sonrası dönemde sorunların, çatışmaların temel kaynağı ideoloji veya siyasal görüşler değil, din ve kültürdeki farklılıklar olacak. Yani; bu tez aynı zamanda dinler arası çatışmayı öngörüyor. SSCB Birliğinin dağılmasından sonra yeni düşman olarak İslam hedef gösteriliyor.
Sonrasında yaşananlar malum.
Hıristiyanlığı pagan unsurlar içinde eritme süreci tamamlanmış durumda.
Geriye tehdit olarak İslam inancı kalıyor.
Ve hedef; İslamiyet'i pagan öğreti içinde eritme. Ilımlı İslam adı altında, İslam ülkelerinin yeniden şekillendirildiği bir sürece tanık oluyoruz. İslam ülkelerinde ateizmde görülen artış bu çabaların başarı göstergesi olarak da kabul edilebilir.
Bu heykel bana şunu ifade ediyor;
"Kendinizin seçtiğinizi düşündüğünüz din adamlarınız ve yöneticileriniz avuçlarımızda. Onların mevki ve makamlarını biz veriyoruz. Verdiklerimizi geri aldığımızda çırıl çıplaklar, hiç bir güç ve yaptırımları yok .Bir avucumuzda milli değerlerinizi diğer avucumuzda dini değerlerinizi tutuyoruz ve kendi öğretilerimiz doğrultusunda hepsini yeniden şekillendiriyoruz. Din adamları ve idareciler vasıtasıyla öğretilerimizi dört bir yana yayıyoruz. Herşey gözleriniz önünde alenen gerçekleşiyor.
Peki, bu heykelin Konstanz'a dikilmesinin başka anlamları da olabilir mi?
Konstanz, Avrupa'daki pek çok hanedanın kökenlerinin bulunduğu bölge. Diğer yandan, Konstanz Konsili toplandığında aynı anda 3 Papa görevdeydi, Hristiyan dünyasında bölünmüşlük vardı. Bu bölünmüşlüğün temelinde ise; hanedanların siyasi çekişmeleri var. Konstanz Konsili bu bölünmüşlüğü sonlandırdı.
Yani; ittifak sağlandı.
1993 yılında görevde olan Papa, 2. Jean Paul. İlk Polanyalı Papa. 455 yıl aradan sonra İtalyan asıllı olmayan ilk Papa.
Berlin Duvarının yıkılışı, Doğu Bloku ve Varşova Paktının çökmesinde, SSCB nin dağılmasında büyük etkisi var.
2005-2013 yılları arasında görev yapan Papa Benedictus ise; Alman asıllı. Yahudi soykırımını reddettiği için aforoz edilen kardinale itibarını iade etti. Ardından Katolikler ve Yahudiler arasında yaşanan gerilim nedeniyle Yahudilerden özür diledi.
2013 te göreve gelen Papa Franciscus ise; Arjantin doğumlu. Avrupa dışından seçilen ilk Papa. Ayrıca, Cizvitler tarikatına bağlı ilk Papa.
Yani; Papalık kurumu içinde de hanedanların iktidar savaşı yaşanıyor gibi.
Eğer öyle ise; önümüzdeki süreçte Avrupa'da demokrasi ve özgürlük mücadelesi adı altında, hanedanların taht savaşlarına tanıklık edeceğiz demektir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle