Hz.Süleyman, Petra ve Satürn İlişkisi

20 Kasım 2020 08:24 tsi
Onur Öner Yazdı...

Hz.Süleyman, Petra ve Satürn İlişkisi

Yazacağımız konunun tam olarak anlaşılabilmesi için 06.09.2020 tarihli ‘Süleyman Mabedi Sırrı’ konulu sohbetin izlenmesi faydalı  olacaktır.

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8098  Bu sohbette, söz konusu mabedin (yönetim merkezi) fizik ve metafizik boyutlarda yapıldığını öğrenmiştik. Metafizik boyutta kalan yapım işinin Süleyman’ın ölümü ile yarım kaldığını anlıyoruz; dünyamıza bakan kısmın ise MS 70 yılında yıkıldığı söylenmektedir. Günümüz siyonistleri yüzlerce yıldır bu tapınak kalıntılarını ortaya çıkarmaya çalışıyorlar, mevcut teknoloji ile bunu nasıl başaramadıkları ayrı bir konu.

Benim bahsedeceğim ise Süleyman Mabedi’ne alternatif olabilecek başka bir mabed ile ilgili, El-Khazneh... Petra dersem daha tanıdık olacaktır. Gerçi araştırmacılar Petra’daki bu yapının bir mabed, tapınak olmadığı konusunda hemfikir. Petra kaya, taş anlamına geliyor. Bölgedeki kayaların kızıl renginden dolayı Gül Şehri de deniyor.  MÖ 400 " MS 106 yılları arasında yaşayan Nebati (Semud) Kavmi tarafından yapıldığı biliniyor. Bu tarihler inandırıcı değil, muhtemelen onbinlerce yıllık bir yapı. Nebatiler’in en büyük tanrısı Zu Şera (Aşara) için yapılmış. Aşağıdaki resimlerden soldaki El-Khazne (Hazine), sağdaki ise Hatay’daki Aziz Petrus Kilisesi. Petrus (Peter) kaya demek, havarilerden biri... Masif taş bloklara işlenmiş havalı girişleri var.

 

 

Yine Nebatiler tarafından yapılmış olan benzer bir taş yapı da Mada’in Saleh. Bunun da El-Khazne gibi bir mezar yapısı olduğuna inanılıyor. Salih Peygamber denince akla ilk gelen devesi oluyor. Kayadan çıkan ve kayaya girerek kaybolan bir deve. Aynı Hz.Peygamber’i ve Ebu Bekir’i Sevr Mağarası’na götüren ve kayalarda kaybolan deve gibi.

Anlaşılan bu devasa taş yapılar aynı zamanda bir portal gibi çalışıyor. Araf 40.ayette ‘...onlara göklerin kapıları açılmaz. Onlar, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete de giremezler’ deniliyor. Aşağıdaki resimlerde soldaki Mada’in Saleh, sağdaki ise tahminimce yeryüzündeki en stratejik portal olan Kabe. Giriş kapısı olan ama çıkış kapısı olmayan taş bloklar.

 

 

Kabe demişken Petra’nın girişinde birkaç tane, nispeten küçük taş bloklardan oluşan kabe var. Bu bölgede MÖ 200’lü yıllarda fillerden kurulu ordularla yapılan savaşlardan bahsediliyor. Sultanımız bir sohbette, Kuran’daki fil vakasının aslında bu bölgede yaşandığını anlatmıştı. Nitekim fil heykelleri ve kabartmalarına bolca rastlanıyor.

Şimdi, Petra’nın Süleyman Peygamber’le bağlantısına gelirsek; Petra, Tevrat’da Kudüs’ten sonra en çok anılan şehirdir; Süleyman’ın eşlerinden birisi Petra Kraliçesi (Naamah). Yazar Graham Philips, ‘Hz.Süleyman’ın Hazinesinin Şifresi’ kitabında 11.yy’da Kudüs’teki tapınaktan kaçan tapınakçıların çok değerli eserleri Petra yakınlarında sakladığını yazar. Musa Peygamber’in, kardeşi Harun’u Petra Harabeleri’ne gömdüğü söylenir ve en önemlisi 2009 yılında Süleyman’a ait olan maden sahası, dökümhane, istihkam kalelerinin olduğu bir alan Petra’ya 30 mil mesafede bulundu [1] Süleyman Tapınağı denilince hepimiz Kudüs’teki tek bir duvarı kalmış malum yapıyı düşünüyoruz ama belki esas tapınak (yönetim merkezi, portal) başka bir yerdedir...

 

Saturn gezegeni, eski zamanlarda paganların en büyük tanrısı El ile ilişkilendirilmiştir. Yukarıdaki resimlerde solda [2] Satürn’ün kuzey kutbundaki hexagon (altıgen), sağda ise güney kutbundaki vorteks (girdap) görülmektedir. İnternetteki resimlerde altıgen merkezindeki kırmızı renkli kasırgayı da görebilirsiniz, adeta dev bir Süleyman Mührü gibi.

Süleyman’ın Anahtarı denilen ve 14.yy’a tarihlenen kitapta saturn gezegeni ile bağlantılı 7 adet mühür bulunmaktadır. Her bir mühür farkli bir amaca binaen kullanılmaktadır. Süleyman Peygamber’in mühürler aracılığıyla gezegenin paralel boyutundaki varlıklar ile iletişime geçtiği, haberler aldığı vb gibi söylentiler bulunmaktadır. Benim düşüncem, yapılan tapınağın (yönetim merkezi) bir kapısı bizim dünyamıza açılırken diğer kapısının ise satürn’ün paralel boyutuna açıldığıdır.

Portallerden, kapılardan bahsetmişken günümüzün en magazin portali CERN’den bahsetmeden geçemeyiz. 16.yy’ın ünlü fizikçi, kimyager ve filozofu Heinrich Kunrath’ın ‘Büyücülük Sihir ve Kimya’ isimli kitabında [3] ‘ebedi bilgeliğe acılan kapı’ başlıklı bir çizim bulunmakta. Aşağıdaki resimlerde solda görebilirsiniz. Mağara gibi bir yere giriş yapan 3 kişi görülüyor. En üstte bir uyarı yazısı var ‘Uzak dur, burdan hemen uzaklaş seni kafir !’ Sağdaki ise bizim CERN...

 

Not: ‘Süleyman Mabedi Sırrı’ konulu sohbette, Süleyman’ın asasını kurdun kemirdiği söylenen ayetin (sebe 14) arapça orjinalinde ‘dabbetül arz’ tabiri kullanılmıştır. Bunu kurttan ziyade Erlik Han ile ilişkilendirmek daha doğru olabilir.

Onur Öner 

 

Kaynaklar:

[1]: https://www.thetrumpet.com/5706-king-solomons-mines-found

[2]: https://en.wikipedia.org/wiki/Saturn%27s_hexagon

[3]: https://www.thelivingmoon.com/42stargate/03files/Gateway_to_Eternal_Wisdom.html

 

 

  

 

Bu haber 7,728 defa okundu.