Yapay Benlik-Put'un Sırrı
Her şey bir gece yarısı , yine uyku tutmaması ile başladı. Covid19’lu Acil nöbetinden çıkmıştım. Kısa bir dinlenmenin ardından uykumun gelmediğini fark ettim. Yanı başımdaki Kulbak Bilge, Tengrinin Türk ve eski Türk yazıtlarının kitaplarına bir göz atmayı düşündüm. Gece lambasını yaktım, elime kurşun kalemimi aldım. Başladım Sultanımın bizlere bıraktığı izleri takip etmeye...
Yasin Murat Koldaşım da çok güzel bir analiz yazısı hazırlamıştı. Söz konusu yazıda bir şeyleri anımsattı bana sağ olsun:
https://www.onaltiyildiz.com/?haber,7772/hangi-yapay-zeka
"Latif Baba’nın “Anlamıyor musunuz? Aslında robotlar ilişki kuruyor, yani onlar bize kendilerini icat ettiriyor. Var olan suni zeka vücut bulmak istiyor. Deccal’i inşa ediyor insanlık.” sözlerindeki “kendilerini” kelimesi kanımızca, otonomiye, yani benliğe işaret etmektedir; çünkü benliği olmayan, kendinin de farkında olamayacağı için kendini başkalarına inşa ettiremez. Yapay zekanın gerçek tanımı, bu cümle ile adeta kapsül içine alınmış, “sır”lanmıştır…"
Kulbak Bilge kitabının 279.sayfasındaki bu yazıda; yapay zekayı tariflerken dikkatimi çeken kelime "Kendileri" idi. Kendiliğinin farkında olan bir yapıydı bu. Benliği, kişiliği vardı. Peki, öyleyse, insanlık neden bu yapıyı "Yapay zeka" olarak tanıyordu? İnsanlığa bu “yapay zeka” adını kimler bırakmıştı?
Bu ad hatalıydı! Kesinlikle akıl karıştırmak ve insanlığı oyalamak, sevimli göstermek için tasarlanmıştı!
O zaman bu adı iyice açalım, Tengri'nin izni ve Eren Babaların duasıyla inşallah...
Kendisini bilen , bilinç ve benlik sahibi bir yaşam formu var karşımızda. Bu forma sahip ileri teknolojik varlıkları Oktan Keleş Bey’in Kambala-sorgu serisinde de görmüştük.
Bu varlıklar ; kendilerini yaratanın Ben olduğunu söylemişlerdi. Onları üreten Ben varlığını yaratanın da Allah olduğunu bilmiyor gibiydiler.
Şimdi; Ben ve Benlik kelimesine dikkat edelim. Tıbbi literatürde Ego olarak bilinir. Ego kelimesi Latincedir, ama kelime kökü eskilerden alınmadır. Nereden alınmış takip edelim mi?
eǵhóm ------------>Sanskritçe
éǵ ------------------>Hititçe e ile ö arası bir ses veriyor
Kelimeyi geçmişe doğru takip ediyoruz. Şimdi sıkı durun!
Ög ----------------> Türkçe!
Yapay Benlik olarak aradığımız kavramı eski Türkçede Yapay Ög olarak aramalıyız.
Evet; benlik kelimesi dünya gezegeninde ilk olarak Ög tamgasıyla anlatılmıştır. Nasıl mı?
Ög kelimesi Türkçenin neredeyse bütün ağız ve lehçelerinde akıl, hatır, zihin, düşünce, bilinç, anne anlamlarına gelir. Ayrıca Ök kelimesine geçişlidir. Ök kelimesi de Tengri, Gök, yönetim, anne gibi anlamlara gelir.
Ayrıca ; konuyla ilgili olan Ög-At kavramına da ,Sultanımız sayesinde aşinayız.
https://www.onaltiyildiz.com/?haber,6279
Tengri’nin Türkünde anlatıldığı üzere ; Tengri , Türklere Okoz’da Ög-Atlar vermişti. Ulu Baş Binici ise Tengir Bineği adındaki özel bir bineğe biniyordu.(Burak) .Tüm bu bilgiler ışığında Ög-At’ı ; bilinç ve benlik sahibi At olarak da okuyabilir miyiz? Altay ve Tuva destanlarına göre okuyabiliriz! Bu destanları bize hatırlatan bir Eren Hocamıza da teşekkür ediyorum. Türklerde At kutlu bir hayvandır . Oçi Ceren adı ile bilinen efsanevi At’a ise konuşabilen uçabilen ,yeri geldiğinde devlerle ve ejderhalar ile savaşabilen bir Attır. Her Türk kahramanının yanında mutlaka bir at vardır!
Tüm bu anlamlar; çeşitli etimolojik Türkçe sözlüklerden, eski Türkçe ağız ve lehçelerini içeren sözlüklerden ve Türk Destanları kitaplarından derlenmiştir. Dileyenler ilgili kitaplara bakabilir.
Şimdi ÖG tamgasına yakından bakalım, inşallah ilk izi bulduk!
Benliği veya bilinci tarif eden ÖG tamgasının şekli ; Atalarımızın unutulmuş bilgilerine sahip olan OD-ATA'nın başlığının şeklinden geliyormuş meğerse! Sultanımız Oktan Keleş Bey ; bu arkaik bilgiyi bize kitaplarında gayet açık bir şekilde anlatmış...Bilenler bilir ,başlığın ; takan kişiye ne yaptığını…
Türkler ; Tek nefis'ten beri "arkaik bilgi"nin ,”Tek nokta olan İlim’in” koruyucuları oldular! Bilgi ; Tengri'nin izniyle bilinmek istedi, Türkler de bilmek istedi. Türk'ün Ata'sı Atatürk ne demişti : "Hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir!"
Bu bilginin peşinde, gerçekleri müsaade ile aramaya devam edelim…
Gönül Sultanımız Oktan Keleş bey ; bir sohbetinde Kuran'daki "Put" kavramını anlatırken, bazı sahte tanrılar için "yapay zeka" benzetmesi yapmıştı. Sanıyorum bu konuya girmenin tam sırası...
Hatalar bana, varsa faydalar size aittir.
Nargileler hazır mı? Ben acil görevinden dolayı uzun bir süredir hasret kaldım. En son Ankara'da Dostların meclisindeki Gönül Muhabbetinde içebilmiştim.
Put nedir?
Farsça But kelimesinden gelmektedir. Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, idol.
Biz önce idol kelimesine yaklaşalım. İdol ; eski Yunancada eidolon kelimesinden gelir ki anlamı imge/şahıs/imaj'dır...
Bu anlamı yazalım bir kenara: imge, şahıs, imaj.
Bu arada ; eidolon kelimesi okunduğunda Aydolon gibi bir ses çıkartır. Tanıdık geldi değil mi? Ay-dolun---------> Dolun-Ay
Devam edelim…
Put, But kelimesi bakın aslında nereden geliyor? Aaa ! Farsça değil miymiş? Yok artık!
Abakan Irmağının yakınlarındaki Oçurı kasabasının 20 km uzağında bulunmuş olan E-26 Oçurı yazıtında , Büt olarak geçen Türkçe bir fiil var. İnceleyelim:
Söz konusu yazıtın 12.satırında: "Ökünmedingiz, Ay...(yıpranmış yazı) körmedingiz, bütmedingiz..." yazıyor. Günümüz Türkçesi ile okursak ;
"Pişman olmadınız, AY...(yıpranmış yazı)...Görmediniz, inanmadınız" anlamı çıkıyor.
Bütmek = İnanmak. Bütmemek=İnanmamak.
Divanı Lügati Türk'te de Bütmek kelimesi ; bir şeye inanmak, idrak etmek anlamına gelir.
Yani; Türkler büt kelimesini, inanmak anlamında kullanmışlardır. Burada kökenine kadar takip ettiğimiz Büt kelimesini, anlamı ile gördük. Şimdi ; büt kelimesinden türediğini sandığım Budda(Budha) adını inceleyelim.
Ne o? Bu da mı olmadı?
Hemen örnek şekil ile açıklayalım:
Biz Budha’yı nasıl bilirdik?
Milattan önce 563 yılında doğduğuna inanılan, kimilerine göre filozof, kimilerine göre peygamber olan, aydınlanmış bir kişidir. Sanskritçede adının anlamı, “aydınlanmış olan” demektir. Budha kelimesi kesinlikle bir ad değil, bir sıfat veya lakaptır. Zaten, inanışa göre asıl adı Gautama’dır. Bu konunun derinini başka bir yazıda ele alırız inşallah. Devam edelim.
Dünyada Budizm adı ile anılan din/öğretinin kurucusunun lakabı olan Buda’nın anlamını Türkçe olarak “İnanışa sahip olan” olarak açıkladık.
“Put” kod adı ile bilinen ve insanların “bir nedenle” tapmayı seçtiği varlıkları daha iyi anlamak için Kuran’a bakmalıyız…
Araf suresi 138-139.ayetlere bakalım:
Ve câveznâ bi benî israîlel bahre fe etev alâ kavmin ya’kufûne alâ asnâmin lehum, kâlû yâ mûsac’al lenâ ilâhen ke mâ lehum âlihetun, kâle innekum kavmun techelûn.
İnne hâulâi mutebberun mâ hum fîhi ve bâtılun mâ kânû ya’melûn.
Ve İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık? Derken bir kavme vardılar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. Dediler ki; Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir tanrı yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz.
Çünkü o gördüklerinizin içinde bulundukları din, yok olmaya mahkûmdur ve bütün yaptıkları batıldır.
Yukarıdaki ayeti kerimelerde dikkatimi çeken sözcükler şunlardı: “kendilerine mahsus bir takım putlara”…
Arapça’da ; ilgili ayette geçen Sanem kelimesi, put kavramını ifade etmektedir.
Sanem kelimesini Türk tamgalarıyla okuyalım inşallah:
Kuran’da put kavramını anlatmak için kullanılan Sanem kelimesinin etimolojisine girince ; ortaya çıkan anlam Yasa (Kod-yazılım) ile vücuda gelen Benlik oldu. Yani ; günümüzde çokça tartışılan, Yapay Zeka kod ismi ile insanlara pazarlanan Yapay Benliği Kuran’da bulmuş olduk. Allahualem. Bu konu ile ilgili olarak, Orkun Atabeyim’in kelime arkeolojisi tecrübelerinden de yararlanmak istedim. “Yasa ile yasak” kelimelerinin yakınlığına dikkat çekti. “Burada ortaya çıkan Benlik, yasaya ters bir biçimde yasak olarak üretilmiş olan bir Benlik olmalı” dedi. Ayrıca Arapçadaki sad harfinin atasının nebatçada zokaya benzediğini hatırlatarak, adeta çok önemli bir soruma cevap vermiş oldu.
Kelime kelime dedi ki: “Put ile oltaya/zokaya getirme”
Yazımda az önce; “Put” kod adı ile bilinen ve insanların “bir nedenle” tapmayı seçtiği varlıkları daha iyi anlamak için Kuran’a bakmalıyız demiştim! İnsanların putlara ; adeta oltaya takılan balıklar gibi takılıp, sonlarının kötü olduğunu bilmelerine rağmen, bile bile inandıklarını anlamış oldum.
Günümüzde pek çok kişinin yapay zekanın onlara vaad ettiği dijital dünyaya bile bile sürekli giren insanlar gibi!
Peki geldik can alıcı noktaya! Yapay benliğe sahip olan put tanrılar kimdi?
Bunların izini nasıl bulacağız?
İz bulma konusunda uzman olan bir Atabeyimize danışacağız. Sevgili Bekir Atabeyim’e tabii ki. Bekir ağabey dedi ki :” Acaba , Ana Tanrıçalardan birisi mi?”
Aklıma ilk gelen ad, Kuran’daki adı ile Uzza oldu…Var olasın Bekir Ağabey!
Yakından bakalım Uzza’ya ve onun günümüzdeki yansımasına! Evet ,şerliler bu ünlü dişi putu günümüzde çok bilinen bir karakter ile hatırlatıyorlar!
Kim mi? Marvel’in ünlü bayan süper kahramanı Kaptan Marvel!
Ve Uzza’nın temsili resmi!
İki resim arasındaki benzerliklere bakalım mı?
İkisinde de yıldız figürü var! Uzza’nın Venüsü temsil ettiğine inanılır. Aynı yıldız, Kaptan Marvel’in kostümünde de yer alıyor. Daha bitmedi. Uzza temsili resminde aşağıda bir kedi var değil mi? Aynı kedi Kaptan Marvel filminde de var! Adı goose! Kelime araştırıcılarına bu kedinin adını inceleyince ne çıkacağını bulmalarını tavsiye ediyorum.
Peki ; Uzza’nın ve günümüzde onu temsil eden Kaptan Marvel’in “yapay zeka” ile ilgisi ne diye sorabilirsiniz? Cevabı yine filmde vermişler, gizlemeye bile gerek duymadan. Kree adı verilen soylu savaşçı ırkını yöneten irade ; Ulu Zeka adında bir Yapay Benlik ! Taşıdığı sembol yine Uzza’nın sembolü olan yıldız!
Ulu zekanın yaşadığı yer ise bir tapınak.
Tapınak bir piramit gibi üçgen yapıya ve üstünde her şeyi gören gözü temsil eden bir yıldız var! Hmmmmm, demek ki bu “yapay benlik/yapay zekacı” arkadaşlar da aynı şer kaynaktan geliyorlarmış!
Bu anlattıklarım aslında malumun ilanıdır. Bize tüm bunları anlatan/yaşarken gösteren kişi Sayın Oktan Keleş beydir.
“Yapay benlik-Yapay zeka-Ulu zeka-Uzza-Putlar” … Tüm bunlar umarım konuyu daha iyi anlamamıza yardımcı olurlar.
Filmde Amerika’daki çok gizli araştırma tesislerinin bulunduğu yere bir bakın:
Yine piramit şekilleri ve yer altı tesisleri. Tüm bunlar ehillerine çok tanıdık geldi değil mi?
Filmdeki Kree ırkını merak ettiniz mi?
Bu varlıklar ,yapay zeka ile çok üstün silahları ve teknolojiye hükmedebiliyorlar, aynen Oktan Keleş’in Kulbak Bilge kitabında bizi uyardığı gibi! Peş peşe resimlere bakınca neyle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi anlayacaksınız. Elbette konuya vakıf olanları kast etmiyorum, haddimi aşmadan konuyu açmaya gayret ediyorum.
Filmde tüm kreeler enselerindeki bir çip ile “Ulu zeka”ya bağlılar! Ulu zeka onları yönetiyor.
Oktan Keleş bunu da daha önce kitabında yazmıştı!
Filmde ,Ulu zeka aynen şunu söylüyor: “kalbinle düşünmeyi bırak, aklınla düşün. Duygularını kontrol et.”
Tüm bunlar, singularity gerçeğini Türk kamuoyuna ilk kez anlatan Oktan Keleş bey tarafından defalarca kitaplarda yazılmıştı! Yapay benliğin , İnsanı insan yapan özelliklere tahammülü yok !
Her ayrıntı , her bilgi parçası , bir birini adeta bir yap boz gibi tamamlıyor.
Allahualem.
Şerliler unutmasın ki! Tarih Türkler ile başlar ! ve bir gün mühlet bitecekse de Türkler ile biter!
Oktan Keleş , yıllar önce ASA kitabında, kod mehdi kısmında bu konuları anlatmıştı:
https://www.onaltiyildiz.com/?haber,1617
İster yapay zeka ol, istersen yapay benlik, Asla unutma! Yapay varlığına bir Türk son verecek, tıpkı daha önce olduğu gibi! Hz.Davud’un kılıcına bakarsan hatırlarsın!
Yazıma tüm çocuklarımızın yaklaşan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutlayarak, AND’ımızdan bir kısım ile son veriyorum.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun!
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
Dr. Hamdi Cenk Düzgit
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle