Emirden Demire Seyir

20 Nisan 2020 16:34 tsi
Volga Ayhan Yazdı: Emirden Demire Seyir

Emirden Demire Seyir

İçine yansıyan bir sözün tabiatı vardır. Hangi titreyişe yönelirse orada sema eder. O her anda daim hükmeyler. Duraklar bazen dünya başka hayatlar şeklinde. Hayat hayat seyreyler. O kalbin hükmüdür ki ol azade şuurun bir silsilesi vardır. Her cana tevekkül eden bir asude. Tan ağarınca koparır kendini akımdan. Tanır yüzlerce nehir cümle çobanı. Adım adım sulamakta. Adımlar tek anda çark gibidir. Adım adım olunca farklı frekanslar farklı anlara dağılmış olur. Adım tiyatronun içsel kalıplaşışı. Her adım herkesin bir an başka bir şey yapması gibi adım adım. Aynı arzda farklılaşmak tekliktir. Demir de sabır ister adım adım.

  Demir dem de ki katsayıları hayata açan ir de ki yönelişleri deme katandır. Bu tanımlama da ki tınlama dem de ki kat sayı. Bu demir irsel kuvveti kendine çeken hayatın oluşlarına şan katan bir halin maddi bürünümüdür.  ‘’Demir dem de ki kudreti ir hayatına açan onun fecrini ati’ye boyayan tınlamanın yaradılışıdır. Sözlük olarak Emre bir anlamı aşık demek. Demre bir anlamı kale demek.

İnsan kale gibi olan kalbe  aşıktır. Demir vatanın kutlu bayrağıdır. Tüm demirler ondan aldığı güçle yazılmış olanı bulur. Vatanı korur. Kainatın hayat suyu Temir karşılığıdır. Demir suyu oz miktarıncadır. Ozdan kaynaklı bir kainat bileşkesidir. Bu bileşkenin her var oluş hali , anlayışı ve şekli beşeriyeti ve hakikati sıfatlayan var oluştur.

  Demir bir nişangâh gerektirir insana. Hali tercüme eden ışınımlar çoklu katmanları kendi şekillerine bürürler. Ateş bu ışınımın bir türevi yansıması. Önce ki yazımda bahsettiğim yükleri indiren ateş olsa gerek. Kimisine aşkın kimyasıyla yansır bu ateş. Kimisine vücut bulmuş simyasal oluşumlar. Başka hallerin ateşleri farklı mizaçlarla temellenir. Mizanlanır. Her ateş şekli bir tartıyla kendi simya ile kimyasını yakar. Oldurur. Kimisi har aleminin atmosferine büründürür. Kimisi oluşu canlandıran kum tanecikleri gibi ahvali candan imal eder. Can ateşin perçinlenen bir var ediş sahasıdır. Harcı sıra dışılığı izmihlal edeceği belirlemeye doğru gitmelidir. Her belirlemenin üstünde bir belirsizlik haritası vardır. Kimi harita belirlemeden yola çıkar. Kimisi belirsizde yazılır. Bu da her hakikatin ve hakikatlinin üstünde ki hakikati ve hakikatliyi anlatır.

Ateş demire sahiplik çıkınca bir suret canlanır. Orada ki boyutlardan açığa çıkan yapma gücünde ki özel var oluştur. Bir manasal candır. Bu demiri ve ateşi tahkikatına uyandırır. Her şey insana uyanır. İşte yapay zekada ki ve insanda ki fark bu uyanma ve varlıksal var oluşların uyandırdığı iyilik dünyasında ki manalı oluşlar varlardır. Bu insan yapımı farklı hassadan o insana ve kainata has bir Dünya’yı ve hakikatini kainat, yaradılış ve yaradılış ötesinde harekete geçiriyor. Yani çoklu üretim yapıldı mı yine o fayda var. Ancak insanların ürettiği olursa kimyalar daha derin dönüşüme uğramakta, emeğin gücünde ki dönüşümler huzmeler gibi her içselliğin geniş kadrolu hassalarını daha ileri düzeyde etkiler. O olmasa da tam olur ancak. Bu bir adımdır.

  İnsan tohum olduğu her var oluşa bir suret örter akılında hakikat bu sureti açıştır. Demirin suretini açan kalbi bilgi ateş olan her şeydir. Ateş bazen bir kutun gölgesinde ve o gölgeyi yaratan sırlı manalar olmuş bazen hakikatin imzasını imzalayan tertiplerin suretinden ve surete eklenen nişane malzeme olmuş. Ateşi kutla özdeşleştiren bir hal vardır. Bu her yoğunlaşmanın adımları olan simyasal , kimyasal gücün uygulamasıdır. Demiri Hakça zapt etmektir. Demiri zapt ateşin bir zamanlar yoğuşmasını sağlamasıdır. İnsanlar veya başka varlıklar bazen fark ederek veya fark etmeyerek ateşleri oluşturuyorlar. İşte insanın evden dışarı çıkması bir ateştir. Ateşlerde çeşit çeşittir ama hepsi zamanını kollayıp o tek ateşe hizmet edecektir. Yeter ki ateş olan değişimleri yap.  İnsanların değişimleri onların kutuplarını paralel şekilde oluşumları acımaları yaratıyor. Her yaptığının sende bir aksi vardır. Oz tabakası hangi zümreyi kucaklıyorsa o zümre açılımların tercümanıdır. Oz okların yanındadır. Ozon derler Okların onların kurguladığı bir koruma kalkanı olsa. Ozon’un İngilizcesi ozone. Türkçeden geçmiş olabileceği aşikar. On ve Oz Öntürkçe kavramlar. 

 

 

Emir bir düzenin doğaüstü ve doğal arzularının doğal yapısıdır. Bu yapının yapısında kendi içinde olan her uzviyet , döngü ve tahkiki dönüştürmek var oluşu kendi kendine cihazlamak vardır. Emir oluşu her sahada terakki ettiren ve sınırları her lahzada kati bir biçimde açılışlara gebe olan bir tincesine var oluştur. Emir ruhların sınırlarına gebe olduğu hayatı siretten bir sözcesine hakikat kılan bir mahiyettir. Her oluşun titreşimi kalkındırdıkça o anı ve hayatı ol denizlerinde gebe olmuş yeni akımlar peşinden gelir. Bu denizler o an ve oluşta da vardır. Ol denizi mananın manalandığı hayat sahnesinde devralıştır o kalp sırını her titreşimin kalbi bir var oluş canı vardır. Titreşimlerin oluşların zerresinin de kalbi bir amacı ve emri vardır. O emir bilinçli bir insan sistematiği oluşturmaktır. Yani kendini bilmek. Bu surette de geçmiş yaşamlarını bilmek. Demre olan kaleye ulaşmak aslen bu kale bilinci olsa gerek. Yani insanlar

önce insanlar bir milli birlik yok diyelim o zaman ki insanlar mesela. Kale olunca bir amaç ve bir milli bilinç bilgiler ve kendini tanımalar oluyor. Demre. Kalp kalesi. 

Her titreşime yönelen emir bilinçsizlikten bilinç çıkarmanın adıdır. Emri bilmek bir misyon edinmektir. Emri bilmek ve uygulamak bir hakikate kavuşuştur. Emir hayatı anlamlı kılan her anın suretinin anlamını yaratan bir bilgelik sesidir. Allah’ın emridir her zerre ilim ve Kur’an.

İnsanı demir gibi sağlam kılan her şey demirdir. Demirin unsurudur. Emir ise insanı demire getirecek her şeydir. Demirin bir çeşitlendiği ve bilinç süreçlerine getirdiği yönelimler var. Bir de potansiyelleri arttıracak her zerre insanlık öğeleri var. Hepsi aslında birbirlerine hizmet ediyor. Biz o özel karışımları malzemeleri ve süreçleri biliyor ve ��"veya- uyguluyor olsaydık. Şu anda var olan insanlık ve ona yönelen hizmetlerde çok daha önde olur idik. Ancak demirin en büyük aracı şudur ki unutulmamalı. İnsanı demir gibi sağlam yapan bir öğe var. Oktan abimden de öğrendiğim gibi. Elinde ki silahla tek vücut olmak. O yüzden ilmi az olup ta nice elinde ki ile bütün olma ilmini hal edinmiş olanlar nice ilimli olanlardan daha takvalı olurlar. Bu da hiçbir sıkıntıdan pes etmemeyi var gücüyle ona rağmen uğraşmayı getirir. Bu hal edinmek insanın tininde olan bir şeydir. Yaradandandır. Çaba içinde olmak gerekmektedir.

Şunu düşünüyorum.  Bence insanın gıdalarının faydası ve insanda ki var olma durumu yaşantısının şekline bağlıdır. Bu da İslam’ın bize sunduğu yaşantı. Demiri emirle büken teslimiyet, aşk, mücadele, koşuşturma gibi şeylere bağlı. Zaten vücut belli nedenlerle kullanamadığı malzemeleri dışarı atar. Var olan malzemelerde bu yaşantı sayesinde (az uyumak gibi) daha güçlü ve uzun dayanır. Hatta kanda daha çok kalabilir. İstisna nedenler var ise (hastalık gibi ) onları saymıyorum.

  Demir varlığın maddesine hükümdendir. Emir ise maneviyatına. Bazıları emirde ki demirden demire hükmeder. Bazıları ise demir de ki emirden demire hükmeder. Yani maneviyat bilgisinden madde bilgisinde ki maddi dünya ‘ya hüküm ve Yaradan emirlerini dinlemek ilmini yapmak vardır. İkincisi ise cihazlanmanın demirin evrende seslendiği ses ölçülerini başka bir bilgiden Kadim bilgiden, Ötüken, Okoz bilgisinden tanılamak. Bu maddeden hareket maddeye bağlı ve sonsuza giden mana tınılarını harekete geçirir. Okozu seyrettiren mavimsi atmosfer dünyayı tiniyette kılan bir Temir algısından gelir. Bu algı Hakikatindir ancak.

Temir den geçen nesneler Temir in hangi öze mensup olduğuna bakmaz hepsi aynı neşveyi ilhakla tadarlar. O onların özünde ki algılayışı kıvılcımlayan bir ateştir adeta. Özü de ateşten gelmedir. Türkler yeri geldiğinde kendinden geçen bir temircesine her halden geçen urukları oluşturur. Temir anı denk getirircesine bir yıldız yazgısıdır. Emre takım yıldızı vardır. Türklük Turan ovalarının hakikat temennisidir. o emre giden yol hangi çağların kurgusuyla taçlanıyorsa o çağın resimlerinden elde ettiğin merkezlerin emri Temirlerin esas suretidir. Esas o ki Türk oğlu demir çağı geleceği makberi önceden çizer. Saniyeler yaratıldığında ona bir ukte nazar oldu. bu ukte zerrede tekamül etti. Onu dönüştürüp demirden alev aldırdı. Başında ki tac oldu ki onu hangi zümreye tac olduysa ondan çıkan asa makul bir görünümleri şekillendirdi. Oldu ki la ile hükmetti kalu bela ‘sının demiri. Hükmedici nursal suretleri farza tabi tuatan Allah’ım tabiat suretlerini bir kılıkla asker haliine getirdi. Doğa aslen aşk zümresinin kanatlarını bulmak ister. Bu kanatlarını buluş insanlarla zirveye çıkıp kanatlardan da çıkmak oldu. Yunus Emre Aşkı bulana kanatlar ne gerek demiş.  Her hali zapt eden unsur onun içinden hallice ayana çıkmış ateşinin sesidir. Bu bazen aşk olur bazen bir önemli olay.  Demir kurguladığı atmosferi her halden takımyıldızına yansıtıyor belki de. Emir olarak sanırsam Orion olan emre takımyıldızı. Bir dünya belirleyicisi. Yunus Emre baba da bizim bilmediğimiz belirleyicilikler var.

Volga Ayhan

 

Bu haber 2,684 defa okundu.