En Sıcak Konular

COVİD-19’un Toplum Psikolojisine Etkileri

20 Nisan 2020 12:40 tsi
COVİD-19’un Toplum  Psikolojisine Etkileri COVİD-19’un Toplum Psikolojisine Etkileri

COVİD-19’un Toplum  Psikolojisine Etkileri

Kıymetli onaltıyıldız okuyucuları:

Malumunuz aylardır corona salgını konuşuluyor. Sabah haberlerinde corona, öğlen coron,  akşam corona. Acaba bu coronanın toplum ve milletler üzerine etkileri neler? Sultanımız Coronavirüs hakkında detaylı videolar ve makaleler yayınladı, arka planda dönen oyunları zaten deşifre etmiş durumda. Kalperenler de gerekli bilgileri ve deşifreleri sitemizde yayınlamışlardı. Sultanımız da şu an milletlerin salgına, karantinaya, virüse karşı tedbirleri, davranışları , milletlerin aşı geliştirebilme çabalarını vs. test ediyorlar demişti. Ben ve ikizim de  birer tıp fakültesi öğrencisi olarak birlikte ufak bir araştırma yaptık bu psikoloji nasıl etkileniyor diye.

(Not:Yazdığımız bilgilerin hepsinin kaynağını ekleyeceğiz kaynaklar PUBMED de yazılan makalelerdir. Pubmed uluslararası tıp makalelerinin yayınlandığı bir bilimsel platformdur)

(Not:2 italik yazdıklarımız kendi görüşlerimiz , düz yadıklarımız ise makalelerde geçen bilgilerdir. Koyu yazdıklarımız ise vurgu yapmak istediğimiz yerlerdir.)

Covid 19 salgınından sonra Çin’de yapılan anket çalışmasında katılımcıların %53.8 inin psikolojik olarak etkilendiği ortaya koyulmuştur. Bunların %16.5 i orta-hafif şiddetli depresyon, %28.8 i orta-hafif şiddetli anksiyete %8.1 i ise stress durumu imiş. Ayrıca araştırma son 17 yılın en büyük stress durumunun yaşanmış olabileceğini söylüyor.

COVID-19 (Corona Virüsü Hastalığı 2019) önemli ölçüde çok sayıda psikolojik durumla sonuçlanmıştır. Çevrimiçi Ekolojik Tanıma (OER) yaklaşımını kullanarak 17.865 aktif Weibo(Çin Sosyal Medyası) kullanıcısı izlenmiş toplanan verilerden kelime sıklığı, duygusal göstergelerin puanlarını (örneğin, kaygı, depresyon, öfke mutluluk ve bilişsel göstergeleri, sosyal risk yargısı ve yaşam memnuniyeti) bakılmış. 20 Ocak 2020'de COVID-19'un ilanından önce ve sonra aynı gruptaki farklılıkları incelemek için duygu analizi yapılmış. Öfke korku kaygı duyguları ciddi artışa geçerken; sevinç ve mutluluk azalmış. Hastaların karantinaya alınması ise hastalarda utanç, suçluluk ve damgalanma hissi yarattığını ve uzun süreli karantina sonrası” travma sonrası stress bozukluğu” hastalığının önemli ölçüde arttığı gösterilmiş.

Aynı zamanda ilk müdahale ekipleri ve sağlık çalışanlarının da duygusal ve stres olarak etkilendiği daha yüksek depresyon ve anksiyete düzeyine sahip olduğu gösterilmiştir. Bu durumun sevdiklerine ve çocuklarına bulaştırma ve mesleki görev arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıktığı düşünülmüş. Çin kaynaklarından yayınlanan makalede ilginç bir detay fark ettik. Bu konudaki araştırmaları siz değerli okurlarımıza bırakıyoruz. "Raporlar COVID-19'un şiddetini ve potansiyel mortalitesini gösterdi. Araştırmalar, insanların gergin ruh hallerini rahatlatabilecek ve daha olumlu duygular getirebilecek stres veya ölüm gibi acil durumlara din yolu ile cevap verme eğiliminde olduğunu doğrulamıştır. Bu yüzden insanlar din veya diğer inançlarla dua ederek o sırada İnternet'te en sık ortaya çıkan ifadeye yol açtı: Tanrı Çin'i korusun."

1210 kişilik bir Çin çalışmasında Çinliler üzerinde salgını takip eden 2 hafta içinde (wang ve ark) kadınların daha çok psikolojik sorunlar yaşadığını belirtmiş ve bu durumu biyolojik ve sosyoekonomik faktörlere bağlamışlar. Ayrıca Asya kökenli insanlara yönelik saldırıların otobüslerde trenlerde yanlarına oturulmasının reddedilmesi sözlü olarak sosyal medyada saldırılmasının da toplum psikolojisi üzerinde etkili olduğunu belirtmişler. Aklıma Trump’un bu bir Çin virüsüdür demesi ve insanların çekik gözlü kişileri Çinli sanıp uzaklaşması durumları geldi. Sultanımızın da çok daha öncelerden yazdığı dünyayı Tanrılılar ve Tanrısızlar olarak ikiye bölüp savaştırma planları olduğunu yazmıştı. Bu durumun bir alt hazırlığı,provası mı var?(Melekler Ağlarken son sayfası.)  https://www.onaltiyildiz.com/?haber,2288

Halen COVID-19 ile ilişkili psikiyatrik semptomlar için çok sınırlı veri mevcut olmasına rağmen, SARS-CoV-1’de sağ kalanlarda efeksiyondan 31-50 ay sonra klinik olarak Travma sonrası stres Bozukluğu % 54.5), depresyon (% 39), ağrı bozukluğu (% 36.4), panik bozukluğu ( % 32.5) ve obsesif kompulsif bozukluk (% 15.6) prevalansında(sıklık)çarpıcı bir artış ( Lam, 2009 ).Yani salgından 31 ile 50 ay geçmesine rağmen psikiatrik bozukluklar devam etmiş ve sıklığında ciddi bir artış yaşanmış. Bu kadar araştırmada gösteriyor ki sars cov 2(Covid19) salgınından ötürü Dünya milletlerinde önemli bir anksiyete korku ve kaygı artışı var. Tüm bunları sağlayan kortizon hormonu kortizol böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. “Stres hormonu” olarak da bilinmesine rağmen vücudumuzda fizyolojik seviyelerde, yani normal limitlerde bulunması bir gerekliliktir. Fizyolojik seviyelerde sağlığımıza önemli katlı sağlarken, stres durumlarında (psikolojik veya fizyolojik) yükselerek vücudu yıkıma götüren bir hormondur. Vücuttaki tüm iltihabı baskılar ama bunu yaparken kas, kemik ve proteinleri yıkar hatta kronik yüksekliği bağışıklık sistemini bile baskılar.

Bir başka çalışmada çocuklar üzerine çocukların fiziksel olarak daha az aktif olması daha fazla ekran başında durmalarının kalp akciğer gelişimdeki kazanç kaybına yol açacağını belirtmiş. Unutmamak gerekir ki yapay ışıklar vücudumuzdaki melatonin hormonunu parçalar. Melatonin gece salgılanan uyku ve vücut onarımından sorumlu bir hormondur. Düşünün gece gündüz uzaktan tv başında eğitim alan çocuklarımızı ve sağlıklarını.

Yine karantina altındaki çocuklarda da travma sonrası stres bozukluğunun 4 kat fazla olduğu gösterilmiştir(Sprang ve Silman) ve Çocukların sürekli salgınla ilgili haberlere maruz kalmasının çocuklarda kaygı ve paniğe yol açtığı gösterilmiştir. Bu duruma öneri olarak uzaktan da olsa eğitimin çok sıkmadan devam etmesinin öğretmenlere diyalog kurulmasının gerçekten de etkili birer yöntem oldukları belirtilmiş. “Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.” Peki şu an kimin eseri yapılmaya çalışılıyor? Bu durum öğretmenlerin önemini açıkça ortaya koymuştur. Sultanımızın da dediği gibi kimi zaman bir öğretmen bir galaksi edebilir. Kimi zaman sağlık çalışanları bir ordu olabilir kimi zaman bir mühendis binlerce komando olabilir. Ee atalarımız boşuna dememiş Her TÜRK asker doğar diye.

Şimdi kısaca değineceğimiz ve yazımızı bitireceğimiz konu ise bir başka makalede ele alınmış “Sağlık kaygısı” Makalede Covid 19 gibi bulaşıcı hastalıklarla ilgili semptomların (ateş öksürük kas ağrısı) anksiyetesi durumun arttığını söylüyor. Yani iyi huylu bedensel değişimlerin hasta olma belirtisi gibi yorumlanmaya başlamıştır. Normalde her insan sağlık kaygısı yaşayabilir bu durum sağlığı korumada önemli bir faktördür. Ama bu kaygı salgın durumlarında artmaya başlamış ve insanların ateşim mi var sanki kaslarım ağrıyor acaba corona mı oldum? Kaygısı yaşamaya başladılar. Belki de çevrenizde çok kez şahit olmuşsunuzdur. Makalede geçen önemli bir nokta daha “2020 yılında sağlık kaygısının arttığının ve yüksek sağlık kaygısının hastalıkla ilişkili popüler medyaya maruz kaldıktan sonra olduğu bilinmektedir!” Bu kaygıya sahip kişilerin sürekli enfekte mi oldum acaba? Diye duydukları “kaygının bireyleri hastalığa karşı zayıf ve savunmasız olduğuna dair inançlarını kuvvetlendirmekte bu da kaygıları arttırarak rasyonel karar verme davranışlarını etkileyecektir” denilmiş. Unutmamak lazım ki bu durum devletlerin yöneticileri için de geçerli yanlış kararlar vermemeleri gerekiyor .Binlerce yıllık tecrübesiyle Kutsal kadim yüce Türk devleti eminiz ki çoktan gerekli tedbirleri almıştır.

2009 yılında H1N1 influenza salgını sırasında salgın henüz bir söylence iken bile hastane başvuruları arttığı gözlemlenmiş. Artışın çoğu da pediatrik (çocuk) ziyaretlerden kaynaklanmış. Küçük çocuklar sıklıkla ebeveynleri tarafından getirilmiş. Burada dikkat çekmek istediğimiz nokta çocuklar. Bakınız anne babalar kendileri için değil çocukları için gitmiş .Ee peki bu gayet normal bir durum gibi gözüküyor ancak çocuklara küçüklükten itibaren beyinlerine salgın ,korku panik havası işleniyor .Zaman geçip nesil değişince belki bir salgın daha olunca acaba insanlar korkudan hemen gidip çipli aşılardan mı vurulacak? Yanlış anlaşılmasın aşı karşıtı değiliz ancak çipli aşıları da vurulmak zorunda değiliz. Bu durum yerli ve milli aşının önemini de ortaya koymaktadır. Madem bilimsel olarak yukarıda bir sürü kanıt gösterdiğimiz gibi psikolojik travmlar popüler medya sonucu oluyor neden sade, temiz doğru bilgiler halka verilmiyor? Neden günde 3 öğün corona haberleri izliyoruz? Acaba korku ve paniği arttırıp çipli aşı kabulünü arttırmaya mı çalışıyorlar bunların hepsi birer prova mı?

Hatta makalelerin birinde salgın sona erse bile psikolojik sorunların uzun sürebileceği belirtilmiş. Bu salgının insanların zihinsel kırılganlık, esneklik ve eşgüdümlerinin ve ulusa psikolojik müdahalelilerin önemine dikkat çekeceğini belirtmişler. Salgın bitince toplumların yaşadığı psikolojik değişimleri hep birlikte göreceğiz.

Hatamız varsa affola. Başta Sultan Babam Olmak üzere tüm koldaşlarımıza gönülden selamlarımızı yolluyoruz. Sağlıcakla kalın.

Tengri Türk’ü Korusun. Var Olsun Kutsal Kadim Yüce Türk Milleti Ve Devleti.

Saygılarımızla...

 

Stj.Dr. Adil Han Doğan    Stj.Dr.Halil Can Doğan

 

 Kaynakça:

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0887618520300256

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32200399/?from_term=covid+19+psychology&from_pos=7

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32145186/?from_term=covid+19+psychology&from_page=2&from_pos=4

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7124694/

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7143846/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32233168/?from_term=covid+19+psychological&from_page=2&from_pos=4

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0165178120305163

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S088915912030489X

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32248989/?from_term=covid+19+society+psichology&from_pos=5&from_exact_term=covid+19+society+psychology



Bu haber 4,151 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,004 µs