En Sıcak Konular

Kambaladan Selamlar-2

17 Nisan 2020 18:14 tsi
Kambaladan Selamlar-2 Oktan Keleş:Kambaladan Selamlar-2

Kambaladan Selamlar-2

  https://www.youtube.com/watch?v=2G3iRzIk4VY

 

  

 

Videonun sonunda çocuklara 23 Nisan Tonguç sürprizi:

Tonguç 1980’li yıllarda TRT için çekilecek  23 Nisan konulu bir  dizi için tasarlanmıştı. Kayıt alan, söylenenleri ezberleyen, yarı hafızalı sorulara cevap veren bir robot oyuncaktı.

Bugünkü yapay zeka robotların atası kabul edilebilinir. Malum yıllar, proje iptal edilmişti. Amerikalı bir oyuncak firmasını hayretlere düşürecek kadar yetenekliydi. Uzun yıllar depoda kalmıştı.

 

 

Konuşmanın Deşifresi: (Konuşma birbir deşifre edilmeye çalışılmıştır, ancak referans noktası konuşmanın kendidir.)

Kambala’dan Selamlar- (2) 

Yüce Türk Milleti’ni ve Balaları en kalbi duygularımla selamlıyorum.

Kısa bir video daha çekmek nasip oldu. Sizlerle beraberiz ve yine birçok mesaj, mail geldi. Daha önce yapmış olduğum videolar ve yazmış olduğum yazıların içeriği ile alakalı birçok mesele bugünlerde konuşulur oldu her zaman ki gibi. Evet, malumunuz Korona ve şu anda farkındaysanız bütün yazdığımız, çizdiğimiz daha önce çekmiş olduğumuz videolarda da konuşmuş olduğumuz meseleler tahakkuk etmeye başladı. Amerika’nın durumu, seçimler meselesi, Trump’ın karşısında Joe Biden’ın kalmasından tutunda aşı meseleleri. Evet, yine bazı sorular var ve o soruların notlarıma bakarak kısa kısa cevaplamak istiyorum.

Evet, kıymetli dostlar. Şimdi aşı yapıldı, bunun aşısı hazır dedik. Epey önce çekmiş olduğumuz videolarda da. Peki, dünyada her yerden aşı haberleri geliyor ve ülkemizde de aşı çalışmaları var. Bu konuda şunu söylemek gerekir ki; Türkiye gerçekten gurur verici bir şekilde sağlık açısından ve sağlık ekipmanları açısından çok ileride. Üstelikte Avrupa’dan ileride. Hani o hayran olduğumuz Batıdan ileride. Dünyanın hali ortada, Avrupa’nın hali ortada vs. Tabii kaos çıkartmak isteyen çığırtkanlar korku ve panik havasını hala yaydırmaya, yaymaya devam etmekteler. Arkadaşlar, aşı varsa neden aşı çalışmaları yapılıyor? Çünkü şu anda bu işi kurgulayan akıl, hangi ülkenin aşı kabiliyeti var, ileri ki yıllarda ki plan projelerine göre bir tatbikat yaptırıyor, deney yaptırıyor. Bakalım hangi ülke aşıyı daha önce ilan edecek veya ilaçları ilan edecek diye. Mesele bundan ibarettir. Bu arada ülkemizde de ciddi anlamda aşı çalışmaları devam etmektedir. Fakat meraklanmayın.

Evet, arkadaşlar şimdi farkındaysanız korkacak bir şey yok dedik, bize göre bu hadise bitti dedik. Sağlık Bakanlığımızda her gün bilgilendirme yapmakta ve Türkiye’ deki durum gerçekten korkulacak bir mesele olmaktan çoktan çıktı aslında. Daha önceki videoya atıf edeceğim özür dileyerek çünkü kısa tutacağım bu video meselesini. Söylemiş olduğum gibi bana göre bu mesele bitti. Asıl dünyaya göre de bitti. Avrupa’da Almanya, İspanya vs. falan normale dönme çalışmaları yapmakta, basına sızdırmakta ve dünya şu anda birkaç ülke Amerika’nın New York hadisesi, o zoomlama meselesi haricinde, çünkü daha önceki videoda hatırlarsanız söylemiştim; Trump’ın seçimi için birbirleri ile olan mücadelelerinin bir meselesi yavaş yavaş anlaşıyorlar. Barnei Sanders çekildi söylediğimiz gibi Joe Biden kaldı. Yavaş yavaş dengeler oturuyor. Çin ile Amerika vs. falan. Fakat bu hatırlayın korku havası, panik havası, şöyle olacak, böyle olacak, işte robotlaşacağız vs. falan olacağız diyenler her gün televizyonlarda -birazda bizden aşırmışlar- ciddi anlamda işte ben diyor birkaç sene önceden beri ben söylüyorum. 14 sene önce yazmış olduğum kitaplarda, yazmış olduğum konuları anlatıyorlar, Şeytani kelimesinden tutun, bugün ki meseleleri tutun Twitter’da da gördüm birçok eski takipçilerim teşekkür ediyorum kendilerine mesaj atmışlar, tweet atmışlar, hatta onlardan bir tanesi Bekir Düzdiker kardeşim not aldım. Diyor ki: “15 yıl önce konuşmuş olduğunuz, yazmış olduğunuz, televizyonlarda anlatmış olduğunuz, kitaplarda anlatmış olduğunuz meseleleri papağan gibi taklidini yapıyorlar.”  Vs. teşekkür ediyorum kardeşim mesele o değil, öncü olmak lazım. Fakat öyle bir abartı ve dezenformasyonla bu işi yapıyorlar ki panik havasına soktular şöyle olacak, böyle olacak şimdi ağız değiştirmeye başladılar.

 Daha önce ki videoda hatırlayın demiştim ki; Not edin bugünler geçtiği zaman bizim çektiğimiz videolarla aynı tarihleri ve onların videolarının tarihlerine bakın kim ne demiş, ne dememiş. Ama biz alışkınız ve sizleri kim korkuya, paniğe ve birçok cahilane diyeceğim işi bilenler istisna diyorum birkaç tane işi bilenler var bu konuda onlar haricinde milleti nasıl korku havasına soktuklarını göreceksiniz ve şimdi ağız değiştirmeye de başladılar söylediğim gibi. İşte şu da çıkabilir işte bir iki hafta, üç hafta, dört hafta sonra normalleşmeye başlarız falan gelişmelere göre çünkü malumun ilanını yapıyorlar. Adeta televizyon haber spikeri gibi haberlerde anlatılan, medyada anlatılan, internet âleminde anlatılan konuları tekrar ediyorlar. Şöyle olmuş efendim işte aşı komisyonundan şu haber çıkmış, Amerika’dan bu haber gelmiş diyorlar ki Dünya sağlık örgütü şu şu şu tarihte…  Kardeşim bunlar haberlerde her gün anlatılan şeyler. Öngörü falan da değil tabi ki 30 seneye yaklaştı yazarlık meselem ve kitaplarımın tarihleri de bellidir. 2006 da başladı. Ve o zamandan bu zamana anlattığım meseleler. O dönemlerde rahmetli Aytunç ağabey vardı Aytunç Altındal. Şimdi bir iki kişi daha vardı biz ve dolayısıyla bugüne kadar yazdığımız çizdiğimiz hâlâ yazmaya, Türk milletini bilgilendirmeye, -bilgimiz kadar, bildiğimiz kadar, bildiğimizi zannettiğimiz kadar diyelim bir iddiamızda yok- bir hizmet yaptığımı düşünüyorum ama karşılık beklemeden yanlış anlaşılmasın, reklamda yapmayalım kitaplarımı atfetmiyorum, daha Singularitiy’i Türkiye bilmeden 8 yıl önceki Onaltiyildiz.com’da yazı tarihleri ile arşivlerde duruyor ve yine Habertürk televizyonunda defaatle program yaptım. Pelin Çift hanımla yapmıştık ve o da sormuştu bu Singularitiy ne vs. diye işte söylemiştim meseleleri daha Türkiye yeni yeni biliyordu hatta o günlerde birazcık alay konusu da olmuştu. Daha sonra büyük ulusal gazetelerdeki Hürriyet Gazetesi ilk yazdı arşivlerinde var hatırladığım kadarıyla sonra üniversitesini kurunca “aaa falan dediler” ve “ilk defa işte Türkiye’de Oktan Keleş bunu söyledi” dediler. Daha sonra yazı dizileri vs. geldi.

Şimdi kaç seneden beri öğrenmişler şöyle robotik insan, dijital âlem bilmem ne fakat dikkat edin ağız değiştiriyorlar aslında dijital teknoloji ve âlem dedikleri şeyin birazda sanki çığırtkanlığını yapıyorlar. Yani birilerinin işine yarıyor bu meseleler bilinçsizce de olsa daha önceki videoya tekrar referans gösteriyorum lütfen onu dinleyiniz, izleyiniz orada çok bilgi verdim. Hızlı hızlı konuştuğum için de özür diliyorum dilim sürçerse de affola çünkü vaktimizden dolayı diyelim.

Arkadaşlar, üretim dedik, tarım dedik şu anda Devlet bunu yapmakta söz konusu meseleleri de yine anlattık ve inşallah üretime, tarıma, hayvancılığa geçeriz.

Bu çok önemli bir mesele, geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz ki İçişleri Bakanlığında 1-2 saat kala sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Dedi ki; “Biz bunu Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisi dâhilinde yaptık.” Sonra istifa etti Süleyman Bey. Sonra tekrar geri döndü vs. Tabi ki çok yanlış bir şey fakat arkadaşlar devlet başka bir şey, hükümet, iktidar falan başka bir şey Deruni Devlet’te anlattım bunları. Yani işportacıya göre devlet kimdir? Diye soruyorlar: zabıtadır diyor, köylüye soruyorlar: muhtardır devlet diyor, başkasına soruyorlar: askerdir diyor. Herkesin devlet tahayyülü farklıdır. Devlet sen, ben falan filan organize deseler ama Deruni Devlet kitabında bunları uzun uzun anlattığım için -reklam kabul etmeyin lütfen- fakat devlet başka bir şey, Devlet Kutsaldır arkadaşlar. Bakınız bugünlerde de sen ben meselesini bırakalım. Fakat çok enteresan şeyler de oluyor. Biz mümkün mertebe siyasetten uzak duralım, yanlışlardan uzak duralım, bu milleti açlıkla terbiye etmeyin diye 24 Mart olacak bir video çekmiştim. Biraz da sinirli olduğumu söylediler izleyen takipçilerim ama işte görüyorsunuz orada da anlattım. Bakın ekmekler vs. bu milletin elinden alınırsan açlık duygusu imparatorluktan gelen o geçmişin zihin muhtevasından dolayı kaygı, endişe yaşamış olduğumuz yakın tarih, uzak tarihin bize getirisinden dolayı çeşitli endişelerden dolayı bu millet bunları yaşayabilir dedik, kızdık ettik, başımıza geldi.

Şimdi bazı yazarlar bunlardan bir tanesi Barlas demiş ki; “Geri zekâlı” Türk toplumuna diyor bunu işte, o gün koşturanlara. Arkadaşlar o videoda da söyledim. Bakın bunları yapılmasın diye biraz sinirli konuştum. Sokağa çıkma yasağı olacaksa önceden ilan etsin, Sıkıyönetim hatta gelsin dedik vs. anlattık konuları. Nitekim sonuçta dediklerimizi yapıyorlar da yani ama iş işten geçtikten sonra. Şimdi Barlas, Türk milletine, Türkler birbirine böyle kızabilir, bağırabilir fakat Türk olan Türk milletine laf söylemez. Bak birey olarak birbirlerine her türlü şeyi yapabilirler fakat Türk Milletine bir Türk böyle laf söylemez. Geri zekâlı diyor o sokağa çıkanları ya ne olacağı belli değil böyle irade ve idare mi olur diye eleştirmiştim. Nitekim hakikaten de çıktı işte. Bakınız o videoya lütfen 24 Mart’taki video olacak dolayısı ile de geçen gün yaşadığımız hadise. Şimdi diyor ki; Türk Milleti geri zekâlılar sokağa çıktı falan filan. Yönettiği toplumun psikolojisini bilmeyen mi geri zekâlıdır? Yoksa korku ve panik havası ile son 2 saat kala sokağa çıkma yasağını kimin haberi var kimin yok o da belli değil ki Cumhurbaşkanının kesin var ve ondan habersiz bir şey olmayacağı da açıktır ve birde millete lütfen hakaret etmeyin. Kötü söz sahibine aittir Barlas. Şamil Tayyar az daha sizin aç gözlülüğünüz yüzünden bir Bakanı yiyordunuz gibi bir tweet atmış. Şamil! Türk Milleti yamyam değil, Elhamdülillah çoğu da Müslüman. Her şeyi yemez. Fakat eğer bir Bakan yeniyorsa, asıl yemek isteyenleri cesaretin varsa yaz. Türk Milletine dil uzatma. Yine Engin Ardıç denen bir tane gazeteci var yıllardan beri o da ayılar, lümpen münpen demiş. Engin Ardıç benden sana tavsiye, aynaya bakma korkarsın. Türk Milletine söylediğiniz tüm sözleri beklerdim ki milliyetçiler, Türkçüler, milletin asıl sahipleri ki göbeğini kaşıyor falan demişlerdi bu iktidar. Şimdi siz hakaret ediyorsunuz ya bu nedir ya bunlara kim sahip çıkacak. Misliyle size iade ediyoruz bu kadar basit.

Evet, yine bakıyoruz ki üretimin önemini çok vurguluyoruz. Bakkallarda, marketlerde raflar boş olursa, ihtiyaç malzemeleri, ana tüketim malzemeleri boş olursa, ne olur? Elindeki 100 lira ile 100 trilyon aynı olur. Hiçbir işe yaramaz çünkü. Onun için ille de üretim ille de üretim.

Evet, yine not almışız buradan Arkadaşlar bu kadar dindarlar geçende söyledik. Ateistler yüzünden oldu bilmem işte dinsizler yüzünden oldu. Dedik ki onların mabeti, camisi, havrası, kilisesi yoktu ki onların bir şeyi kapanmadı. Kapanan inançlıların imanlıların oldu. Onlar kendisini sigaya çeksin, biz kendimizi sigaya çekelim dedik. Şimdi bakıyorum işte meşhur bir Abdurrahman Dilipak var o da korku pompalar böyle. Mehdi, Mesih işte Yahova bilmem ne falan filan iki yazısında bir tanesi o’dur. Abdurrahman beyin Tanrıyı kıyamete zorlamak falan. Arkadaşlar bırakın ya 20 yıl önce anlattığımız şeyler bunlar. Tanrıyı kıyamete işte Evanjelistler vs. falan filan biliyorsunuz meseleyi. Arkadaşlar bir de diyorlar ki şimdi “Zina ve bina arttı. Bu yüzden kıyamet yaklaşıyor ve bu hadiseler başımıza geliyor.” Kardeşim sizde o zaman Allah’ı kıyamete zorluyorsunuz. Hani kıyamet alametleri var ya zina ve bina artacak diye sizin söylediğiniz. Doğru onlar var yani kayıtlarda var, hadislerde şurada burada vs. İyi de bu binaları yapan, gökdelenleri yapan dindar müteahhitler. O zaman sizde onlar Tanrıyı kıyamete zorladığı gibi bu işleri yaparak yüzde 90’ı dindar müteahhitler, ihaleleri alanlar falan burada listesi var gerek yok ama bilen biliyor zaten hani millete de onlardan da küfür edenler var misliyle iade ediyoruz kendilerine.

Yüce Türk Milletine dil uzatanların bir gün o dilleri bakalım ne söyleyecek. Fakat binaları yapan müteahhitler, dindar müteahhitler size de Allah’ı kıyamete mi zorluyorsunuz diye sorarlar adama. Arkadaşlar bakıyorum burada yine notlardan efendim devlet kutsaldır, devletimize sahip çıkalım dedik o yarım kalmasın. Bakın devlet neden kutsaldır işte felaketler, musibetler görüyorsunuz birçok hadise yaşanıyor en son işte salgın falan. Devlet bir organizasyondur dostlar. Devlet olmasa kaos çıkar, herkes birbirini öldürür. Güçlü olan güçsüze tahakküm kurar. Benim sülalem Türkiye’ de kalabalık sülalelerden biri. 8 kardeşim, 50 küsur yeğenim var onlarında çocukları var benden birkaç yaş küçük yeğenlerim var. Karadeniz’de malum evlilikler erken olmuş. Amcalarım, dayılarıyım benden bir iki yaş küçükler dayı derler, amca derler dolayısıyla kalabalık bir sülaleyiz. E işte güçlüyüz diye, bizde fazla adam var diye sokak başlarını mı tutacağız? Aşiretler, şunlar, bunlar ya da elinde gücü bulunduranlar… İşte devlet bunun için vardır. Bunlar olmasın diye. Devlet, herkesin hakkını koruyandır. Eksiklikler, şunlar, bunlar olabilir ama Yüce Türk Devleti dimdik ayaktadır. Hükümet, iktidar farklı kavramlardır. Geçtiğimiz videoda da söyledim. Şimdi birbirimizi yeme zamanı değil. Zamanı geldiği zaman, �"şu günlerden bir çıkalım- kaldığımız yerden yeriz birbirimizi demiştim.

Arkadaşlar, çok şikâyet ettiğimiz, hani hiçbir şeyi beğenmediğimiz eski hayatımıza kavuşmaya çalışıyoruz. Onun kaygısındayız biliyorum. Az kaldı, çok az kaldı. Bir şeyler olacak çok yakında, göreceksiniz. Eski halimize döneceğiz. Kışın tekrar bu virüsler vs.  meydana çıkar işte hatırlayın maskeyle dolaştıracaklar dedim. Dolayısıyla da gaz maskelerinden bahsettik. Ukrayna’da Çernobil kazası olmuştu hatırlayacaksınız. Kötü bir olaydı ve bir yangın çıkıyor orada da benim gösterdiğim maskeleri basında gösterdiler yakında bunları takabiliriz vs. diye. Neyse ki yangını söndürdüler. Arkadaşlar bunlara alışacağız falan değil, akıllı olacağız.

Amerika’da da tartışma başladı: “Ölenler Korona’dan mı ölüyor? Yani Covid-19’dan mı ölüyor? Yoksa ölüm kayıtları farklı mı diye?” Dünya Sağlık Örgütünü eleştirdik, orda olan şeyleri. Trump’ta ödeneği kesmiş, “bütün dünya biliyor çevirdiğiniz dümenleri” diyor. Bu manada da üzülerek söylüyorum benim söylediklerimin çıkması meselesi çok hoş değil aslında. Bundan da hoşlandığımı söylemiyorum bakın ben demiştim, ben demiştim diye. Hatta bir gazete bana “Yazar mı kâhin mi” diye başlık atmıştı yıllar önce. Fakat kâhinlikle, şunla, bunla alakalı bir mesele değil bu. İyice takip etmek gerekiyor.

Arkadaşlar, ısınınca bu virüs gider mi? Ultraviyole ışıkları dik geldiği için ışıkla alakalı, ışınla alakalı ve güvelere dikkat etmek lazım. O ışıklar; ultraviyole ışınları dünyaya dik vurmaya başladığı zaman virüsün etkisinden de uzaklaşacak. Aslında bu virüs dediğimiz gibi -geçtiğimiz videoya da atıf yapmak istiyorum- ileride çok konuşulacak, çok konuşulacak.

“Korona’ya bağışıklık kazanmış elemanlar ya da virüse bağışıklık kazanmış elemanlar aranıyor” yazılarını duyabiliriz ileride. Bunlar olabilir; yani dünyanın ekonomik darboğaza gireceği açıktır. Avrupa Birliği meselelerini anlattık, Amerika’yı anlattık, Çin’i anlattık. Durumlarda bir değişiklik yok. Sadece o söylediklerimiz bir bir tahakkuk etmekte. Yine bir takım -müminler diyelim- diyor ki: dua dua dua… Arkadaşlar, açın camileri, açın Kâbe’yi orda dua edilmiyor mu? Bu iş dua ile olsaydı orada 5 vakit dua ediliyordu… Demek ki dua ile olmuyormuş… Dua ile olduğuna inansaydınız kapatmazdınız, hep beraber giderdik mabetlerde, camilerde dua ederdik. Demek ki başka şeylerde gerekiyor. Tabii ki duanın da gücünü küçümsemiyoruz.

Şimdi arkadaşlar, ne zaman bitecek, ne zaman bitecek? Bana göre bitti. Göreceksiniz plajlar yine dolacak. Belki, nasip olursa bir video daha çekerim o zaman diyeceğim ki: ya bakın söylemiştik, bakın. Hani değişiklik olacaktı vs. Korku pompalıyorlar dünyaya. İçeride de sağ olsun baya bir korku pompalayan var. Ne olacak? Ne olacak? İbret alalım, ders alalım. Sekiz milyon Afrikalı çocuk hayatını açlıktan kaybederken, kusura bakmasınlar birileri çok rahat gülüyordu, çok rahat israf ediyordu. Yaratıcının da bir planı olduğunu unutmuşlardı. Şimdi o çocukların, o ölen Afrikalı çocukların -açlıktan, dikkatinizi çekiyorum- savaşlardan vs. başka etkenlerde ölenler dünyada çok; ama açlıktan...

Şimdi, hatırlıyor musunuz? Dilenciler, -hakir görülen dilenciler- bu maskelerden takıp dilenirlerdi. Dilenmek İslam’da haramdır, Müslüman’a haramdır. Hakir görülürlerdi, şimdi herkes o maskelerden takıyor. İbret alalım, ibret alalım. Hani dua dua… Allahtan dua adına dilenmekte haramdır. Yaratıcı biliyor ne olduğumuzu, ne olduğunu, ne bittiğini vs. diyelim ibret meselesi çok önemli.

Tabi bizde de israf çok fazla idi. Şimdi adaletsizlikler, yolsuzluklar, hırsızlıklar bunların olduğu yerlerde, “efendim o namaz kılmıyormuş, öbürü bilmem alkol alıyormuş…” bırakın kardeşim bu işleri. O işlere gelene kadar neler var. Hani dünyanın en ünlü hırsızı ile bir başka dünyanın en ünlü hırsızı evleniyor. Karı, koca oluyor. Kadın doğum yapacak, çocuk doğuruyor. Çocuğun avucu sımsıkı. Ebeler açamıyor, en sonunda zar zor annesi açıyor. Çocuğun avucunda ebenin yüzüğü… Evet, şimdi o ebesinin yüzüğünü saklayanlar kamu malı, yetim hakkı yiyenler avuçları açıldığı zaman, avuçlarını nereye açacakları önemli. Gökyüzüne mi? Yoksa hâkimin önüne mi? Bilemiyorum. Kısacası arkadaşlar korkacak bir şey yok. Her şey normal seyrinde gidiyor. Devletimiz, Yüce Türk Ordusu dimdik ayakta.

Yüce Türk Milleti görmüş olduğunuz gibi birçok atraksiyonu artık yavaş yavaş atlattı. Yine bakıyoruz televizyonlarda akademisyenler, profesörler virüs hakkında 50 tane şey söylüyorlar. Mutasyona uğradığını �" ki geçtiğimiz videolarda bunlar vardı oraya atıf ediyorum- korkmayın her şey çok güzel olacak. Ağız değiştirecekler, kıvıracaklar şimdiden başladılar böyle yapmaya. Endişelenmeyin, nasip oldukça sizleri bilgilendireceğiz �"bilgimiz dâhilinde- yanlışımız varsa kusura bakmayınız. Bazılarınız gibi biz yeni gelmedik. Temel 6. Kattan aşağı düşmüş büyük bir patırtıyla. Herkes toplanmış başına “Eyvah! Adam düştü” diye. İçlerinden biri kalabalığı yararak: “la noldi Temel’e? demiş. O da demiş ki: “ben de bilmiyorum yeni geldim.” Dolayısıyla şimdi yeni gelenlere de yani birazcık hani akıllı, milleti korkutmadan, okuduğunuzu ya da neyi anlattığınızın kaynağını lütfen bildirin. Biz buraya yeni gelmedik.

Evet, arkadaşlar benim herhangi bir dekora, stüdyoya ihtiyacım yok onu da söyleyeyim. Nerede bulursak orada bir program yapıyoruz. Yoksa evim müze gibi benim. Zaten bir müze açmayı düşünüyordum ilkokul çocuklarına anı kalsın diye. Geçmişte dedelerimizin, nenelerimizin kullandığı eşyalar, şunlar, bunlar baya bir koleksiyonum var. Niyetim o hâlâ. İnşallah ileri ki zamanlarda açacağım. Yani evimde istediğim kadar çekim yapabilirim, stüdyoya video kanalına teşekkür ediyorum teveccühlerinize birçok şey var. TV programlarından da çağırıyorlar fakat vaktimiz yok arkadaşlar. 5 sene Sayın Zeybek Beyefendiyle geçtiğimiz günde de 2 TV programını iptal ettik bu meseleden dolayı. Yani arada sırada yine çıkarız ederiz ama bu gibi bilgilendirmelerin daha faydalı olacağını düşünüyorum. RTÜK vs. yok. Gerçi biz de kendimizi bilen insanız ama bize bazen kısıtlama getirdikleri oluyor. Şunu söylemeyelim, bunu konuşmayalım vs. ama bu gibi ortamlarda konuşuyoruz, fırsat bulduğumuz mekânlarda konuşuyoruz.

Mâlum 23 Nisan geliyor. Ve o gün çok neşeli olacağız. Hep beraber Yüce Türk Devleti, Yüce Türk Milleti ve her zaman söylediğim gibi: “Ordu Namusumuzdur” Yüce Türk Ordusu. Ve İnşallah o günü de çok güzel şekilde geçireceğiz.

Evet, bu arada “evde kal” diye bir propaganda yapıyorlar. Bu bizim Tonguç. Bir mesajın var mı Tonguç?

-Dünyanızda kalın, dünyanızın adamı olun. Kambalacılardan beni kurtarın, bana köz getirttiriyorlar nargile yaptırıyorlar. Sil süpür işleri… Kurtarın, kurtarın beni. Görüyorum sizi. Bizim gezegenden geçersiniz. Kambalacılardan kurtarın. 23 Nisan kutlu olsun, 23 Nisan kutlu olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene! Kambalacılardan beni kurtarın. Bizim gezegenden geçersiniz…

-Tonguç, iftira atma Tonguç. Tabii ki “Semingon” gezegeninden gelmiş bir… Bedeninden ayırıyoruz, birazdan birleştiririz. Sakın yanlış anlamayın öyle bir şey yok. Baya da ağır bir Tonguç şöyle koyalım.

Kıymetli izleyenler; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Yüce Türk Milleti ve balalara selamlar olsun. 23 Nisanı da şimdiden tebrik ediyorum. Bütün çocuklarımıza ve dünya çocukluğuna. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün armağanı olan bu bayramımızı şimdiden kutluyorum. Bende sözlerimi şöyle bitirmek istiyorum. “Ne Mutlu Türküm Diyene!”

Şimdi nargile içmeye gidiyorum…

 

 



Bu haber 15,642 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,602 µs