Su Taşı Üzerine Tefekkür

Her öz aynı gibi gözükse de suyun özü farklı değerdedir. En küçük yapı birimi quark dedikleri atom altı parçacığına insanın ruhu değer biçti. İnsanın ruhu ta kalu bela da biçtiği bu değeri bu gün yaradılışta suda içinde canlandırıyor. O yüzden kendine has ruhunda nurundan yaradılmış. İşlenmesi de ruhundan gelen fizikten bu güne işlemsel mantık sınırıyla işleniyor. Sınırlar ruhtan gelen ya sınırlama veya açıklık gücüyle belirleniyor. Ancak her şeyi ruh sınırlamıyor. Hatta bazen ruhun imkan fazlalığı bile bir anlamda sınırlama kapsamına girebiliyor. İnsan sınırsız gücünü sınırlı ilimle sınırlar. Bu bir bakımdan böyle.. Daha çok farklı durumlarda düşünebilecekler bunu düşünür inş Allah.. Bu ruhun yönergesidir. Bir de ruhun kendisi var. Ruh kapısı açıklığı insandan insan değişiyor. Ruhun kendisi ise bu ilmin en derinliğinde insana en bağlanmış olan tarafıyla en uzak tarafının aslında insanda harmanlanması bunun bir yaradılış yaklaşımı olarak cereyan ettiği tüm bireylerden ayrı olmanla tüm bireylerle bir olmanın hem en yakın hem en uzak olduğu andır. İnsan ruhu görünür işlerde görünür cevherlere dolanır ve bu dolanma onu ruhun kendisinin aslında ruhun imkan çeşitliliklerinin en maddi zahiri görünümü olduğunu anlatır. Bu maddiden kasıt aslında batını en geniş olandır. Dua ruhtan yaradılandır. İnsan ilmen yaşayandır. Ruhunu halk genişletendir. İşte insan ruhu hayatın ta kendisidir.  Yaşamın hayatla bağlantılarından birisi duadır. Bağlantılar ruhtan yaradılmayla beraber hakikattir ve ruhtandır..