Külli İrade, Cüzi İrade ve Zamanda Etkisi

3 Ağustos 2018 08:52 tsi
ZAMAN TEFEKKURLERİ - 1: Külli İrade, Cüzi İrade ve Zamanda Etkisi

ZAMAN TEFEKKURLERİ - 1: Külli İrade, Cüzi İrade ve Zamanda Etkisi

Uzun bir süredir zaman kavramı ve işleyişi ile ilgili düşüncelerim ve kafamı kurcalayan bir sürü sorularım vardı. Zaman Tefekkürleri serisi ile Allah'ın izniyle bu sorulara cevaplar aramaya çalışacağız.

Öncelikle zaman kavramını iyi anlayabilmemiz için, zamanın yaratılış nedenini ve amacını anlamamız gerekiyor. Zaman nedir sorusunu sorduğumuzda çoğu insanda "işte hayatımızı ilerleten akış" , "sabah-akşam,günler-haftalar arası geçen süre", "içinde bulunduğumuz fakat göremediğimiz birşey,boyut" tarzı farklı farklı cevaplara  rastlayabiliriz. Zaman sorusu yıllar boyunca felsefi ve bilimsel açıdan cevaplanmaya çalışılan bir soru olup, çesşitli yollarla açıklanmaya çalışılmıştır.

Bu tefekkür yazı serisinde amacım, zamana dair başka insanlarda tefekkür kapılarını aralamak , zaman olgusunu bilinen anlayıştan ötesine doğru geliştirip büyütmektir. Şimdi ilk konumuza dönelim:

Zaman anlayışını iki durumda inceleme yapacağız. Bunlardan biri Cüzi İradenin, yani biz beşerlerin kendi iradelerimizle aldığımız kararların zamanda etkisini anlamak. Diğeri de Külli iradenin, yani Allah'ın sonsuz dilemesi ve isteğinin zamandaki etkisini anlamak. Burada haşa Külli İradeyi zamanın içindeymiş gibi göstermeye çalışmıyorum. Çünkü BAKARA 117 de görüldüğü gibi : "O, göklerin ve yerin yoktan var edicisidir ve O, bir işin olmasını murad edince, ona yalnızca «ol!» der, o da hemen oluverir." Benim de burada tefekkürümün asıl konusu zaman algısının bu iki durumda baktığımızda ne olup ne olmadığını anlamaya çalışmak.

1- Cüzi İrade

Cüzi İrade Allah'ın insanlara verdiği tercih edebilme ,seçebilme idaresidir. Bu irade ve seçimlerimizin geleceğe hatta geçmişe dahi etkisi bulunabilir. Öncelikle elimize bir kağıt alalım ve çizelim.

 

Misal verirsek kişi bir yol ayrımındadır ve iki yönden birini tercih etmek zorundadır. sağı tercih ederse kişinin sağdaki yolda ilerleyecek bu yola zaman çizgisi diyelim. Bu yolu seçtiği için bu yolda yaşamını sürdürecek ve o yönde gidecek fakat isterse yine kendi idaresiyle yoldan dönebilir, yön değiştirebilir ya da devam edebilir. Ama yaşam sadece cüzi iradeden ibaret değildir. Gelin bir de Külli İradenin etkisini görelim.

2- Külli İrade

Kıyame Suresi 36. ayette belirtildiği gibi: "Başıboş bırakılacağınızı mı zannediyorsunuz " sözü aslında yaşamın ve zaman döngüsününü sadece cüzi iradeyle olmadığı anlaşılıyor. Peki külli irade kul veya kullar üzerinde nasıl yansıyor, yine kağıdımızı alıp çizelim.

 
Kişi yine bir yol ayrımındadır. Sağ tarafı seçen insan o yolda ilerliyor, fakat o yolda giderken kendi iradesi dışında olaylar gelişiyor örneğin yolun sonunda kişi ölüyor, fakat Allah'ın muradı gereği o kişinin o zaman ölmemesi icap ederse(ki herşeyin doğrusunu Allah bilir, benim amacım sadece burada örnek vermek) Külli irade burada devreye girip kişinin yolunu değiştiriyor yani zaman çizgisi başka yöne kayıyor.

Mesela belalardan, musibetlerden korunmak için sadaka vermemiz söylenir, bir işe başlarken besmeleyle başlamamız, ettiğimiz dualar, yaptığımız ameller aslında bize cüzi iradeyle yaptığımız işlerin Külli iradeyle yönlendirilmesini sağlar. Bu da kişinin zaman çizgisinde önemli değişimlere yol açmasını sağlar.

Buraya kadar anlattıklarım  kul ve Allah arasındaki muhabbetin  zamanda işleyişinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak içindi. Şimdi gelelim işin büyük boyutuna, yani Hak ile Batılın savaşında cüzi irade ve külli irade nasıl etkili oluyor.

Şeytanilerin öncelikli amacı insanları Allah'tan uzaklaştırmak ve Allah'ın sistemini taklit ederek insanları kontrol altında tutmak olup, aslında Külli İradeyi bile taklit edip zamanda istedikleri şekilde değişiklikler yapmak istemektedirler. Burada bir sitem de belirtmek isterim ki Müslüman Dünyası olarak bazı olayların ve gerçekleşmesini istediğimiz şeylerin kendimize gelmesini bekliyoruz, ve sadece dua,ibadet veya zikirden ibaret sanıyoruz yaşamı ve dinimizi, halbuki Allah birçok ayetinde düşünmüyor musunuz diye bizleri sorgular. Şeytaniler ise günümüzde aslında cüzi iradelerini şeytana dahi satmış olsalar da kendi amaçları için planlar kurup, üzerinde çalışıyorlar, iyilik duvarını yıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Şeytanilerin bu çabası onlara yeni bir zaman çizgisi kazandırmış oluyor ve şuan kurmaya çalıştıkları ana göz bilgisayarı kendilerinin kazanmış olduğu gelecekten teknoloji getirerek yapıyorlar.

Şimdi buna Yaradan neden izin veriyor bu nasıl oluyor derseniz,  Kur'an dan bir ayetle açıklamak isterim. Neml Suresi 4.ayette der ki:"Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik, o yüzden bocalar dururlar." . Bu ayeti tefekkür ederseniz açıkça burada şeytanilerin işlerinin de aslında bir bocalamaca olduğunu ve yine Allah'ın mühlet vermesi ki mühlet aslında an da gizlidir. Şeytaniler bu mühleti bildikleri için zaman yolculuğu vasıtasıyla geçmişle oynayıp aslında evanjelistlerin kıyameti erkene çekmek inancında olduğu gibi mühleti değiştirmek ve kendi sistemlerini kullanarak(yapay zeka) ahireti reddederek bilinçlerini yapay zekaya aktararak sonsuzlukta bütünleşmek niyetindedirler. Fakat burada yine Külli İrade yi şeytaniler tam anlayamamış olup, onlara verilen mühletten kaçamayacaklarını bilemiyorlar. Okyay sultanımızın Kulbak Bilgede anlattığı hikaye aslında , bu anlatmış olduğum mücadeleden bir örnektir. Kulbak Bilge ve nice erenler, şeytanilerin geçmişle oynama çabalarını boşa çıkarmışlar ve hala çıkarmaktalar.

 
Yukardaki resimde acizane buradaki sistemi anlatmaya çalıştım. Şeytaniler yaptığı hamleler ile oluşturdukları çizgide eninde sonunda zafer ilan ediyorlar. Buradaki zafer ilan edişleri aslında Neml Suresi 4.ayet gereği, Allah’ın onların yaptıklarını güzel göstermesi ve bununla yetinmeyip daha da ileriye gidip geçmişe müdahalede bulunmaya çalışmaları ve deccali sistemi erkene çekip aslında mühletten kaçınmaya çalışmaları, fakat mühlet burada zamana bağlı olmayıp aslında şeytanilerin yaptığı işlerin eninde sonunda bu mühlet içinde yer alması ve mühlet bitince gereğinin yapılacağının işaretidir. Bunun küçük örnekleri yine resimde olduğu gibi Hilalilerin müdahaleleri, Hz.Hızır’ın 2000 yılındaki deccal adayı çocuğu öldürmesi(Aslında burada çocuk büyümüş, deccal olmuştu ve sınavını vermişti, ölümü cocuk iken vuku bulmuştu, ledun ilmi vasıtasıyla), ayrıca Kulbak Bilge romanında olan gelecekten getirilen Gollon robotun geçmişte Türklere savaş açması buna binaen, Kulbak Bilgenin geleceğe gidip iki zamanda gerçekleştirilmek istenen şer planını bozması ...bu gibi aslında Külli İradenin verdiği mühletin gerçekleşmesinde rol alan neferler her çağda olacaktır. Mehdinin zuhuratı da buna örnektir. Bu yüzden şeytaniler onun zuhur edeceği zamanı Ay’ı patlatarak atlamak istemektedirler. Belki de başardılar ama bir an gelecek ve bu planlarına müdahale edilecek.

Bu mantıkla bakarsak belki de kaç kez kafamızdaki tarihi bilgiler değişti veya eski haline döndürüldü. Bunu normal yollarla hatırlayamayız çünkü bedenimiz bulunduğu zamana kayıtlı olup aslında her değişken de veya düzeltmede son halini hatırlarız bilginin. Tabi bu konuda daha fazla bilgim olmadığı için burada kesiyorum.

En son olarak Okyay Sultanımız bir sohbetinde kıyamet alametlerinin aslında olmadığını söyledi. Çünkü bahsedilen alametlerin daha önce de vuku bulduğunu ,  yine vuku bulmasında mütevellit kıyametin olmayacağını söyledi. Çünkü kıyamet her an kopabilir. Bunu tefekkür ettiğimde şunu anladım, kıyamet aslında herşeyin bitişi ise zamanın da bitişi demek. Bu da aslında kıyametin bütün zamanda vuku bulacağı o yüzden yaratılmış her varlığın kıyameti yaşayacağı anlamına geliyor. Çünkü her an da o bitişi yaşayacağız.

Umarım yazmış oduğum bu tefekkür yazısı hem kendime hem de başkalarına faydalı olur. Hatamız varsa affola, Tüm kalperenlere, Oktan abime, Erol abime selamlarımı iletirim. Saygılarımla...

İzmirli Kalperen Adayı Ömer

Bu haber 4,805 defa okundu.