KAMBALA: SIR KENT ÜZERİNE TEFEKKÜRLER
29 Mayıs 2018…İstanbul’un fethinin 565.yıl dönümünü geçtiğimiz günlerde kutladık. Neydi bu fethin Efendimiz (s.a.v) övgüsüne mazhar olacak kadar önemi, kıymeti Neydi? İstanbul da dünya şehirlerinden bir şehir hükmündeydi aslında. Bir hikmeti olmalıydı, bir sebep, bir olayın habercisi?
Bu konuyu önceleri her yıl dönümü geldiğinde şöyle bir düşünür geçerdim. Geçerdim dedim, çünkü ipin ucunu bir türlü bulamamış, tutamamıştım. Ta ki Kağan Atabeğim, kıymetli hocam, gönüller Sultanımız Oktan Keleş’in Kambala serisi çizgi yazı dizisi yayınlanana kadar. Önce güzeller güzeli Efendimizin (s.a.v) konuyla ilgili sözünü yazalım: “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, o asker ne güzel askerdir.”
Dünya tarihinde yer almış kişilikler de İstanbul hakkında bazı sözler söylemişler; en ünlülerinden Napalyon’un sözünü de hatırlayalım : “Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti mutlaka İstanbul olurdu.” Evet İstanbul’un kıymetini Kambala-4 bölümünde gösterdi Oktan Keleş.
(http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=6576 )
Kambala sır kenti. Kambala öyle bir sır kent ki, dünya savaşlarının asıl sebebi burayı ele geçirmek. Buradaki sırları ele geçirirlerse hakim olacaklarını,malik-ül mülk olacaklarını düşünüyorlardı. Süleyman a.s “Ya Rabbi ,bu saltanatı benden başka hiçbir kuluna bahşetme" dediği hükümranlık sebepleri. Buradaki kaçak kazılarda Süleyman a.s’ın hizmetinde çalışmış olan cinlerin kabirlerini açtılar. Tabii kontrol olmayınca habis olanlarının çığlıkları diğer gezegenlerden bile duyuldu. Bu habis cin (örtülü tüm mahlukata cin denir) konusuna yazımızın ilerleyen bölümlerinde değineceğiz. Bu Kambala çizgi dizisi yayınlandıktan sonraki günlerde ocağımızda yaptığımız toplantıların birinde kıymetli Kalperen kardeşim Ogün Emir Yayla da bu konuyu kendilerine sormuştu : “Sultanım, bu hadiste belirtilen İstanbul’un ehemmiyeti bu yer altındaki sır kentten dolayı değil mi ? Evet, İstanbul’u kutlu kılan üstü değil, altıdır. Bu sırlara hakim olmak, sahip çıkmak gerekiyordu. Bu kutlu görevi de Allah c.c kut verdiği Türk milletine vermişti. Geçici olarak el değiştirdiği zamanlarda bile Türkler bir şekilde bu sır kentin koruyuculuğunu yapıyorlardı. (http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=354 ) Hem Hızır Ata’nın Hızır olmadan önceki ismi de İstanbul değil miydi ?!
Bu yazıyı hazırlarken niye bu sır KAMBALA çizgi dizisiyle bu yıl verildi? diye aklımdan geçti. Sonra önümdeki müsvettelerden fethin yıldönümü sayısı gözüme çarpıverdi. 556.yıl dönümü 5+5+6=16
Soru sordun al cevabını öyleyse dediler. Kadim Teşkilat-ı Türk’e selam olsun. Demek ki çok büyük bir olaylar zincirinin arefesindeydik. Bu kutlu devran başlar ve bir sona evrilirdi. Bu son, O’nun dilemesinin bir bölümü aslında. Son derken belirli bir sürenin, mühletin başını ve nihayetini anlatmak istedim. Son, son diye zihnim çalkalanırken 114.son ayet düştü gönlüme. Nasr Suresi “Allah’ın yardımı gelip te İnsanların bölük bölük Allah’ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbini hamd ile tesbih et.” İnsanları böyle kitleler halinde Hak dine sokacak şey çok büyük bir hakikati birebir görmeleriyle olur ancak. Bu hakikat acaba bu sır kentte miydi ? Bu soru beni bu sureyle konuyu ilişkilendirmem gerektiğini düşündürdü sanki. Tabi ki şerliler de boş durmayacak, onlar da buraya erişmeye çalışacaklar, erişemezlerse bir antisini oluşturmaya çalışacaklardı. Bu hususun işaretini de yine Kambala dizisi yayınlandıktan sonraki günlerde ocağımızda yaptığımız sohbetlerin birinde Sultanımız “Bilinen İstanbul adalarını hepiniz sayarsınız, peki bir tane daha var desem? Duydunuz mu hiç?” dediler. Orada bulunan hazirundan bilen çıkmadı. Kendileri barkovizyona bağlı bilgisayardan internetten açtılar gösterdiler : VARDONİSİ Adası… Konuya bu açıdan da bakmalıydım.
Şimdi konuya Nasr suresinden bakmaya başlayalım. Nasr, yardım manasına geliyordu. Yazımıza bu kelimeden devam edelim ;
Nasr kelimesinin sayısal değerlerine ve çizimlere bakalım ; نَص�'رُ
Nun: 50
Sad: Olta ucu
Ra: 200
Bu tutulacak “BALIK” ile ne anlatılmak isteniyor ,neye işaret ediliyordu? Bu sorulara cevap bulmaya çalışırken Musa aleyhisselamın iki denizin birleştiği yere doğru olan yolculuğu gelmişti aklıma. Acaba şaşılacak bir şekilde yol tutup giden balık mı yakalanacaktı?
Okursak; Baş,Yetki sahibi olan kutlu kişi balığı yakalayacak. Bu yakalama fiilini olta ucu ve balık ile değerlendirelim;
Sayısal değerlerden bakarsak; 90-50 =40 Bu sayısal değerin ebced karşılığı Mim harfidir.
Şimdi balığı yakalama fiilini tanımladıktan sonra fiili gerçekleştireni yani Ra harfiyle simgelenen baş,yetki sahibi ulu kişiyle değerlendirelim.
Mim harfi Nebat alfabesinde Su, yaşam anlamına gelir. Mim yaşam ,su dalgası ve Ra Baş, lider…
İki harfi okursak, MAR…Latincede Mar yada Mare; Deniz demek. MarMare ;MARMARA Vardonisi’ye işaret…
Bu tutulacak Balık simyada gizli maddeye, elemente de işaret eder. Bu element için Kağan atabeğim öyle bir element bulunacak ki petrol ve bilinen diğer maddeler bunun yanında sidik mesabesinde olacak demiştiler. Yazımın ileriki safhasında değineceğim konu buna da işaret etmekte.
Ahirde bu yetki sahibi kişi bir balık yakalayacak. Bu balık ile kodlu şey, kitlelerin hakikate yönelmesine sebep olacak Allahualem. Şaşılacak şekilde yol tutup giden balık acaba kız kulesi kayalıklarından Vardonisi Adası’na doğru mu yol aldı? Yazımıza Vardonisi adından devam edelim ; VORDONİSİ…
Harfleri karıştıralım bakalım bize neler söyleyecek;
* VİS NOR DİO : Vis: Güç, kuvvet. Nor: Ne,ne de Dio:Tanrı
Kelimeleri bu şekilde okursak; Güç,kuvvet ne tanrı da ne de güç izafe ettiğiniz şeylerde. Burada inisiye olacaklar önce bu sloganı kabul edecekler.
*VİS DONORİ: Donori:Bağışlayanlar,Bahşedenler Okursak; Bu adada, taliplerine güç, kuvvet bağışlayan, bahşedenler var.
*VİS ORDİNO: Ordino:Atama belgesi,havale emri Okursak; Bu adada inisiye olanlara öğrendikleri güç ve kuvvetlerle iş göreceğine dair atama belgesi düzenlenir, bir nevi icazetname, diploma.
*DİON ORVİS: Dion: Dionysos(Grek) , Denis(Eng./Latin) Orvis:Kişinin spiritüel merkezi,3.göz Demek ki Cüce Denis’de bu adayla ve öğretileriyle ilişkili bir figür.
Tahmini 1010-1020 yıllarında batan bu adayla ilgili bilgileri bu konuyu açtığı sohbetinde söylemiştiler. Burada öyle kayıtlar, bilgiler, materyaller var ki her zümre buranın peşinde. Tabi ki Türk Devleti geçmişte olduğu gibi bu günde burasının emniyetini almış kimseleri yaklaştırmamaktadır. Kadim yer altı şehrinin antisini şu anda batmış durumda olan Vordonisi adasında yapılandırmıştı şeytan ve avaneleri.
Kambala teşkilatı ve yer altı şehrinin bilgilerini öğrendiğimiz şu günlerde Vardonisi’ye de bir yönelim var mıdır acaba ? Onu da Kadim yapımız Teşkilat-ı Türk bilir. Nasr suresini grafiğe aldığımda aşağıdaki şekle ulaştım.
Cüce Denis ve benzeri serbest kalan örtülü varlıklar. Ağız açık! Konuşuyor, tesir ediyor. Üstte yetki sahibi kutlu kişi izliyor!
1.sure ALAK 114.Sure NASR…
Alak ve Nasr kelimelerine Nebat alfabesiyle bakalım;
....... Boğa başı ; Tek muktedir olan
--- Çoban asası ; Muktedir olanın güç alameti
--- Göz ; Başıboş bırakılmayacaksınız
--- Ufukta batan güneş ; Devir,dönem
Alak kelimesini Nebat alfabesiyle okursak ; Tek muktedir olan yarattıkları ile alakasını dilediği dönem sonuna kadar gösterecektir. Ta ki yeni bir dönem dileyene kadar.
Nasr kelimesinin Nebat alfabesiyle okumasına yazımızda değinmiştik.
Alak ve Nasr arası mühlet. Bu mühlet sonuna kadar Alaka devam ediyor. Kutlu kişi balığı yakalayınca başka bir dönem başlayacak Allahualem.
Elif ve Lam mühlet sonunda Ra'ya vereceği yetki ile Nasr suresindeki vaadini gerçekleştirecektir.Kaf dilenen mühleti, Ayn o mühletin sonuna kadar başıboş bırakılınmayacağını göstermekte. Nun ve Sad mühlet sonunu işaret eden eylemi ifade etmekte Allahualem…
Alak ve Nasr surelerini çıkarırsak 112 sure kalır. 1 ��" 12 Döngü , mühlet.
Aklımdan geçenleri ve tefekkür edebildiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. Bu uğurda yılmadan gayret eden, didinen Kağan Atabeğime, Eren babalara, Melami Birliği üyelerine, Kadim Teşkilat-ı Türk heyetinin her bir Ulu’suna huzurlarınızda şükranlarımı arz ediyor, yolunuz yolumuzdur diyorum. Var olun.
ORKUN AKAR
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle