Denizler ve Tanrılar(!)

Sirenler, günümüzde Siren Kayalıkları denilen (3 küçük adacık) bir bölgede yaşadığına inanılan deniz yaratıklarıdır. Güzel ve büyüleyici sesleri ile gemileri kayalığa çeker ve kendilerine yem yaparlarmış. Bazı kaynaklar sirenlerin yarı dişi - yarı kuş vücutlu olduğunu belirtmektedir [1]; ayrıca deniz kızlarından farklı olarak çift kuyrukludurlar.

Burada yılan kuyruklu yani “serpent mermaid” denilen bir deniz kızından bahsetmemiz gerekiyor. 14.yy Fransız folklorik hikayelerinde anlatılan bu yaratığın adı Melusine’dir. Serpent sözcüğüne ve aşağıdaki çift kuyruklu, ünlü kahve logosuna dikkat edelim.   

Deniz kızları ise yarı dişi " yarı balık vücutlu oldukları halde, yarı erkek " yarı balık olanlarına da merman denilmektedir. Sirenlerden farklı olarak güzellikleri ön plandadır ve bazılarının gemicilerin hayatını kurtardıkları dahi anlatılmaktadır. Kimler deniz kızlarını anlatmaktadır; mesela ünlü kaşif Kristof Kolomb, 4.Ocak.1493’te Amerika’ya varmadan önce Haiti yakınlarında gemideki herkesin 3 deniz kızı gördüklerini günlüğüne yazmıştır. Şöyle diyor: “Yüzleri insan yüzüne benzediği halde resimlerde çizildiği kadar güzel değillerdi...” Hikaye çok, aşağıdaki linkten diğerlerini okuyabilirsiniz [2].

Tanımlamalardan sonra bağlantılara geçebiliriz. 2011 yılında Nato askerleri, Libya’nın Trablus kentine bir operasyon düzenliyor. Operasyonun adı “Mermaid Dawn” yani “Deniz Kızı Şafağı” [3]. Çünkü Trablus’un (Tripoli) takma adı “Denizin Gelini”. Acaba Triton’un gelini olabilir mi ? Triton, belden yukarısı insan, aşağısı balık şeklinde bir deniz tanrısı. Elindeki de Trident. Deniz tanrıları mitolojdeki diğer tanrılardan farklıdır, onlardan daha güçlüdürler çünkü deniz yani su hayatın ve gücün kaynağıdır.
 

Şimdi Sultanımız’ın verdiği mermaid-marble(mermer)-marmara ipucunu biraz takip etmeye çalışalım. “Mare” kelimesi Latince’de deniz, okyanus anlamına geliyor. Günümüz Rusçası’nda “more” şeklinde hala kullanılıyor. Merovingian (Merovenj) sözcüğü ise “mer” ve “vere” sözcüklerinden oluşuyor. Mer’in ne anlama geldiği malum, “vere” ise ejder, satan anlamlarına geliyor [4]. Yani denizden gelen Şeytan. Merovenj Hanedanlığı, mistik bir sülale olup Mecdelli Meryem’in soyunun devamı olduğuna inanılıyor. Tengri’nin Türk’ü olursa Şeytanın da bir Merovenj’i tabii ki olacaktır. 
 

Marmara Adası’nda bol miktarda mermer bulunması sebebiyle adaya ve denize Yunanca mermer anlamına gelen “marmaros” adı verilmiştir [5]. Bu bölgede çıkarılan mermer cinsleri granit, fanolit, siyenit, diyabaz ve tabii ki serpantin. Serpantin mermer sert bir taş türü olarak biliniyor. Farklı renklerde bulunabilen bu mermer cinsine serpantin denmesinin sebebi yüzey dokusunun ve yeşilimsi renginin serpent (yılan) derisini andırması [6]. Buradan çıkartabileceğimiz teori şu olabilir. Günümüzün en büyük enerji kaynağı petrol; her ne kadar insanlar petrolün karadaki canlıların fosilleşmesi ile oluştuğunu düşünse de aslında petrol, denizde yaşayan bitkilerin ve hayvanların çürümesiyle oluşan bir mineral yağdır. Aynı şekilde bu yaratıkların denizde yüzbinlerce, milyonlarca yılda çürüyen ve toprak katmanları ile karışan bedenleri mermer tabakalarını oluşturmuş olabilir mi ?

Bazılarına efsane gelebilecek yukarıdaki konular günümüzde Vatikan’da yaşatılıyor. Dünyadaki 1.3 milyar Katoliğe, kendini Hristiyanlığın merkezi olarak yutturan bu adamlar acaba ne kadar Hristiyan; Papalar’ın törenlerde giymiş oldukları “mitre” denilen başlıklarına hiç dikkat ettiniz mi ?

Dagon, Filistin ve Babil’de tapınılan bir balık-tanrıydı. Pagan rahipleri ayinlerde büyükçe bir balığın vücudunu, başı yukarıda kalacak şekilde tören elbisesi olarak giyerlerdi. Keldaniler’de kilisenin başı Dagon’un temsilcisi kabul edilirdi. Günümüzde Katolikler’de Piskopos, Kardinal ve Papa (Pontifex Maximus) bu başlığı halen takmaktadır. Alenen pagan olan bu teşkilat maalesef milyarlarca insanı kandırmaya devam etmektedir.

Dagon kelimesi, günümüzde Afrika Mali’de yaşayan Dogon Kabilesi’ni çağrıştırmaktadır. Nitekim, Dogonlar uzaydan bir gemiyle gelen Nommolar’ın hikayesini anlatırlar. Efsaneye göre Nommolar korkunç, balık görünüşlü ve hem karada hem denizde yaşayabilen yaratıklardır [7].

Tabii ki tek bir konuya bakarak Vatikan’ı pagan ilan edecek kadar acımasız değiliz ama o kadar çok okült sembol kullanıyorlar ki bunların hepsini bu yazıya dahil ederek vaktinizi çalmak istemem.

Ocakta yapılan son arkaik dönem çalıştaylarını dikkate alarak geçmişten gelen ve günümüzde halen yaşayan bir miti dikkatinize sunmak istedim. Seyretmeyenler için son 4 çalıştayın çok özel bilgiler içerdiğini söyleyebilirim. Sultanımız’ın belirttiği gibi insanlık göğe yükselmeden önce yeryüzünde çözmesi gereken çok sırlar var. Denizler de yeryüzünün çoğunluğunu oluşturduğuna göre belki de sırların büyük bölümünü bu derin mavi sular örtüyor olabilir, kim bilir...