En Sıcak Konular

Orkun Akar

Yazar
Orkun Akar
7 Nisan 2016

Sebepler Hususunda Tefekkür



SEBEPLERE TABİ OLMAK,SEBEPLER’İN KAYITLI OLDUĞU YER:İLİM ŞEHRİ, SEBEPLERİ KULLANANLAR VE YAMAN ALDATICININ İŞLERİ

Kerim kitabımızdaki Kehf suresinde geçen Kehf ashabı’nın hallerinde ve Hz.Zülkarneyn (Oğuz ata) kıssasında geçen ‘’ fe etbea sebeba’’ sebeplere tabi olmak cümlesinden hareketle bazı tefekkür,tesbit ve çıkarımlarımızı arz edeceğiz bu yazımızda. Sure’de anlatılan iki ayrı konuda ;

Çoban Kefeştetayyuş’un (ki Hızır atamız olma ihtimali çok yüksektir) köpeği Kıtmir ile birlikte kıssa’da anlatılan gençlere Kehf (zamansızlık kapsülü) kozasına ‘sebepler’ kullanarak sırlamasına (300’e 9 ekleme ile ifade edilen uzun uyku,zaman yolculuğu(?) ) ;

Hz.Zülkarneyn (Oğuz ata)’nin üç ayrı yolculuğuna bir ‘’ sebep’’ kullanarak çıktığına dair anlatımlar vardır.Burada dikkati çeken kelime ‘’ Sebep’’ ifadesidir.Şimdi bu sebep kelimesine farklı yönlerden bakmaya çalışalım ;

Arapça ifade  Tebea (Tabi olma) ile Sebeba (Sebeplere) kelimelerine Nacizane bizim kullandığımız bir teknikle bakalım;


 


Sayısal değerlerden ulaştığımız 19 sayısı bize bu sebeplerin 19 aşamalı yaşam planında da geçerli olduğunu işaret etmekte Allahualem.(O’nun üzerinde ondokuz vardır.Müddesir-30)

Aynı harfleri Nebat alfabesi (arapça ve İbranicenin atası) ile yazarak yine bizim kullandığımız bir teknikle de bakalım(burada sürekli bizim kullandığımız dememiz enaniyet olarak algılanmasın lütfen.Yanlış’a düşersek kusurun bize ait olduğunu ifade etmek için kullanıyoruz)

 


Harf anlamlarıyla bir cümle kurarsak ‘’ O kutlu  evdendir destek olacak sebepler.O marka olmuş ev’i gözlemekten,yüzünüzü ona çevirmekten geri durmayın.’’(Ebu Turab lakabı bu marka evle direkt alakalı.İleride arz edeceğim inşallah)
Burada işaret edilen ev’in İlim şehrinde olduğunu düşünmekteyim.Bu ev’le ilgili tesbitlerimi yazımın devamında arz edeceğim inşallah.(Konuyu danıştığımda muhterem hocamın yönlendirmesi ile)

Elde ettiğimiz Arapça harflerden arapça düşünerek bir kelimeye ulaşmaya çalışalım.Harflerimiz,Sin,be,te ve ayn harfleridir.Bakalım ;


Sin-Be-Ayn-Te  SEB’ATE/SEB’ATEN  YEDİ(7) Bu sayıyı daha önceki tefekkürlerimizde ‘Hatem’’ Mühr-ü ilahi diye nitelemiştik en doğrusunu Allah c.c bilir diyerek.Bu tesbitten sonra ilim şehrinde kayıtlı olan ‘’Sebep’’ lerin de yedi ile ilintisi olmalı diyebilirmiyiz ? Bakalım;
 



7 Kat yer ve 7 kat Gökler arasında cari olan sebep’ler,bu 7 ayrı şeklin kendi aralarında yaptıkları birli,ikili,üçlü …..  Kombinasyonları kadardır Allahualem.

Şimdi ‘’ Sebeba’’ kelimesi üzerinden devam edelim;

Kelimemizi oluşturan harfler ; SİN-BE-BE .Sin Bab.Yani Sin Kapı.Sin kapısı.Sin kelimesi ile ifade edilen kapı ne olabilir? Bakalım;

SİN kelimesi şu anlamlara geliyor;

Ay " Kabir/gömüt " Gönül   Bu birbirinden bağımsız üç kelimeyle işaret edilen bir kapı var.Peki, kapıyı açan bir anahtar da olmalı,bu anahtarı işaret eden şey ne acaba?Bizce bu işaret ‘’ Sin ‘’ harfinin şeklinde gizli.Bakalım ;

 



Anahtarımız 3 dişli.Yani Ay- Kabir/gömüt " Gönül dişleri.Konumuz yavaş yavaş mecrasını bulmakta.Kapı kelimesine ulaşınca zihnimde ilk önce ‘’ Ben ilmin şehriyim.Ali kapısıdır’’ hadisi belirdi.Sebep ve Hz.Ali ilişkisine de bakmalıyım dedim ;
Sebep kelimesinin Ebced sayısal değeri  64 iç toplamı 10 yani 1
Ali isminin Ebced sayısal değeri 100 iç toplamı 1  Bu işaretten sonra ilgili hadisi aynı teknikle irdeleyelim ;

Ene medinet ül ilmi ,Aliyy babuha.
 


Yine bir kapı işaretine daha ulaştık.Bu kapıda, iki Mim arasındaki Din ifadesiyle tefekkür yürüttüğüm, efendimize sav Rabbimizin vaadi olan Makam-ı Mahmud diyarının kapısıdır  ki bu apayrı bir konudur.Efendimizin SAV zatında işaret ettiği ilim şehrine girilen kapı olan Alimiz üzerinden devam edelim.


Efendimizin ism-i mübarekleri olan Muhammed isminin kök harfleri bizi bu şehre götürecektir Allahualem. Ha " Mim " Dal   Ahmet,Mahmut isimleride aynı köktendir.Övülen,sena edilen manalarına gelir.Tüm yaratılmışlığın kul olarak yapması gereken nedir? Yaradanına Hamd’dır.Kulluğun ilk ifadesi budur.O zaman bu ilim şehrine ‘’ HAMD ‘’ şehri diyebilirmiyiz? Övülen,medhedilen şehir.Ebced sayısal değeri 52 iç toplamı 7 dir.Mühr-ü ilahi her yerde.Bu ilim şehrine girip sebeplere ulaşabilmek için Ali kapısından geçeceğiz demekki.Sebep kelimesinde iki adet ‘’ Be’’ harfi var.Be harfi Nebatca’da da ,İbranice ve Arapça’da da Ev anlamına gelir.İlim şehrindeki ev.Biri yerde biri gökte.Ayrıntılarını yazının ileriki bölümünde değineceğiz.Şimdi ilim şehrini ve kapısını çizmeye çalışalım ;
  


İlk çizim asıl şeklin iskeletidir tabiri caizse.İkinci çizim bize anlatıyor bazı şeyler.(Beyt-i Mamur konusunu işlerken değineceğiz)

Sin anahtarını çizmiştik.Bu şekli analiz etmeye çalışırken bir yandan da Lain bu gerçeği nasıl taklit etti acaba diye düşünüyordum.Sin anahtarına bir kez daha dikkatlice baktım ve bingo.Antik Mısır’daki ANKH figürü geldi birden aklıma.Evet işte karşımda duruyordu lainin yandaşlarına verdiği, Sin anahtarına sözde karşılık olacak anahtar.
  



Ankh figürü antik mısır uygarlığında Yaşamın,yaşamı sembolize eden Nil nehrinin anahtarı anlamına gelmektedir.Sırlara’da açılan kapıların anahtarıdır.Kadın/Erkek birlikteliğini yani İnsanı da simgeler.İnsanla ve serüveniyle ilgili tüm bilgilerinde anahtarıdır.Tanrıça İSİS ‘le özdeşleşmiştir.Annelik ve doğurganlık tanrıçasıdır.İsis Sirius’la anılır,oranın tanrıçasıdır.Sirius’un kapısını İsis açar.İsis’in elinde de Ankh.Şeytanilerin ilim şehri Siriusta ve kapısı İsistir,anahtarıda Ankh.Sirius’a Nilin yıldızı da denir.Bu Ankh anahtarının sırlarına ermiş,Ankh taşımaya layık olmuş Mısırlı Maj’lar ,inisiyelerine bu sırları öğrettikten sonra,inisiyelerini bu anahtarla düğümler.(Düğümlere üfleyenlerin şerrinden.Felak suresi)


 


İsisin bu temsili, ANKH figürüne gönderme.Kulp kısmı Sirius güneşidir.


HAMD ilim şehri;Sebepler burda;Alimiz kapısı ; Anahtarı Sin.

SİRİUS İlim şehri ;Sebepler burda ; İsis kapısı ; Anahtarı Ankh

Ankh’a Kulplu haç denildiğini de öğrenince bildiğimiz Haç figürünü düşündüm.Küp’ün açılımıydı Haç aslında.Kabemiz de küp şeklindedir.Taklitin boyutlarını daha iyi kavramaya başlamıştım.
 


Sebeba da iki Be var demiştik.Be’den kasıtla iki ev.Biri yerde,biri gökte diye..Aslında bu iki ev aynı ev.Tafsilatı ileride.Yerdeki ev kabemiz,Beytullah.Ankh’la sadece bir boyuttan taklit edebilmiş lain.Küp’ün yani kabemizin açık şekli olan 6 kareden oluşan şekli.Taklitinide üst kareyi kulpla ikame ederek gizlemeye çalışmış.


Yerdeki ev,Kabemiz dedik.İlim şehrindeki,sebeplere ulaştıracak olan ev..Anahtarsız bu şehre giremez,o eve ulaşamayız.Sin harfinin sayısal değeri 60 tır.Altı parçadan oluşuyor Kabemiz.Bu altı parçalı yapının tüm özellikleri bir parçasına eşlenerek,Ay,kabir ve gönül sırlarıda eklenerek anahtarımız yapılmış Allahualem.
 


HaMD ilim şehri. Ha:8 Mim:40 Dal:4  toplam 52.Tur suresi 52.suredir.Bu surede bir eve yemin edilir/dikkat çekilir.’’ Beyt-i Mamur’’ Bayındır ev.Gökteki evi de bulmuş olduk. Hadislerde bu ev sorulduğunda, tam Kabemizin üstüne gelen bir pozisyonda 7.kat semada olan ve her gün 70 bin meleğin tavaf ettiği ev diye  cevap verilen evdir.
Kapı Alimizdi. Ayn:70 Lam:30  toplam 100.Adiyat suresi 100. Suredir.Bu sureye baktığımızda konumuzla ilgili ayetleri buluruz;


Kabirdekiler deşildiğinde. Sin-Kabir-Kubur.
Sinelerdekiler derlendiğinde. Sin " Sine "Sudür.

Anahtarımızın 3 dişinin adları ;
1. Sin- Kamer
2. Sin- Kubur
3. Sin-Sudür
Bu ayetler çalışmamızın istikametini destekliyor görüldüğü üzere Allahualem.

Tur suresinden ulaştığımız ‘’Beyt-i Mamur’’ Kabemizin göksel eşidir.Biz her şeyden çiftler yarattık ayetince de bu tesbiti söyleyebiliriz Allahualem.Tur kelimesinide aynı teknikle,Nebat alfabesiyle yazalım;
 


Baş, reis, buyruk sahibinin ayrıntı verilmeden bulunduğu tüm yerlere  ‘’Tur’’ diyebiliriz. Bu bazen bir dağ olabilir, bir vadi olabilir konumuzda olduğu gibi ilim şehrindeki, özel bir ev’de olabilir.

Bu ev, Beyt-i mamur’du, aynı tekniğimizle bakalım;

                        
           
                     


Okuyalım; bulunduğu hayy/yaşam formundayken bile bu sebeplerin kayıtlı olduğu evi görebilen/gelebilen Reis,buyruk sahibi yani Efendimiz.

Sin anahtarımızın 3 ayrı dişini de aynı yöntemle bakalım;
Kamer;
 


Okursak;Bir reisin idaresinde bir zamanlar burada yaşam sahipleri vardı.
Kubur;

                                                   
                                


                 
Okursak;Bir zamanlar ilim şehirlerinden bir şehir olan bu diyarda sebeplerden bazılarının bulunduğu ev’in idarecisi olan reis.

Kabir’le ifade edilir hale gelmiş batık bir medeniyetteydi bu ev Allahualem.(Mu?)
Sudür;                            
                             
                          


Okursak; Helak vakti eriştiğinde bu ev’in reisi sebeplerin olduğu yeri tuzaklayıp, tayy kapısıyla burayı terk etmiş.Sad harfi yan yatan adam manasınada geldiğine göre bu kabir olmuş medeniyet Budist kültürün yaygın olduğu coğrafyalarda mı(Hindiçin, Japonya)?

 
Yan yatan Buda


Efendimizin ism-i mübarekleri olan Muhammed’in sayısal değeri 132 ‘dir.Alimiz’in isminin sayısal değeri 100’dür.   132-100= 32     Secde suresi 32.suredir.Konuyla ilişkisini düşünürken Rabbimin lütfu keremiyle ilgili bağıntıyı kurdum.Bakara-58 ve Araf-161’de ‘’Kentin kapısından secde ederek girin’’ deniyor.Hac-18 ve Rad-15 de ‘’Göklerde ve yerde ne varsa Allah’a secde ettiği’’ söyleniyor.Şehir,kapı,anahtar ve secde.O zaman diyebiliriz ki;

İlim şehrine sebeplerle varılır.Kapısını anahtarla açıp secde ile girilir.Secde’yi ibadet manasıyla almayalım sadece.Yüce,kompleks,kutlu bir şeye vasıl olmak için yapılması gereken saygısal,ilimsel,teknik vs her türlü faaliyet akla gelmelidir.Anahtarın kilide secdesidir kapının açılmasına sebep.Efendimiz tüm ilim şehirlerinin birlendiği ilim şehridir.Dünyamızdaki ilim şehirlerinin en önemlilerinden birisi bana göre Mu medeniyetiydi.Bu çıkarıma nerden vardığımı kısaca izah etmeye çalışayım;

Faaliyetlerin tümünü ifade eder secde demiştik.Buradan ilgili sureler bana işaret olmalı dedim ve baş harflerinden; Bakara  B ; Araf  A ; Hac  H ; Rad  R…. BAHR…Deniz kelimesine ulaştım.Mu kıtası’da okyanusa gömülmemiş miydi?

Peki; diylim ki bu okyanus ve batık şehir tesbit edildi.O şehirdeki evi nasıl bulacağız? Bakalım;

Kilit nokta ‘’Kamer’’ yani Ay.Buranın sırrı kimlerdeydi?Türkler. Devam edelim;

Kamer’in sayısal değeri 7 ;  Kubur’un sayısal değeri 5  ;  Sudür’ün sayısal değeri 6
Bu üç diş birbiriyle alakalı.O zaman Kamer Kubur’a 1 vermeli ki sistem bir mantığa otursun.

Kamer’in, bu mezar ifadesiyle helak olmuş,batmış yere vereceği ne olabilirki? Kamer için yüce Allah cc ‘’ Bir nurdur’’ demiyormu?  İnşikak-18 ‘’ Ve nuru tamamlandığı (dolunay haline geldiği) zaman Ay’a (kasem ederim).’’ Öyle özel bir vakitte;dolunay olduğunda yansıyan ışıkların vurduğu yerdemi acaba bu ev?Bu vaktin/ tarihin sırrı ne?Hızır atama,Eren babalara selam olsun.Yine muhterem hocamın söylediği yere geldik.’’ Yere girmeden göğe çıkılmaz’’.Önce Ay’ın nurunun yansıdığı,kabir olmuş medeniyetteki ev’den sebeplerden bazılarını bulacağız; Sonra bunlarla secde ederek göğün sinesindeki ev’e,Beyt-i mamura varacağız.Ana şehir olan HAMD şehrindeki eve.
Lain tek boyutlu taklit edebilmiş demiştik .Ankh. Meşhur Sefenksin diğer adı ‘’Sheşep Ankh’’tır.Yani yaşayan heykel.
 

 
Sfenks.Yaşayan Heykel 


Onların sebeplerinden bazılarıda bizce bu heykelin altındaki galerilerde ve Orion kuşağının iz düşümü üç piramittedir.

Alimizin lakabı olan ‘’Ebu Turab’’ isminede aynı yöntemle baktım ;
 


Marka ev’de(Kabemiz),doğan reis.O ev’de doğan,o ev’in tüm sırlarınıda bilir.

Bu konuyu tefekkür ederken muhterem hocam’a sorular sormuştum; Kendileri bana şu ayete bir bak bakalım diyerek tefekkür yelkenine rüzgar olmuştular.Ayete bakalım;
Araf-29:’’ Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz."

Bu yüce ayet her şeyi özetliyordu. Her ‘’mescitte’’ yani secde edilen her yerde.Bunu sadece ibadet olarak düşünmeyelim.Yaptığınız,yapacak olduğunuz her işte yüzünüzü ona çevirin.Yani kabeye ve üstündeki Beyt-i mamura.Buradan alındı toprağınız,yaratılışınız burada oldu.tekrar yaratıldığınız yere döneceksiniz.Yüzünüzü hep buraya çevirinki ne olduğunuzu,nasıl yaratıldığınızı unutmayın.Ayrıca hocam bu ayeti bana söyledikten sonra ‘’İnsan yaratıldığında bir mekan varmıydı?Önce insan yaratıldı da sonramı mekan yaratıldı?Yada mekan yaratıldıktan sonramı? Diye de sorup, tefekkür et bakalım demişlerdi. Bu derside ayrıca hazırlamaya çalışıyorum, İnşallah nasip olursa burada paylaşacağım sizlerle.
 

Yaratıldığınız yer’e dönün.Yaratılışınızın ilmide bu şehirde.Figür aynı İnsan şeklinde değil mi?


     
Bu şekle ‘’İsis düğümü’’ deniyor.Ankh’la düğümlenenler bir daha ellerini açamıyorlar yani kendi iradeleriyle bir iş yapamıyorlar.     

İsis’in burada tuttuğu Ankh sanki teknik bir cihaza benziyor.
 

 

Venüs gezegeninin sembolü.Ankh


Sin harfi ayrıca ‘’Yay’’ burcunun’da sembolüdür. buradan ‘’Kab-ı Kavseyn’’ konusuna da uzandı tefekkürüm ama bu konuyu burada irdelemeyi uygun görmedim.

Çalışmamı nihayetlendirirken kısaca söylersek;Yüce Allah’ın bir şeye ol demesi o işin olması için kafidir.Lakin biz aciz varlıkların tahammül hududunda bu iş ve oluşu idrak edebilmemiz için ‘’Sebepleri’’ halketmiş ve sebeplerle iş gördürmüştür.Kabemiz ve beyt-i mamur bu sebeplerin kaynağıdır.Taklitten ve aldatmaktan başka bir hüneri olmayan Lain,Kabemize karşılık piramit’i,beyt-i mamur’a karşıda Sirius güneş sistemindeki bir yeri inşaa ettirmiş ve kendi tek boyutlu sözde sebeplerini buralara gizlemiştir.Ne yaparsa yapsın,Allah nurunu tamamlayacaktır. 

 

Orkun Akar  

 

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,4361 



Bu yazı 975 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Ocak 2022 Kendine Gel! İlla Din Mi Diyorsun? Ken Dine Gel...
    • 19 Aralık 2021 Babil İfsadı
    • 18 Kasım 2021 Dünya Değişiyor... Bunu Suda Hissediyorum... Bunu karada Hissediyorum... Havada Koklayabiliyorum
    • 31 Ekim 2021 Çatı Kavram Olarak İnsan;
    • 1 Temmuz 2021 Hız Körlüğü
    • 22 Mayıs 2021 Evren Hapishanesinin Kodu: Kuantum Dolanıklığı mı?
    • 3 Mayıs 2021 Evren Hapishanesi ve Zaman
    • 28 Ekim 2020 KÜN EMRİ İLE VARA ÇIKANA ZAN PERDESİYLE DOKUNMA ÇABASI
    • 15 Ekim 2020 Artemis Antlaşması
    • 16 Eylül 2020 TİNİN SANA NE DER? KODU ÇÖZ! GİYSİNİ GİY GEL!
    • 5 Eylül 2020 KUYUDAN SU / SIR ÇEKENLER
    • 1 Temmuz 2020 Dabbet Ül Arzdan Dabbetül Arşa
    • 18 Haziran 2020 Bekke Protokolüne Karşı Protokol mü? Cekke Steli Ne İçin Dikilmiş?
    • 29 Mayıs 2020 Öyle Bir Ok At Ki!
    • 14 Mayıs 2020 Mu Han Met : Yüksel Ey Türk! Senin İçin Yükselmenin Hududu Yoktur!
    • 5 Mayıs 2020 Tetragrammaton: Ben Benim!
    • 15 Nisan 2020 New York: Ben Bununla Yepyeni Bir Başlangıç Yapacağım Eski New Yorkta Eğer Orda Yapabilirsem, Her Yerde De Yapac
    • 11 Mart 2020 Şeytan Sizi Fakirlikle Korkutur
    • 31 Mayıs 2019 Da Vinci Ve Vitrivius Adamı Üzerine Analizler
    • 29 Mayıs 2019 Kabeyi Yıkacağı Hadisle Zikredilen Habeşli Köle Vurgusuna Dair Kısa Analiz

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,702 µs