Gök Ulusu Kam Ustam Oktan Keleş Bey'in yanından döneli neredeyse 1 ay olmuştu. Tarifsiz bir hediye vermişti Kağanım,Kutlu Otağında bizlere. Kamlık ile ilgili sırlar açılmış,kadim zamanlardan bahis edilmişti.Bu kadarını yazabilirim,edebimi ve haddimi aşmaktan haya ederim.Var olsun Ulu Okyay Kağan!
1 Temmuz 2021-İzmir.
Sıcakların iyice hissedildiği,güneşin adeta İzmir'i kavurduğu bir günün akşamında ; evde günün yorgunluğunu atıyordum. Semaveri ateşlemiş, yanan közlere bakıp,düşüncelere dalmıştım. Orkun Atabeyin "Hız Körlüğü" yazısını okumuş,son bir ayın ne kadar hızlı geçtiğini idrak ediyordum.
Aklımda; geçen gece rüyamda gördüğüm bir enstantane vardı. Pars Taykan ile beraber, bir demirci ustası Ulu'nun yanında idik. Pars Taykan,bana yeni pusatları görüp görmediğimi sormuş, tabiri caiz ise kolumdan tutup,demirci ustasının yanına götürmüştü. Siması hiç de yabancı olmayan Ulu Usta, terden birbirine karışmış uzun beyaz saçı ve sakalını arada bir geriye tarıyor,kapkara kor olmuş tuhaf bir madeni dövüp duruyordu.Bana dönüp şöyle dedi:" Temurnung özingi bilning, atını bilning.Atını bilmes ,kılıç kesmes" Yani; demirin özünü bilin,adını bilin.Adını bilmez iseniz kılıç kesmez...
Bu rüya üzerine size ; anlayabildiğim kadarıyla demir diye bildiğimiz şeyi anlatmaya çalışacağım.Ulu Demirci Usta'nın; rüyamda dövdüğü metali size canlandırmaya çalışacağım.Doğrular sizlere,yanlışlar bana aittir.
Bir Tengrinin Adıyla...
Önce linkini verdiğim;Oktan Keleş'e ait olan KADİM TÜRK DEMİRCİLİK ZANAATI VE SIRRI yazısını okuyup hatırlayalım. https://www.onaltiyildiz.com/?haber,4400
Demir adının tarihteki kullanımlarına bakarak konumuza başlayalım.Eski Uygur Türkçesi ile yazılmış metinlerde "Temur Kaganıng" olarak bilinen bir Kağan geçer.Türk Mitolojisinde de ; Temur Han olarak geçen bir demir tanrısı vardır. Efsanelerde "Akacak kanı yok,çıkacak canı yok" diye anlatılır.Ergenekon destanını ise herkes bilir.Ancak,benim anlatacaklarım bu destanlar değil, demirin biyolojik/kimyasal özellikleri değil, Temur(demir) kelimesinin kendisi...
Türk yazıtlarından birisi olan E118 Turan-I yazıtında şöyle yazılır;
Orhun yazıtlarında kullanılan Türkçenin daha eski dönemlerine gidelim.Yani tamgaların ilk oluşmaya başladığı dönemlere.
iTeMuR olarak bildiğimiz kelime,daha eski çağlarda ses olarak iTeBuR olarak söyleniyor olmalıdır.Anlam olarak İTe=indirilmiş,verilmiş olan BUR olarak bir kenarda dursun şimdilik. Şimdi konunun can alıcı kısımlarından ilkine geleceğiz.
Yüce Kitabımız Kuran'da; demirin kendisine indirildiği Davut peygamberi analım. Hz.Davut'a hemen herkesin bildiği 2 şey verilmiştir. İlgili ayetlere bakalım mı?
Sebe suresi 10.ayet: Ve lekad âteynâ dâvûde minnâ fadlâ, yâ cibâlu evvibî meahu vet tayr, ve elennâ lehul hadîd.
Andolsun ki, biz Davud´a tarafımızdan bir fazilet verdik. «Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin.» dedik ve bunu kuşlara da (emrettik) ve ona demiri yumuşattık.
Bu ayette geçen ve "tesbih edin" olarak çevrilen Evvibi kelimesine bakalım.Anlamı neymiş? Arapça kök anlamlarına göre: geri dönmek,itaatsizlikten itaat altına dönmek,yıldızlar ile yön tayin etmek,gece yanmak/parlamak,yansımak.
Halbuki tesbih etmek : Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih etme, ululama anlamında kullanılmaktadır.
Ancak; yukarıdaki ayette dağlar ve kuşlar olarak kodlananlar, bildiğimiz dağ ve kuş değildir.Kelime anlamına göre yıldızlar ile yön tayin edebilen,itaat altına alınmış bazı varlıklar akla gelmektedir.Ve bu varlıklar,tesbih değil,Allah'ın izni ile Hz.Davut'a itaat etmektedirler.Peki ; tüm bunlarla beraber Hz.Davut'a demir de verilmişti,değil mi?
Zaten Hadid suresi 25.ayette de demirin Allah tarafından izinle,göklerden indirildiği yazmaktadır:
Lekad erselnâ rusulenâ bil beyyinâti ve enzelnâ meahumul kitâbe vel mîzâne li yekûmen nâsu bil kıst, ve enzelnel hadîde fîhi be’sun şedîdun ve menâfiu lin nâsi ve li ya’lemallâhu men yensuruhu ve rusulehu bil gayb, innellâhe kavîyyun azîz
Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah´ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.
İsra suresi 55.ayet: Ve rabbuke a’lemu bi men fîs semâvâti vel ard(ardı), ve lekad faddalnâ ba’dan nebiyyîne alâ ba’dın ve âteynâ dâvude zebûrâ
Rabbin göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir. Andolsun ki biz, peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Davud´a da Zebur´u verdik.
Buraya dikkat! Hz.Davut'a(Süleyman'ın Babası) ZEBUR veriliyor. Yıllarca; israiliyat etkisi ile, Zebur'un Tengri Mesajı içeren Kitap anlamından başka bir anlama gelebileceğini düşünememiştik.Düşünenleri,bilenleri elbette tenzih ederim.
ZEBUR kelimesi fonetik olarak size de fazlasıyla tanıdık gelmedi mi?
Bu kelimenin Arapça kök anlamlarına bakalım:
Sizin için Türkçeye çevireyim. Zebur : kütleler,demir parçası,örs!
Arap yarımadasında Z sesi ile D/T sesleri değişim geçirmiş olabilir.Fonetik olarak daha zor söylenen D sesinden ,daha kolay olan Z sesine geçilmiş olabilir.Bu durumda ZEBUR olarak okuduğumuz kelime eskiden TEBUR olarak söylenmiş olabilir! Yani Türk yazıtlarında geçen TEMUR/TEBUR ses değişimi ile aynı şekilde söylenebilir!
O zaman ; Hz.Davut'a verilen HADİD ve ZEBUR ! Bunlar aynı maden veya element olamaz! Ya Hadid; ZEBUR olarak bilinen metal/elementin bir vasfı ya da bunlar iki farklı element! Yani, göklerden 2 farklı element indi!
Sevgili Ozan Aydın kardeşimin son yazısında,Kam Ustam Oktan Keleş ne demişti ? https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8518/bozok-un-sir-ogretisi-kun-ay-yildiz--1
-"Yalnız bu demiri bildiğimiz demir ile karıştırma. Bir insan yapımı var, birde Tengri’nin işlediği var.
Kutsal mavi demir…"- Oktan Keleş.
Bu sözler üzerine; bu demiri bildiğimiz demir ile karıştırmadan, ZEBUR/TEBUR ile TEMUR/TEBUR kelimelerinin öz olarak aynı element gibi olduğunu,ancak HADİD ile anlatılanın farklı bir element olabileceğini düşündüm.
Tam bu noktada, sizleri ,demir ve metalleri daha iyi anlayabilmek adına ,kadim Türk olan Sümerlilere götürüyorum.Bu kavmin asıl adı SUBAR olabilir. "R. Ghirshman, Sümer öncesinde (M.Ö. 4000) Mezopotamya’da Subarlar’ın yaşadığını kaydediyor… Sümerlerin şimdiki Türklerin atası, akrabası olduğunu biliyoruz..."
Sümercede demir olarak kayıtlara geçmiş olan kelime ; AN.BAR kelimesidir. Gök metali,Yıldızların metali anlamına gelir.
AN:gök piktogramı
BAR:ateş piktogramı ile yazılır.
Göklerin ateşi,metali anlamına gelir.Metal; meteorlar ile gökten yanarak,parlayarak indiği için,bu şekilde adlandırılmış olmalıdır.
BAR.GAL : Ulu Metal olarak da bilinir.
Öyleyse; kavmin ismi olan SU.BAR: SU METALİ olabilir mi? Ve burada konu edilen SU, ARŞ'ta olan SU'ya ithaf edilmiş olabilir mi? Bu sorular bir gün ehilleri tarafından cevaplandırılır inşallah.
Dikkatinizi asıl çekmek istediğim nokta ise şu:
Sümer/Subar'da BAR kelimesi metal/demir anlamına geliyor. Kuran'da ZEBUR olarak geçiyor. Türkler TEMUR/TEBUR olarak söylüyor.Asurlular PARzillu olarak yazmış,İbranicede de BARze olarak geçiyor.
Burada fonetik olarak neredeyse tıpatıp aynı olan kelime kökü BAR/BUR/PAR ; zikrettiğimiz her dilde metal anlamında kullanılmıştır!
Öyleyse TEMUR/TEBUR olarak okuduğumuz Öz Türkçe kelime anlamı: İndirilmiş,verilmiş Metal anlamı taşır! Yani sağlamasını yapmış olduk.Peki bu BAR/BUR kelimesi günümüzde nerede olabilir? Soruya soru ile karşılık verelim.
Günümüzde ; konjonktürel olarak önemli olan ve Türkiye Cumhuriyetinde bolca bulunan maden/element nedir?
BOR !
Ayrıca bu element/maden ; Kuran'da bir yerde daha geçmektedir. Oğuz Kağan Atamı yani Zulkarneyn'i anlatan bir ayette.
KEHF suresi 96.ayet: Atûnî zuberel hadîd, hattâ izâ sâvâ beynes sadafeyni kâlenfuhû, hattâ izâ cealehu nâren kâle âtûnî ufrig aleyhi kıtrâ.
«Bana, demir kütleleri getirin.» Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği vakit: «Ateş yakıp körükleyin» dedi. Demiri bir ateş koru haline getirince. «Bana erimiş bakır getirin üzerine dökeyim» dedi.
Bu ayette benim yorumuma göre anlatılan; ZUBER HADİD olarak yazılan bileşik ;demir kütlesi değil,bir çeşit BOR-DEMİR karışımı olmalıdır. Hepsinin üzerine ise bakır alaşımı eklenmektedir.Elbette benim yorumum bu.En doğrusunu Allah bilir.
Eski Türk metinlerinde bir deyim vardır! Konumuz ile çok yakından ilgilidir.
Otça Borça !
Köl Tigin D37 ve Bilge Kağan D27'de geçer bu deyim.
Çeşitli yerli ve yabancı dil bilimciler şu şekilde çevirmişler: Ateş gibi,fırtına gibi. Ateş gibi,kor gibi. Ateş gibi,şimşek gibi.
Bu Türk deyiminde; OT(Ateş,bilgi) ve BOR(şimşek,fırtına,kor) kelimeleri bize ne anlamaktadır? Kadim zamanlarda Göklerden inmiş olan metal ve elementler ile yapılmış silahların parıltısı ve alevini mi hatırlatmaktadır? Bu metaller ile çalışan Uluların, dünya insanları için ürettikleri ve yapımını öğrettikleri aletleri mi çağrıştırmaktadır? Yoksa,İskandinav Türkleri , tanrıları Borr ile Odin'i mi anmışlardır bu deyim ile ? Bunları ve daha nicelerini inşallah hep beraber, Türk'ün Gök Ulusu ,Baş Kamı Oktan Keleş'ten Tengri izni ile öğreniriz.
Şimdi gelelim BOR'un 3 boyutlu bir modeline! Tetraborat. Eminim siz de neye benzediğini göreceksiniz.
Bu modeli ilk gördüğümde , Türk Atalarım ile bir kez daha gurur duydum. Şekil olarak OZ Çarkına benziyor değil mi? Aslında bu tamga ; Oktan Keleş'in https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8512/ilk-soz-ve-son-soz--tengri-tamgasi-sirri---vahdet-ve-kesret yazısında :
"Tengri Tamgası, Oz Tamgası dediğimiz. Meşhur Tengri Tamgasıdır ya Türklerde." olarak anlattığı,Tengri Tamgasıdır.
BOR elementi ile Tengri tamgası arasındaki yakın benzerliği gördük.
Sevgili Ozan Aydın kardeşimin son yazısında geçen,demir ile ilgili kısımdan yine alıntı yapıyorum. https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8518/bozok-un-sir-ogretisi-kun-ay-yildiz--1
"Demir bütün madenlerin babasıdır. Demire ilk şeklini verende Türklerdir. Yalnız bu demiri bildiğimiz demir ile karıştırma. Bir insan yapımı var, birde Tengri’nin işlediği var.
Kutsal mavi demir…
Aslında ilk demiri işleyen Tengri’dir. Türklerde Tengri demircidir. Kutsal mavi renginin içinde demiri görebilenler demircilerdir. Demirci Tengri’nin buyruğu ile iş yapan demektir.
Demir kazık yıldızı daha Arş ve Arz birbirinden ayrılmamışken ilk demirin dövüldüğü yerdir. Zaman ve mekan, zamansızlık ve mekansızlık kavramlarının bile olmadığı An’da, Tengri demir cevherine çekici ile vurduğu ilk anda çıkan kıvılcımlardan ilk yaratılan meydana gelmiştir.
Tengri’nin kıvılcımı kutsaldır. Tengri’nin kıvılcımı ile Tengri’den var olanlar başka, Tengri’nin yarattıkları başkadır.
Oğuz Kağan Türklere demircilik sırlarını öğreten atamızdır. Atalarımızın sır emanetleri bazen sözlü gelenek ile kulaktan kulağa çağlar aşarak gelir. Bazı sır emanetler ise yazıya geçirilir, taşlara işlenir, okunması beklenir."
Ozan'a ve O'nu nefesleyen Kam Babam Oktan Keleş'e çok teşekkür ederek,size Temir'in ilk dövüldüğü yer olan Temir Kazık Yıldız sisteminden bir görüntü göstereceğim.Temir Kazık ya da Polaris takım yıldızı:
Tengri'nin ilk kez temiri dövdüğü yer olan Temir Kazık yıldızı, TENGRİ TAMGASI şeklinde aydınlatmakta ve parıldamaktadır!
Parıldamak/aydınlatmak demişken; sözlerimi yine Kadim zamanlardan kalma bir Türk deyimi ile bitireceğim:
"TENGRİ YARLIKADUK İÇİN..."- Tengri yarlıkaduk üçün illigig ilsiretmiş, kaganlıgıg kagansıratmış, yagıg baz kılmış, tizligig sökürmiş, başlıgıg yükündürmiş. (Köl Tigin, Doğu 15)
Yar= Işık,parıltı,parlama,aydınlık
Lık/g= günümüzde LI/Lİ anlamındaki Ek
ADUK,aslında IDUK= Kutsal,Kutlu anlamındadır.
Okuyalım:
Tengri Kutlu Aydınlık verdiği için... Bu yazıtlarda anlatılan ve sayesinde savaşlar kazanılıp,İller fethedilen Kutlu Aydınlık,Tengri tarafından indirilen metaller ve bunların maddi manevi etkileri olabilir mi? Allahualem.
İnşallah ; rüyamda gördüğüm Ulu Demirci Ata'nın isteği yerine gelmiştir. İnşallah ; Türklüğün unutulmuş medeni özelliklerinden bir parçası, gündeme gelmiştir. İnşallah, Türk'ün Gök Ulusu olan Oktan Keleş'in yanında öğrenciliğimiz devam eder...
Selam olsun Okyay Kağana,Eren Babalara ve Gök Atalara!
Tengri bizmenen!
Dr.Hamdi Cenk Düzgit
https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8526/temur-zebur-iliskisi---demirin-sirri---sirli-maden
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle