En Sıcak Konular

Oktan Keleş



Oktan Keleş
26 Kasım 2020

Konjonktür - Mesajlar - Kanal İstanbul - Türkiye




Dünya ve Türkiye gündemi hızlı bir şekilde akarken, görülüp de görülmek istemeyeni, yazabileceğimiz kadar yazalım dedik.

Birinci mesaj Pompeo’nun Türkiye gezisi;

Trump’ın Dışişleri Bakanı Pompeo, devlet teamülleri dışında davranarak küstahça, önce Fener Patrikhanesini ziyaret etti, sonra Rüstem Paşa Camiini, birçok çevre, yazar-çizer gazeteci olmak üzere, bunların ne anlama geldiğini yazmamış olacak ki, ya da anlamıyormuş gibi yapıp, herhalde riske girmek istemediler. Benden dahi yazı yazmamı talep ettiler. “Nasıl olsa Türkiye’nin meczubu sensin, sen yazarsan bir şey olmaz” diyorlar. Ya da gerçekten bilmiyorlar. Ama ben Türkiye’nin meczubu olarak değil de, Türkiye’nin Başkamı olarak bir şeyler yazayım. 

Patrikhane ve Rüstem Paşa Camii ziyareti, bir ziyaret değil,  “mesajdı”. Mesajları analiz edelim: 

Patrikhane, Amerika ve Batı yanlısıdır. Ortodoks âleminin Batı yüzünü temsil eder. Oysa bir de Rus Ortodoks Kilisesi vardır ki, dünya Ortodoksluğu'nun başını çeker. Amerika Batıyla beraber Rus ilişkilerinde, Fener patrikhanesi üzerinden Atlantik Paktını güçlendirici ve Fener Patrikhanesi Ortodoksluğunun yanında olduğunu, Rusya Türkiye ilişkilerinin hassas dengesine Ortodoksluk kartıyla, bir neşter vurmuştur. Pompeo, kuşlar söyledi, kuşların yalancısıyız. Patrik’e şunları söylemiş; Ruslar’ın Ortodoksluğu sizin Ekümenik’lik çıkışınıza ve Ayasofya’nın tekrar Cami olarak açılmasına engel olacak hiçbir faydası ve çabası olmamıştır. Ortodoksluk üzerinden  olaylara tümcel bakarsanız, hiçbir şey elde edemezsiniz. Çünkü Rus Ortodoks Kilisesi sayısal olarak ve etki alanı olarak, Rus politika ve menfaatlerinin yanındadır. Dolayısıyla Rus ve Türk politikaları şuanda ortadır, bu da hem sizin hem Batı’nın, hem de Amerika’nın aleyhine olacaktır. Yani Türkçesi teolojik anlamda, Dünya Ortodoksluğu üzerinden bir politika güderseniz, bu dolaylı olarak Rusya’nın işine gelecektir. Sizlerden beklediğimiz, Rus Ortodoksluğu hakkında gelişecek olan süreçte, sivri ve keskin çıkışlar yapmanızdır.  

Buraya kadar olan kısım, birçok yoruma açıktır. Yani şöyle denmektedir, “Megola” iddialarınıza ve isteklerinize Ortodoksluk üzerinden varamazsınız. Ancak Amerika ve Batı’nın stratejileriyle bu iddianızı sürdürebilirsiniz. Buradan da anlaşılıyor ki Pompeo’nun bu çıkışları, bu mesajı, aslında Biden ekibine de pas atmaktır. Daha öncede defââtle yazdık-çizdik. Ha Biden, ha Trump. Şeytan şeytandır. Emperyalist planın stratejilerinde, metotları değişiktir. Mesaj çok açıktır, daha fazla bu konuda söylenecekler klasik olur. Pompeo’nun Türk Devleti’nin hiçbir yetkilisi ile görüşmeme küstahlığı bununla da sınırlı değildir. Türk Devlet yetkililerine, görüşeceksiniz gelin İSTANBUL’da görüşelim demesi, yine ayrı bir mesajdır ki, “İstanbul artı Türkiye” algılatması romantik bir bakış açısı değildir. -Onlara göre- Söz konusu Amerika derin devletinin, “İstanbul  Projeleri’nin” arkasında olduğunu göstermektir. Yani Türkiye’nin bir şehri olan, İstanbul’u ayrı tutarak. Türkiye Projeleri bir yana, İstanbul Projeleri bir yana denmektedir. Ne demek mi istedik? Türk medyasında cesaret edemeyip yazamayanlara ithaf olunur. İstanbul Projesi derken akıllara şu gelmelidir, “Kanal İstanbul”. Şimdi çıkıp hemen aleyhte bir şey söylemeyin biraz düşünün. Kanal İstanbul Projesi bir devlet projesi değildir bir kere. Bir şehir, bir hükümet projesidir. Tabi ki, akabinde bir rant projesidir. Tabi ki derinlerde neyin projesidir? Bunu bir düşünmek gerekir, bir kere daha. Amerikan-Atlantik projesidir. Amerikan donanmasının gemi yüzdüremediği tek deniz, Karadeniz’dir. Bunun detayına girmeye gerek yok. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, NATO üyesi Türkiye, Rusya ikili antlaşmaları ortadır. Türk Boğazlarından geçecek Amerikan donanma gemileri, Rusya tarafından nasıl karşılanacağı ortadır. Katar Arap sermayeli rant üzerinden, böyle bir kanalın olması durumunda, baklava dilimi gibi kesilmesiyle, haritaya baktığınızda bir yarımada oluşacaktır. 

 

 

Bu durumda oluşacak ekolojik denge, jeostratejik ve askeri güvenlik zââfiyetlerinden bahsetmiyorum bile. Rusya “Kanal İstanbul” projesine kendi güvenliği açısından karşıdır. Kendi açısından haklıdır. Ancak kendi topraklarımızda yapacağımız her tasarruf bizi ilgilendirir, ne Amerika’yı ne de Rusya’yı. Fakat plan büyük olunca yüce Türk Devleti’nin ve Milletinin âli menfaatleri açısından, her şeyi hesap etmeliyiz. Belki de çok abartıyoruzdur. Şunun da altını çizelim bu gerçekten bir devlet projesi olarak, ilan edilirse boynumuz kıldan ince. Bizimkisi sesli düşünce.  Şimdi bu durumda böyle bir kanal yapıldığında veya yapılmaya başlandığında Rusya’nın Türkiye Amerika ve dünyayla gerçekten büyük bir bölgesel savaş tehdidini ortaya çıktığında, birilerinin “Montrö ve Boğazlar Sözleşmesi eskimiştir” dendiği ve “yenilenmelidir” denilip üflendiği şu günlerde, böyle bir gerginliği azaltmak ve bütün tarafları ikna etmek için sizce ne yapılır?        

  1. Böyle bir kanal inşaatı üzerinden, rantçıların rantları sus payı olarak dağıtıldığından, zaten susmuş olur.        

  2. Kanal aleyhine konuşmalar başladığında, bu rantçılar etkili olduğu medyalarca, bu bir devlet projesidir buna mı karşı çıkıyorsunuz propagandası, Türkiye’nin ilerlemesini mi? İstemiyorsunuz, propagandalarını yapmazlar mı?    

  3. Türkiye’nin Konjonktürel, siyasi bölünmüşlüğünden kutuplaşmaları, bu işe milletinde yarısını dahil etmez mi? Diğer yarısı da zaten bu yazdığımız kaygıları bilmeyerek, karşı tez propagandayla, bir kaosa yol açmaz mı? Öyle ya da böyle, bir şekilde razı olanlar ve olmayanlar bu projeye susar. Şimdi, bu ayakta tamamlanmış oldu.    

  4. Ee peki Rusya’yı nasıl ikna edeceksiniz? Gelelim oraya; Antlaşmalar yenilensin üflemeleri Rusya’nın işine gelecek, yeni bir antlaşma doğurursa neden ikna olmasın? Şimdi duyar gibiyim, Ne antlaşması olacakta Rusya ikna olacak? Hemen söyleyelim. Kanal İstanbul, baklava dilimi gibi ortaya çıkmış olsun, haritada gözünüzün önüne getirin. Bu yeni bir konjonktür demektir. Yeni konjonktür demek, yeni kurallar demektir. Eski bütün antlaşmaların lağvedilmesi demektir. Bu durumda; Boğazlar Sözleşmesinden Türk egemenliği alınıp, sözde Rusya’nın işine gelecek ortak egemenlik kuralları içinde, ŞİMDİ DİKKAT, Ortodoksluk kartını burada kullanacak olur ise; şimdi rantçılar sustu, millet sustu, Rusya’da ikna oldu detaya girmiyoruz. Peki Amerikan’ın payı burada nerede? Bir kişi kaldı ikna edilmesi gereken. Ekümeniklik iddiası olan, Ortodoks Fener Rum Patrikhanesi. Bu yeni doğacak sözde konjonktürle ağzına bir parmak bal çalınması gerekmiyor mu? Baklava dilimi haritada, sizin özerk, Rühani, istediğiniz kanunlarla garantör yeni antlaşmalarla Amerika’yı ve Batıyı Karadeniz’e ortak edecek. Rus ve Fener Ortodoksluğu köprüsüyle hem Rusya’nın Ortodoksluk kartı üzerinden Batı ve alçak Yunan’ın emperyalist ülkelerin ve en önemlisi Amerika Şeytan’ının bir taşla neleri oldu bittiye getireceği, bu düşüncesel similasyonda belirgin olmuyor mu? Bununla ilgili sayfalarca yazı yazabilirim, anlayan anladı.     

    Şimdi gelelim küstah Pompeo’nun Rüstem Paşa Camii ziyaretine, ikinci mesajına;     

    Uzun uzadıya yazmayacağım. Rüstem Paşa kimdir? Kısaca araştırsanız görürsünüz. Kanuni’nin damadıdır. DAMAT’tır. Kanuninin şehzadesi Mustafa’nın katlinde parmağı olduğu için, devrinde halk tarafından hiç sevilmezdi. Ve sadrazamlıktan azl edilir, yani devlet adamlığı görevinden. Fakat enteresandır Üsküdar’a yerleşir. Araştırın göreceksiniz; Batı, Osmanlı’nın resmi sadrazamını tanımaz, özellikle, Alman İmparatorluğu İstanbul’a elçi gönderir bunlar devlet teamüllerine göre saraya gitmeleri gerekirken, Üsküdar’a Rüstem Paşa’nın evine giderler. Yani, Rüstem Paşa’yı muhatap kabul ederler. Rüstem Paşa Camii bugün İstanbul’un Tahtakale semtindedir. Tam çarşının ortasında İstanbul’un sıcak para ticaret, Osmanlıdan beri olan can damarındadır, bir semboldür. Döviz haberleri tüm ülkeye buradan verilir.

     

     Şimdi gelelim mesajlara;

    İstersek can damarınızı keseriz. Onlarca egemen ülkeden buraya akan ticaret mallarına engel koyarız. Buradan Çine’de bir gönderme var. Rüstem Paşa damattır, azl edilmiştir ve O muhatap alınır. Pompeo ne demişti? Türk yetkilerini muhatap almıyorum, geleceklerse İstanbul’a gelsinler. Rüstem Paşa, şehzade Mustafa’nın katlinde parmağı olan damattı. Bu neyin mesajıdır yoruma açıktır. Bu Caminin bir özelliği de, bu camide dört tane fil ayakları sütünü bulunmaktadır. http://www.fatih.gov.tr/rustem-pasa-camii

     

     Fil ayağı, Amerika’nın hangi partisinin sembolüdür neyi hatırlatmaktadır? Pompeo buradan Biden’e da bir pas atarak, Amerikan derin devletinin ideallerini sürdürme mesajı vermiştir. Biden ne demişti? Türk Devletinin seçilmiş hükümeti değil muhalefetini muhatap alıp desteklemeliyiz. Tıpkı Rüstem Paşa’ya gelen, Alman ve Batı elçilerinin Sarayı muhatap almayıp, muhalif damat Rüstem Paşayı muhatap almaları gibi. Enteresandır gelen Alman elçiler, Akdeniz gemilerinin ticari geçişi güvenliği ile ilgili tebliğlerde bulunmuşlardır. Daha öncede yazdık çizdik yeni dünya Konjonktürü Amerikan seçimlerinden sonra ve dediğimiz gibi oldu. Ve Biden kazandı, daha doğrusu kazandırıldı. Biden Batıyı güçlendirecek, NATO’yu güçlendirecek politikalar vaat etti. Avrupa Birliği’nden çıkan İngiltere’ye karşı, Almanya Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olmasıyla beraber, Avrupa’da lider ve söz sahibi yapılmak istenmektedir. Geçen hafta Türkiye’ye gelen İngiliz savaş uçakları ortak uçuş eğitimi yapmışlardır. Bu da İngiltere’nin Türkiye ile beraber bu plana karşı bir mesajıdır.  10 Aralıkta AB’nin Türkiye kararı öncesi, AB’nin küstah ülkelerinin özellikle Yunan alçağının gururunu okşamak için Akdeniz’de ticaret gemimize kanunsuz çıkarak, hem Biden’in hem AB’nin hem de alt ayarlarını Pompeo’nun yaptığı Türkiye’ye karşı bir mesaj verilmiştir. Şimdi Türk Devleti Almanya’nın bu küstah hareketine misliyle karşılık vermelidir. Almanların gemileri aynı sularda aynı bahanelerle, aranmalı ve cevap verilmelidir. 10 Aralıkta AB’nin Türkiye’ ye karşı hiçbir anti kötü bir karar alamaz. Çok iyi bilirler ki azdan az, çoktan çok gider. Hiç endişelenmeyin. Mesajlar havada uçuşmaktadır. Başta Amerika olmak üzere Batı ve Türk düşmanlarının mesajlarını aldık. Ve hepsini rulo yaparak münasip kurumlarına, istihbarat servislerine postalıyoruz.  

    Koronaya gelince; Kambala videolarında ne demişsek o. Tarih verdiğimiz Kasım ayından itibaren dünyadan aşı haberleri gelmiştir. Aynen gerçekleşmiştir. Korkutulmanıza asla izin vermeyin. Bu konuda hiç bir şey anlatıldığı gibi değil.     

    Az kaldı merak edenler, Kambala videolarına göz atsınlar. Siyaset başka bir şeydir. Milli konular başka bir şey. Biz milli hassasiyetimizle belki abartılı düşünüyor olabiliriz. Bu konularda abartmadan zarar gelmez. Ancak gaflet ve uykusu, bananecilik Türk’e yakışmaz. 

    Bütün bu anlatılanlar şerlilerin planları artı parantez deşifre olmuş planlarından bir tanesi. Yüce Türk Devleti, Yüce Türk Ordusu, Yüce Türk Budunu dimdik ayaktadır. Yaratan zeval vermesin.

      

    Tengri Biz Menen     

    Saygılarımla.     

    Oktan Keleş

    oktankeles@gmail.com

    onaltiyildiz@gmail.com

    Twitter:@oktankeles

  https://www.onaltiyildiz.com/?haber,8216/konjonktur---mesajlar---kanal-istanbul---turkiye



Bu yazı 4,935 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Ekim 2023 Necro: Dijital Büyü
    • 1 Temmuz 2023 GÖK TANRI İNANCININ KURANDAKİ İZLERİ
    • 2 Mayıs 2023 Nato Ezoterizmi
    • 23 Şubat 2023 NEKRO İSTİLA
    • 23 Eylül 2022 Adguk Öğretisi - Tanrının Gözü
    • 14 Eylül 2022 Kambaba-24 NATO-Yunan'la Savaş Olur mu? - Elizabeth Peygamber Soyu mu?
    • 28 Temmuz 2022 Mason Kemalistlerin ve Sözcülerinin Yalanları-2
    • 24 Temmuz 2022 Mason Kemalistlerin ve Sözcülerinin Yalanları-1
    • 23 Haziran 2022 KamBaba - Devler Uyanıyor - Bölüm 1
    • 17 Haziran 2022 Beş Büyük Plana Dikkat! AKP; Ana Muhalefet Partisi Olmaya Hazırlanıyor. (Kambaba-23 Gündem Özel)
    • 7 Mayıs 2022 Kambaba Gündem, Mülteci Sorunu - ( Kambaba-22 )
    • 19 Mart 2022 Kambaba-21
    • 27 Ocak 2022 Oktan Keleş ile Gündem-1
    • 19 Ocak 2022 Kambaba-20 Gizlenen 2025 Güneş Patlamaları - OTAĞ - Doğal Yaşam
    • 4 Ocak 2022 Adguk Öğretisi
    • 23 Ekim 2021 Kambaba-19 Gündem
    • 26 Eylül 2021 Kambaba-18 (Yaşanan kimin sistemi ? - Kur'an da her şey var mı? - Balık avı)
    • 24 Eylül 2021 Kambaba-17 ( Cahiliye Devri ile Bugünün Farkı !)
    • 22 Eylül 2021 Kambaba-16 ( Dış Tehditler )
    • 19 Eylül 2021 Kambaba-15

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,872 µs