Kurtuluş savaşı yıllarında özellikle Hindistan’dan gelen Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya teslim edilen paralar gündemde. Konu çok detaylı. Araştırılırsa görülecektir ki mesele ile alakalı çok bilgi bulunmaktadır. Benim burada anlatmak istediğim işin püf noktası. Bir sorum var, ancak önce küçük bir tarihsel hafıza tazeleyelim. Müslüman Hintliler hilafetin İstanbul’dan çıkarılmamasını istemişler ve o yıllarda kutsal makamlar ve mekanlar İngilizlerden kurtulmadıkça haccı dahi boykot etmişlerdi.
Hintli Müslümanlar Türklere karşı çok büyük bir sempati duyuyorlardı. İslam dünyası İslam ülkeleri işgal altındaydı. Birçok İslam ülkesinin kendi ülkelerindeki etkin din adamları o dönemin Osmanlısına çok iyi gözle bakmamakla beraber İngilizlerle işbirliği içerisindeydi. Azınlık saygın grupların ise Osmanlı’ya olumsuz bakış açısı kısmen Hilafet yüzündendi. Hilafetin bir işe yaramadığı onlarca da tespit edilmişti. Ancak Hilafet dini bir makam olma özelliği yanı sıra siyasi bir güçte demekti. Herkes bu gücü elde etmek için birbiriyle mücadele içerisindeydi. Tabi İngilizlerin yanında yer alarak! Hintli Müslümanların büyük bir bölümü İngilizlere düşmanlık besliyordu. Şunu da görmüşlerdi; Hilafet makamının artık İslam dünyasında dini bir etkisi yoktu. I. Dünya savaşında Osmanlı Halifesi sancak çıkarmış ancak buna biat eden tek bir İslam ülkesi olmadığı gibi Şerif Hüseyin gibiler İngiliz ve batılı düşmanlarla beraber Osmanlı’ya saldırmışlardır.
Dönemin sömürgeci devleti İngiltere Hilafeti İslam dünyasını köleleştirmek için kullanmak istemiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa bu planları kursaklarında bırakmıştır! Gazi Paşa İslam ülkelerinde kurtuluş savaşı başlamadan önce Kurtuluş hareketlerinin başlamasını sağlayan adımlar atmıştır. Mesela 47 Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin 84 tanesi din adamıyken 16 tanesi Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nin Başkanı olmuştur. Gazi Paşa’ya göre İslam Dünyası’nın merkezi yeni kurulacak Devlet olmalıydı. Mesela Trablusgarp’ta tanıştığı Libyalı Şeyh Ahmet Şerif Senusi’yi Sivas’a çağırmış ve Sivas Camii Kebir’de 18 şubat 1921’de İttihat-ı İslam kongresini tertip etmiştir. Bu kongrede Sünni liderlerin yanı sıra Dünyaca ünlü Şii din adamları da yer almıştır. Ahmet Şerif Senusi Ulu Cami’de de bir hutbe okumuştur. Şeyh’in hutbe metni Ankara’da çıkarılan Sebilürreşâd dergisinin 31 Mart 1921 tarihli sayısında Kurtuluş savaşını cihat olarak tanımlayarak yayınlamıştır.
Gazi Paşa’nın bir çok İslam beldesindeki yapmış olduğu savaşlar ve görevler İslam Dünyasının önemli din damları ve etkin halk önderlerince Gazi Paşa’nın çok yakından tanınmasına sebep olmuştur. Ömer Muhtar’da Senusi tarikatı mensubuydu. Gazi Paşa birçoğuyla direkt tanışmış ve yazışmıştır. Bunlardan bir kaçı şunlardır; Muhahiddin Cemiyeti, Yakın Doğu Cemiyeti, İstikbal Cemiyeti, Halep Teşkilat-ı Milliyesi, Batum İslam Cemiyeti, Mısır Vahd Partisi, Çerkez Amman Fırkası, Kahire Gönüllü Fırkası’dır.
Kurtuluş savaşı sonucunda Gazi Paşa’nın zaferi tüm İslam dünyasında sevinçle karşılanmış Şam Müftüsü Mustafa Kemal Paşa’ya ‘’SEYFÜL İSLAM’’ yani ‘’İSLAM’IN KILICI’’ unvanını vermişti ve Selahaddin Eyyübi ile fotoğrafını bütün İslam Dünyası gazetelerinde yayınlamışlardır.
Örnekler o kadar çoktur ki dedik ya bunları yazmayacağım sadece püf noktasına değineceğim. Yavaş yavaş soruya geliyoruz. Roma’da Osmanlı Büyükelçisi olan Galip Kemal Bey’i ziyaret eden Hindistanlılar Muhammed Ali ve ekibi Anadolu Hareketi Lideri Mustafa Kemal Paşa’yı desteklediklerini belirterek İzmir depreminde felaketzedeler için topladıkları 20.000 sterlini teslim etmişlerdir. Hint Müslümanları değişik tarihlerde topladıkları yardım paralarını bizzat Mustafa Kemal Paşa’ya göndermişlerdir ve kendi elleriyle ısrarla Gazi Paşa’nın ellerine teslim etmişlerdir! Bu yardımların rakamlarını yazmıyorum araştırırsanız göreceksiniz. Hint Hilafet komitesinden gelen en büyük yardım 782.000 lira ’ya tekabül etmektedir. Gazi Paşa gelen bu paraların miktarını teyit eden Hindistan Müslümanlarına teşekkür eden mektuplar yazarak Türk Halkı’nın teşekkürlerini sunmuştur. İşin püf noktası şudur ki özellikle Şevket ve Muhammed Ali kardeşlerin öncülüğündeki heyet bizatihi Mustafa Kemal Paşa ile irtibat kurup yardımları ya elden direkt kendisine vermiş yada transferi sırasında bir sorun olup olmadığını teyit etmek istemişlerdir.
Şimdi gelelim soracağım soruya; Neden Hintli Müslümanlar ve yardım ulaştırmakla görevli heyet üstelik Hint Hilafet Komitesindeki heyet de dahil olmakla beraber yardımları neden Mustafa Kemal Paşa’ya tesliminde hassasiyet göstererek özellikle mektuplarında dahi ‘’Katta ve Bizatihi Mustafa Kemal Paşa’ya teslim edilecektir’’ ifadesiyle hassasiyetiyle hassasiyet gösteriyorlardı da Osmanlı Padişah’ına ve Halifesi ’ne bu paraları teslim etmiyorlardı? Cevabı yine bu heyet vermişti bir soru üzerine. Osmanlı Padişahı Vahdettin İstanbul işgal altındayken 15 yaşında bir kızla (saray bahçıvanının kızı) birçok karısı olmasına rağmen evlilik hazırlıkları yapıyordu ve evlendi de! Daha sonraki Halife Abdülmecit Efendi ise NÜ tablolar yapmakla meşguldü! Öyle ya küçük bir bakkal dükkânı batan insan bile intihar ediyordu da koca Osmanlı ve Hilafet mülkü işgal edilmiş ve batmış iken biri düğün yapıyor biri de sanatla meşgul oluyordu! Öyle ya Koca Osmanlıyı İngiltere’ye teslim eden İngiliz yüzbaşısına selam vererek İstanbul’un anahtarını veren Vahdettin ve plajlarda boy gösteren Halife Abdülmecit toplanan yardım paralarını da İngilizlere vermez miydi? Ama biri vardı ki tüm Dünya’ya Türk Milleti’nin gücünü göstermek için kendini meydana atmıştı. O tarihlerde İslam Dünyası’nın emperyalizme karşı sesi ve kılıcı olan biriydi bu. O dönemin Müslümanlarının takmış olduğu lakap ve Türk Milleti’nin ona vermiş olduğu unvanla bu kişinin adı ve sanı ‘’Seyfül İslam Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tü”.
Bir not: Hintli Müslümanların bu vefakâr yardımlarını Atatürk’ün kurduğu Yüce Türkiye Cumhuriyeti Devlet’i ve Yüce Türk Milleti hiçbir zaman unutmadı. Her felakette Hintli Müslümanların ve Pakistan’ın yanında oldular. O gün yapılan yardımların binlerce katını fazlasıyla yaptılar ve yapacaklar…
‘’NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE’’
Saygılarımla.
Tengri Biz Menen
Oktan KELEŞ
Twitter:@oktankeles
25.10.2018
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle