Ordan Burdan serisinin nicelik olarak küçük, nitelik olarak büyük tesbitleri -çoğu itibariyle- Tarık C.’ye değil, onun muhterem büyüğüne; yani Oktan Keleş’e aittir. Elbette ifadeler bir çok konunu sadece giriş kapısı mahiyetinde yada o kapının zili hükmündedir. Muğlaklık ve bazen şifreyi andıran kısa ifadeler, bu tesbitlerin sahibi olan Oktan Abi’nin kapısının zili -ehil olanlarca- çalınsın diyedir. “Ben sana sadece kapıyı gösteriyorum.” Morpheus
31 Aralık 2008 tarihindeki konuşmalarımızdan birkaç satır:
1) Hz. Ali (kv) yolunda gidenler bile sıddîkiyet feyizlerinden istifade ederler. “Hadi! Arslanlar cihada!” dendiğinde, 100 kişiden 10’u gelir. Bu 10 tanesi sıddîkiyetlerinden; yani Hz. Ebubekir’in (ra) feyzinden gelenlerdir.
2) Cesaret bir yere kadardır. “En cesur insan akşamdan sonra sokağa çıkan ve kabın içine bakmadan su içendir.”
Bu sözü kendi sarfetmiş olmasına rağmen, gerekirse akşamdan sonra sokağa çıkar Hz. Ali (kv). Ama bu cesaretinden değil, sadakatindendir. (Tabii, Hz. Ali (ra)’nin akşamdan sonraki bu sokağa çıkma durumu, özel bir misyona bakıyor. Allah’ın arslanının, gece vakitlerinde de ayrı bir harp/cihad meselesi vardır. Bu farklı savaşın detaylarını merak edenler, yine Oktan Abi’nin kapısını çalmalılar. - Tarık C.)
3) “Hz. Ali orucu”:
Hicret bereketini, Hz. Ebubekir hikmetini yakalamak için... O da, Ebu Zer (ra)’a söylemiş. Ama sadece gölgesi tabii bu oruç…
4) Hilafet 30 senedir. 5.bir halife olmayacak. “İmam Mehdi” diyoruz zaten. (Buna, “aslın gölgesi” deniyormuş. - Tarık C.)
5) (5. Halife demişken, bu 5. Maddemizde Oktan Abi’nin 5. kitabı olan “Derûni Devlet-Kutsal Halı”dan bir alıntı yapmak istiyorum:
“Yola koyulduk. Ben hazır fırsat bulmuşken Yesevî Hazretlerinin halifelik meselesini sordum. Latif Baba şöyle cevap verdi:
- İslâm’ın sekiz büyük halifesi vardır. Dördü zahirî, dördü bâtınîdir. Zahirî olan halifeler: Hz. Ebubekir (ra), Hz. Ömer (ra), Hz. Osman (ra), Hz. Ali (ra)’dır. Bu büyük insanlar İslâm’ın dört büyük halifesidir.
Bâtınî halifelerin ilki ise Hoca Ahmed Yesevî Hazretleridir. O tasavvufun ilk halifesidir. Dört büyük halifeden sonra, mana tasavvufunun ilk halifesidir. Zahirî dört halifeden sonra mana tasavvuf halifesinin ilki olduğu için erenler ona 5. Halife derler. (Bu mesele bana, milletimizin bayrağının sembollerinden biri olan yıldızımızı hatırlattı. Bizim yıldızımız 5 köşelidir. Milletimiz ile Yesevî Sultan’ın irtibatından bahis açmak zâid olacaktır. Tabii bu 5 köşeli yıldız mânâsı üzerinde, yunanlılarla baklava ve Karagöz mücadelemizden daha büyük bir mücadele vardır. Birileri yıldız hakikatinin kendilerinin temsil ettiği iddiasındadırlar. Satanistler dâhil. Ama yıldız bize aittir. Bu iddialaşmaya ben “Yıldız Savaşları” diyorum. Bir makalemde şöyle yazmıştım:
“İsrail, Şeytan’ın çekirdek kadrosu Şeytanîlerin kendilerine bir kalkan ve bir legalleşme kılıfı olarak kurdukları bir yapı; Amerika Birleşik Devletleri, bu İsrail devletinin kollanması için kalkanlık misyonu eda eden bir yapı; Pentagon ise, bu Amerika Birleşik Devletleri yapısının savunma ve kalkanı olarak kurulmuş bir yapı. Yani Şeytanîleri korumak için matruşka bebekleri gibi organizasyon var:
1) Şeytanîler
2) İsrail
3) Amerika
4) Pentagon
Pentagon, Amerika’nın savunma bakanlığının ismi. Kelimenin manası “beşgen şekil”.
Bizde ise merkezde Mekke ve Medine var. Bir dış merkezde ise Hilâlîlerin; yani Hilâli güldürmek için çalışanların merkezi ve İslam’ın da başkenti olan İstanbul.
“Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!” -İstiklal Marşı-
İstanbul’un ve temsil ettiği hakikatin muhafızı olarak Türkiye ve onun Peygamber ocağı ordusu. Pentagon’un “beşgen şekil” manasına geldiğini söylemiştik. Onlardaki sahtesi; bizde o beşgenin yani savunma gücünün aslı var; bayrağımızın beşgen yıldızı:
“O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!
O benimdir, o benim milletimindir ancak!” -İstiklal Marşı-
http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=219” - Tarık C.)
6) “Derûni Devlet-Kutsal Halı” kitabının 273.sayfasından devam ediyorum:
“…İslâm dört büyük halifeden sonra tasavvuf yoluyla gönülleri fethetmiştir. Allah Resulü (sav), “Benim varislerim, beni İsrail oğullarının peygamberleri gibidir.” buyurur. Dolayısı ile Hoca Ahmed Yesevî Hazretleri çok büyük bir varistir. Mana halifesi demekte bir sakınca yoktur.” dedi. O gün ayrıca Latif Baba’dan şunları öğrenmiştim:
- Peygamber Efendimiz (sav) kendisinden sonra halifeliğin 30 yıl süreceğini beyan etmişlerdir. 4 büyük halifeden sonraki zahirî halifeler, hanedan ve siyasi halifelik müessesesinden ileri gitmemişlerdir. Dört büyük halifeden sonra gerçek halifelik müessesesi manada devam etmiş, mana halifeliğinin ilki de, Hoca Ahmed Yesevî Hazretleri’ndedir.”
7) (Bir nükteyi daha paylaşmak istiyorum: Latif Baba, “İslâm’ın sekiz büyük halifesi vardır. Dördü zahirî, dördü bâtınîdir.” buyurmuşlardı yukarıdaki alıntıda geçtiği gibi. Yine yukarıda geçen Tarık C.’ye ait makale şöyle bitiyordu:
“Yazımı şu sözlerle bitirmek istiyorum:
Onların sihirbazları, Mandrakeleri;
Onların Obamaları, Mandrake yardakçısı Abdullahları (Lothar);
Onların Pentagonları varsa,
Bizim de Oktagonumuz var.
(Oktagon sekizgen şekil demektir.)
Soru: Bir Yahudi çizerin (Lee Falk) eseri olan “Mandrake”nin düşmanı olan kötü karakterin ismi nedir?”
http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=219
Cevabı ben vereyim:
“OCTON”
http://www.mandrakewiki.org/index.php?title=Octon
http://www.mandrakewiki.org/index.php?title
Okton diye okunan bu kelime 8 mânâsına geliyor. Sihirbazların düşmanı. Musa (as)’ın asâ’sı ile sihirbazların büyülerini yutması gibi, bu 8 halife de ahirzaman insanlığının bu büyülerden korunması adına, halifelik vazifesini deruhte etmişlerdir. Ve yine Latif Baba’ya Oktagon’a dair bir sualimizde, bunun ahirzaman sırlarından bir sır olduğunu ifade etmişlerdi. Belki bu sır, sekizgen mührün hitama ermesiyle alakalıdır. Evet, şimdiye kadar perdeler arkasından tarihte gönülleri feth etmek vazifesini icra eden Yesevîlik (Mevlevîlik, Bektaşîlik, Nakşibendîlik gibi…), son bir kez perdesiz, bir güneş gibi zuhur edecek inşallah. -Tarık C.)
http://www.mandrakewiki.org/index.php?title=Octon
http://www.mandrakewiki.org/index.php?title
8) (Yine “Derûni Devlet-Kutsal Halı”dan (42. ve 43.sayfalar) bir alıntı yapmak istiyorum:
“…Ve daha sonra yerden kimin üretimi olduğu belli olmayan bir yaratık çıkmış. Adına Dabbet-ül Arz denilmiş. Dünyadaki bütün deneye maruz kalan, genleri değiştirilmiş üretilmiş insanları tepit etmiş. Etki alanı yerden göğe kadarmış. Bunlar milyarlarca varlık olmasına rağmen bunların olduğu atmosferi soluyan insanın gözünde bir resim canlanıyormuş.
İnsan gözü nasıl ölü hücreleri görüyorsa, bu varlığı da görüyordu. Dabbet-ül Arz adeta insanın gözüne yapışmış gibi görülüyordu. Katarakt gibi gözze perde inmesi gibi bütün gözler onu görüyordu. O günkü dünya buna bir hastalık demiş. Görünen şekil insna yüzünü andıran kıllı, rengarenk iki kolı bir elinde “SEKİZ” parmağı (Hz. Süleyman’ın mührü gibi) olan diğer eli de “ASA” gibi kıvrılan bir yaratık.” -Tarık C.)
9) “Hicret ilimleri” diye bir şey var. Bu ilmi Hz. Ebubekir (ra) almış. Mesela güvercin, ankebut (örümcek) hepsi ayrı bir ilim. Yılan da böyle mesela. (Burada, Şeytanîler ve Medusa ilişkisi Oktan Abi tarafından değinilmişti. - Tarık C.)
10) “Yüce dostlar katı” Allah’ın katı. Sadece Beka’ya ulaşanlar girebilir.
11) Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) dilenciye infakta bulunurken, elini dilencinin elinden alta alıyor. Nazikliğe bak…
12) Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri, Taptuk Emre’den belki 10, 100 kat büyük veli. Ama bir Yunus çıkmamış ordan.
13) Aşık Veysel velidir.
14) Hz. Ali (ra) ve “Peygamberlik ilmi”:
Hz. Ali’de bu ilim var. Zira, çocukluğundan beri Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yanında. Dolayısı ile bir Peygamber ne yapar, nasıl hareket eder, onu bilir. Farzı muhal, bir Peygamber daha gelse idi, Hz. Ali (ra) onu tanırdı.
Tarık C.
26.01.2017
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle