Yesevi Söylencelerinde Osmanlı ve Osmanlının Gizli Tarihi,
Bilinmeyen Bir Hikâye ve Rus Elçi Olayı
Tarihten ibret alınırsa tekerrür etmez....
Osmanlı ismi hanedan ismi, Osmanlı devletinin resmi ismi tüm yazışmalarda Devlet-i 'Aliyye’dir.
Osmanlı ismi Yıldırım Bayezid’den sonra başlar:
Hikâyesi şudur:
Ertuğrul Gazi, Kayı Oğuz Bey'i olarak devleti kurar. Osman Gazi, Odman denilen Orhun daha sonra bey olur. Özelliği ise ilk kendi adına vergi toplamasıdır ki bu devlet olduğunun ilanıdır. Yoksa adına hutbe okutulmamış, sikke bastırılmamıştır. Bastırılan ilk sikke oğlu Orhan Gazi’ye aittir.
Devlet ilanı için sikke ve hutbe şart değildir. Zaten Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi döneminde Selçuklu Devleti sikkeleri kullanılmakta altın olarak genelde Bizans vs. sikkeleri kullanılmıştır. Ertuğrul Gazi Bey'dir. Bey başkadır, HAN başkadır. Ertuğrul’un oğlu Osman Bey kendi adına ilk vergiyi toplayıp, Türkmen beyliklerini kendine bağladıktan sonra han olarak anılmış ve devlet nişanesine sahip olmuştur. Ancak yanılınan nokta Osmanlı Devleti bu olaya binaen kurulmamış, Osmanlı hanedanı halen anılmamaktadır. Çünkü Ertuğrul Gazi zaten devleti kurmuş, Selçuklu’dan ayrılmıştı; Ertuğrul Kayı Devleti. Osman Gazi devamıdır, tek fark kendi adına vergi toplamasıdır ki o dönemin geleneğidir, yönetime gelen kendi adına vergi toplar. 'Ertuğrul Bey Devleti' Ankara savaşına kadar sürdü yani Osmanlı Devleti denilmiyordu o zamana kadar. Ertuğrul Bey Kayı Devleti idi.
Ankara savaşı sırlarından bahsedelim:
Bayezid, Niğbolu Savaşı sonrası karısı Sırp prensesinin kışkırtmalarıyla Türkmen beylerine akın etti, onları zora soktu. Birçok uzlaşma uyarısına rağmen dinlemedi. Türk beylikleri bu duruma hakem olma ve düzeltme, ara bulması için Emir Timur’a iltica etti ve mektuplar gönderdiler.
Timur ise o dönem Çin’e yürüyecekti, Bayezid’ın tutumları onun Çin seferine mani olacağını göstermeye başladı ki, burada birçok stratejilerle onu uyarladılar. Kadim Türk Devleti’nin Büyüklüğü burada görülür…16’lar Meclisi, Aksakallılar, Ak Bilgelerce, Emir Timur, Emir Sultan Hareketini Başlattı.
Emir Sultan Seyit Değildi. Buharalı bir Türk’tü. Emir Timur’un hükmettiği topraklardan Anadolu’ya özel olarak gönderilmiş bir görevliydi. Bayezid Niğbolu savaşındayken Emir Sultan'ın ismi yayılmaya başlar. Bursa sokaklarında halk arasında tanınmaya başlar ismi özel olarak parlatılır. Saray’da bir hastayı tedavi için ününe binaen çağrılır ve orada kalır. Emir Sultan Bayezid’ın kızına talip olur tabi Bayezid’ın eşinin planlarınca… Çünkü Bayezid yokken saraya Türkmenler elçi gönderir ve öldürülür. Olay baskın diye daha sonra anlatılacak ve Bayezid’ın eşi Despina “Emir Sultan olmasaydı mülk kayıp gidecekti” diye Bayezid’a izdivacı gerçekleştirmek için anlatacak ikna olarak kullanılacaktı.
Herkesin oyunu farklıydı tabi. Ancak Bayezid’ın eşi, Timur’un çok önceden kurmuş olduğu stratejiden habersizdi. Emir Sultan ile alakalı birçok menkıbe günümüze kadar gelmiştir. Bayezid savaştayken yardımcı olmuş, deve yükleri ile başlık parası, taşlar elmas vs. hediyeler… Emir Sultan’ın görevi bir şekilde saraya girip; seyit, mübarek titriyle Bayezid Han’ı Timur’a karşı savaşmamaya ikna etmekti. Bunun içinde ya danışman olacak ya da Bayezid Han’a etki edecek bir mevki kazanması gerekecekti ki halkın teveccühü bu işi kolaylaştırmış, Timur’un halk içindeki özel görevlilerince Emir Sultan halka yeterince benimsetilmişti. O daha ileri, beklenmeyen bir makamda damat olmayı başarmıştı.
Bayezid maalesef içki müptelasıydı. Emir Sultan’ın sözleri meşhurdur o kısmı atlıyoruz. Kısa zaman sonra Bayezid’ın Timur’a gönderdiği ağır mektuplar devri başlamış, Timur aklıselim mektuplar göndermiş, savaştan kaçınmıştı. Zira Türk Türk’ü kırsın istememiştir ama nafile Bayezid savaşı körüklüyordu. Çünkü bu işin arkasında Vatikan ve dönemin emperyal haçlıları vardı. Bayezid tabii ki bundan habersizdi, karısı en büyük piyondu. İşte Emir Sultan’ın görevi burada başlamıştı yani asıl görevi. Bayezid’a hem danışman hem veli hem damat kimliğiyle Timur’la savaşmaması gerektiğini var gücüyle telkin ediyordu, ama nafile…
Nihayet savaş mukadder oldu. Bayezid yenildi ve fetret dönemi başladı. Ertuğrul Devleti sona erdi. Bayezid esir düştü, kendi öz oğlu öldürüldü. Çelebiler dönemi başladı. Çelebi Mevlevi dergahından olana, Mevlana soyuna dendiği gibi 'zarif, nazik' anlamında ilk defa Bayezid’ın yerine gelen İsa, Musa isimli zatlara verildi.
Timur, Anadolu’da Ertuğrul Kayı Ocağı Devleti topraklarında kalıcı olmadığını ispat etti ve geri döndü. Çünkü yegâne amacı Çin’e seferdi. Nitekim Çin seferine çıktığında yolda vefat etti. Çin’e giderken vekil olarak, Timur adına Çelebilere strateji olarak bölgeleri pay etti. Biliyordu ki bunlar tekrar sultan olabilmek için bir birleriyle savacak. Böylece Timur Çin’e yürürken ayağına bağ olmayacaklardı. Öylede oldu. Artık Ertuğrul Devleti yani resmi tarihte Osmanlı diye bilinen devlet yoktu. Nasıl olsun ki zaten Bayezid'ın esir oğlu öldürülmüştü. Kalanlar öldürülmüş Kayı soyundan ahi ve Mevlevi çelebiler oğlu diye bir birlerine düşmüş fetret başlamıştı. Yani Osmanlı veya Ertuğrul Kayı Bey devleti yoktu artık. Nihayet Mehmet Çelebi diğerlerini öldürdü, beyliğini ilan etti. Bu arada düzmece Mustafa olayı tarihi vakıadır. Mustafa’ya benzer birini dublör olarak kullanmışlardır. Bunlar tarihte hep es geçilen mevzulardır.
Timur Çin’i alsaydı Kayı’yı tekrar devlet yapacak, güçlendirecekti. Çünkü o misyon sahibi 'Kızıl Elma'cıydı. Eğer ölürse de yine ululara vasiyet etmiş, Kayı’dan aynı soydan birini devletin başına geçirmelerini desteklemelerini istemişti. Tıpkı vasiyeti gibi oldu. Yerine ulularca Osman Gazi oğlu Savcı Bey'in torunu 2.Murat yetiştirilip getirildi.
İşte bundan sonra Osman Gazi soyu oğlu 2.Murat Han ilk defa Osmanlı hanedanı ismi ile anıldı, Devlet-i ali Osmani. Dikkat, tarihte 3 tane Savcı Bey vardır; biri Osman Gazi’nin oğlu Savcı Bey’dir. İşte onun torununun torunu 2.Murat Osmanoğlu diye anıldı ilk defa Osmanlı ismi devlet bazında hanedan ile anıldı, önce sadece Osman Ata olarak anılırken aslında Ertuğrul Kayı Bey Devleti olarak bilinirdi. Resmi tarih Osman Gazi’yi ilk devlet kurucusu addetince böyle gitti…
Bayezid, kardeşi Yakup Beyi de düşman peşindeyken hile ile çadırda boğdurmuş, bir çok Türkmen Beyine kıymıştı günahları af ola, yaşadıkları belki kefaret olur.
Şeyh Edebali Babai şeyhi, dervişidir. Gerçeklere iyi bakmak gerek. Yesevi dervişi, ulusu Şeyh Edebali ve Emir Sultan Hazretleri büyük veli ve şahsiyetlerdir ancak resmi tarih biraz sıkıntılıdır. Zaten fark etmez, Osmanlı Devleti cihana hükmetti ancak entrikalar es geçilmemeli.
Kadim Türk Devleti, tecrübelerinden, devleti yönetenleri haberdar etmiştir. Unutulup, yitip gidenler kayıtlıdır yüce Türk Devletinde. O dönemlerin tarihçileri de yöneticilerin kandırıldığını yazmıştır. Resmi tarihi de doğru okursak çok ibret ve tecrübelerle doludur: 2. Mahmut orduyu lağv etti Yeniçerileri, Nizamı Cedit, Sekbanı Cedit yapılanmasını getirdi ama dikkat hemen sonra Ruslarla savaşa sokuldu. Yine Rus savaşlarını iyi inceleyin; önce Osmanlı’da ordu ile oynama ve yönetim kaosu sonra Ruslarla savaş. Yine Yavuz-Midilli olayını hatırlayın savaş sebebi ve Osmanlı devletinin çöküş sebeplerinden.
Şimdi yine aynı oyun; Ordu'ya, alçaklarca sözde Ergenekon, Balyoz zırvaları ile kumpas kuruldu devamında Devlet kurumları ile oynandı. Bugün tarihte ilk büyükelçi suikastı. Üstelik dışarıdan bakıldığında bu suikast, ‘devlet’ kurşunuyla oldu.
Yine aynı bilindik senaryo; Bu sefer olamayacak, oyunlar bozuldu. Alçaklar, piyonlar, Siyonistler Haçlılar düşmanlar bellidir. Sadece ülkeyi yönetenler artık gerçekleri görmeli ve dış politikayı duygularla, kandırılmalarla değil gerçeklerle yönetmelidir. Söz konusu yüce TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE YÜCE TÜRK MİLLETİDİR.
UNUTULMAMALI TÜRKİYE HER ŞAHISTAN BÜYÜKTÜR.
Oktan Keleş
oktankeles@gmail.com
onaltiyildiz@gmail.com
Twitter:@oktankeles
20 Aralık 2016
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle