Çok yazdık çizdik, tv’lerde defalarca dile getirdik; "Rusya Suriye’yi bırakmaz, Esad’dan da istediğini almadan desteğini kesmez" diye. Rusya ile Türkiye karşı karşıya getirilmek isteniyor! Bulaşmayın Suriye’ye. Bazıları eleştirmiş; “Suriye sınırındaki yapılanmadan sonra hala Oktan Keleş müdahaleye karşı mı?” diye. Cevap: Tabii evet! Karşıydık, hala karşıyız! Haklı çıkmadık mı? Bataklığın büyük sineği Rusya’yla, Suriye’de karşı karşıya gelecektik. Birtakım beyinsizler anladı mı şimdi?
Tüm bu olanlar, ABD ve AB’nin oyunu. Hatırlayın yazımızı; Ermenistan uçağı indirilmiş, yine yazmıştık içinden 17 Rus üs düzey yetkili çıktı ve ABD’li gazeteler yaygara yapmıştı. Yine yazmıştık; Rusya Suriye’ye silah yardımı yapıyor, zamanı geldi mi tüm dünyaya “ben buradayım” diyecek diye. İşte o günleri yaşıyoruz… Yine yazdık; “tavşana kaç tazıya tut politikasına dikkat” diye. Eleştirilmiştik… “Bizi bu günlere AKP dış politikası ve çokbilmiş Ak Borozanlar getirdi, Dışişleri kepenk kapattı” dediğimizde; “olur mu yaa” diyenler yine cart curt yapıyorlar, kıvırın da kıvırın.
Velhasılıkelam, şimdi ne yapmalı?
AK yetkililer, ABD’ye inanıp, gaza gelmemeli! Şam’da Cuma namazı kılma şöyle dursun; ABD, Rusya ve AB’liler Şam’daki kiliselerde pazar ayinlerine katıldı. Hiç değilse bu sefer ülkeyi zora sokmayın. Diplomasi ve sıkı takip ile işler götürülmeli. Komşularla mevcut sorunların üzerine yeni sorunlar eklenmemeli. Ekonomik ve bir çok menfaat birden gözetilmeli. Unutulmamalı, "Türk’e, Türk’ten başka dost yoktur!"
Barzani, Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinden memnuniyet duydu. Hani birileri diyordu ya “Mesut Abi” diye. Ne oldu Mesut abinize? Bir kişinin şahsi hırs ve zaaflarından dolayı, ülke menfaatleri risk edilmemeli. Ne Rus domuzu ne de ABD puştu Türkiye’yi direk hedef yapamaz. Menfaatlerine ters çünkü. Perde arkasındaki rekabetlerinde figüran arıyorlar.
Sınırımızı ihlal eden Rus domuzu mesaj veriyor: “Suriye’ye artık ben müdahilim” diye. Bu mesaj iyi okunmalı. Rusya, Türkiye üzerinden ABD,NATO ve AB’ye mesaj veriyor. Tüm bunlar AKP eseridir. Hani bir Türk atasözü vardır: “Acemi bekçi köpeği vakitsiz havlarsa, köye kurt çeker.” Sınır bizim sınırımız, ABD’nin veya AB’nin değil! Rus uçakları bizim sınırı ihlal etti. Egemenliğimizin çiğnenmesi kabul edilemez. Bir daha RUS uçağı Türk yurdunun sınırını ihlal ederse, uçaklarımız gözünü kırmadan vurmalıdır! Rusya ve tüm dünya bilsin: Türk yurdu, devleti, ordusu, milleti kuru gürültülere pabuç bırakmaz!
Suriyeli mülteciler derhal gemilere bindirilmeli; ABD ve AB limanlarında indirilmeli. 1 milyar euro yardım AB parlamentosundan boşuna yapılmadı. Belaya bulaşmak istemiyorlar. AB, Suriyeli mülteciler konusunda panik yaşıyor, Esad’a boncuk dağıtıyorlar. Açtıkları belayı kendileri temizlesinler. AKP, Edirne’ye bilinçli mültecileri yürüttü. AB’ye –sözde- "bakın artık bu sorunla baş edemiyorum, seçim arifesinde bana uluslararası desteği kestiniz, verin yine desteği bakalım. Desteği verin de mültecilerin yenileri de gelsin." Yoksa, 'mazlummuş' falan bunları söyleyenler, bu vebalin en büyük ortağıdır. Benim için Türkiye Cumhuriyeti Devletimin, milletimin menfaati önce gelir. Hamasi laflar sorun çözmüyor, görün artık. Boş lafları yiyen yesin, bari mültecileri kullanmayın, ayıptır. 4 milyon mülteci hedefleniyor Türkiye’de. 10 yıl sonra sosyolojik çok büyük sorunların temeli atılıyor, üstelik bunların birçoğu kendi devletlerine ihanet etmişler. Türkiye’ye ne faydası olacak? İnsaniyete evet, ama bu söylem ile sömürüye ve bedelini bu millete ödetmeye hayır.
Türkiye çıkıp, “Suriye’nin bütün sorunu bizim meselemiz değildir” deklarasyonu yapsın! Evet sınırımız uzun ama sınırımızın uzunluğu bahane edilerek, Türkiye’yi de risk etmeye kimsenin hakkı yoktur! Dışişlerinin politikasının yeni vizyona ihtiyacı var.
Suriye’den gelen mültecilerle; Libyalı, Iraklı mülteciler bir araya getirilmemeye çalışılıyor. Nedeni ise Libya ve Iraklılar şöyle diyormuş: “Aman bizim hatamıza düşmeyin, keşke Kaddafi, Saddam olsaydı kötüde olsa devletlerimizin kıymetini bilseydik, sizde aklınızı başınıza alın” sözleri rahatsızlık yaratmış. Nargilecilerde muhabbetler gırla gidiyor…
İşte yüce Türk milleti, devletinin, bayrağının, milletinin değerini nasıl biliyor. Neden “devlet kutsaldır” anlaşılmıştır birilerince. Türk ordusuna, milletine devletine, hep yazdık, yazıyoruz da. Asıl dinlemesi gerekenler dinliyor mu? Biz işimize bakar, yine yazarız, o onları sorunu. Yoksa yine 'birilerini', 'birileri' kandırıyor mu? Aman haa.
Saygılarımla.
Oktan Keleş
oktankeles@gmail.com
onaltiyildiz@gmail.com
Twitter:@oktankeles
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle