Türk’ün Afganistan’ı
“Türkiye’nin Afganistan’da ne işi var?” diyenlere bir kaç cümle söz edeyim.Bu konuda; “yazmayayım” dedim ama kendimi tutamadım.
Afganistan’ın diğer ismi Güney Türkistan’dır. Asya’da Asyalıların tarih boyunca söylediği bir isimdir bu. Sakarya savaşının hemen öncesi Gazi Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa’ya bir telgraf çeker. Telgrafın içeriği şudur: “Derhal 20 seçkin kurmay subayı Afganistan’a gönderin, Afgan askerlerini eğitsin!” Bu telgraf Genel Kurmay tarih bölümü arşivinde yer almaktadır ve aynı zamanda birçok eserde de yayımlanmıştır.
Şimdi düşünün, Sakarya Savaşı öncesi Türk Ordusu kaderi günler yaşıyor, ölüm kalım mücadelesi veriyor. Böyle bir durumda dahi, Türkiye Afganistan’a özel bir ilgi gösteriyor. Bunun izahını siz yapın.
Gazi Paşa şunu söylüyor: “Afganistan ordusunu eğitin, İngilizlere yaklaşmasını engelleyin, eğer yakınlaşırsa Afgan Şahı’nı devirin ve yerine Türk yanlısı bir yönetim getirin.” Evet, Türk Ordusu NATO’ya girene kadar Afgan Ordusu’nu yetiştirdi. Ta ki, NATO buna itiraz edene kadar. NATO’nun gerekçesi şuydu: Soğuk savaş dönemi ortamında, Türk Ordusu’nun, Afganlarla olan iyi ilişkileri neticesinde NATO’nun sırlarının VARŞOVA PAKTI’nın eline geçmesinden endişe edilerek, Türk Ordusu’nun bölge ile olan ilişkisi engellendi.
Ta ki, kaderin bir kere daha fırsat tanımasına ve Türk ordusu NATO konsepti çerçevesinde orada yer alana kadar. Fakat bu yer alışı NATO için zannetmeyin! Türkiye, kendisi ve Afgan halkı için orada, Afganlıların yanında. Daha önce yazdım: ABD, Afganistan’da Türk birliklerinin operasyonel ve muharip güç olması için çok uğraştı. TSK buna şiddetle karşı çıktı. “Biz tarihi kardeşlik bağımız olan bir halka silah doğrultmayız,” diyerek. Yani net bir tavır aldı.
Afgan tarihine kısa bir bakış: Yıl 1914. Afganistan Emiri Habibullah, İngilizlerden bağımsızlık istedi. İngilizler ise; “bölge savaşlarında taraf olmazsanız, isteğinizi kabul ederiz,” deklarasyonunu yayınladılar. Afganistan Emiri, Osmanlı Halifesi’nin cihat çağrısına bu yüzden katılmadı. Fakat Afgan halkı emiri dinlemedi, canla başla Halife’nin bu çağrısına uydu.
Afganistan Emiri Habibullah
Avustralya’daki Anzak birliğinin Çanakkale’ye savaşa gideceklerini öğrenerek, Anzakların bindiği trene saldırı düzenleyen ve birliğe zaiyat veren Afganlı Gül Muhammed ve Abdullah o günkü Avustralya ve İngiliz gazetelerinde şu şekilde yer alır: “İki Afganlı, Osmanlı Halifesi’nin cihat çağrısına uyarak, Anzak birliklerini yuvalarında imha etti.” Bununla ilgili Avustralya’da müze bile kuruldu. Bu konuyu tv’lerde daha önce çokça anlattım. Bu yüzden fazla detaya girmiyorum. http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=71183.0;wap2
İki mücahidin müzede sergilenen eşyaları: Osmanlı Bayrağı, Tüfekler...
Şimdi konumuza devam edelim: Afganistan Emiri Habibullah Han öldürülür ve yerine oğlu Emanullah Han geçer. Emanullah Han koyu bir İngiliz düşmanıdır ve İngilizlere bu gün dahi sonuçları devam eden zararlar verir. İngilizlerle savaşan Emanullah istediğini alır. Han, İngilizlere pahalıya mal olan bu savaş neticesinde, 8 Ağustos 1919'da Ravalpindi'de Afganistan'ın bağımsızlığını tanıyan bir antlaşma imzalar.
1919 yılarında ise Türk milli mücadelesi başlamıştır. Afganistan kendi bağımsızlık mücadelesini sürdürürken, o zorluklar içinde, fakir halk ise ellerindeki bilezikleri, bakır dahi olsa, yani ne varsa Türk ordusuna gönderdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu olayı, daha sonra yeri geldikçe, Afgan halkının bu fedakârlığını dile getirdi. Afganistan bununla da yetinmedi. Milletler Cemiyeti Meclisi yani bugünkü Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk ülke oldu.
1970’li yıllarda Türk ordusu NATO yüzünden oradaki bağını kesince, Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal etti, yani Afganistan’ı kaptırdık. O gün, bugün kahraman Afganistan savaş halinde, zulüm içinde. ABD ordusu, Türk askerinin kıyafetiyle orada gezebiliyor. Babasının hayrına, Türkiye’ye koridor açmadı.
Şimdi, Türkiye bu fırsatı değerlendirmesin mi? Afgan halkının eğitimi, tıbbi yardım, lojistik destek ve Afganistan’ın yeniden inşası için ve Müslüman dindaşlarımız için orada olmayalım mı? Hiç değilse, vefadan dolayı orada olmamız gerekmez mi? Üstelik Türkiye artık bu gibi konularda NATO’yu takmamaktadır. Bu bölge bizim, yarın ABD oradan çekilecek, ama biz Afgan halkı ile baş başa kalacağız. Orada olmamızın tarihsel bir sorumluluğu da var.
“Hem Büyük Türk Dünyası’nın lideri olacağız, hem bölgenin en büyük gücü olacağız, hem de vizyonumuz gereği Afganistan’da askerimiz olmamalı mı” diyeceğiz. “Orada ne işimiz var?” diyenlere şu cevabı veririm: “İnsani açıdan, vefa açısından, stratejik açıdan, İslami açıdan!” Anlayana daha birçok sebep de sayabilirim ama anlayan anladı.
Türk’ün neden Kore’ye gittiğini de 5.kitabımda açıkladım, cevap çok. Ama vizyon lazım. Siyasi bir argümanla cevap vermek istemezdim ama “Afganistan’da ne işimiz var?” diyenler bu ülkede milliyetçilik misyonu ve Atatürk misyonu sahipleri olunca dayanamadım.
Gelişmeler görülmüyor mu? Eskiden Türk dünyasından sadece Azerbaycan; “bir millet iki devlet” söylemini dile getiriyordu. Hep “ya diğer Türk devletleri?” diye soruluyordu. Geçen ay Türkmenistan Devlet Başkanı Türkiye’de aynı cümleyi söyledi. Kazakistan ve Kırgızistan deklarasyon yayınladı: “Bir milletiz!” diye. Hem milliyetçilikten bahsedeceksin, hem de “Afganistan’da ne işimiz var?” diyeceksiniz. Hem “Atatürkçüyüz” diyeceksiniz hem de “orada ne işimiz var?” diyeceksiniz. Pes yani. ABD ve diğer şer güçler gelişmeleri kaygıyla izliyorlar. Belki helikopteri de onlar düşürmüşlerdir; Afganlılarla aramız açılsın, Türkiye bölgede kontrollü bulunsun, hatta belki de bölgeden çekilsin diye. Bunlar da çıkacak zamanı geldiğinde.
“Büyük Birleşmiş Türk Devletleri” engellenemez.
Helikopter vakasında şehid olan askerlerimize minnet duygularımı sunar, tüm şehitlerimize bizlere haklarını helal etmelerini dilerim.
Saygılarımla.
Oktan Keleş
oktankeles@gmail.com
22.03.2012
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle