En Sıcak Konular

Emir Yıldızdan

Köşe Yazısı
Emir Yıldızdan
18 Nisan 2012

Şeytaniler 2012 Yalanlarına Başladılar



Bugün yayınlanan haber şöyle: Mars Gezegeninde "Fil Başı" Bulundu(!)

http://www.voanews.com/turkish/news/Mars-Gezegeninde-Fil-Ba-Bulundu-146917035.html 

NASA tarafından yayınlanan yeni fotoğrafta, akıntının sebep olduğu coğrafi oluşumun gözü, kulağı ve hatta hortumuyla filin başına benzediği görülüyor.



Ancak fotoğrafa dikkatli bakıldığında filin geri kalan bölümü yerine lava akıntısının yol açtığı ovalar, plato ve kanyonlar göze çarpıyor.

Mars’ta “Elysium Planitia”  adıyla bilinen bu yer gezegende yanardağ faaliyetlerinin en yoğun olduğu ikinci bölge. Bununla birlikte Yunan mitolojisinden gelen adı ( Elysium) bir çeşit cennet anlamına geliyor.

NASA yeni fotoğrafın 2006 yılından beri gezegenin yörüngesinde bulunan “Mars Reconnaissance Orbiter”  tarafından çekildiğini açıkladı.

İnsanların yeryüzünde, gökte veya başka yerlerde alıştıkları ama olmayan nesneleri görmeleri ender rastlanan bir olay değil. Psikolojide adı bile var: Pareidolia..




Mars gezegeninde 70'li yıllarda Viking uydusu tarafından keşfedilen "insan başı"

Pareidolia (Yunancadan, para-yanlış, eidolon-görüntü) denen bu duyguya başka bir örnek Mars’da daha önce keşfedilen “insan başı.”



Bulut, dağ, tepe, ağaç gibi doğal nesnelerdeki karmaşık desenleri biliç altından alışık cisimlere hatta kutsal kişi ya da sembollere benzetmeye "pareidolia" deniliyor. 
  
 
   
  
ŞEYTANİLERİN BU YALANLARA BAŞLAYACAĞINI DAHA ÖNCE YAZMIŞTIK. 


  http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1188
 
ARTIK YAYINA BAŞLADILAR. 2012 YALANLARI YUKARIDAKİ HABERDE DE GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ TAM GAZ BAŞLADI...
 
DAHA ÖNCE ŞEYTANİLERİN BU NUMARASINI DEŞİFRE ETMİŞTİK.  MARS'TA VE DÜNYADA LAZER TEKNOLOJİSİ İLE ÇİZDİKLERİ VEYA DOĞAL OLAN ŞEKİLLERİ OLAĞANÜSTÜ GİBİ GÖSTERİP İNSANLIĞI ETKİLEMEYE ÇALIŞIYORLAR:
 
İŞTE DAHA ÖNCEKİ DEŞİFREMİZ:


Şeytaniler 2012'ye Hazırlanıyorlar


İlk defa 28 Aralık 2010 tarihinde yazmıştık : “Küresel Sihirbazların Oyunu: 2012” diye. http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=400 Orada ısrarla demiştik ki;

“2012 için önceden hazırlık yapanların, Mars'ın yüzeyine, Dünya'nın yüzeyine, lazer teknolojisi ile çizdikleri bazı şekiller var. Bunların bir kısmı deşifre edilmişti. 2012 yılı gelince bunları "uzaylılar çizdi diyeceklerdi." Bu planları deşifre olmasına ragmen, bu küresel sihirbazlar oyunlarından vazgeçmiş değiller. Her gün gazetelerde yeni oyunları ile karşımıza çıkmaktadırlar.”

 Habertürk’te yer alan ve diğer haber sitelerinde de kullanılan bir haber vardı: Tam da bahsettiğimiz konuyla ilgili. Haber şu: http://ekonomi.haberturk.com/teknoloji/haber/685228-marsta-tren-yolu-iddiasi

 “Mars'ta tren yolu iddiası

Mars'tan gelen son görüntüler şok etti, bilim dünyası konuyu tartışıyor

ABD'li araştırmacı ve sanal arkeolog Joseph Skipper yüksek çözünürlüklü Google Mars fotoğrafları üzerinde yaptığı araştırma sonucunda Kızıl Gezegen'de tren yolu görüntülendiğini iddia etti.

Bir taşıma sistemi keşfettiğini söyleyen Skipper'a göre Gale Krateri'ne 900 kilometre uzaklıkta tren rayları, tren istasyonu ve vagona benzer bir obje bulunuyor.

Çoğu bilim adamı Skipper'ın iddialarına şüpheci yaklaşıyor.





Yapılan üç kağıtları görüyorsunuz değil mi?

Oktan Keleş benzer şekillerin hem Mars'a hem de Dünya'ya çizildiğini örnekleri ile açıklamıştı.

http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=30

İŞTE KENDİ ÇİZDİKLERİ RESİMLER:



 



 



2012 yılı yaklaştıkça Mars'ta ve Dünya'da ilginç şekiller bulduklarını (!) söyleyenler bakalım daha ne kadar bizi kandıracaklar. kendi çizdikleri şekilleri insanlara ne kadar daha yutturacaklar. Mars'ta tren yolu bulmuşlar, gülelim bari...

O yazımızda demiştik ki;

"Son günlerde 2012’yi ve UFO’ları ön plan çıkaran haberlerde oldukça artışlar olduğu görülmektedir. Uzay’lı, Mars’lı vs türünden birçok haber, ardı ardına dünya gündemine getirilmektedir. Neden bu haberler ön plana çıkarılıp, insanların zihinleri bulandırılmaktadır?

Oktan Keleş’i takip edenler bu konunun 2012 yılı yaklaştıkça artacağını zaten biliyorlardı. Oktan Keleş, “Şeytanın Gerçek Yüzü ve 2012” isimli makalesinde şunları anlatmıştı:

“İnsanlık zihnine dünyanın 2012 yılından başlayarak bir nevi yeni çağ kıyametine gireceğini üfleyenler kimler? Tabii ki meşhur küresel sihirbazlar. Medya ve film sektörünü de kullanarak insanlık bilincine küresel ısınma tabirini soktukları gibi şimdi de “foton kuşağı” tabirini beyinlere montaj yapmaktadırlar. İnsanlığın zihninde, bu konuda yeni bir bilinç oluşturmak için dünya çapında oturumlar, sempozyumlar düzenlemektedirler.

Son günlerde ülkemizde de medyada bu konu ile ilgili programlara sıkça rastlanmaktadır.   

Bu konuda bazı profesör ve yazarların foton kuşağını İslamî argümanlarla açıklama çabasında oldukları görülmektedir.

Yalnız konuşmacılardan birinin şu cümlesine karşılık bir çift kelime edip hemen konunun içerik bilgisine gireceğim.   

Şöyle diyordu bir konuşmacı: "Artık dünya karanlıklardan kurtulup aydınlık çağa girecektir."    

Oysa Hz. Muhammed (sallalahu aleyhi vessellem) Efendimiz'in dünyayı şereflendirmesi ile zaten karanlıklardan dünya çıkmış ve aydınlığa girmişti.

Bunu hemen söyledikten sonra 2012 yılından başlayarak belli periyotlara göre dağılmış tarihler verilerek belli evreler anlatılmaktadır. Dinî ve bilimsel argümanlar harmanlanarak "2012 yılından sonra dünya şöyle olacak…böyle olacak." "Işık çağı başlayacak." diyerek yeni felsefi akımlar ve mistik kavramlar yüklenerek sahte bir dinin ayak sesleri insanlık bilincine duyurularak yavaş yavaş enjekte edilmektedir.

Bu çağ sözde bildiğimiz çağlar gibi de değildir. Milyonlar sene zarfında gezegenlerin, yıldızların bir araya gelmesi ile başlayacağı iddia edilen bir çağdır söylediklerine göre. Takdir edilir ki, bu çağa ve bu yeni dine bir de peygamber gerekir. Tabii ki sahte bir peygamber. Senaryo böyle sürüp gitmekte. İnsanlık beynine bunları yerleştirmek için kullandıkları en güçlü silah, zamanın modası 'Mistisizm'dir.”

http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=22

Yine Tarık. C. kardeşimizin şöyle bir analizi olmuştu:

“Oktan Keleş Bey'in 2012 ve gelecek yıllar hakkındaki uyarılarının ne kadar haklı olduğunu gösteren olaylardan birisi bu haber. 2012'ye doğru (ve tabii sonrasında) buna benzer haberlerin debisinin arttığını göreceğiz zannediyorum. Bunlar daha çok;   

1) Yeni bir hayvan türü   

2) Uzaydan gelen kimliği belirsiz yaratıklar

3) Mitolojilerin doğru olduğunu kanıtlayan; dolayısı ile semavî dinleri yanlışlayan, "tu kaka" dedirten mitolojik yaratıklar.

4) Genler ile uğraşıp farklı ırklar çıkarmanın ve "üstün insan" (adam kadmon)'a geçisi sağlamanın (transhümanizm) deneysel ürünleri ve başarıları olarak lanse edilebilecektir.  İkinci madde; yani "uzaydan gelen kimliği belirsiz yaratıklar" iddiası şu şeytanî amaca hizmet edecektir: "Evrende sadece biz var değiliz. Başka uygarlıklar, canlılar da var. Dolayısı ile başka anlayışlar ve başka dinler de olacaktır. Demek semavî dinlerin evrenselliği bir -haşa- safsata. Uzaylı kardeşlerimiz ile ortak olduğumuz, daha yüce bir başka inanış, bir başka düşünce sistemimizin olması lazım. Belki de semavî kitapların bahsettiği tanrılar bu uzaydan gelen -haşa- yücelerdir."  

 Üçüncü madde ile hedeflenen şu olabilir: Malumunuz son yılların moda mevzularından biri de Sümeroloji'dir. Oktan bey bu konu hakkında birkaç makale yazdı. (Sümerolojinin sırrı: http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=9

ve Sümeroloji ve obezite operasyonu:

http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=19    

Önümüzdeki yıllarda Marduk, enki, annunaki, niburu… gibi, bu kültüre ait tabirleri daha çok duyacağız. Ve bu tabirler onlar için daha büyük bir amaca hizmet ediyorlar. İnşallah ileriki yazılarımızda bu konulara daha çok değineceğiz. Ama sadece Sümer kültürü değil; yine debisi artacak bir şekilde Eski Yunan ve Eski Mısır mitolojileri gözümüze sokulacak şekilde gündeme getirilmeye çalışılacak. Bunun birkaç sebebi var:    

 Kaynakları şeytanî olan ve Oktan Abi'nin "Asâ: Bir meczubun rüyası-4-" kitabında detayları  olan bu Eski şeytanî anlayışların, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in "karnuşşeytan" (Şeytan çağı) dediği; onların ise "novus ordo seclorum" (Yeni Dünya Düzeni) dedikleri çağın -sözde- yeni dini, alternatif dini olması. Tabii araya Budizm ve Hinduizm sosu karıştırılmış olarak… Meşhur yoga ve meditasyonumuz yalnız kalmasın. Bunu "Yeni Dünya Düzeni"nin dini "New age" (yeni çağ). Bol bol da paganizm serptik mi üzerine, deme Şeytan'ın keyfine…

http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=216

Yine başka bir arkadaşımızın kaleme aldığı yazıda, Mars oyunları şu şekilde deşifre edilmişti:   

“Uzun yıllardır insanoğlunun zihnini yoran, hayallerini süsleyen mars kızıl gezegen de hayat var mı ? Su var mı ?

Bu soruların cevapları binlerce bilim dergisinde, bilim adamlarınca verilmeye çalışılmakta.Var diyenler,Yok diyenler…

Mars'ta nehir yatakları var, su bulundu diyenlerden esinlenip bu konu üzerine milyonlarca dolar bütçeli Mars Filmleri yapan şirketler var. Mars'ın üzerine yazılan şarkılar, reklâm filmleri, moda dünyası, Mars resimli tişörtler, çocuklara Mars gezegenini anlatan oyuncaklar,çikletlere kadar işlenen Mars teması… Bunların anlatmamızdaki gaye vereceğimiz bilgiler içindir.

Ufoların Marduk'un 2012'cilerin revaçta olduğu şu günlerde, Mars  ile alakalı bilimsel çalışmaların yanında, insanlık zihnine Mars üzerinden yapılan ayrı çalışmalar da mevcuttur.  

Bir operasyon söz konusudur.

Operasyonun kod adı ise: SÜLEYMANIN  ANAHTARI

Öncelikle şu bilinmelidir ki, Mars projesi "Anka Kuşu" tamamıyla İsrail'in finanse ettiği bir projedir. NASA'yı bu konuda cömertçe finanse etmişlerdir.”

 Bunların niyeti bellidir. Yeni bir UZAY ÇAĞI DİNİ oluşturma çabasındadırlar.    

Nasıl 2000 yılında dijital kıyamet safsatası boşa çıkmışsa, bu planları da Allah’ın izniyle boşa gidecektir."

 

Erol Elmas

buulkem@gmail.com

11.04.2012



Bu yazı 8,088 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Aralık 2023 Discovery Skandalı
    • 26 Mayıs 2021 Kara Yöneticiler ve Yılanların Öcü
    • 13 Ocak 2021 30 Saat Savaşları
    • 4 Ocak 2021 Günümüzün Fuggerleri, Aşı ve Korku İmparatorları
    • 30 Mayıs 2020 Göktürklerden Hediye
    • 1 Nisan 2020 Kulbak Bilge İle Çağı Anlamak
    • 7 Aralık 2019 Turks ve Caicos Adaları
    • 19 Mayıs 2019 Barbarosun Sancağı
    • 12 Aralık 2018 NATO mu PESCO mu?
    • 17 Ağustos 2018 Papaz Kaçtı Oyunu
    • 17 Aralık 2017 Yüzyıllık İntikam
    • 13 Ağustos 2017 Gökteki Türklerle Yerdeki Türkler Birleşti!
    • 31 Temmuz 2017 Pentagon'un Planını 5 Yıl Evvel Deşifre Etmiştik
    • 21 Temmuz 2017 Gargad-DNA Görünmezliği Projesi ve Manyetik Biyoloji
    • 23 Haziran 2017 27 Uçağın Sırrı
    • 4 Mayıs 2017 LOLAN (LÜLEN)-ECE-AYSULU TÜRK'e Kavuştu!
    • 6 Şubat 2017 13 Ocak 16.40, Denktaş, İstanbul
    • 1 Ocak 2017 Tarikatlar-Cemaatler ve İstihbarat-1
    • 6 Aralık 2016 Ordu, Bütün Türk Milletidir!
    • 1 Kasım 2016 Sessiz Sözsüz Yaşananlar

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,156 µs