En Sıcak Konular

Tarık C.

Köşe Yazarı
Tarık C.
18 Eylül 2009

Şeytani Planlar Gümbür Gümbür; Ama Uyumayanlar da Var -1-



Şeytani Planlar Gümbür Gümbür; Ama Uyumayanlar da Var -1-

Son günlerde Son günlerde gazatelerde şu haberler dikkat çekmeye başladı: " Yüzüklerin Efendisi filminden çıkmış bir sahne. Tıpkı yaratık Gollum! İnsanı andıran tüysüz bedeniyle oracıkta sereserpe ve cansız yatan yaratık bir canavar mı? Şimdi herkes bunu konuşuyor."


 


Geçtiğimiz yıl New York sahillerinde ortaya çıkan ve 'Montauk Canavarı' ismi verilen yaratığa benzeyen bir başka 'varlık' bu defa Panama'da hortladı. 


    


 Panama kentinin kuzey Cero Azul bölgesinde bir mağarada bir grup genç tarafından bulunan bu yaratık, şimdilik gizemin koruyor. Tüysüz bedeniyle yarı insan yarı hayvanı andıran ürkütücü yaratığı görünce gençlerin korkarak 'canavar'a saldırdığı belirtiliyor. Cansız bedeniyle göl kenarında bulunan yaratık, şimdi 'Yeni Montauk Canavarı' olarak adlandırılıyor.


 


Yaratık bilimiyle uğraşan bilim adamlarının tespitlerine göre cinsi bilinmeyen bir köpek olma ihtimali var.

Oktan Keleş Bey'in 2012 ve gelecek yıllar hakkındaki uyarılarının ne kadar haklı olduğunu gösteren olaylardan birisi bu haber. 2012'ye doğru (ve tabii sonrasında) buna benzer haberlerin debisinin arttığını göreceğiz zannediyorum. Bunlar daha çok;

1) Yeni bir hayvan türü

2) Uzaydan gelen kimliği belirsiz yaratıklar

3) Mitolojilerin doğru olduğunu kanıtlayan; dolayısı ile semavî dinleri yanlışlayan, "tu kaka" dedirten mitolojik yaratıklar

4) Genler ile uğraşıp farklı ırklar çıkarmanın ve "üstün insan" (adam kadmon)'a geçisi sağlamanın (transhümanizm) deneysel ürünleri ve başarıları olarak lanse edilebilecektir.

  İkinci madde; yani "uzaydan gelen kimliği belirsiz yaratıklar" iddiası şu şeytanî amaca hizmet edecektir: "Evrende sadece biz var değiliz. Başka uygarlıklar, canlılar da var. Dolayısı ile başka anlayışlar ve başka dinler de olacaktır. Demek semavî dinlerin evrenselliği bir -haşa- safsata. Uzaylı kardeşlerimiz ile ortak olduğumuz, daha yüce bir başka inanış, bir başka düşünce sistemimizin olması lazım. Belki de semavî kitapların bahsettiği tanrılar bu uzaydan gelen -haşa- yücelerdir."

Üçüncü madde ile hedeflenen şu olabilir: Malumunuz son yılların moda mevzularından biri de Sümeroloji'dir. Oktan bey bu konu hakkında birkaç makale yazdı. (Sümerolojinin sırrı: http://www.netpano.com/makale/?makale=308 ve Sümeroloji ve obezite operasyonu: http://www.netpano.com/haber/2268/ ) Önümüzdeki yıllarda Marduk, enki, annunaki, niburu… gibi, bu kültüre ait tabirleri daha çok duyacağız. Ve bu tabirler onlar için daha büyük bir amaca hizmet ediyorlar. İnşallah ileriki yazılarımızda bu konulara daha çok değineceğiz. Ama sadece Sümer kültürü değil; yine debisi artacak bir şekilde Eski Yunan ve Eski Mısır mitolojileri gözümüze sokulacak şekilde gündeme getirilmeye çalışılacak. Bunun birkaç sebebi var:

 Kaynakları şeytanî olan ve Oktan Abi'nin "Asâ: Bir meczubun rüyası-4-" kitabında detayları geçecek olan bu Eski şeytanî anlayışların, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in "karnuşşeytan" (Şeytan çağı) dediği; onların ise "novus ordo seclorum" (Yeni Dünya Düzeni) dedikleri çağın -sözde- yeni dini, alternatif dini olması. Tabii araya Budizm ve Hinduizm sosu karıştırılmış olarak… Meşhur yoga ve meditasyonumuz yalnız kalmasın. Bunu "Yeni Dünya Düzeni"nin dini "New age" (yeni çağ). Bol bol da paganizm serptik mi üzerine, deme Şeytan'ın keyfine… (Bu arada, merakla beklediğiniz "Asâ: Bir Meczubun Rüyası-4" kitabını okudum. Kitap biraz gecikecekmiş bazı manilerden dolayı. Malum Oktan Abimizin bir kızı da dünyaya geldi. Dualarım onunla inşallah. Ama kitap beklediğinize değecek. Sürprizler var. İki ana bölüm ve bir ek bölümden oluşuyor. Yani diğerlerinden biraz farklı. Bayağı bir sürprizler var. Şok olduğum yerler oldu. Biraz daha sabır. İnanın değecek. Zihnimizi biraz daha yormamız gerekecek. Diğer kitap projelerini ve isimlerini de öğrendim. İzin vermedi isimlerini vermemi. Ama şunu söyleyeyim; benim için meraktan çıldırsam değer. Kitabını okumama izin verdiği için kendisine tekrar teşekkür ederim.)

Paganizm patladı

Ritüellerinden ve inanışlarından izleri günümüzün spritüel ve  çevreci jenerasyonunun hayatında ve popüler kültürün her köşesinde görmek mümkün. Eski çağların dini inanışı Paganizm giderek yaygınlaşırken kendini 'Pagan' olarak tanımlayanlar da hızla artıyor.


  


Geçen ay, yılın en uzun günü olan ve yaz mevsiminin başlangıcı kabul edilen 21 Haziran'da, İngiltere'deki eski çağlardan kalma dini mekan Stonehenge'de 35 bin kişi toplandı. Büyük kalabalık yaz mevsiminin ilk güneşini tamtamlar çalıp danslar ederek tam bir Pagan ayini havasında karşıladı. Zira 21 Haziran Pagan inanışına göre yıl içerisinde kutlanan 8 kutsal günden biriydi. 21 Haziran'da güneşi karşılamaya giden 35 bin kişinin hepsi Pagan değildi elbette. Ama bu kalabalık Pagan kültürünün günümüzde ne denli yaygınlaştığının bir kanıtıydı. Zira spritüel yaşam tarzının ön plana çıktığı, popüler kültürde mistik ve fantastik hikayeler çılgınlığının yaşandığı, çevrecilik ve doğaya dönüşün yükselen değerler haline geldiği günümüzde eski çağların yaygın dini inancı Paganizm yeniden canlanıyor.

  PAGAN KÜLTÜRÜ HER YERDE

 Tektanrılı dinler ortaya çıkmadan çok önce, eski çağlarda yaygın bir inanç şekli olan Paganizm dünyanın tek tanrılı beş büyük dini olan Hıristiyanlık, Müslümanlık, Musevilik, Budizm ve Hinduizm'in dışında kalan spritüel inanışların hepsini kapsıyor. Paganların inançlarının temelinde doğa var. Doğanın kutsallığına inanan ve doğadaki her şeyde var olan ilahiliğe saygı duyan Paganlar hayatlarını doğanın döngülerine bağlı olarak yaşıyor. Güneşin ve ayın hareketleri, mevsim dönümleri gibi doğadaki ritüelleri inançları çerçevesinde kutluyor. Bir tanrıça (doğa ana) ve tanrıya ya da birçok tanrının varlığına inanan Paganlar, belli bir aracı olmadan veya bir gruba dahil olmadan dinlerini kendi özellerinde yaşıyor. Büyücülük, Şamanizm gibi uygulamalar da Paganizm'in çatısı altında yer alıyor.

 Tektanrılı dinlerin ortaya çıkmasıyla karalanan ve yeryüzünden silinmek istenen Paganizm yüzyıllardır gölgede kalmıştı. Ama şimdi uyanma zamanı. Zira modern çağın inanışları, öncelikleri, yaşam tarzı ve kültürü Paganizm'e tam anlamıyla göz kırpar nitelikte. Öyle ki Pagan kültürü günlük hayatımızın her noktasında büyük bir hızla kendini gösteriyor. Spritüel aydınlanma çılgınlığının yaşanmakta olduğu günümüzde sabahları kalkıp güneşi selamlamaktan, ay ve güneş tutulmaları gibi doğa olaylarını, nevruz, hıdrellez gibi mevsim dönümü günlerini festivaller eşliğinde kutlamaya ve hatta hayati kararları alırken astrolojiye, yıldız ve gezegenlerin konumuna danışmaya kadar pek çok hareketimizle Pagan kültürünü canlandırıyoruz. Paganizmin büyücüler, tanrı ve tanrıçalar gibi renkli ve fantastik kültüründen ilham alan Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi filmleri, Vampir Avcısı Buffy tarzı televizyon dizileri, sayısız çizgi roman ve fantastik edebiyat örnekleri de son yıllarda üzerine düşen görevi yapıyor ve Pagan inanışlarını bir fenomen haline getiriyor. Paganizm'den ilham alan müzikler, danslar, giyim tarzları, dövme ve makyajlar, spritüel kurslar giderek daha çok karşımıza çıkıyor. Son olarak küresel ısınma ve doğal felaketlerin öne çıkmasıyla çevreciliğin yükselişe geçmesi, doğaya dönüş çılgınlığının yaşanması ve doğanın neredeyse ilahi bir şey olarak artık el üstünde tutulmaya başlanmasıyla modern çağın insanı Paganlığı tam anlamıyla kucaklıyor. Öyle ki, artık sadece Pagan kültürü ve ritüellerini hayatına taşıyanlarda değil, bir inanç olarak Paganizm'i benimseyenlerde de son yıllarda büyük bir artış yaşanıyor.

 ÜÇÜNCÜ BÜYÜK DİN OLABİLİR

 Özellikle çevrecilik ve doğaya dönüş fenomeniyle kendini yeni nesil Paganlar olarak tanımlayanlar, Paganizm'in yeniden yükselişinde önemli rol oynuyor. Zira çevrecilik ve Paganizm temelinde aynı felsefeyi barındırdığından doğayı korumak için uğraş vermek, çevreci eylemlerle doğanın önemini vurgulayıp savunuculuğunu üstlenmek Pagan inancının uygulamaya geçmiş hali manasını pekala taşıyor. Zira, Pagan olmak için kişinin başkalarına zarar vermediği sürece kendi istediği yoldan yürümesi, ilahi güç veya güçlerin varlığını kabul etmesi ve doğayı kutsal sayması gerekiyor. Tabii bir de tektanrılı dinlerden birine inanmaması. Uluslararası Paganizm Federasyonu, kayıtlı 5 bin üyesi olduğunu söylese de bu değerleri çoktan benimsemiş çok sayıda günümüz insanı, yeni nesil Paganlara hayat vererek Paganizmi yeniden patlatıyor.

Nitekim Paganizm üzerine araştırmalar yapan İngiliz yazar Cole Moreton, İngiltere'de son 10 yıl içinde Paganların sayısının ikiye katlandığını söylüyor. Bugün İngiltere'de kendini Pagan olarak tanımlayanların sayısı 250 bin'i buluyor. Bu rakam İngiltere'deki Budist nüfusundan (144 bin 500) fazla ve neredeyse İngiltere'deki Musevi nüfusuyla eşit (259 bin)! ABD'de ise Paganlarda yaşanan artış bundan çok daha çarpıcı. Harvard Üniversitesi'nin yayınladığı istatistiklere bakılırsa ABD'de bugün 'ben Paganım' diyenlerin sayısı 1 milyona yakın. Paganların sayısında son 20 yıl içinde yaşanan artış ise yüzde 1.500! Yani Paganların sayısı her bir buçuk yılda ikiye katlanmakta. ABD'de yaşanan bu Paganizm patlamasını birçok araştırmacı şu sözlerle yorumlaması da fenomeni açıkça ortaya koyuyor: 'Paganizm bu gidişle 2012'de ABD'de Hıristiyanlık ve Musevilikten sonra en büyük 3. din olacak!'

 PAGANİZMİN ESASLARI

Paganizm kökenlerini doğadan alan ve doğanın kutsallığına dayanan bir inanç sistemidir. Doğayı sevmek ve bir parçası gibi hissetmek, bu yaşam kaynağına ve onun ölüm-yaşam evrelerinin durmaksızın tekrar eden döngülerine saygı duymak ve hürmet etmek esastır.

 Tüm ritüeller doğal döngülere uyum sağlamak için vardır. Mevsim dönümlerinde, ay ve güneşin safhalarında özel törenler yapılır.

 Kimsenin inancının kesin ve doğru olduğu söylenemez ve herkesin kendine en yakın yolu seçme özgürlüğü vardır. Paganizmde özgür düşünce desteklenirken, yaratıcı zeka kutsanır.

 Paganizm anti-merkezci, anti-hiyerarşik ve bir dogmalar silsilesini kural olarak dayatmayan bir inanç biçimidir.

Pagan inancında dünya, varsayılan bir cennetin gölgesinde değildir. Dünya kutsaldır. İyilik ve kötülük kutuplaştırılarak birbirlerinden ayrılmaz. Kadın ve erkek eşit ve dengededir.

 Tanrıça ve Tanrı kavramı kutsal gerçekliğin bir ifadesidir, ikisinden birinin üstünlüğü söz konusu değildir.

 Pagan ahlakı 'Ne istersen yap, ama kimseyi incitme' sözü üzerine kurulur. Her bireyin etrafını kuşatan doğadan ve diğerlerinden sorumlu olduğunu söyler. Doğa ve diğer insanlar ile bir ahenk içinde olunmalıdır.MİNE AKVERDİ (Akşam Gazetesi'nden)

Eski Yunan ve Eski Mısır mitolojileriningözümüze sokulacak şekilde gündeme getirilmeye çalışılmasının bir diğer nedeni Oktan Keleş tarafından "Melekler Ağlarken: Bir Meczubun Rüyası-3" kitabında çok güzel dile getirilmiş. Bölümün adı "Yunan Mitolojisi". Orayı okumanızı şiddetle salıklarım. O bölümde Zeus, Pegasus… gibi mitolojik varlıkların aslında kimler olduklarını ve Ahir zamanda intikam için dönüş planlarını ve bununla alakalı olarak şeytanî bilimsel planlarının olduğu (İngiliz avam kamarasından geçen karar…) meseleleri geçiyor. Bu bilimsel planları merak edenler, aynı zamanda yine bir mitoloji kavramından esinlenmiş bir bilimsel kavram olan KİMERA konusunu inceleyebilirler. (Bu konu ile ilgili hassasiyetleri ve çalışmalarından ötürü, bu konuda ufkumu açan Hilal Nevruzoğlu'na ve "Yaklaşan saat" internet sitesine teşekkürü bir borç bilirim. Bu kıymetli insanları ara sıra da olsa netpano sitesinde kıymetli yorumları ile görmek çok isterdim. Kim bilir belki kabul ederler.) 

   Tarık C.

tarkci@gmail.com










Bu yazı 14,459 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Ekim 2018 2 Aralık 2014 Olayı
    • 20 Temmuz 2017 Ordan Burdan-15
    • 28 Haziran 2017 Ordan Burdan-14
    • 20 Haziran 2017 Ordan Burdan-13
    • 10 Mayıs 2017 Ordan Burdan-12
    • 22 Nisan 2017 Ordan Burdan-11
    • 21 Mart 2017 Ordan Burdan-10
    • 5 Mart 2017 Ordan Burdan-9
    • 8 Şubat 2017 Ordan Burdan-8
    • 25 Ocak 2017 Ordan Burdan-7
    • 28 Aralık 2016 Ordan Burdan-6
    • 25 Kasım 2016 Ordan Burdan-5
    • 28 Aralık 2015 Ordan Burdan-4
    • 5 Kasım 2015 Ordan Burdan-3
    • 5 Kasım 2015 Ordan Burdan-2
    • 10 Mart 2015 ORDAN BURDAN-1
    • 26 Kasım 2014 Surete Aldanmak
    • 14 Kasım 2014 Kalperenler
    • 1 Ekim 2014 Yol
    • 21 Ağustos 2014 Oxford’a “HAYIR!” Diyorum!

    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,743 µs