Hükümet, Vakıflar Kanunu'na eklediği geçici bir maddeyle, azınlık vakıflarının 1936 yılındaki kayıtlarında yer alan malların iadesinin önünü açtı. Söz konusu değişiklik Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen maddeyle yapıldı.
Türkiye ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) arasında davalara neden olan azınlık vakıflarının mallarının iadesi konusunda Türkiye’nin üzerinde AB başta olmak üzere çeşitli lobilerin baskısı vardı.
Azınlıklar, yeni düzenlemeye göre, 1936 yılında beyan ettikleri halde halen tapu kayıtlarında yer almayan gayrimenkullerine kavuşacaklar. Böylece azınlıkların hedeflerine ulaşmada ciddi mesafe katettiklerini özellikle belirtelim.
Ancak Sayın Başbakanın bu jestine karşılık, azınlık temsilcilerinin yeteri kadar memnun olmadıklarını görüyoruz. Bu sefer işi iyice çığırından çıkararak “daha fazlasını” istemeye başladılar. Çeşitli Tv kanallarında bu temsilcilerin isteklerini dinleyince, “el insaf” demek istiyorum… Yapılan jeste bakın, taleplere bir bakın…
İşin İslami ve hakkaniyet boyutunu tartışacak değilim. Liberalciklerin de dış destekçilerden aldıkları “gaz” ile kimin borazancılığına soyunduklarına da değinmeyeceğim.
Ancak iş öyle bir boyuta getiriliyor ki, bu konuda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kendi fikirlerimi söylemek en doğal hakkım olsa gerek. Azınlık temsilcilerinin bu pervasızlıklarından sonra benim de söyleyeceklerim var.
Geçtiğimiz günlerde CİNE5 TV Kanalı’na çıkan Rum Apoyevmatini Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis: “O tarihlerde yani 100 yıl evvel, 13.000 Ortodoks Osmanlı’dan ayrılmış ve dünyanın çeşitli bölgelerine gitmişlerdir. Artık onlardan geriye kimse kalmamıştır. Türkiye öyle bir şey yapmalı ki, 13.000 Ortodoks geri gelmelidir. Bu gelenlerin, Osmanlı’dan ayrılanlarla da bir bağı olmasına da gerek yoktur. Mallar konusunda Yunanistan adım atmasa da, Türkiye’nin adım atması çok önemli…” demiş. Oh ne alâ memleket. Yunanistan yapmasın, Bulgaristan yapmasın ama biz karşılıksız adım atalım, öyle mi?
Şimdi gelelim işin püf noktasına:
Bu azınlık temsilcilerine şu soruyu soruyorum: Hak iddia ettiğiniz mallar, gerçekte sizin mi? Yoksa 100 yıl evvel "Osmanlı batıyor" diye alelacele buraları elinizden çıkarıp, parayla sattınız mı? Parayla sattığınız yerleri, Osmanlı dağılınca gelip geri alacaktınız ama olmadı, Türkiye Cumhuriyet’i kuruldu, hevesiniz kursağınızda kaldı. Şimdi de parasını alarak sattığınız yerleri, hediye olarak geri istiyorsunuz öyle mi?
Bu satış ile ilgili bilgi ve belgeler hem Osmanlı hem de yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kayıtlarına işlenmiştir.
Bu malları, Müslümanlara satarak kaçtınız. Şimdi sizin iddialarınızı çürütecek orijinal belgeler sunuyorum. Bu belgelerde açıkça görülmektedir ki, buralar para karşılığında satılmış ve tapu kayıtlarına işlenmiştir. Ne kadar da tapu kayıtlarını yakıp yok ettiyseniz de, görüldüğü gibi başarılı olamadınız! Yok ettiğinizi sandığınız belgelerin bir kısmını sunuyoruz. Bu belgeleri ve yayınlamadığımız diğer belgeleri Devletin ilgili birimlerine ulaştıracağız ki, foyanız meydana çıksın. Devlet, sizin malınıza el koymadı, sizler sattınız!
İşte belgelerden bir kısmı:
İstesek, Heybeli Ruhban Okulunu bile elinizden alırız...
Satış ile ilgili Tapu kayıtlarından bazı örnekler:
İşte yok ettiklerini sandıkları resmi defterlerden sadece biri: Bütün resmi kayıtlar, resmi yazışmalar vs.
Defterin dış kapağı
Defterin dıştan görünüşü
İç sayfalarından birkaç örnek:
Şimdi bu azınlık temsilcilerine bir soru soralım: Sayın Başbakan’ın bu jestine karşılk, siz de bir jest yapın hadi. Meselâ KİN KAPISINI açın bakalım. Jeste, jest ile karşılık verilir değil mi?
Bu konuda birkaç gün içinde daha geniş açıklamalarımı içeren bir video yayınlayacağız inşallah…
Oktan Keleş
18 Ekim 2011
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle