Alamet Robot Üzerinden Karalama Kampanyası

30 Ekim 2019 10:01 tsi
Yalancılıkla itham ederek, YALAN SÖYLEMEK!

Alamet Robot Üzerinden Karalama Kampanyası

Yalancılıkla itham ederek, YALAN SÖYLEMEK!

Oktan Keleş’in Sırdaş yazı dizisinin 5. bölümündeki Alamet Robot üzerinden yapılmaya çalışılan karalama kampanyalarından biri de, “sözde” Atatürkçü ve tarih yazarı, Ahmet Özgür Türen’in yazısıdır: https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=476818

Önce Türen’in kendi iddiasını belge ile çürütelim, daha sonra da yazarın “robot” kavramı üzerindeki kendi cehaletinin farkında olmadan ahkam kesmeye çalışmasını ele alalım. Türen’in yazısında, Oktan Keleş’in Alamet Robot’a yönelik sunduğu belgenin Osmanlıca bir gazete sayfası olduğu iddia ediliyor:

Alamet Robot’un Onaltıyıldız’da yer aldığı, Sırdaş yazı dizisinin 5. bölümünde, Alamet Robot’a yönelik sunulan tek ve asıl belge, iddia edildiği gibi Osmanlıca gazete sayfası değil, üzerinde robotu yapan ustalardan birinin elinde kurma kolu ile robotun yanında resmedildiği belgedir! Bu belge tek nüsha olup, Oktan Keleş’in de yazısında konu ettiği bu ASIL BELGEDİR. Ama  bay yazar, bu asıl belgeyi hiç görmeden, Oktan Keleş’in yardımcı kaynak gösterdiği  Osmanlıca  dergilerdeki  robot resimlerini incelemiş. Ne diyelim, araştırmayı daha yeni öğrendiğine veriyoruz.

BAY YAZAR(!) ASIL BELGE AŞAĞIDADIR!

 

https://www.onaltiyildiz.com/?haber,18/sirdas-5-bolum-abdulhamid-han-ve-robot-teknolojisi

Sırdaş 5. bölümde, Alamet’in bu orijinal belgesi şu şekilde açıklanmaktadır: “Alâmet'in tek resmi; Yıldız yağmasında muhtemelen yanmıştır. Deforme olmuş haliyle geride kalan parçasına baktığımızda; bu projede görev alan ustalardan biri elinde kurma kolu ile görülmekte, yanında ise Alâmet bulunmaktadır. Resmin üzerinde silinmiş Osmanlıca yazılar ve bir köşesinde silinmiş Japonca harfler yer almaktadır.”

Osmanlıca gazete sayfası belgesi ise sözde tarihçi Türen’in iddia ettiği gibi Alamet Robot’a yönelik değil, robotlar konusunun tarihçesine genel olarak bilgilendirme yapmak için verilmiştir. Sırdaş 5. bölümde bu durum da yeterince açık bir şekilde belirtilmiştir: “Şunun bilinmesinde fayda vardır ki robot teknolojisi çoğunun bildiği gibi, yeni bir teknoloji değildir. 1900’lü yılların başında yayınlanan Osmanlıca gazetelerin birinde, “robotları kullanarak dünyanın ele geçirilmeye çalışılacağı ve bu yönde çalışmaların olduğu” yazmaktadır.”

 

Bu durumda Türen ile ilgili iki olasılık belirmektedir: 1) ya okuduğunu anlayamayacak kadar Türkçe bilgisi yoktur, 2) ya da manipülasyon peşindedir. Okuduğunu anlayamayacak birisinin, tarih alanında beş adet kitap yazıp da kitabevlerinden yayımlatmış olma olasılığı olmayacağından, yazısındaki diğer manipülasyon noktalarını inceleyelim:

Türen, makalesine daha en baştan iftira ile başlıyor. Makalenin başlığı ve ilk cümlesi, okuyucuyu en baştan psikolojik olarak kendi manipülasyonunun etkisi altına almak için özenle kurgulanmış. Önce konuyu anlatıp iddiasını ortaya koymuyor; “yalan” ve “hikaye” kavramları ile giriş yaptıktan sonra esas konuya geçiyor. Bu sıralama da okuyucuda daha esas konuyu okumadan, birazdan anlatılacak konu ne olursa olsun, konunun yalan ve hikaye olarak algılanmasına yönelik bir algı oluşturulma planı olduğunu gösteriyor.

 

Alaycı üslubun yanı sıra, bu kısımda iki ayrı çeşitte cehalet vardır: 1) bir buluşun, buluşun ana konusu ile ilgili bilindik kurumlarda çalışan kişilerce yapıldığı veya yapılması gerektiği sanrısı, 2) “robot” kavramının ne manaya geldiğinin yeterince anlaşılamamış olması.

Robotu yapan Mevlevi Dedesi ve ekibi ile dalga geçme hadsizliği göstermeden önce, bu kişilerin o dönemde, konu ile ilgili robotik işlemlerde zaten uzman olduklarının farkına varmak gerekir. Robot kelimesinin anlamı, “ön tanımlı işlemleri tekrarlı bir biçimde gerçekleştiren” demektir. Bu tanıma uyan her aygıt, robotik işlem yapmaktadır. Bu bağlamda, guguklu bir saatin her saat başı birtakım ön tanımlı mekanik işlemleri gerçekleştirmesi de robotik bir işlemdir. Bu husus da Sırdaş 5. bölümün sonunda yeterince açık bir biçimde belirtilmiştir: “İslâm bilginleri, robot diye tabir edilen çalışmaları asırlar önce yapmıştır. Fakat bilinen ve işlevi olan ilk robot Alâmet’tir. Robot terimi, önceden programlanmış komutları yerine getiren mekanik vs. cihaz demektir. Çok azı insana benzer.” Ayrıca, kelime olarak “robot” şeklinde geçmese de, işlevsel olarak robotik işlemlere ve bu işlemleri yapan, insanlara ve hayvanlara benzeyen ve benzemeyen bir çok aygıt, milattan önce tarihlere kadar uzanan bir tarih yelpazesinde, araştırıldığında görülecektir. “Robot” kelimesi bugünkü anlamıyla, ilk defa 1920 yılında Çek yazar Karel Capek’in Rossum’s Universal Robots adlı tiyatro oyununda geçmiştir. Esas kelime kökü ise Slav dillerinde kullanılmakta olan “robota” kavramına dayanmaktadır; “zorla çalıştırmak” anlamındadır ve feodal sistemde köylülerin toprak ağaları altında zorla çalıştırılmasına yönelik kullanılmıştır.

İkinci cehalet noktası ise, tüm bilim ürünlerinin ve buluşların, sadece bilindik merkezlerden ve bu merkezlerdeki çalışanlardan gelmesi gerektiği yanılgısıdır. 1905 yılında Einstein uzay, zaman ve madde konularında modern fiziğin temellerini sarsacak ve değiştirecek dört adet bilimsel makale yayımlamıştır. Bu makalelerin yayımlandığı tarihte Einstein, bir üniversitenin fizik bölümünde öğretim üyesi değil, İsviçre patent ofisinde çalışan bir memurdur; yani bu buluşları sanıldığı gibi akademik bir kurumda veya ortamda yapmamıştır. Ancak burda ince bir nokta vardır: zaten akademik kıskaç altında olmadığı için diğer akademisyenlerden farklı bakış açıları ile konuya eğilebilmiş ve onlardan farklı sonuçlar ortaya koyabilmiştir. Mevlevi Dedesi ile dalga geçmeye yelteniyorsun madem, git Einstein’la da dalga geç bakalım ne olacak. Geçemezsin, adamı silindir gibi ezerler.

Türen’in diğer bir manipulasyonu da, Pana Film’in Alamet Robot’u film yapma projesnin iptal olma nedenidir. Bu projenin iptal olmasının nedeni, güya Alamet’in gerçek olmadığının anlaşılması olarak gösterilmeye çalışılmıştır; halbuki gerçek neden, Pana Film temsilcilerinin bu işe girişirken, kaynağın sahibi Oktan Keleş’ten izin almaması, bu hak ihlaline yönelik sürecin mahkemeye taşınması ve mahkeme sonunda da Pana Film’in tokat yemesidir. Bu durum da Onaltıyıldız’da ayrı bir yazı olarak yayımlanıştır: https://www.onaltiyildiz.com/?haber,6018

Bu manipülasyon tekniği, “referans kişi” veya “kanaat önderi” manipülasyon tekniğidir. Bir fikre inandırılmak istenen topluma fikir açıklanırken, toplumun bilip tanıdığı ünlü veya uzman kişilerin desteklerinin de katkısıyla inandırma amacı daha kuvvetli gerçekleştirilmeye çalışılır. Böylece aşılanmaya çalışılan fikrin, toplumların zihnindeki mantıklı sorgulama ve eleştirme süzgeçlerine mümkün mertebe az takılarak bilinçaltına ulaştırılması hedeflenir. Bu bağlamda, sırf bu amaca hizmet etmek için toplumların ilgi gösterdiği her konuya yönelik ünlüler ve uzmanlar üretilmektedir. Yurttaşlarımızın, eleştirel düşünme yetilerini zayıflatacak bu tip ünlü, uzman, referans hamlelerine karşı teyakkuzda olmaları gerekmektedir.

16 YILDIZ

Bu haber 7,501 defa okundu.