Kinler Arası Diyalog
Haçlılar Bayrak Gösterdi…
“Sürpriz Yok, Piri Reis’in Haritasının Rotasına Devam” (http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=538) analizimizden sonra gelişen olaylarla ilgili ikinci bir analiz yazmak elzem oldu.
On Altı Yıldız’da yapmış olduğum analizden kısa bir süre sonra 'analizimi' destekleyen gelişmelerin olduğu okuyucularımızca malumdur. Bu konuya girmeden şimdi bir başka açıdan pencere açacağım:
Bu arada şu kısa anekdotu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’nin en meşhur strateji uzmanı olan bir isim geçen gün beni arayarak, “Oktan Bey, analizlerinizi büyük hayret ve ilgiyle izliyor, takdir ediyoruz. Keşke analizlerinizde mistik öğeleri, metinleri kullanmasanız” dedi. Bu anekdotu şunun için sizlerle paylaştım: İşin püf noktası da bu mistik öğelerdir. Çünkü örtülü savaşta bu argümanlar kullanılıyor. Ama bazıları bunları komplo olarak görüyor o da ayrı.
Şimdi konumuza dönelim:
Neden 19 Mart Seçildi?
Libya’ya düzenlenen askeri saldırılar için neden 19 Mart tarihi seçildi? Hatırlayacağınız gibi Irak’ın işgali de 19 Mart’ta başlamıştı. Neden iki ülkeye de aynı tarihte saldırı düzenlendi?
Bu konuyla ilgili bilinmeyen bazı bilgileri sizlerle paylaşalım: 19 Mart seçilmesinin sebebi, 1866 tarihinde gizlidir. Konuyu fazla uzatmadan özetleyecek olursak; o tarihte yani 19 Mart 1866'da Osmanlı Devleti, Süveyş Kanalı'nın açılması konusunda izin verdi. Osmanlı Devleti, ilk kazmayı o tarihte, tüm İslam dünyasının temsilcisi olarak Süveyş Kanalı'nın açılması için vurmuştur.
“Bunda ne var” diyeceklere şunu söyleyelim. Bu kanalın açılmasıyla o günkü Yahudi ve uzantısı gizli Hıristiyan teşkilatları ayağa kalkmışlardı. Gerekçeleri de şuydu:
“Siz nasıl Hz. Musa’nın yardığı ve bir yerde bıraktığı Kızıl Deniz’in devamını (yarar) yani Süveyş Kanalı’nı açarsınız?” Konu çok daha detaylı olup fazla ayrıntıya girmeden şunları belirtelim: Onların inancına göre; o denizin devamını ikinci kez, Yehova son Kral eliyle açacaktır. Bu da onların kendi inançlarına göre "büyük bir işaret" olacaktır.
Oysa kanalı, o tarihte (19 Mart’ta) onların Kral’ı açmamış, Müslümanlar, zahirde fiziki olarak yapılmasına izin vermişlerdir. (Böylece bekledikleri "büyük işaret" sekteye uğramış oluyordu.)
Şimdi birileri yine çıkıp, yok o günlerde İngilizler ve Fransızlar vs bu kanalı açmak için destek vermişlerdir. Yeni İpek yolu vs ticaretinden işin jeopolitik ayaklarından söz edeceklerdir. Biz olayların görünen değil, arka planındaki büyük oyundan söz ediyoruz.
Şimdi 1866 yılındaki Papa kimdi? Papa Pius Nonus'du.(ETRURYA HAHAMLARINDAN.) Yani tıpkı bugünkü Papa gibi Yahudi asıllı idi. Papa Pius’da doğal olarak şiddetle kanalın açılmasına karşı çıkmıştır.Papa bu olayı hazmedememiştir.
Papa Pius, şu anda Vatikan kütüphanesinde bulunan günlüğüne 19 Martı not edip şunları yazmıştır:
Tevrat’tan Tesniye Bab: 19.Ayet. (Rakama dikkat: 19) Benim ismimle söylediğime itaat etmeyenlerden intikam alacağım...
Yine İncil’den, İsa Luka 19.Bölüm. (Rakama dikkat: 19) 27.Ayet : oda şöyle dedi 'kimde ne varsa verilecek kimde ne yoksa ondan alınacak,beni kral kabul etmeyenler GÖZLER ÖNÜNDE kılıçtan geçirilecek.'
GÖZLER ÖNÜNDE ibaresine dikkat edin lütfen. Olup bitenler tüm dünyanın gözleri önünde, televizyonlarda olmuyor mu? Görmeyen var mı?
Böyle kin olur mu diyenlere, bize somut örnek göster diyenlere, İstanbul'da malum yerdeki KİN KAPISINI ziyaret etmelerini öneririm ve neden adının KİN KAPISI olarak kaldığınıda öğrenmelerini rica ederim.
İkinci 19 vakası ise 19 Şubat 2011’de olmuştu? O tarihte ne olmuştu: İran’ın iki savaş gemisi Süveyş Kanalı’na girmişti. İsrail ve ABD, İran’ın bu hareketini büyük bir provokasyon olarak dünyaya ilan etmişlerdi. 20 Şubat 2011 tarihinde ve sonraki günlerde İran’ın bu hamlesi tüm dünya medyasında geniş bir şekilde yer almıştı.
Hadise 19 Şubatta gerçekleşmiş, 20 Şubatta medyaya düşmesi bu olayı gözden kaçırmıştır.
İsrail, İran’ın bu hamlesinin mutlaka karşılık görmesini ısrarla istemiştir. İsrail ısrarla misilleme yapılmasını ABD ve AB’den talep etmiştir.
Neden 19 Mart daha çok açıklaması var, zaman yok. Piri Reis’in haritasındaki sırlarında 9 rakamlarını ve gemi sırların iki tv kanalında uzunca anlattım.( http://www.mpl.com.tr/program-arsivi.html(Bab-ı Sır programı 11.Bölüm) ve http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=342 ) Piri Reis’in rotasını izlemeye devam.
Şimdi diğer konuya geçelim. Neden İngiltere, Fransa ve ABD Libya’ya müdahale ediyorlar? “Demokrasi getirecekler” yalanlarını biz daha önce Irak’ta görmüştük. Önce o ülkelerdeki diktatörleri kullan, sonra da işin bitince ayrı bir senaryo ile işlerini bitir. Libya’nın doğal kaynaklarına, stratejik konumuna göz dik.
Burada çok önemli bir oyunun oynandığını ifşa edelim inşallah. Gözden kaçan en önemli oyun: ARAP COĞRAFYASINDA ÇEŞİTLİ SEBEBLERDEN OLUŞAN UYANIŞ HARAKETLERİNİ KONTROL ALTINDA TUTMAK İSTİYORLAR. YANİ “EFENDİNİZİ BİLİN” DİYORLAR. MÜDAHALENİN BİR YÜZÜDE BUDUR.
Yine daha önce yazdığım analizimde olduğu gibi sarsıcı bir terör eyleminden Müslümanları sorumlu tutma planını daha medyaya yansımamışken yazmıştım. Bugün konuşulan psikolojik haber şu: Dünya, Libya’nın olası bir terör faaliyetinden dolayı korkuyor.
İsrail, her zamanki gibi yine ikili oynuyor. Kaddafi’ye kriptolu mesaj yolluyor. İsrail, kriptolu mesajında Kaddafi’ye diyor ki: “Diren kardeşim!”
İsrail bu seferde aynı anda ABD Başkan’ı Obama’ya mesaj yolluyor: “Daha ne kadar duracaksın, neden müdahale etmiyorsun?” İsrail, “tavşana kaç, tazıya tut” diyor.
Kaddafi müdahaleyi meşru kılmak için konumu itibari ile elinden geleni yaptı. Onların ekmeğine yağ sürdü.
Geldiğimiz bugünkü noktada: Türkiye kesinlikle NATO’nun olası müdahalesine şiddetle karşı çıkmalıdır! Bölge ülkeleri nezdindeki imajını korumalıdır. Zira bu müdahaledeki bir projede, Türkiye’nin olumlu imajının zedelenmesine yöneliktir.
İkinci “ONE MİNUTE” deme zamanı gelmiştir. Güç dengesi için hızla ASYA Birliği kurulmalıdır. Bu birlik, inşallah yeni oluşumların da temeli olacaktır.
Türkiye seçim atmosferine girdi ama bölgedeki basiretini zaafa uğratmamalıdır. İslam dünyasındaki ülkeler şunu görmelidirler: Üretmeden, hazır yiyenlerin ve belli bir ehil güç ekseninde birleşmeyenlerin akıbetini ortadadır. Ehil güç hiç şüphesiz TÜRKİYE’DİR...
IRAK’TA, AFGANİSTAN’DA, BOSNA’DA, FİLİSTİN’DE, PAKİSTAN’DA ve diğer İslam ülkelerinde akan Müslüman kanının "KİNLER ARASI DİYALOGTAN" bilinmesi gerekir.
BAKARA SURESİ 120. AYET: “SEN ONLARIN DİNİNE UYMADIKÇA SENDEN HOŞNUT OLMAZLAR…”
MAİDE SURESİ 51. AYET: “YAHUDİ VE HIRISTİYANLARI DOST EDİNMEYİN ONLAR BİRBİRİNİN DOSTUDURLAR...” BEN BU AYETLERE İNANIRIM.
Ama bu şu demekte değildir; onlarla evrensel dünya sorunlarında, ortak diplomasi (EŞİT KOŞULLARDAOLMAK ŞARTIYLA) yapmayalım, siyaset yapmayalım...
Diğer yandan medyada kulaklara şu üflenmektedir: Papa, Libya için deklarasyon yayınladı. Oradaki sivilleri koruyun vs.
Papa İslam dünyasının Halifeliğine mi soyunuyor? Daha ne zamana kadar İslam dünyası Papa’nın İslam dünyası üzerindeki hamilik rolüne, samimiyetsiz sözlerine tahammül edecektir! Koskoca İslam dünyasının sözcüsü Papa mıdır? Papa'nın bu girişiminide medya tarafından iyi bir şeymiş gibi lanse edilmesi de oldukça düşündürücüdür.
Öyle ise BÜYÜK TÜRKİYE ideali etrafında tüm İslam coğrafyası ve Türk Devletleri birleşmelidir.
Türkiye süreci iyi okumalıdır. Çünkü tüm coğrafyanın sorumluluğu Türkiye’nin omuzlarındadır. Yapılan bu müdahalelerin BÜYÜK TÜRKİYE'NİN önünü kesme arzuları olduğu da gözden kaçmamalıdır.
Artık İslam dünyası, gıyabi cenaze namazları kılmaya ve İslam dünyasının önde gelen isimlerinin taziye ve üzüntü mesajlarına ne kadar dayanacaktır? Bunu da zaman gösterecektir.
Saygılarımla.
Oktan Keleş
oktankeles@gmail.com
onaltiyildiz@gmail.com
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle