Geçtiğimiz günlerde Gazete Çankaya’nın 64. sayısının 20. sayfasında bir analiz yer aldı. Konu, 16 Yıldız okuyucularının yakından bildikleri bir konuydu: Su Perileri...
Yazar, konuyu öyle bir anlatmış ki; Su Perileri’nin gerçeğini bilmesek, oturup yazar ile birlikte o perilerin haline ve sürgün edilişlerine ağlayacağız.
Bakın nasıl anlatıyor yazar Su Perilerini:
“... Bronzdan dökülen, ellerinin üzerinde taşıdıkları fıskiyeden sular taşan,ayaklarının dibinde oynaşan Eros’larla ‘hafiften çıplak, güzel’ perilerin İtalyan bir heykeltraşın elinden çıktığı rivayet edilmekte…
‘Edilmekte’ diye yazıyoruz çünkü ‘kesin bilgi’ hiç bir kayıtta yok… Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt olan Periler, 1924 yılında dönemin Belediye Başkanı (Şehreminisi) Asaf Bey tarafından Ankara’ya getirildi. Kimi kaynaklarda Napoli’den kimisinde ise Viyana’dan geldiği söylenen Periler’in ilk durağı Hacettepe Parkı’ydı...”
Yazar, Su Perileri’nin oradan oraya sürülüşünün ve son olarak da Ankara’daki Cer Modern’in önündeki havuzda bu sürgünün sonlanmasının acıklı(!) hikayesine şöyle devam ediyor:
“Cer Modern’de mutlular mı? Perilerin yeniden ulusal medyanın gündemine gelmesi ve unutkan kente hatırlatılması için 16 yıl geçti. 16 yıl susuz bırakılan güzel perilerin belediye deposundaki hali fotoğraflanınca, Başkent’in gündemine yine ‘pat’ diye çıktılar. Dönemin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın demeçleri Ankara medyasını süsledi ve Su Perilerimiz yine yeniden kurtuldu....”
http://www.gazetecankaya.com/images/gazetec_64.pdf
Şimdi, biz Su Perileri’nin gerçeğini bilmesek, bu anlatılanlara inanabilirdik. Belli ki, bu yazar da işin aslını bilmediği için oturup böyle duygusal bir yazı hazırlamış. Mesele heykel meselesi değil... Uluslararası oyunların nasıl da masumane bir şekilde millete sunulma meselesi...
Su Perileri Heykeli neden oradan oraya sürgün ediliyor?
Emir Yıldız’dan-Deruni Türkiye Romanımızda “SU PERİLERİ (2. ŞİFRE)” başlığı altında bu soruya cevap vermiştik. http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=401
O yazımızda özetle:
“1924 yılında İtalya’dan gelen bu heykel, aslında VATİKAN’IN bir eseridir. VATİKAN'ın hediyesi olduğu ise sonradan anlaşılacaktır.
Bu “su perileri” heykelleri, kendilerince, 2.şifre’dir. Ayasofya’daki Meleklerin yüzünün açılması birinci şifredir.
Bu heykelin “yeniden” dikilmesi –kendilerince- 2. şifrenin ilk adımıdır. Esas şifre İzmir, Allianoi’deki "su perilerinde" gizlidir.
Ankara’daki bu heykel, aslında VATİKAN tarafından, İzmir’e gönderilmek için tasarlanıp, hazırlanmıştır. Ancak, Ankara’nın Başkent olması nedeniyle -sözde hediye olarak- Ankara’ya gönderilmek zorunda kalınmıştır. Burada heykelin yönünün, İzmir’den Ankara’ya çevrilmesinde, Gazi Paşa’nın dahli olduğunu hatırlatalım. Gazi Paşa; "madem hediye gönderiyorlar, o zaman İzmir'e değil, Ankara'ya göndersinler" diyerek, heykeli İzmir'e göndertmemiştir.
Sakın bir yanlış anlama olmasın. Bizim bu veya başka heykellerle bir alıp veremediğimiz yok. Bizim işimiz, bu heykelin ardında yatan gerçeklerle. Bizim işimiz, bu heykeli sembol olarak gören bazı art niyetli kişilerle. Bu heykelleri bahane ederek; Türk Devlet’inin gücünü sınamaya kalkışanlarla bizim işimiz.
Neden bu heykelin Türkiye’ye asıl gönderiliş yeri İzmir olduğu gizlenir ve neden İzmir özel olarak seçilmiştir? İzmir’in seçilmesinin nedeni masallarda anlatılan hikaye yüzünden mi?
Bu işin sırrı, antik Allianoi kentinde gizli. Buradaki sır -sözde- kendi inanışlarından kaynaklanmaktadır.
....
Ankara’daki "su perisi" olarak bilinen heykele baktığımızda, su perisi dev bir kaseyi tutar. O kase, Hz. İsa’nın yıkandığı kaseyi sembolize eder? Ankara’daki su perisi heykeli, Allianoi su perisi heykeli… Güya şifreler peş peşe açılacaktı....”
Vatikan’ın bu sembol heykeli zaman zaman medyamızda gündeme getirilerek konu hala diri tutuluyor. Vatikan’ın niyetinden haberi olmayan; yazar/idareci/ akademisyen vs. gibi kişiler de Su Perileri’nin bu sürgün hikayesine üzülüyorlar.
Vatikan için önemli bu heykel, bizim için niye önemli olsun ki?
Yüzyıllardır süre gelen hesaplaşmaları bilmeyenler; oturup Vatikan’ın paganları için ağıt yakarlar... Su Perileri’nin ‘mutsuz’ oluşuna üzülürler...
Emir Yıldızdan
8Aralık 2014
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle