En Sıcak Konular

Ayşe Sevim İle Şair ve Yazı Üzerine

8 Ağustos 2011 09:04 tsi
Ayşe Sevim İle Şair ve Yazı Üzerine Ayşe Sevim ile tanıştık, sohbet ettik. Sohbetlerimizin birisini sizin için gerçekleştirdik.

Ayşe Sevim ile bir etkinlikte tanışma fırsatımız oldu. Kendisini şair olarak biliyorduk. 2004 yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nden Çocuk Edebiyatı dalında ödül aldığından haberdardık. Tanışma ile başlayan konuşma, koyu bir sohbete dönüştü. Şiirden, kitaplardan ve çocuklardan bahsettik.

Siyahı bir akrabam olarak görüyorum

“Ayşe Sevim kimdir” demeyeceğim. İzmitli, Tarih okudu... Kitapları, şiirleri var... Bu kadar mısınız. Oysa bunlara daha neler eklenir neler...

Bilmem, biraz düşüneyim. Kedileri ve çocukları çok seviyorum. Siyahı, renk olarak değil de, çok saygı duyduğum bir akrabam olarak görüyorum.  Cam kırılma sesi bana huzur verir. Düdüklü tencere sesinden ise korkarım.  Trene bindiğim zaman vagonları dolaşmazsam çok rahatsız hissederim. Vs. vs. vs.

Yazarlar ve Aşkları, Ayşe SevimŞule Yayınları’ndan çıkan hayli ilginç bir kitabınız var: “Yazarlar ve Aşkları”. Kitabın hazırlanması zorlu bir süreç olmuş gibi görünüyor...

Zordu. Yazmanın en mühim kurallarından olan “Empati kurma”  bu kitabın özünü teşkil ediyor. Çünkü ben “Neler yaşandığını değil, neler hissedildiğini” yazmaya çalıştım. İnsanları âşık olduklarında gece dolaşan ateş böceklerine benzetiyorum biraz. Bir yanıp bir sönen müthiş bir ışıltı. Gelin sanatçının durumunu siz düşünün. Normalde arızalı tarafı olan, dünyaya herkesin baktığı açıyla bak-a-mayan sanatçı âşık olunca nasıl bir hal alır? Keskin bıçak gibiydi konu, fakat güzeldi.

Sanırım cevabı bilmiyorum

Aslında aklıma şöyle bir soru da geldi; “insan yedikleridir” denilir ya.. İnsan aynı zamanda aşık oldukları mıdır? Kendince, cürmünce, olmak istediklerine, yakınlaşma arzusunda olduklarına, sahip olabileceklerine ya da rahatça acı çekebilecekleri kişilere mi aşık olur insan? Bu sorunun şöyle bir ayağı da var; bir şairin-yazarın aşkı /satırlarını beslemesi gerektiği için belki/ daha mı acıklı olmalıdır?

“İnsan yedikleridir” demeyelim. Madde yani, çok kuvvetli bir söz bu. İnsan, Rabbinin ruhundan ruh üflediği bir şeydir. Sorunun diğer kısımlarına gelince sanırım cevabı bilmiyorum. Herhalde  durumun maşukla ilgisi yok. Aşık olanla alakası var. Kişi acı çekmeye yatkınsa, muhatabı ne kadar olumlu da olsa o acıyı çekiyor. İlişkide bir pürüz oluşturabiliyor. İnsan aşık oldukları değildir ama aşkı yaşarken “yakalandığı hal” kendisidir, özüdür diyebiliriz belki. Şairin yazarın beslenmesi için aşk daha acıklı mı olmalıdır sorusuna gelince.. Gerçek sanatçı yaşadığı her şeyi olduğu gibi aşkı da daha pürüzlü yaşar, evet. Fakat bunu bilinçli bir şekilde gerçekleştirmez. Doğasından kaynaklanır bu. Şair-yazar zaten arızalıdır. Normal hayatın akışında o arıza herkesin yaşadığı şeyi, herkes gibi yaşayamamasını sağlar. Gerçi bir de deneyim pazarına çıkmış yazan çizen takımı var. Yazmak için hep daha farklı, karmaşık şeyler yaşamaya çalışan, buna hakkı olduğuna inanan kişiler bunlar. Bu ne yazık ki hastalıklı bir hal. Bu arada bir sürü kalp kırılıyor, hakka giriliyor vs… Müslüman ahlakına da uymuyor zaten.

Güneşe Yolculuk, Ayşe SevimÇocuklar nasihati sevmez ki!

Güneşe Yolculuk” bir çocuk kitabı. Bu kitapla 2004 Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı ödülünü aldınız. Hikaye oldukça güzel, bir kız çocuğuna, peygamberi anlama yolunda nesneler yardım ediyor. Çocuklar için kitap yazmak bir sorumluluk gibi geliyor bana, hele ki dinî konularda. Sizce de öyle mi?

Çocuklar için yazmak da, büyükler için yazmak da sorumluluk gerektiriyor. Dinî konuda yazmak ise çok daha fazla  sorumluluk istiyor.  Fakat biz işi abartıyoruz. Sorumluluk meselesi deyip çocuk kitaplarını nasihat eder tarzda yazıyoruz. O yaşta kim nasihati sever? Ben sevmezdim. Siz sever miydiniz? (GYY burada dayanamadı, araya girdi: Nasihatin kötü bir şey gibi algılanması, gösterilmesini hiç sevemedim sayın muhabirim ve değerli Ayşe Sevim Hanım, yersiz nasihat, muhatabını bulamamış nasihat belki kötüdür; bunu yapmak nasihata da zulüm etmektir.)

Sanırım sevmezdim, evet...

Tahmin etmiştim, hiç sever tarzda biri gibi gözükmüyorsunuz zaten.

İnsan Yayınları'ndan çıkan bir kitabınız var: “Feminizm”. Günümüzde sıkça eleştirisi yapılıyor feminizmin. Kadını köle gibi görüp, evinden zorla uzaklaştıran bir yana da sahip olduğu söyleniyor. Bunun yanında, “İslamî Feminizm” gibi bir sıfat da çıktı ki, akıllara zarar. Kitabınızın inceleme ağırlıklı olduğunu biliyorum, şunu sormak niyetindeyim: Neden bu konuyu işlediniz?

Kadın konusunu eskiden beri severim, fakat bu konuda kitap yazmak gibi bir niyetim yoktu. Üniversitede bitirme ödevim, Osmanlı’da kadın hareketleriyle alakalıydı. Eşim o ödevi kendi araştırma sitesinde yayınlamış. İnsan Yayınları metni internetten okuyunca klavuz kitaplar serisindeki Feminizm çalışmasını yazmayı bana teklif etti. Bayıldım çünkü kadının tarih içindeki rolü beni hep cezp etmiştir. Kitap, feminizmi kötüleyen yahut öven bir çalışma değil. Tarihçi bakış açısıyla hazırlanmış geniş ansiklopedik bir madde.

Çaysız yazı mı yazılır?

Biraz daha farklı şeyler de sormak geçiyor aklımdan. Üç çocuğunuz var. Günleriniz nasıl geçiyor mesela?

Çocuklarım ufak olduğu için genelde evdeyim. Zaman daha yavaş işliyor böylece. Şehir ellerini camımdan içeriye pek sokamıyor.

Yazmak için özel mekan ve zaman kollar mısınız?

Eskiden evet. Hatta belli yerlerin ve belli zamanların dışında yazamıyordum. Artık böyle şımarıklıklar yapamıyorum. Üç çocuğumun bana bıraktığı zaman parçalarını iyi-kötü demeden değerlendiriyorum. Tabii eşimin muhteşem desteğini de unutmamam lazım. Çay yapıyor mesela. Çaysız yazı mı yazılır?

Taburcu, Ayşe SevimYazar ve şair daha hassas olmak zorunda mıdır? Yazdıkları bir amaca hizmet etmeli midir mesela? Sizin yazarken önceliğiniz nedir?

Eskiden tek amacım sanattı, artık değil, olsa çocuk kitapları yazmam zaten. Önceliğim hâlâ sanat ama tek amacım sanat değil.  Bir sanat irca ederken önceliğinizin sanat olmaması, yaptığınız işi sanat olmaktan çıkarır. Bunun da Allah’ın istediği bir şey olduğunu zannetmiyorum. Belgesel çeken birini düşünün, önceliği konuyu kendi fikirlerine uygun bir belgesel çekmek olursa, bir sürü sıkıcı, gereksiz, fazladan şeyleri de yaptığı çalışmanın içine koyar. Ortaya da propaganda çalışması çıkar. Önceliği iyi bir belgesel çekmek olursa, fazlalıkları, nasihatleri vs. atar ama bakış açısı o çalışmanın içine siner. Söylemek istediğini söyler yani. Ben insan fıtratının bir şeyi direkt almaya müsait olmadığını düşünüyorum. Sanat vasıtasıyla vermek, ama arada sanatın hakkına girmeden..  Allah’ımız bile bize bir şey anlatacakken Kur'an'da kıssalara başvuruyor. Direkt anlatmıyor. Hz. Yusuf’la kıskançlığı, kardeş ilişkilerini, eş ilişkilerini, hırsı vs. öğretiyor. Madde madde izah etmiyor durumu. Sanatsal yönü zayıf olan yazan çizen takımının da “ Ben hizmet ediyorum, bunlar dini yönü olan metinler” diyerek edebiyat ortamında yer işgal etmelerini de istemiyorum açıkçası.

Yeni şiir kitabı yolda!

Yeni kitap çalışmalarınız ya da farklı alanlarda planlarınız var mı?

Yeni bir şiir kitabı, bir iki çocuk kitabı var tezgâhta, bakalım.

Sizi tanımak ve sizinle sohbet etmek çok güzeldi. Çok teşekkürler.

Ben teşekkür ederim.

Sümeyye Karaarslan Ayşe Sevim’le sohbete doyamadı

dünyabizim

Bu haber 3,721 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,808 µs