Sihirli Perdenin Büyü Merakı

13 Temmuz 2011 09:21 tsi
Kendisi de başlı başına bir büyü olan sinema, tarih boyunca insanı meşgul eden büyü olgusuyla ilk kez haşır neşir olmadığı gibi, son kez de olmayacak.

 

Sihirli perdenin büyü merakı

Kendisi de başlı başına bir büyü olan sinema, tarih boyunca insanı meşgul eden büyü olgusuyla ilk kez haşır neşir olmadığı gibi, son kez de olmayacak
 
 Harry Potter son serisiyle vizyona girerken bir çok soru da aydınlanacak. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları - Bölüm 2” Harry Potter film serisinin son macerası ve merakla beklenen son filmin ikinci bölümü. Serinin finalinde, iyi ile kötünün mücadelesi büyücüIük dünyasını büyük bir savaşın içine sokmuştur. Tehdit hiçbir zaman bu kadar büyük olmamıştır ve artık hiçbir yer güvenli değildir. Bu arada, Lord Voldemort ile son karşılaşmasına gittikçe yaklaşan Harry Potter’ın en büyük fedakarlığı yapması gerekecektir. Sinema ve büyü çok sık yan yana gelen, bir arada kullanılan iki kavram. Gelin, sinemanın büyüye nasıl baktığını, büyücüleri nereye koyduğuna bir göz atalım. Kendisi de başlı başına bir büyü olan sinema, tarih boyunca insanımeşgul eden büyü olgusuyla ilk kez haşır neşir olmadığı gibi, son kez de olmayacak. Büyü, kimi zaman doğrudan, kimileyin de dolaylı olarak karşımıza çıkıyor sinemada. ‘La Notti Di Cabiria’dan başlayarak, ezilmiş insanların batıl inançlarınınmodern dünyada nasıl sömürüldüğünü anlatan Fellini filmlerinden, “Kılıç ve Büyü Filmi” olarak çevirebileceğimiz bir alt türe kadar, pek çok şekilde gündeme geliyor. Başka bir deyişle, bir tema olarak ele alınabildiği gibi, tasvir edilen dünyanın alelade bir parçası, hikayenin olmazsa olmazı şeklinde de tezahür edebiliyor.

BİRBİRLERİNE GİRDİLER

Tabii ki en çok fantezi türünde filmlerde görüyoruz büyü ve büyücüleri. 2000’li yıllarda önce Yüzüklerin Efendisi serisi, ardından da büyücülük okulu esprisiyle bağlamı bir parça daha ileriye götüren Harry Potter filmleri sayesinde hayatımızın adeta bir parçası oldu bu olgular. Daha önce hiç olmadığı kadar büyü edebiyatınamerak, büyücülere de hayranlık duyan bir seyirci kuşağı yetişti. Yüzüklerin Efendisi’nin Gandalf’ını sevmeyen, ondan etkilenmeyen var mı acaba! Türün öteden berimeraklısı olanlar, Gandalf’ı, John Boorman’ın, 1981 yapımı su katılmamış bir başyapıt olan ve Yüzüklerin Efendisi’ne kadar fantezi sinemasının medarıiftiharı konumunda bulunan ‘Excalibur’un Merlin’iyle karşılaştırmadan edemediler.

EN GÜZEL MASAL

Merlinmi Gandalfmı diye internet forumlarında birbirlerine girdiler. Saruman, Dumbledor ve Voldemort’u işin içine katanlardan bahsetmiyoruz bile. Teknolojinin bunca ilerlediği, aklın ve pozitif bilimlerin her şeyin önünde addedildiği bir zamanda büyü ve büyücülük cazibesinden bir şey kaybetmiyor belli ki. Daha fetiş bir hal alıyor hatta. Barbar Conan gibi bir kahraman, maceralar boyunca karşısına çıkan o akıl almaz yetenek ve güçteki büyücüler olmasa, bu kadar büyüyebilir, sevilebilir miydi acaba? Oz Büyücüsü, sinemada anlatılmış en güzel masal değil midir hâlâ? Daha uzun yıllar sinemanın büyüsüyle, büyücülerin bizi koltuğumuzamıhlayan büyülerine kapılacağımız aşikar...

Bugün/Rasih YILMAZ

 

Bu haber 5,472 defa okundu.