En Sıcak Konular

Kafesteki Cenin Üzerine

28 Haziran 2020 08:22 tsi
Kafesteki Cenin Üzerine Nihal Kaya Yazdı: Kafesteki Cenin Üzerine

KAFESTEKİ CENİN

 İnsan Yaradan’ın kendisine programladığı fıtratını yaşamamakla “kafesteki insan” gibiydi. Üstelik kafese kendi kendini tutsak  ediyordu.(.Kopuz Ata 2)

 


Düşünün demişti sultanımız bir OL deyişte kaç merhale var. Topraktan yaratılan Âdem’de oluşum, gelişim, süreç var. Hepsi bir anda olan bir şey değil. Âdem’in toprağı yoğrulurken(görevlilerine kendi ilmiyle yoğurttu.) ,suyla mayan kurumaya bekletilirken sessiz sessiz yoğurmuştu. Sonra bir kıvama geldiğinde bir su üzerine döktürdü.Can verdi.Ama henüz suretin yoktu.Canla beraber toprağın hakikati olan iradeyi de verdi.Candaki sır irade ile dedi ki :”şimdi sen kendi kendini yoğur;kendi kendinin şekil ve suretini..” Doğunun içindeki özü yaratmıştı Yaradan. Sen kendini daha toprakken, bir suretin oluşmamışken, bu iradeyle kendi kendine 2. Kez yoğurmuş oldun.Kıvam vermeye kalktı,suyunu çıkardı.Bizzat kendi kendimizi yoğuruş çabamız birçok vehimlere dalmamıza sebep oldu.Debelendi durdu.  Doğu tüm yaratılmışların öznesi olan sensin,batı ise senin kendi kendini yoğuruşun,sen den yansıyan alemler..(ANT 1 kitabından) Allah topraktan olan ademi ham madde olarak ,yarattı ,yoğurttu da taklitçi olan şeytan  hiç boş durur mu ?o da yeryüzünde 3. Kez yoğurmaya kalktı.

Yeryüzünde de şeytan acaba bizi yoğuruyor mu?

Toprağımız, özümüz, GDO  denilen, genleriyle oynanmış ,müdahale edilmiş tohumlarla oynanıp, yoğuruluyor. Ve her tohumun devamiyeti olan bilgiye müdahale ediliyor, bir sonra ki nesline taşıyamıyor. Dünya da bir tohum değil mi? Kulbak Bilge sayfa (378) “Dünya bir tohum, ekilir toprağa fidan olur, yine tohum verir, ekilir başka bahçeye. Dünya saksı, sen fidansın ..”

 


Kafesteki cenine müdahale, dünya tohumuna müdahale bir manada. Dünyanın etrafını saran uydular, tohumu saran bir kafes gibi adeta. Ve ham maddemiz olan toprak mikro plastikle doldu. Sultanımız bir sohbetinde şöyle demişti: Denizlere atılan plastiklerden dolayı kumlarda mikro plastik olduğu ortaya çıktı.Doğa belki de bize bir yapay zeka plastiği ürettirdi.Bu plastik yapay zekanın bir sonraki ana maddesini oluşturacak .Yapay zeka insana kendini inşa ettiriyor,surete büründürecek.Bunun ana maddesi ne olabilir?Plastik.Ama sade plastik değil ,kumlarla karıştı. Yani organik, inorganik maddeye karıştı. Beraber aynı bir nutfe gibi, erkek –dişi  yumurtasının birleşimi bir maddeye dönüşüyor..

Sultan Babam deccali sistemin ana ve ara evrelerinde insanoğlunun neler yaşayacağını merhale merhale, bütün kitaplarında ve sohbetlerinde anlatmıştı.Yaşananlar ilk değildi.Yapay zeka eski kadim kavimlerde de olmuş,insanlığın bir süre sonunu getirmişti.Sanki hiç yaşamamışlar gibi olan çağ tekrar ediyordu. Kulbak Bilge( sayfa 69 ) Latif Baba : “Düşünün bir film çekiliyor, oynuyor, seyredenler seyrediyor ve filmin bütün kayıtları siliniyor. Çağlar geçiyor unutuluyor. Sadece filmde oynayanlar biliyor, kalıyor. Ben de ordaydım.”                                     

Peki sanki hiç yaşamamışlar gibi unutulan zamanlar, bilinçlerin silindiği çağ acaba eksi zaman mıydı?

Kulbak Bilge 412. Sayfa: Zamanın işlemediği çağlar oldu. Eksi zaman, artı zaman, bir de sıfır noktası var (ara zaman)  

HUD 67: Zalimleri korkunç ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.

HUD 68: Sanki orda hiç yaşamamışlardı. Semud halkı rablerine nankörlük ettiler. Semud kavmi yok olup gitti.

HUD 94: Azap emrimiz gelince, Şu’ayb’ı ve onunla birlikte iman edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

HUD 95: Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki Semud milleti Allah'ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı.*

Sesle helak olan kavimler ile ilgili ayetler  de; deccalin ordusunu oluşturacak, o frekansı yiyen topluluğa işaret olabilir mi?Hiç yaşamamışlar gibi ..Hepsinin sonu aynı diz üstü çöküp kalma ,sanki deccali sisteme secde etme gibi düşünülebilir mi? En doğrusunu Allah bilir

Tasarlanmış Zaman Dilimi; öyle bir sistem kurguluyorlar ki bu işin matematiği var.Herkes kendi oyununu farkında olmadan kurguluyor.Matematiksel bir deney : 1’den 9’ a kadar bir sayı tut.2 ile çarp ,12 ekle,2’ye böl.Çıkan sayıyı ilk tuttuğundan çıkar .Hangi sayıyı tutarsanız tutun hepsinin çıkacak sonucu 6 ‘dır. Önceden toplumlara sunulmuş, ne çıkacağı belirli, fakat siz bilmeden 1’den 9’a kadar olan 9 kişi zannediyor ki ,herkes kendi gizli bir sayı tuttu.Zannediyor ki farklı bir şey olacak, çoktan tasarlanmıştı. Medyayla, kokularla, metafizik metotlarla toplum hazırlanır. Çıkacak olan şey çoktan kurgulanmıştır..

Sultanımızın kafesteki cenin videosunda bir başka işaret ettiği konu, İsmail Hakkı Bursevi ‘nin Rûhu'l-Beyân da Ademin yaratılış safhalarını anlattığı bölümdü.“Orada köpek bahsi var. Köpek neden yaratılmış . Bildiğimiz köpekten bahsetmiyor. Bu gibi şeylerden, kölelerden, tasma takılacak varlıklardan. Aslında bahsettiği şeyler onlarda o günün insanı bildiğimiz köpek falan zannediyor.”demişti. Tefsirden işaret buyurduğu kısım şudur:

Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki: “Âdem’in hilkat toprağını kırk sabah ya‘ni kırk gün ki bu günlerden her biri dünyâ senelerinden bin seneye muâdildir- elimle mayaladım. Sonra o, salsâl ya‘ni kuru çamur oluncaya kadar kırk sene kendi hâline bırakıldı. Bu sağlam çamur pişirilmiş çömlek gibi oldu. O’nun üzerine otuz dokuz sene hüzün yağmuru yağdı. Bir yıl da sevinç yağmuru yağdı. Bunun için Âdemoğlunun hüznü sürûrundan çoktur ne var ki, hüznünü ta‘kîben hemen ferâh ve sevinç gelir.”

 

Melâike-i Kirâm, Âdem (a.s.)’ın vücûdunun yanına uğruyorlar ve onun sûretinin güzelliği ile boyunun uzunluğunu gördükçe şaşırıyorlardı. Çünkü onun boyu beş yüz zir‘a idi. Âdem (a.s.)’in yanına İblis de gelip onu gördü. Eliyle ona vurup göğüs boşluğuna girdi ve arka tarafından çıktı. Yanında bulunan melek arkadaşlarına: “Bunun içi boş yaratılmış” dedi. Sonra tekrar onlara: “Cenâb-ı Hakk bunu sizden üstün kılarsa ne yapmayı düşünüyorsunuz? Melekler de:

 

“Biz Rabbimizin emrine itaat ederiz” dediler. Bunun üzerine İblis kendi kendine “Eğer Allâh onu benden üstün kılacak olursa ben itaat etmem. Ben ondan üstün kılınacak olursam onu helâk ederim” dedi ve ağzında biriktirdiği tükürüğüyle Âdem (a.s.)’ın cesedine tükürdü. İblis-i lâin’în tükürüğü Âdem (a.s.)’ın göbek nahiyesine düştü. Cenâb-ı Allâh, Cebrâîl (a.s.)’a emretti:

 

“İblis’in tükürüğünü Âdem (a.s.)’ın karnından parmağınla temizle!”

 

Cebrâîl (a.s.) da Âdem (a.s.)’ın göbeğini İblis’in tükürüğünden temizledi. Âdem (a.s.)’ın göbeği Cebrâîl (a.s.)’ın parmağıyla oyulduğundan çukur oldu.

 

Allâhü Te‘âlâ Âdem (a.s.)’ın göbeğinden oyulup çıkarılan çamurdan köpeği yarattı. Bu yüzden köpeğin üç hasleti vardır:

 

1.    Âdem (a.s.)’ın toprağından yaratılmış olmasından insanlarla ünsiyet eder. 

2.     Cebrâîl (a.s.)’ın parmağının dokunmuş olmasından dolayı geceleri az uyur.

 İblis-i lâinin tükürüğünden yaratılmış olduğundan da insanları ve diğer varlıkları kendisine hıyânet etmeseler bile ısırır, onlara eziyet eder. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l  Beyân Tefsîri, 1.c, 68.s.)

A'râf Suresi 176 : Eğer biz isteseydik o kişiyi delillerimizle yüceltirdik. Fakat o dünyaya saplanıp kaldı, hevesinin peşine düştü. İşte böylesinin hali, kovsan da bıraksan da hep dilini çıkarıp soluyan köpeğin haline benzer. Âyetlerimizi yalan sayan topluluğun durumu işte böyledir. Şimdi sen bu kıssayı anlat, umulur ki iyice düşünürler.

Konuyla ilgili olabileceğini düşündüğüm Tengrinin Türk’ü  116. Sayfa da ; “Sonra ejderha gibi kuyruğuyla esir edip 4 ayaklı bir hayvan gibi emekletip peşine taktı. Elinde güneş ,ay,yıldız sembolüyle ,galaksiler mekanlar vardı.Bütün bunların Tek’i (Tengrisi) olduğunu iddia etti.” 


 

 

Ana rahmi adeta esenlik yurdu, barış  yurdu.İnsan devamlı geliştikçe ,o esenliği ,güvenliği istiyor.Bunun içinde teknoloji üretiyoruz ,yapay zekayı başımıza bela ediyoruz .Sanal cennetimizi kurmaya çalışıyoruz,hayal ediyoruz.Hayallerde yaratılıyor ve bu hayalin içinde bir şey kaybediyoruz meleklerin Secde ettiği ruhu. Evrilmiş, bilinç kıyametine uğramış insan  maymun gibi olur. Gönül sultanımız bir sohbetinde İnsanoğlu  adeta ellerinde telefonlarla durduruluyor,oturtuluyor  ve 4 ayak üzerine çöktü. Hareketlerimizi teknoloji belirliyor demişti.

 

 Âl-i İmrân  182

 Bu, ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılığıdır. Yoksa Allah kullara asla zulmedici değildir.

 

 

Kendimizi aynada var etmeye çalışıyoruz, aynaya yansıyan  benliklerimiz, kendi ellerimizle şekil verdiklerimiz… “Nereden gelip nereye gidiyorum.” İnerek cevabını bulmaya çabalıyoruz. Ademin toprağında ne cevherler var?Bütün cevherlerin toplamıyız.Biz kimdik ?Maden,bitki,hayvan hepsi kendimde ,unutmuşuz . Şükür ki hatırlatanlar var.

 

Zürriyetimizin devamı, yeniden dikilecek tohumda var olabilmemiz; Türk Atalarımızın yolundan ,Türk Töresinden ,dosdoğru yoldan gitmeye bağlı. Gönül sultanıma ,Erol Emas abimize  ve değerli kalperen kardeşlerime en derin saygı ve selamlarımla..

 

Nihal KAYA

 



Bu haber 2,738 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,440 µs