En Sıcak Konular

Kazım Mirşan’ın ALTI YARIQ TİGİN Kitabı Üzerine İncelemeler-1

3 Haziran 2020 07:56 tsi
Kazım Mirşan’ın ALTI YARIQ TİGİN Kitabı Üzerine İncelemeler-1 İnsanın Biyolojik Evrimine İlişkin Olarak Kazım Mirşan’ın ALTI YARIQ TİGİN Kitabı Üzerine İncelemeler-1

İnsanın Biyolojik Evrimine İlişkin Olarak Kazım Mirşan’ın ALTI YARIQ TİGİN Kitabı Üzerine İncelemeler-1

 

 

Konuyla ilgili ilk yazımızda insanın yaratılışını ve evrimini bilimsel veriler ve Kuran ışığında incelemeye çalışmıştık.  Kazım Mirşan’ın Altı Yarıq Tigin kitabını incelemeye başlamadan önce bazı konuları bilinçlerimiz için daha anlaşılır kılmakta yarar olduğunu düşünmekteyiz.

 

Bildiğiniz üzere, yıllarca uzayda yaşam var mı sorusu gündemimizi meşgul etti. Uzayda canlı yaşamının olması için bir gezegende “su” olması gerektiği aksi takdirde canlının olmadığı sonucuna varılması gerektiği bizlere dayatıldı. Dünyamıza ilişkin olarak canlıların ilk ortaya çıkışı doğanın gücüne atfedilirken anlaılamaz bir şekilde uzaydaki yaşamın varlığı da “dünyanın doğasına” uygun olmalı gibi bizlere düşündürtüldü. Eğer dünyamızda canlılar, dünyadaki doğaya ve dünyanın içerdiği elementlere uygun olarak teşekkül etmiş ise, neden diğer gezegenlerde o gezegenlerin içerdiği element ve doğaya uygun yaşam olup olmadığı araştırmaları gündemimize oturmuyor?  Neden dünyamız Güneş tarafından yok edilmeden insanlığa yaşabileceği dünya gibi bir gezegen arayışı yapılmaktadır? Neden inceleme yapılan gezegenlerde, o gezegene uygun canlılar aranmayıp “bizim canlı anlayışımıza” uygun formda gezegen aranmaktadır? Acaba birileri uzayı anlama noktasında bizleri bunlarla oyalamakta mıdır? İnancımıza göre tüm alemleri içinde barındıran ve hadiste Ben semavata ve zemine sığmadım, ama bir müminin kalbine sığdım.” Sözünün muhatabı olan bizler galaksimizde ya da galaksimizin dışında, evrenimizde ya da evrenimizin dışında bir gezegende neden yaşayamayız diye düşünüyoruz? Acaba “hayat” kelimesinden anladıklarımız gezegenimiz dünyayla sınırlı?

 

Zannediyorum ki, hatamız bize dayatılan aldatmacayı gözü kapalı olarak, düşünmeden kabul etmemiz. Bazı çevrelerin bilim adı arkasına saklanarak bizlere sundukları araştırmalar aklımızı ve bilincimizi abondene ediyor ve sanki o olaya ilişkin düşüncelerimiz bir balon içerisine alınmış da bilincimiz o balonu delip geçemiyor gibi bizleri hapsediyor. Gerçekten en büyük kölelik de bu değil midir? Yapay zeka projelerinin asıl amacı, bizlere insanlığımızı ve mahiyetimizi unutturarak küçük bir dünyaya hapsetmek değil mi?  Düşünün ki, dünyanın çevresinde kocoman bir balon var ve bilincimiz ve düşüncelerimiz o balona çarpıyor ve bize geri dönüyor, yani “Güzel sözler O'na yükselir, o sözleri de yararlı iş yükseltir. (Fatır 10)” ayeti tamamen fonksiyonsuz kalıyor. En büyük kölelik insanın bilincinin köleleşmesi değil midir? (Naçizane bizim zihnimizin açılmasında ve bilincimizin körleştiği/köleleştiği bir çok hususta bizlerin özüne dönmesine vesile olan Öğretmenimiz Sayın Oktan Keleş’e bir kez daha teşekkür ediyorum.)

 

Bizim kendi boyutumuza uygun olarak değerlendirdiğimiz gezegenler ya başka bir boyutta canlı yaşamını destekliyorsa? İnsanın farklı bir gezegende yaşamasının tek yolu “singularity insanı” olmak, yani mekanik kıyafetler, mekanik koruyucular ya da mekanik bir zihin değil de “Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. (Müminun 17)” ayetinde geçen 7 yolu tamamlamaksa?

 

Uzay ile ilgili anlayışımızda, kavramlarımız sanki hep birbirine girmiş gibi. Boyut nedir? “Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz. (Muminun 17)” ayetinde geçen 7 yol nedir? Dünyamız ve biz kaçıncı yoldayız? 7 gündüz ve 7 gece nedir?

 

Dünyamız hangi boyuttadır ve hangi boyuttan varlıklar barındırır? Farklı boyutlardan dünyaya giriş ve çıkışlar nasıldır? Göktürkler hangi boyuttandır? Bizimle aynı boyuttan olan ya da bizim boyutumuzdan farklı boyutlarda olan Göktürkler var mıdır? Lineer olarak düşünürsek onların da üzerinde olan boyutlarda yaşayan Göktürkler var mıdır?

 

Hani hep deriz ya, uzay gemilerini neden görmüyoruz ya da görenler nasıl görüyor? Ya uzay gemilerinden devamlı dünyamızda olan ama boyut farkından dolayı görülmeyenler varsa? Görülenlerin ise diledikleri zaman diledikleri kişilere ve dileyen kişilere boyutlar arası geçiş yollarından faydalanarak görünüyorlarsa? Yine görünen bazı uzay gemileri ise bizim boyutumuzda olduğundan görülüyorsa?

 

Tüm bu sorularımıza burada cevap vermemiz elbette mümkün değildir. Zaten bir çok sorunun cevabını vermeye de bilgi ve bilincimiz maalesef yeterli değil. Bu soruları sormamızın nedeni ise, insanın boyutlara bakan ve boyutlarda yaşayabilecek  bir çok yönünün olduğunu vurgulamaktır. Ama bu yazı serimizle incelediğimiz konu değildir. Bu yazı serimizle insanın boyutlara bakan yönünü de aklımızda tutarak, daha çok insanın halen bulunduğu boyut içerisindeki biyolojik evrimini değerlendirmeye çalışıyoruz.

 

Günümüzde Araplar, “boyut” kavramını “بُعُد” kelimesi ile karşılamaktadır. Biz Türklerin kullandığı “boyut” kavramının ise boy+üt kelimesinden türediği ancak kesin olmamakla “بُعُد” kelimesi ile de ilişiğinin olabileceği etimolojik açıdan belirtilmektedir. “بُعُد-buudun” kelimesinin kökeni “sonra”  kelimesi olarak da kullanılmaktadır (misal ba'del memat-ölümden sonra). “Boy” sözcüğünün ise Ön-Türkçe “bod” kelimesinden evrildiği, “Bod/but” tomruk, kalın dal, bacak manasına da geldiği düşünülmektedir. Dede Korkut Kitabında “bod/bud” kelimesi (1400 yılından önce) ”Kol bud olup yeryüzüne düşmeyince” olarak geçmektedir.  Yine İngilizce “body” kelimesi de “beden/gövde” olarak geçmektedir. “Beden” kelimesi ise Arapça “ بدن  “ kelimesinden gelmektedir. “bodun” kelimesi ise "boylar [çoğ.], halk" olarak tanımlanmakta olup Orhun Yazıtları’nda “Türük bodunuŋ ilin törüsin tuta bérmiş” olarak geçmektedir. Tüm bu hususlar bize boyut, bod, bodun, beden, bu’dun/“بُعُد” kavramlarının Ön-Türkçe “bod” kelimesinden türediği izlenimi vermektedir. Bu sebeple “boy” kavramını güncel olarak kullandığımız boyut kavramı ile bir ilişkisinin olabileceğini düşünüyoruz.

 

Her ne kadar internetin yaygınlaşması ile Türk’lerin 24 boyu olduğu varsayımı yaygınlaşmış ise de bu tespitin hatalı olduğunu Öğretmenimiz Sayın Oktan KELEŞ’in işareti sonucu, yapmış olduğumuz araştırmalar neticesinde tespit etmiş bulunmaktayız. Yine “24 boy” tabirinin kromozomlarla da bir ilişkisi olması muhtemeldir. Öyle ki, “24 boy” yakıştırmasının kromozomlarla ilgisinin olduğu, bu yazı serimizle incelemeye çalışacağımız Sayın Kazım MİRŞAN’ın ALTI YARIQ TİGİN kitabında da anlatılmaktadır.

 

Türk Budunu var ola geldiğinden bu yana “TEK” ve “BİR” in izi üzerinde yaşaya gelmiştir. Ülküsü “BİR OLMAK” olan bir milletin “24 boy” şeklinde ayrıştırılmasının “BİR” ve “BİRLİK”  anlayışımıza da leke sürdüğü kanaatindeyiz. Yine,  “”boy” kavramının köken itibari ile yanlış anlaşılmış olma ihtimalini de yukarıda izah etmeye çalıştık. Peki Ön-türk yazıtlarında geçen “ON” ve “”OK” kişilerini ve Bolbollarda geçen OT-OZ TATARLAR, OZ KAVMİ, OZ KIRGIZ KAVMİ, ÜÇ-OK gibi terimleri bugünkü anladığımız manada “boy” olarak düşünebilir miyiz? Kanatimizce düşünemeyiz. Bu kavramların hepsi bir olgudan bahsetmektedir. Günümüzde bir çok Türk coğrafyasında ataya ve büyüklere saygı  adına halen yaşatılan “YEDİ ATAYI BİLMEK” olgusu bugün ayrışma gerekçelerimizden olan “boy” algımız değildir. Günümüzde Azeri, Kırgız, Tatar, Türkiye Türkü vs. Diye yeterince bölündüğümüz yetmez gibi kendi içimizde de “24 boy” adı altında bölünmekteyiz. Bu yazı serimizle dünyadaki Türklerin de atasını araştırmaya çalışacağız. Hepimizin TÜRKLÜK çatısı altında birleşmesi gerekirken ayrılıkçı boy anlayışı ayağımıza ancak bağ olur.

 

Türk sözcüğü, Orhun yazıtları incelendiğinde karşımıza iki şekilde çıkmaktadır. Bunlardan ilki üç yazıtta da karşımıza çıkan ‘TÜRÜK ‘şeklinde Ü’ harfi ile sözcüktür. İkincisi ise karşımıza sadece Tonyukuk Yazıtında çıkan ‘TÜRK şeklinde ‘k’ harfi ile yazılan sözcüktür. İlginç olan husus ise ‘Türk’ sözcüğü tek heceden oluşurken ‘türük’ sözcüğünün iki heceden oluşmasıdır. Çinlilerin Türk boylarına Tui-Kyu dedikleri kayıtlarda geçmektedir. Bu isimlendirme de Türk sözünün iki hece olarak telafuz edildiği görülmekedir. Birinci hece Tui (Tur) ve ikinci hece Kyu (Ök) seslerinin dönüşmüş şekli gibi görülmektedir.  Tonyukuk Yazıtı’nda geçen “TÜRK” kelimesine ilişkin aşağıda bir örnek sunuyoruz. Bu örnekte görüldüğü üzere, yazıtta        yazımını görmekteyiz. Yine Bilge Kağan yazıtında ise  yazımını görmekteyiz.  

 

 

   

*Orhun Yazıtlarındaki Türk Sözcüğü Üzerine Fonetik, Morfolojik Ve Semantik Açıdan Bir İnceleme, Tuba Tursun, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı Türkçe Eğitimi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 29/04/2016 onaylı

Bilge Kağan yazıtının yukarıda paylaşılan bölümünde “TÜRÜGİS” Ve “TÜRKÜM” olmak üzere aynı satırda “TUR/TÜR” kavramı iki yerde geçmektedir. “Türküm, Budunum, idi” denilmektedir. Buradaki “budun” kelimesinin boy olarak tercümesi satırdaki manayı bozmaktadır. Bu yüzden yapılan bazı tercümelerde yorum ve ekleme yapıldığı görülmektedir.

 

“TÜR-ÜG/ÖG-İS” kelimesindeki “ÜG/ÖG-İS”in Kazım Mirşan’ın okuma tarzı ile okursak düşünme yeteneği olan, Tanrı bilincindeki kişi olarak düşünebiliriz. Burada “Ö/ÜGİS” “TUR/TÜR”  kelimesine ektir. Bunu şu şekilde tercüme edebiliriz: Tur bilincinde olma hali.

 

Yine tercümelerde “idi” olarak okunan kelime ise    kelimesidir. Bu kelimenin okunuşunun ise “ER-AT-İS” olarak okunması gerekirdi. Şöyle ki, “idi” kelimesinin etimolojik olarak kökeni “éye/iye " sözcüğünden evrildiği, Orhun yazıtlarında ise “édi/sahip, malik" olarak geçtiği görülmektedir. Yani    kelimesinin “édi” okumasının hatalı olduğu sonucuna ulaşabilmekteyiz.   kelimesin manasının “erişilerek atılmış olma” şeklinde okunması gerekir. Tabiki bu yazımızla Orhun Abidelerinin tamamının incelemesini yapmamız mümkü değildir. Böyle bir çalışma belki yapılacak bir çalıştay sonucu ortaya konulması yazıtların içeriğinin daha iyi anlaşılması için daha faydalı olacaktır.

 

“TÜR/TUR-ÖK/ÜK-ÜM” kelimesi ise “TUR RABBİYİM” manasına geliyor olabilir.  (“ÖK” kavramının RAB demek olduğunu daha önceki yazımızda izah etmiştik. Link: https://www.onaltiyildiz.com/?haber,6488 ) “ÜM” eki çok eskiden beri kullanıla gelen birinci şahıs iyelik ekidir. Tabi ki bu yorumumuz “TÜRK” , “TÜRÜK” ve “TURGİS” kelimelerinde “TUR” sözcüğünün kök olması halinde geçerli olacaktır. “TÜRK” kelimesinin “TÜR/Türemek” kelimesinden gelebileceği ve TÜRÜK sözünün ise TÜRK sözcüğünün kullanımına kıyasla daha eski olabileceği hususu akademik düzeyde de kabul görmektedir. “TÜRÜK” kelimesindeki “ÜK”ün ek olma ihtimali sözcüğün asıl kökeninin ise “TUR” olması muhtemel görülmektedir.

 

Bu düşüncemizi desteklemek amacıyla Haluk Berkmen tarafından tespit edilen dünyadaki bir çok coğrafi isim de “TUR” kelimesinin bazı isimlendirmelerde “ÜK/OK” eki olmaksızın geçtiğini belirtmeliyiz.  Bir kaç örnek verecek olursak Haluk Berkmen; Trakya sözünün TUR-OK-ÖYÜ (Tur ve Ok’ların bölgesi) olduğunu (TUR ve OK/ÜK birlikte geçmiş), ÖYÜ sözünün Yunan diline "YA takısı olarak geçtiğini, keza TROİA sözü de TUR-ÖYÜ (TUR kelimesi tek başına geçmiş) sözünden türediğini ve Truva halkının Ön-Türk halkı olduğunu belirtmektedir. Yine İtalya’nın doğusundaki TYREN denizi de TUR-an (Tur halkına ait olan) (Tur kelimesi tek başına geçmiş) manasına geldiği Haluk Berkmen tarafından izah edilmiştir. İtalya’da Toskana bölgesinin de TUR-OSK (Tur kelimesi tek başına geçmiş) halkalarına ait bir bölge olduğu, Trakya’daki TIRNOVA şehri de TUR’ların ovası (Tur kelimesi tek başına geçmiş) anlamına geldiği, Asya kıtasındaki TURAN (Tur kelimesi tek başına geçmiş) bölgesinin tespitlerine kanıt olarak görülmesi gerektiğini belirtmektedir. Haluk Berkmen nihayet, Türk adının da TUR-OK/ÖK sözlerinden türemiş olduğunu belirtmektedir. Yine Tur-Ok birleşimi sonucu TUR-OKH => TOR-OSK => TORO (Boğa) sözünün ortaya çıkmış olabileceğini, TOROS dağlarının adının da Tur ile ilgisinin olabileceğini belirtmektedir. Ayrıca, Tur sözünün TAR şekline de dönüştüğü, Tar-Khan /Tur-Khan/ yani Türk hanı olduğunu, Tarkan ve Türkan isimlerinin bu sözden türediği belirtilmektedir.  Girit adasındaki Minator (Tur kelimesi tek başına geçmiş) adlı boynuzlu, boğa başlı ve insan bedenli bir canlının yaşadığından söz edilir. Minataur adında Min-TUR (Ben-Tur) anlamına geldiği aynı yazar tarafından ortaya koyulmuştur. Ayrıca Tarkondemos adının da TUR-OK-ON-DAN olduğu görülüyor. TUR-OK-ON => TARKAN olmuştur. Bu mührün sahibi tam olarak TUR-OK olmasa da onlardan olduğu, onların torunu olduğunu belirten "DEN veya "DEM takısı da adına eklenmiş bulunuyor. Yine “TEVRAT” kelimesinin de “TORA” (Tur/tor kelimesi tek başına geçmiş) kutsal kitap olarak tercüme edildiği hususu malumunuzdur.

 

Yine; Kuran’da, Tur-i Sinin bahsinde geçen Tuva Vadisinin Hakasya’da buluna bir bölge adı olduğu ve bu kelimenin yüksek radyoaktive ile ilişkisinin olabileceği hususu bu sitede Sayın Orkun Akar tarafından izah edilmişti. (https://www.onaltiyildiz.com/?haber,4361) Yine Baran Aydın’ın  bir yazısında bahsettiği Tur-am (Marut) ve Tur-ah (Harut) meselesine ilişkin meselesine ilişkin yazmış olduğu yazının da (https://www.onaltiyildiz.com/?haber,7675/-gonul-ili-nin-sirri-gunes-dil) “TUR” ile bir ilgisinin olabileceğini önceki yazımızda belirtmiştik.

 

Yine bir başka örnek olarak da Hz. İbrahim’in “KAN-TURA” eşinin aslında Türk olduğu tartışmalarıdır. Gerçekten de “KAN-TURA” kelimesinin “TUR KANINDAN OLAN” olarak anlaşılması mümkündür. Hz. İbrahim’in aslen Türk olduğunu yine Öğretmenimiz Sayın Oktan KELEŞ’ten öğrenmiş bulunmaktayız. Yine İbrahim Peygamberin babasının adı da “TARUH/TORUH” tur. Hz. İbrahim ve Nemrut hakkında ciddi araştırmalar yapan İ.S.Cem aynen şöyle demektedir: “Hz. İbrahim, Mezopotamya’da zuhur etmiş ve kan itibariyle tamamen Sümer Türklerine mensup bir Hak peygamberdir.”  Nitekim Kur’an-ı Kerim’de de Hz. İbrahim’in ne bir Yahudi ve ne de Nasranî olmadığı, çok kesin bir şekilde vurgulanmıştır. (Bakara, 6-8)

 

Bu örneklemelerden ve Orhun abidelerinde geçen “TUR/TÜR-OK/ÖK”  ve “TÜRK” kavramlarından, “TÜRK” adının aslında “TUR/TÜR” kelimesinden türemiş olduğu tezimiz yeterince güçlenmiştir.

 

Tüm bu izahlarımızdan sonra, “TUR” kelimesinin  bir nesnenin çevresini çizmek ve bir şeyin etrafı, avlunun etrafına çekilen duvar, had, safha manasına da geldiği hususlarını göz önünde bulundurarak, “Tur-i Sinin” tamlamasının “Sinlerin/Ay oğullarının boyutu” olarak düşünülmesi de mümkündür. Nitekim yukarıda da izah etmeye çalıştığımız üzere, Orhun Abidelerinde “TUR” kelimesinden türetilen kelimelerin, günümüzde kullandığımız “boyut” kelimesinin kökeni olan “BOD/ BUDUN” kelimeleri ile birlikte kullanılmış olması da bu manalandırmamızı desteklemektedir.

 

Bu yazımıza böyle bir giriş yapmamızın nedeni önceki yazımızda izah etmeye çalıştığımız  Muminun 20’inci ayette “Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir.” Denilen olayın insanın evrimindeki yerini ve Türklerin bu olaydaki yerini daha anlaşılır kılabilmek içindir. Kazım Mirşan’ın  okuduğu ALTI YARIQ TİGİN yazılarında da dünyadaki Türklerin uzay kökenli atalarının (OT-OZ/ON-OĞ) insan evrimindeki etkileri anlatılmaktadır.

 

Sayın Kazım Mirşan Altı Yarıq Tigin kitabının önsözünde Bu kitap, kişi-oğulları tarafından (Adem ve kişi-oğlu birbirinden farklıdır. Bu konuda geçmiş çalıştay kayıtları yeniden ilgilisi tarafından irdelenebilir.) yazılmış olmaları mümkün görünemeyen felsefelerin kitabıdır. Başta din kitaplarımız olmak üzere, bu felsefelerle hepimiz az veya çok uğraşmışızdır. Ancak, sevgili okuyucum, inandığını veya inanmadıını söylediğin bu felsefeleri sen anlayabildin mi? Yoksa öbür dünya korkusu veya korkusuzluğu içinde, onları anladığını iddia ederek yalan mı söylemektesin? İnanmaak veya inanmamak bu senin tercihindir. Fakat “anlaman ve hayat yolunu yaratılışımızdan doğan pozitiflik içinde çizmen bu yaratıcımızın istediği tercihtir. İşte bu kitap, bugünkü medeniyetimizin ulaşabildiği ilim seviyesinin ışığı altında sana yardımcı olmak istemekte, bilemediğin şeyler için açıklama imkanları bulmaya çalışmaktadır. ” demektedir.

 

Kazım Mirşan Hoca’nın eserleri bir çok bilim çevrelerince “bilimsel olmadığı” gerekçesi ile hiçbir teorisi ve tezi değerlendirilmeden öylece bırakılmıştır. Kazım Mirşan Hoca Türk Tarihi için gerçekten inanılmaz araştırmalar yapmış ve olağandışı eserler ortaya koymuştur. Ama maalesef  bir çok Türk Tarihi Araştırmacısı olduğunu söyleyen ve bu hususta konferans vs. yapan bir çok yetkin kişi Kazım Mirşan Hocayı bilim dışı atfetmekten geri kalmamışlardır. Oysa ki, geçen zaman Kazım Hoca’nın ortaya koyduğu teorileri gerçekleyen bulguları bizlere sunmaktadır. Gerçekten Türklerin 1071’de Anadolu’ya geldikleri iddialarının aksine, Kazım Hoca Türklerin bu tarihten çok daha önceleri de Anadolu’da olduğunu bir çok bulgu ile ispat etmiştir. Nitekim Sümerolog Muazzez İlmİYE Çığ Hanımefendi de “Sümerlilerde Tufan-Tufan’da Türkler” kitabında (syf 152) Kazım Hoca’nın tezini daha da güçlendirecek verileri ortaya koyduğunu açıkça ifade etmiştir. Bunun gibi Kazım Mirşan Hocanın bir çok eser ve teorileri incelenmek üzere öylece durmaktadır.

 

Bu eserlerden biri de “AKINIŞ MEKANİĞİ- ALTI YARIQ TİGİN” kitabıdır. Kazım Mirşan “AKINIŞ MEKANİĞİ- ALTI YARIQ TİGİN” kitabında Altı Yarıq Tigin  okumalarını o günkü bilimsel bulgular ve birtakım ayetler ve öğretiler ışığında açıklamıştır.

 

ALTI YARIQ TİGİN, Macar Türkolog Aurel Stein tarafından 1907 yılında Içkı Türkistan’ın Miran (Tun-Huang) kalesinde üç yaprak kağıt halinde bulundu. Nasıl bir teknikle imal edildikleri henüz anlaşılamamış olan, bu kağıtlar üzerinde, çok eski bir Türkçe ile yazılmış metinler vardır. Bu metinler doğru bir metodla okundukları taktirde  “varlığımızın sırrını” açıklayacaklarını söylüyor Kazım Mirşan. Kazım Mirşan “Altı Yarıq Tigin Kişi-oğlu evolusionunu Tanrı determinizmine göre anlatan değişik bir felesefe eseridir.”  diyerek kitabın konusunu da ortaya koymuştur. Bu yazılar Aurel Stein ve Kazım Mirşan tarafından okunmuştur.

 

Belirtmeliyiz ki; Sayın Kazım Mirşan, anılan kitabında henüz bilim dünyamızda 10 yıl kadar geçmişi olan ve halen tam anlamıyla biyologlar tarafından işleyiş mekanizması izah edilemeyen “Biyolojik Kuantum ya da Kuantum Biyolojisi” konularını da irdeleyerek birtakım ayetler ve öğretiler ışığında sonuçlar ortaya koymuştur. Yine; kitapta bir çok husus fizik, tarih, arkeoloji, biyoloji, genetik, teoloji, filoloji gibi bir çok bilim dalından faydalanılarak izah edilmiş. Tüm bu hususlar kitabın anlaşılmasını biraz zorlaştırmakla beraber bu yazı için bir kaç moleküler genetik ve biyoloji kitaplarını incelediğimiz gibi; ayrıca fizik, tarih, arkeoloji, güncel kuantum fiziği vs gibi bilim dallarına da bakmamız gerekti.  Yine kitapta bahsedilen bir çok konu kozmosa ilişkin izahlar getirmekte olup bugünkü akıl ve bilimimizle “kozmos” fiziğini ve kurallarını da anlamak oldukça zordur. Yani, Kazım Mirşan’ın anılan kitabı oldukça kapsamlı olup bu yüzden elimden geldiğince kendi anladıklarımı, araştırmalarım ve tefekkürlerimle harmanlayarak  sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

 

Yazı serimizin daha anlaşılır olması ve Ön-Türk yazıları üzerine çalışma yapan arkadaşlarımıza da bir kaynak olması için öncelikle Kazım Mirşan’ın  ALTI YARIQ TİGİN yazıları okumasını ve manalandırmasını (anılan kitapta 111-112-113’üncü sayfalar) sizlerle paylaşarak bu yazımıza son vereceğiz.

 

Ancak, Kazım Mirşan’ın yaptığı ALTI YARIQ TİGİN okuması ve manalandırmasına geçmeden önce, Kazım Mirşan’ın okuma ve menalandırmasında esas aldığı, Tabıgaç okullarında okunduğunu belirttiği alfabeyi ve bu alfabeden yola çıkarak okuduğu kavramları, ALTI YARIQ TİGİN’deki alfabeyi ve terminolojiyi anlamak için kısaca izah etmemiz gerekmektedir.

 

Aşağıda anılan ktabın 90 sayfasından alıntıladığımız ve Tabıgaç okullarında ders olarak okutulduğu düşünülen belge bulunmaktadır. Tabgaçlar, Çin'de hüküm sürmüş kudretli, büyük bir hanedandır. Tabgaçlar Çin'de kurulan bir Türk devletidir. Çin kaynaklarının Topa diye zikrettiği Tabgaçların adı, Kâşgarlı Mahmud tarafından "ulu, saygıdeğer" diye açıklanmıştır ki yaşadığı dönemde Türkistan coğrafyasına egemen olan Karahanlı hükümdarlarınca da "tafgaç, tamgaç" şeklinde unvan olarak kullanılmıştır. Bu durum da bize neden Tabıgaç okullarında Türk alfabesinin öğretildiğini ortaya koymaktadır.

 

Belgeyi incelediğimizde, bazı harflerin değişik varyasyonlarının nasıl okunması gerektiği ve bu varyasyonların hangi harf ya da heceye tekabül ettiği gösterilmektedir. Örnek verecek olursak; Kazım Mirşan yazının 3’üncü satırının 3’ü harfi olan “q” harfi için “q ilao p” yani “q” harfi “p” gibi okunur denildiğini,  bunun da Çince’de “q” sesinin “p” sesi ile karşılanmasından kaynaklanabileceğini izah etmektedir.

 

 

Tabığaç okullarında Türk Alfabesine ilişkin olarak okutulduğu düşünülen belge

 

Anılan kitabın 91’inci sayfası ile 95’inci sayfaları arasında ise ALTI YARIQ TİGİN’de yer alan terimleri açıklamaktadır. Açıklamaları yaparken de Türk/Tibet Budizm ile Hint Budizminin öğretilerinden faydalanmıştır. ALTI YARIQ TİGİN’de geçen ve Kazım Mirşan tarafından anlamlandırılan kelimer şunlardır: BİR, İYİM-ON, OY-ONUL, AQINIŞ, ÖC-ONUN, UYU-USUK, APA, UR-ONU, UYUB-ONUŞ, OĞ, OT, OT-OZ, ON ve ÖZ. Bu kelimeleri Kazım Mirşan’ın tespitleri doğrultusunda kısaca açıklamamız ALTI YARIQ TİGİN yazılarının daha anlaşılır olması açısından önem arz etmektedir. Yine bazı kavramları da bu terimlere ek olarak açıklamaya çalışacağız. (İlgililerce kitabın ilgili bölümleri daha detaylı bir şekilde incelenebilir.)

 

  1. BİR: BİR terimi ile anlatılan Alemlerin Biritisi, gnosis “EB, EB-ER” (Sezgi Veya Tefekkür Yoluyla Edinilebilen Bilgi/olgu) ya da BİR ÖKÜN ( Rabbil Bir) ya da UB-OZ (En tüce Allah) olmadığı belirtilmektedir.yine devamında ise ED-ER (Yaratan) olan O’na EDİN-ER (Rabbil Alemin) veya Tenir (Tanrı) denebilir ise de (Al-İlah) denemeyeceği; çünkü Allah’ın karşılığının AL-APA olduğu belirtilmektedir. Gerçekten de Kuran’ımızda “Kul huva(A)llâhu ehad(un)” diyerek “Deki, “O” tek olan Tanrıdır” diyerek bu ayrımı izah etmiştir. Yine bu husus da yapılan çalıştaylar da bu hususu açıklar niteliktedir. (https://www.youtube.com/watch?v=U4QFDVQOlZY ) Kanaatimizce “O”, “RABBİL ALEMİN” ve “BİR” terimleri daha farklı hususlar ise de Kazım Mirşan ALTI YARIQ TİGİN’de geçen “BİR” in en azından EDİN-ER (Rabbil Alemin) olarak anlaşılması gerektiğini belirtmektedir.  Tao Düşüncesi'nin kurucusu kabul edilen ve bir rivayete göre Türk olan Çu Hanedanlığının kütüphanesinde arşivci olan Lao Tzu “Üzerinde konuşulabilen tao, Mutlak Tao değildir” demektedir. Yine Kazım Mirşan’ın anılan kitabında geçen bir şiirinde;

     

“İşte Bir ... ayrıntısız, buna rağmen mükemmel olan,

Bu Bir, gök ve yerden öncedir,

Nasıl bir huzur ve sukünet!

Mekan ve zaman içinde, ebediyette dönerek,

Değişimsiz, kendi kendisinde dolu;

Fakat hiçbir zaman kavranamayacak şekilde,

Uzanktın OL-ONİNN anasıdır, herhalde!

O’nun adını bilmiyoruz.

“Tao” dur bizim ona verdiğimiz işaret”

 

Demektedir. “Tao” kelimesi ise, Çinlilerin Türk boylarına Tui-Kyu dedikleri dedikleri gibi, “TUR” kelimesine benzer olduğunu “r” sesinin Çince okunmamasındankaynaklı olarak “Tao/dao” deniliyor gibi. Ancak bu benzerlik “TUR” kelimesinin manası ile “Tao” kelimesine yüklenen manaların farklı olduğu gerçeğini değiştirmemektedir.

 

  1. İYİM-ON : Yin (içe yönelik bakış) olarak düşünülebilse de bu kavram gök ve yer birbirlerinden ayrılmadan önce, ayrıntısız BİR’denbaşka hiçbir şey yokken BİR’in bölünmesinden meydana gelen İYİN ve OYIN olduğu, OY-ONUL’un yükselerek Gök olduğu, İYİM-ON ‘un ise aldığı şey daha ağır ve bulanık olduğundan çöküp yer olduğu izah edilmektedir. Yine Ying-Yang düşüncesinin temelinin de İYİM-ON ve OY-ONUL ayrışmasına benzer olduğu kanaatindeyiz. Yine bu terim ile mevcut olma muvaffakiyetinin de anlaşılması gerekmektedir.

  2. OY-ONUL: Düşünme muvafakiyeti.

  3. AQINIŞ:AQ-ON-OŞ’tur. Kişi varlığının akınış vasıtası ile Tanrı’ya ermesi. Daha detalı bilgi için https://www.onaltiyildiz.com/?haber,6488 yazımıza bakınız.

  4. ÖC-ONUN: Mevcutta mevcut olarak kalma, En Yüce’nin mevcutluğunda temessül etmek üzere ölme manalarına gelmektedir.

  5. UYU-USUQ: Uyumalık, ölüklük, vücut istirahati, mevcut olmama.

  6. APA: Götüren, insanların ruhunu alan, AL-İLAH. Ancak “TANRI” (yapan ve yaradan” değil. Farklı türlerde anılmaktadır. Tenglig Apa ( beden Apası), EB-İÇE APA (mevcudatın iç varlıkların Apası, AL-APA Allah’a geçiş Apası, ur-apa (HÜKÜM Apası) vs. APA’ya verilen tüm sıfatlar onun, kişinin tutumuna, kendini belli etme yolu ile verdiği cevaplara göre sayılmaktadır.

  7. UR-ONU: UR sözü hüküm, ırk, yazıyı taşa vurmak, erkek cins, svaaş gibi anlamlara gelmektedir. UR-ONU ise ırk muvaffakiyeti olarak ALTI YARIQ TİGİN’de geçmektedir.

  8. UYUB-ONUŞ:Öldükten sonra dirilme, canlı ruh, yakılma yolu ile geçme.

  9. OĞ:  Kozmik Honor, Mukaddesat, nur, güneş manasındadır.

  10. OT: Yanma, ışı, ateş,

  11. OT-OZ: Öbür dünyaya ışık olarak yakılmak  suretiyle geçme. Yine bu terim ALTI YARIQ TİGİNde uzay gemisi ile gelenlerin olkundurduğu insan ve kişi oğlu evrimin en üst basamağı olarak geçmektedir. Yine Türk’lerin OT-OZ’ların olkundurduğu da Kazım Mirşan tarafından izah edilmiştir. Bu bahsi sonraki yazımızda daha detaylı inceleyeceğiz.

  12. ON: Kosmoz ve aynı zamanda kosmoztan inen Türklerin adı.

  13. ÖZ: Nehir, sahip, öz, göz. ÖZÜL-ÜÇ, sahipte sahipleşme manasındadır.

  14. OL-ONI Kozmos dünyası

  15.  YARLIQ: Vahiy.

  16. YARIQ: Işık.

  17. TİGİN:Nasip, tanjant, mevzubahis.

 

ALTI YARIQ TİGİN yazılarında bahsi geçen terimlerden kısaca bu şekilde bahsettikten sonra ALTI YARIQ TİGİN yazılarının Kazım Mirşan tarafından okunan içeriğine geçebiliriz.

 

  1. ALTI YARIQ TİGİN Yazılarının Orijinali

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                        

  1. Yazıların Okunuşunun Ve Manalandırılmasının Detaylı İncelenmesi

     

  1. Birinci Satır:

 

Okunuşu        : İT ÖKÜ İR İRİNÇÜ-AT UQUZ -OTOZ ��"DA,

Manası           : İcra Gnosisini (Sezgi Veya Tefekkür Yoluyla Edinilebilen Bilgi) Erdem Yapan Namdar OT-OZ’a,

 

2. İkinci Satır:

 

Okunuşu        : ON OĞUR ÇUR YARIQI UR-ONU,

Manası           : Kosmos Rex Honorisinin (Hükümdar Onuru) Nuru İle Irk Muvaffakiyeti

 

3. Üçüncü Satır:

 

Okunuşu        : AT ODUN UÇI- ÖGİSİ-KE- YARLIQ- BOLTI.

Manası           : Zaferler Lideri Peygamberliğine Vahiy Oldu.

 

4. Dördüncü ve Beşinci Satır:

  

Okunuşu        : OL-ONİ İÇREKİ YARIQ İS ÇİKBİLGE UÇİ ÖSİSİ KE YARLIQ BOLTI.

Manası           : Kosmik Dünya hükmündeki Işık-Nous (oluşu gerçekleştiren doğasal devim,) Sınır Bilin Lider peygamberliğine vahiy oldu.

Kosmik Dünya hükmündeki Işık-Nous (oluşu gerçekleştiren doğasal devim,)

 

5. Altıncı Satır ve Yedinci Satırın Bir Kısmı

 

Okunuşu        :  OTQA KÜNİM İS QIL UÇ ÖZİKE YARLIQ BOLTI.

Manası           : Uzay Gemisine Gün Işığı Hızı Veren Liderin Kendisine Vahiy Oldu.

 

6. Yedinci Satırın Son kısmı ve Sekizinci Satırın Bir Kısmı

 

Okunuşu        :  KÜL ÖG UR ONU KA BİR YARLIQ BOLTI.

Manası           : Tüm Düşünme Yeteneklerinin Yaratılışı İçin Bir Vahiy Oldu.

 

7. Sekizinci Satırın Son Kısmı , Dokuzuncu Satır ve Onuncu Satırın Bir Kısmı

 

Okunuşu        :  KÖPİ YARIQ YARIQ ÜÇÜN BİR YARIQ YARLIQ BOLTI.

Manası           : Nurların Nurlu Kalabilmeleri İçin BİR Nuru Vahiy Oldu.

 

8. Onuncu Satırın Devamı İle Onbirinci Ve Onikinci Satır

 

Okunuşu        :  OL-ONİ İÇREKİ SÜDE KELÜRMÜS ÜÇ YARIQDA ÖGE KE BİR YARLIQ BOLTI.

Manası           : Kosmos Dünyası Hükmündeki Ordu İle Getirilmiş Üç Nurun  Sahibine

 

9. Onüç Ve Ondördüncü Satır

 

Okunuşu        :  ÖK İDİM UR-ONU QA, OZ İDİL AT ÖC-ONUN TİRE KE,

Manası           : Kralların Irk Muvaffaiykiyetlerine, Real Geçişin Manifestasyonunu Hamil Olan Kimselere,

 

10. Onbeş, Onaltı Ve Onyedinci Satır

 

Okunuşu        :  ÖC-OĞUÇU BOLIQDA KİRMİS YARIQ QA, UB-OY İR QULUN QA,  ALTI YARIQ TİGİN BİR YARIQUN QA;

Manası           : Mevcutluk Honorisinin Başkentine Girmiş Olan Işığa, EN-YÜCE’ye Hizmet Eden Askerlere, AltıIık Tanjantı BİR Işığı Mevcutluk Muvaffakiyetine;

 

11.Onsekiz Ve Ondokuzuncu Satır İle Yirminci Satırın Bir Kısmı

 

Okunuşu        :  QUT OZ UR-ONU QUL KÜL UÇI ÖGİSİ İNİSİNİ İS SORIQ UÇI UR QA İL EKİN İSİG KE,

Manası           : Şuurun Kut İle Ozmasına Hizmet Eden Tüm Lider Peygamberlerinin Mes’ul Lider Kararı Altındaki Halkların Dinlerine,

 

12.Yirminci Satırın Devamı Ve Yirmibirinci Satırın Bir Kısmı

 

Okunuşu        :  TENLİG APA QA QUTLUQ QA, SÜ UÇI İR KE İS, UR-ONU ÖC-ONUN QA, İS İB İÇE APA İÇREKİ KE,

Manası           : Fiziki Beden Apasını Tebrike, Ordu Liderliği Askerleri İle Yaratılışın Manifestasyonuna, Mevcudatın İç Varlıklarının Apası Hükmündeki Nous’lara         

13.Yirmibirinci Satırın Devamı Ve Yirmikinci Satır

 

Okunuşu        :  BİR YARIQ UYU USUQ BİRİLE.

Manası           : BİR Işığı “Uyumalık” Verile.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             

  1. Okunuşu:

  1. İT ÖKÜ İR İRİNÇÜ-AT UQUZ -OTOZ "DA,

  2. ON OĞUR ÇUR YARIQI UR-ONU,

  3. AT ODUN UÇI- ÖGİSİ-KE- YARLIQ- BOLTI.

  4. OL-ONİ İÇREKİ YARIQ İS ÇİKBİLGE UÇİ ÖSİSİ KE YARLIQ BOLTI.

  5. OTQA KÜNİM İS QIL UÇ ÖZİKE YARLIQ BOLTI.

  6. KÜL ÖG UR ONU KA BİR YARLIQ BOLTI.

  7. KÖPİ YARIQ YARIQ ÜÇÜN BİR YARIQ YARLIQ BOLTI.

  8. OL-ONİ İÇREKİ SÜDE KELÜRMÜS ÜÇ YARIQDA ÖGE KE BİR YARLIQ BOLTI.

  9. ÖK İDİM UR-ONU QA, OZ İDİL AT ÖC-ONUN TİRE KE,

  10. ÖC-OĞUÇU BOLIQDA KİRMİS YARIQ QA, UB-OY İR QULUN QA,  ALTI YARIQ TİGİN BİR YARIQUN QA;

  11. QUT OZ UR-ONU QUL KÜL UÇI ÖGİSİ İNİSİNİ İS SORIQ UÇI UR QA İL EKİN İSİG KE,

  12. TENLİG APA QA QUTLUQ QA, SÜ UÇI İR KE İS, UR-ONU ÖC-ONUN QA, İS İB İÇE APA İÇREKİ KE,

  13. BİR YARIQ UYU USUQ BİRİLE.

     

  1. Manası:

  1. İcra Gnosisini (Sezgi Veya Tefekkür Yoluyla Edinilebilen Bilgi/olgu) Erdem Yapan Namdar OT-OZ’a,

  2. Kosmos Rex Honorisinin (Hükümdar Onuru) Nuru İle Irk Muvaffakiyeti

  3. Zaferler Lideri Peygamberliğine Vahiy Oldu.

  4. Kosmik Dünya hükmündeki Işık-Nous (oluşu gerçekleştiren doğasal devim,) Sınır Bilin Lider peygamberliğine vahiy oldu.

  5. Uzay Gemisine Gün Işığı Hızı Veren Liderin Kendisine Vahiy Oldu.

  6. Tüm Düşünme Yeteneklerinin Yaratılışı İçin Bir Vahiy Oldu.

  7. Nurların Nurlu Kalabilmeleri İçin BİR Nuru Vahiy Oldu.

  8. Kosmos Dünyası Hükmündeki Ordu İle Getirilmiş Üç Nurun  Sahibine

  9. Kralların Irk Muvaffaiykiyetlerine, Real Geçişin Manifestasyonunu Hamil Olan Kimselere,

  10. Mevcutluk Honorisinin Başkentine Girmiş Olan Işığa, EN-YÜCE’ye Hizmet Eden Askerlere, AltıIık Tanjantı BİR Işığı Mevcutluk Muvaffakiyetine;

  11. Şuurun Kut İle Ozmasına Hizmet Eden Tüm Lider Peygamberlerinin Mes’ul Lider Kararı Altındaki Halkların Dinlerine,

  12. Fiziki Beden Apasını Tebrike, Ordu Liderliği Askerleri İle Yaratılışın Manifestasyonuna, Mevcudatın İç Varlıklarının Apası Hükmündeki Nous’lara         

  13. BİR Işığı “Uyumalık” Verile.

Sonraki yazımızda ise ALTI YARIQ TİGİN’de bahsedilen insan evrimi süreçlerini ve Türklerin tarih sayfasına nasıl çıktıklarını daha detaylı inceleyeceğimizi söylerek bu yazımıza son veriyoruz.

Dudu BOZKURT

03/06/2020



Bu haber 6,150 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    12,661 µs