Güncelliğini Yitirmeyen Kitaplar

11 Yıl evvel değerli büyüğümüz rahmetli Afet Ilgaz Hanımefendi yazmıştı. Demişti ki, "Tam da Bugünlerin Kitabı."

Şimdi diğer dostlar da aynı şeyi söylüyor."Tam da Bugünlerin Kitapları."

O yüzden diyoruz:  Güncelliğini Yitirmeyen Kitaplar

 Tam da bu günlerin kitabı

 
Size bir kitap tanıtacağım. Tam da bu günlerin kitabı. İsrail‘in o akıl almaz Gazze kuşatması ve saldırısında artık siyasetin sustuğu ve tepkilerin öfkeye dönüştüğü, bütün dünyada İsrail aleyhtarlığının nefrete dönüştüğü ve Sionizm denilen şeytani ideolojinin artık herkes tarafından anlaşılıp kabul edildiği bu günlerde... Bu gün Saadet Partisi de yurt çapında yapacağı mitingleri başlatıyor.

Bu akıl almaz vahşete tepkiler sürerken mücadelenin bir boyutunun da bâtıni âlemde cereyan ettiğine hiç şüphe yok. Allah, her şeye müdahildir, unutmayalım. Haklılara teselli ve cesaret veren de budur.

"Melekler Ağlarken" adlı bir kitap.   Oktan Keleş‘in. Geçen yıllarda bu kitabın ilk iki cildini tanıtmıştım. Biri "Bir Meczubun Rüyası" idi, biri de "Melami Savaşları."

İsrail saldırısından sonra çıkan ilk yazımda bu savaşın bir dinî arka planı olduğundan bahisle, bunu eldeki siyasi verilere göre tahlil etmenin mümkün olmıyacağını yazmıştım. Nitekim sonra pek çok yazar bu görüşü teyid edici yazılarla Muharref Tevrat‘tan örnekler vererek katliamın hangi temellere dayandırıldığını yazdılar. Esasen bunları çok uzun senelerdir yazıyoruz ama şimdiye kadar pek kulak asan yoktu. Şimdi artık iş saklanamayacak bir hal aldı. Aslında kimsenin, özellikle İsrail‘in sakladığı da yok. Katliamı haklı göstermek için HAMAS kozunu kullanıyorlar ama katliamın boyutları bunun, HAMAS‘ın çok üstünde bir gerçeklik taşıdığını gösteriyor.

"Melekler Ağlarken" yetkin bir roman kimliğinde ama ilk kitapların tanıtımlarında yer alan bir açıklamada olduğu gibi,  bundan daha öte nitelikler de taşıyan bir kitap. Hızır A.S.‘ın tarih sahnesine çıktığını haber veren bir tarihi dönemi işaret ediyor. Bu ayrıntıları görebilmek için, kitabı, kitapları okumak lazım. Ben şimdi ordan iki hadiseyi ele alıp, bu kitapların devamı olan dördüncü kitapta anlatılacağı haber verilen başka bir bilgiyi sunacağım.

 
İlk anlatacağım şey, Hitlerin mumyasının hikayesi. Bu mumya, şimdi İsrail‘de bulunuyor ve İsrail‘i kuran adamın mumyası olarak bir gün, Büyük İsrail kurulduğunda (!) ortaya çıkarılmak üzere saklanıyormuş. Tıpkı Saddam‘ın "Kürdistan‘ın kurulması" için kullanılıp idam edilmesi gibi, Hitler de bu anlamda kullanılmış.

"Binlerce Yahudi Avrupa‘dan, özellikle Almanya‘dan göçe zorlandı ve sürüldüler."

Hitlerin cesedi İstanbul‘da mumyalanıyor, sonra da bu işi yapan Yahudi aile şahit bırakmamak için yakılıyor. NAZİ‘lerin yaktığı söylenilen bu ailenin resimleri 2006 Pazar, Zaman Gazetesi‘nde neşrediliyor. (Turkuaz ekinde) kitapta bu ailenin ve birdenbire ortadan kaybolan, aynı olaya karışmış öbür ailenin de fotoğrafları var.

Bir de Ramses‘in sakalının çalınması hikayesi var. Mısır‘daki müzeden çalınıyor ve Mısır bunu fazla büyütmeden örtbas ediyor. Sonra bu sakalın izine Amerika‘da rastlanıyor. Amerikan ve İngiliz gazetelerinde, bunun Mısır hükümetine teslim edildiğine dair yazılar çıkıyor. Sonrasının hikayesi şu:

"İsrailli bir iş adamı sakalı Amerika baş hahamının eline ulaştırıyor. O da Pensilvanya‘da göl kenarındaki bir malikanede bulunan, MOSSAD güdümünde İbrani asıllı bir Amerikalı iş adamı hüviyetindeki şahsa teslim ediyor. CİA İLE MOSSAD bu keçi sakalı yüzünden birbirine düşüyor. Çünkü bu sakalla DNAtestleri yapılıp yeni bulunan tekniklerle Ramses‘in karakterinin ve fizyolojisinin analizi yapılarak kök hücereleri üretiliyor. RAMSES‘in özelliklerini taşıyacak bir Firavun‘u böylece dünya sahnesine çıkarmayı istiyorlar. Ramses‘in yüz şekli, arkeologların ve güvenlik birimlerinin kullandığı yüze et giydirme tekniğiyle çözülüyor."

Bu arada Avrupa‘daki yeni başkanlardan birinin adı zikrediliyor ve bu başkanın AB‘yi bir Vatikan projesi olmaktan çıkarıp bir İsrail projesine döndürmekle vazifeli olduğu iddia ediliyor.

Bu anlatılanları akıl almaz buluyorsanız haklısınız. İsrail‘in Gazze saldırıları da aynı derecede akıl almaz bir iştir. Hak savaşçıları, bâtında ve zâhirde bu şeytani güçlerle savaşa devam ediyorlar ve zafer inşaallah onların olacaktır.

https://www.milligazete.com.tr/haber/1204295/tam-da-bu-gunlerin-kitabi

 Tam da bu günlerin kitabı (2)

Şimdi dördüncü kitapta, olacağı belirtilen bazı meil bilgilerini alıntılıyacağım. Daha önce ilk iki kitabı, Melami Savaşçıları‘nı ve Meczubun Rüyası‘nı, şimdi de Melekler Ağlarken‘i tanıtmaya çalışmıştım.

"Dünya genelinde oluşturulmaya çalışılan sözde yeni dünya düzeni, birçok dengesizliği de beraberinde getirdi" diye başlıyor yazı. "Bush‘la tam başarıya ulaşamayan şeytani planın Barak‘la tamamlanması isteniyor."

"Obama‘nın seçim zaferi, tamamen, ona yeni görevler yükleyenlerin bir lütfudur."

Sonra Dominiken, Fransisken ve Cizvit tarikatlarından bahsedilerek şu bilgi veriliyor: Dominiken ve Fransiskenler bir yana, Cizvitler tarikat gibi algılanamayacak kadar dünya çapında bir camiadır. Bunlar Hıristiyan dünyanın elitlerindendir. Onlar için en önemli unsur papa ve kilise değil, papalık makamıdır.

"Ne var ki Dünya krizi Vatikan‘ın hisselerini ciddi anlamda vurmuştur."

Vatikan‘ın görevi:

"Birinci bin yıl Avrupa‘nın, ikinci bin yıl Afrika‘nın, üçüncü bin yıl Asya‘nın Hıristiyanlaştırılmasıdır."

Krize krizle karşılık vermek isteyen Vatikan, beslenme damarlarının tıkandığını anlayınca ABD ile ortaklaşa, bu krizi aşmak istemiştir ve Hindistan olaylarını bu açıdan incelemek yerine olur, deniliyor. Burada dikkat çekilen 11 Eylül‘le ortaya atılan sözde "İslâmî terör"dür.

16. Benediktus‘un dinler arası dialogun mümkün olmadığına dair sorgulamaları; 12. Benediktus‘un Nazilerle gizli anlaşma yapan 12. Pius‘un aziz mertebesine çıkarılması için ayin düzenleneceğinin İtalyan basınında duyurulması; 16. Benediktus‘un, Vatikan radyosunda, Ermeni soykırımını doğrulayan Lübnan Ermenileri‘nin dini lideri Avram‘a bu konuda destek vermesi; Papa‘nın Tapınak şövalyelerini tanıması; Avram‘ın Birleşik Arap Emirlikleri, Kıbrıs Rum kesimi, Kanada ve ABD‘den gelen piskaposlarla yaptığı Vatikan ziyareti, Avram‘ın:

Obama‘nın ABD‘nin 44. başkanı olması ise başka metafizik açıklamalara sebep oluyor, Tevrat‘ta ve İncil‘de. Ayrıca Kabala‘da 44 "efendi müjdecisidir" denliyor.

Bunları çarşamba günü anlatacağım inşaallah.

Şimdi, Filistin‘in kahraman halkına ve direnişçilerine cesaret, dayanıklılık, güç, kuvvet dileyelim ve Pazar günü Çağlayan meydanında görüldüğü gibi Batıl‘a karşı bütün haksever güçlerin, onun yanında, olduğunu bildirerek, Onu Allah‘a emanet edelim.

https://www.milligazete.com.tr/haber/1204136/tam-da-bu-gunlerin-kitabi-2