ÖtükenOz'da

8 Şubat 2020 10:05 tsi
ÖtükenOz'da

 ÖtükenOz'da 

Gökyüzü hasret bakışlım bir mihrap izinde. Adeta ışıklar,  karanlıkları delip geçen bir fırtınadan çıktı. Deli gönlüm yakar sinemi yaktıkça Ötükenoz seslenir boz bulaklı baş Karahan’dan sesler getiriyordu. Muhteşem bir leşker uğultusu Türk Dünyası’nda  yankılandıkça Kopuz Ata'nın.

Ata kopuzun sesinin özlenişini barındıran kalpti. Atalardan ata çıkıyor. Tengir oz yalvacına kıymetli otağın sesinden sesleniyordu. Kristal mi desek? Kalbi yamandır. Acun da düzenle bir oynaşan izi yakalamak ondan çıkan değerleri bilmek. Hakikatin uğultusunu düzenlemek gerekiyordu. Hakikat, masivanın avcılarını çeker içine. Zaman ötesinden aşurlar sunar.  Her hakikatin bir kalbi vardır. Her hakikatin mavisi süreklilik söylevinde yalnızca bir dönüşün çekim noktasından yaradılmış esas kaynaktan faydalanmış. Mavinin hakikatini dünyada yaratır iken aşk moru geceler güneşleri süslüyordu.  Mor efendinin en üst akımlarından esinlenerek süslenmiş efendilik tohumlarının Türkçesine türediği bir salınım diyarlarının mevsimlerinden yıldızlarından geliyordu. Her bir takım renklerle kaynaşıp bir ozlaşarak bir türeyiş barındırır. İçinden canlanan masiva ruhunun ötesinde ki hayalleri nesilleri esinleri canlandıran bir çağ idi bu. Çağlar hep hayat suyunu özlemiş. Özden sayıldığı hayırlar takip edilircesine yollarını canlandıran bir maraldır. Bu maral Türk'ün binengeci ögatının bir türevi, türeyişi.

 Her avcı aşk kudretinde nesilleri yıldızlardan seçen bir okumayla özel öğretisini yazdığı bir Ötükenoz. Sahibinin her halinden ilk aşktan türemiş. Tengri hallerin sonsuzluğuna türeyen bir mihrap eylemiş doğunun güneşinden doğan hakikati. Batının hakikati başka yaşanır der iken batı canlanışın hayatlanışın tabirini özel süsle yaşamış. Tabi yıldız ötesinin yön olmayan batısı. Göklerin batısı. Doğu ise başka sevdaların türeyişinin canlanış ilmi. Batıda manalanışın harikulade renklendiği tacını giydiği ay soyu, kutlar Tengri'ye gımlandığı anda bu soy doğdu. Doğu ise yaradılış yolunun efsaneleştiği Türkün kefenlerinin bulunduğu manadan cisme girişin yani yaradılışın manalandığı cismin mana mananın cisim bulduğu aşk soyu. Kimi zaman batı doğuyla karıştı doğu batıyla karıştı. Hepsi ilkten doğmuştu aslında.İlk ise kainata gelmemişti henüz..

 Mana her şeye biçilen değerin görünümleri bütünüdür. Bu görünümler kimine yıldızdan kimine Ay’dan işte yolda bu bir anlamda. Görünümler insanlara verilen özelliklerin açıldığı bir cevherde ritüel ve ilimle bulunan manada açılıyordu.  Mana okunu yaslamışsın göğsüne yaratır her an seni arşında. Frekanslar titretir arşı göğsünde. Dokunur yaratılmış onok Kopuz'u deruni algılar düzeni. Acunun ve hatta üst gökler sırrında bu gün ki çalgılara benzemeyen çalgı gibi bir ayarlanış frekanslar âlemi yeri vardır. Bu kâmil insan da ki oluşlara göre tüm kâinattın fıtratında bir yaradılışa sebep oluyor. Bunu ancak hakiki arş sultanları uğraşsalar sonsuzluktan ne kadar ahenk ayarlanış ahenklerine girecekler ayarlayacaklar ki. Bu aşkı tadabilen buraya mana olarak gidebilenler bulundukları hakikatten belki de ulaşılmazlara ulaşıyor. Durmaz bir kâinatın uçuşu kahramanlığına bürünüyorlar. Beden olarak giden belki de bu sidretül müntehadadır. Belki de sadece Muhammed(s.a.v) mi bilemem.. Başkaları gider mi bilmem. Ancak burada yaşam yok başka bir ayuşa yortusu sonsuzluğun başka yarenlik deryası var oluşu var. Burası ne okoza ne başka bir yere benziyor..Belki de Ötüken’de bunun başka bir yansıması var.. Bilemem… Başka değerde  var olmuş.. Ancak buna benzemiyor. İşte bu öğretiden belki yerin üstün sırlarına giden bir ok var. Bir okla bu diyarlara manada gidebilir miyiz? Ötüken yansımasını bulsak hangi şanları kutlandırarak çağları delen bir ok buluruz. Değerli Oktan Keleş abim Tengri'nn Türk'ün de “Bir Ok at ki çağları delsin” demişti. Acaba  bu ok atılan sesinde bundan ne gibi değerler kazanır. Bu ok bu çağa sığmayan bilgiden ne kazanır. Ok dışından okta neler görünür.  Ok düşler ülkesinin bir yabancısının tinlendiği bir güneşin yapışmasıydı. Belki de belki de biz bu güneşin yörüngesini yerine getirtecek asa ilme oka ulaşmalıydık.

 Kim bilir gökte ne sırlar saklıydı.. Ok sireti ruha nüfuz eden bir yayla titreşerek ruha dönüşür. Buluştuklarında hedefte aşkta hep bir titreşmede buluşurlar. Kimi Oklar göğün güneşinin kıvılcımlarıydı belki de.. Belki de sidrenin kalbinin buluşması yansıması sevdalanmasıydı öğretisine. O da acuna dönmek istemiş bu alemde ama bu alem ne ki onun için. Esasına bürünmek ister her şey. Ok sarayında ruhaniyetler tenlenir. Bu tenlenme acunun Ten ruhuyla grileşmesi olsa gerek.. Başka mecaz ten.  Gri bürünme gibi manadan manaya yayılma şekillenme mecaz, kudretlenme, yayılma yansıma ve özde buluşma.. Maksat hal diyarında mizaç tohumu eken bir görünümle Kalu Bela demek..Ten gri Tengri.. Tabi çok soyut mecazlar kullanıyorum.

Bir gün ÖtükenOz da Türk kalmak dileğiyle.

Kalp sırrınca buluşalım.. Bir Türk aşkın yaradılışını kahramanca yaşarsa Türk için acun hakikatine kavuşmuş demektir. İşin hakikati bu her şey oldu bitti bile. Tüm Türk diyarında dünyalarcasına insan Türklük aşkını yaradılışı kahramanca yaşıyor…

Tengir Biz Menen!

Volga Ayhan

Bu haber 3,890 defa okundu.