En Sıcak Konular

Hüsnü Dede

6 Haziran 2016 14:08 tsi
Hüsnü Dede Münir Derman Anlatıyor: Hüsnü Dede

Bundan 26 sene evvel, küçük bir kasabada devlet hizmetinde doktorluk yapıyordum. Kasabaya gelişimden 6 ay sonra 80 yaşlarında 5 evladını harp meydanlarında şehit olarak bırakmış , hayatta ancak 55 yaşında çocuksuz dul kalmış bir kızının çamaşır yıkayarak temin ettiği nafaka ile geçinebilen Hüsnü Dede isminde  zaıf  , fersiz gözlü , nurani yüzlü bir ihtiyarı kazanın Müftüsü gösterdi. “ Doktor bey bu zat kur’andan bir-iki küçük sure ve Elham’dan başka bir şey bilmez.Para veririsiniz almaz, bulursa ekmeği suya batırarak yer; garip olduğu kadar hoş, sessiz, hakiki bir mü’mindir.”

“Kasabamızın zenginlerinin nedendir bilmem şefkat ve yardım kolları kısadır. Kızılay’dan bu zavallı ihtiyara yardım yapabilir miyiz?” diyerek hükümetteki daireme gelmişti.Ben, Müftü efendi, bu adamcağıza ben bir fırın göstereyim oradan her gün iki ekmek alsın, haftada beş lira cebimden yardım yapayım.Amma kendisi bunu şahıstan değil Kızılay’dan aldığını bilsin, dedim.Böyle yapmamın sebebi o küçük kazada Kızılay teşkilatı olmamasındandır.Müftü memnun ve bu düşündüğümüz işi tatbike başladık.Bu hal 4 sene sessizce devam etti. Hüsnü Dede bazen camiden çıkarken değneğe dayanarak daima yaşlı olan gözlerini silerek bana dua ederdi. Bir gün “ Dr. Bey ben ölürsem gazhanenin yukarısındaki mezarlık var ya onun en tepesine beni gömdürür müsün? ” demişti. Aradan birkaç ay geçmiş bugünkü gibi hatırlıyorum Eylül ayı 22’nci günü hava soğuk bir rüya görmüştüm :

Yemyeşil bir üzüm bahçesinde dolaşıyordum. Karşıdan Hüsnü Dede bana Dr. Bey bana üzüm verir misin ?dedi. Uyandım ; Eylül 23 evimden çıktım .Rüzgarsız bir hava hafif hafif kar başladı. Hükümete gidiyordum sağ tarafta küçük bir meydanlığın dibinde büyük bir kahve vardı. Kahvenin önünde bir ağız münakaşası işittim oraya yanaştım. Dinç, sakallı, iriyarı bir adam orta cesamette bir sepetin içinde siyah üzümler getirmiş, bir manav da bunu almak istiyor. Kilosuna 60 kuruş istiyor. Manav baba sen delirdin mi? Bundan bir ay evvel on kuruşa üzüm satıyorduk, üzümcü “ oğlum bu son üzümdür. Son üzüm ben sakladım bunu şimdi getirdim; İster alırsın ister almasın” diyordu. Üzümcüye yanaştım, Amca iki kilo ver dedim. Tarttı kahvenin yanındaki bakkaldan bir kese kağıdı alarak üzümleri koydum. Daireye geldim. Kar devam ediyordu. Dairenin alt katında Müftülük dairesi vardı. Müftüyü aldım yanıma birde sağlık memuru alarak kasabanın son evlerinden başlayan küçük bir tepenin yamacında bulunan kulübe şeklindeki Hüsnü Dede’nin evine gittik. Sağlık memuru evin kapısına yanaştı. Seslendi : Hüsnü Dede doktor bey geldi, Müftü efendide var.Yaşlı kızı kapıyı açtı. Biz hemen odanın içindeydik. Ben, Hüsnü Dede sana üzüm getirdim deyince doktor bey ben bu gece seni üzüm bağında gördüm, üzümde istemiştim. Bunu nerden biliyorsun dedi.Titrek elleriyle üzümden üç beş tane yedi.Hüsnü Dedeyi muayene ettim. Senelerin erittiği vücutta artık öteki tarafa niyetli olduğunu bildiren emareler görülmeye başlamıştı. Yarım saat sonra yanında ayrıldık. Ertesi günü Müftü Efendi ben, sağlık memuru tekrar Hüsnü Dede’yi erken saatte görmeye gittik.

Hüsnü Dede zaten yirmi beş günden beri yerinden kıpırdayamıyor. Bana “ Doktor Bey gazhanenin üstünü unutmadın değil mi? “ dedi. “ Ben artık yolcuyum. Bana hemen şimdi biraz Kur’an oku dedi. Okumaya başladım. Aşağı yukarı altı-yedi ayet okudum. Birden bire Hüsnü Dede ağlamaya başladı. Beni kaldırın kaldırın Müftü efendi ben sağlık memuru yatağından Hüsnü Dede’yi ayağa kaldırdık. Koltuk altlarından tutuyorduk. Bütün sikleti kollarımızda idi. Birden (LAİLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RASULULLAH) dedi. Gözlerini küçük kulübesindeki pencereye doğru dikti. Yüzünde bir tebessüm belirdi ve yüksek sesle ( Niçin zahmet buyurdunuz ya YA RASUL ALLAH)  derken Hüsnü Dede kollarımızın arasında ruhunu teslim etti.

 Bir anda odayı hiçbir kokuya benzetemeyeceğim ve kelimelerin belağatiyle bile ifadesi gayri mümkün hoş bir koku kapladı. Bugün rahmetli olan Müftü Efendi yüksek sesle Tekbir getiriyordu.

İkinci günü Hüsnü Dede’yi bana söylediği gazhanenin üstündeki toprağa vermiştik. Bu canlı hatırayı okuyasınız diye sizlere anlatmamın sebebi Hüsnü Dede’yi geçen rüyamda gördüm. Bana dedi ki “ Doktor Bey beni unuttun mu? “ Sebep budur. Nur içinde yatsın Hüsnü Dede.

Op.Dr.M.Derman (6/9/1962)



Bu haber 6,559 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,905 µs