En Sıcak Konular

Zikir ve Duru Görü

12 Nisan 2016 07:16 tsi
Zikir ve Duru Görü Zikir ve Duru Görü

ZİKİR VE DURU GÖRÜ

Selâm üzerinize olsun 16 Yıldız ailesi,

Bu hafta sonunu ocağımızda geçirdik, dostlarla ve Oktan hocamızla hasret giderdik çok şükür. Nasibimiz varmış ki, daha önce hiç deneyimlemediğim, fakat uzun zamandır katılmak istediğim ZİKİR çalışmasına dahil olduk.

Oktan hocamız, orada bulunanların çoğunun daha önce bir zikir çalışmasına katılmadığını bildiğinden; daha kapsamlı olan HALKA ZİKİR yerine, alıştırma niteliğinde olan RİTİM ZİKİR çalışması yaptırdı. Bu zikirde, Oktan hocamız bendir ile belli bir ritim tutup; herkesin bulunduğu yerde; bu ritme uygun olarak ve ses tonunu ayarlayarak; nefesi verme esnasında Ya Hayy esmasını söylemesini istedi. Dakikalar geçtikçe Oktan hocamız ritmi arttırdı ve biz de buna uygun olarak zikri hızlandırdık. Bu hızlanma esnasında, esmayı nefes verirken zikrettiğimizden dolayı nefes alışımız da hızlandı ve dolayısı ile vücuda ve  beyine giren oksijen miktarında artış oldu. Bunun sonucu olarak hem nefesimiz açıldı, hem de beynimizin çalışma şeklinde bazı farklılıklar oluştu! Tabii bunda, zikredilen esmanın ve zikri kimin yönettiğinin de çok büyük etkisi var.

Yaklaşık 15 dakika süren zikir bittiğinde, kapalı olan gözlerimi hemen açamadım. Zira, hem kalp atış hızım artmış, hem ellerim ve bacaklarım titriyordu; hem de halen görmekte olduğum vizyonu kaybetmek istemiyordum!

Evet, zikir esnasında farklı vizyonlar görmüş; dahası bu gördüğüm vizyonlara müdahale edebilmiştim. Bunun sadece bana has birim durum olduğunu sanıyordum, fakat zikir sonrası yaptığımız sohbette bir çok Kalperenin 'abi, sen ne gördün?' Diye sorması ile, durumun bana özel olmadığını, zikir katılan herkesin değişik vizyonlar gördüğünü anladım.

Kimi Kalperen, sahabe ile birlikte olduğunu; kimi ise bir çölde yürüdüğünü görmüştü. Ben ise, toprak rengi sarı olan bir araziye çekilmiş olan upuzun bir tel örgü; tel örgünün dış tarafında, yerde tekerlek izleri, diğer tarafında ise sarı bir bina gördüm. Başımı biraz ileriye çevirince, telde 'Askeri bölge, girilmez!' Uyarı levhasını farkettim. İç taraftaki binanın arkasında başka bir binanın köşesi görünüyordu. Fakat bu binanın rengi açık yeşildi. Rengi farklı olduğu için binanın ne olduğunu merak ettim ve girişini görebilmek için bir kaç adım ileriye yürüdüm. Bu esnada gerçek bir mekanda gibi hissedip, gerçekmiş gibi hareket edebildiğimi farkettim! Biraz ileri yürüyünce, binanın girişinde T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Güloğlu Ilkokulu yazdığını gördüm.

Bunu bu kadar detaylı anlatmamın sebebi ise, zikir esnasında yaşadığımız bu tecrübenin tamamen duru görü olduğu ve buna müdahale edebiliyor olmam idi. Keza, bu tecrübemi Oktan hocamıza anlattığımda, son derece ilgili ve dikkatli bir şekilde dinledi ve diğer arkadaşların da yaşadığı tecrübeleri öğrenmek için sorular sordu.

Duru görü tecrübesi, birçok kimsenin yaşadığı bir tecrübedir. Ancak duru görüyü yönlendirmek için çok büyük çalışmalar yapmış olmak ve bu işte uzmanlaşmış olmak gerekir. Biz ise, Oktan hocamızın bize yaşattığı 15 dakikalık bir tecrübe ile, duru görüyü yönlendirebilecek bir hale geldik. Bu son derece muazzam bir deneyim! Duru görü ve bunu yönlendirme, ileriki zamanlarda tüm insanlığın yaşamak isteyeceği, dahası sık sık kullanacağı bir iletişim yolu,  hatta hayat tarzı olacaktır. Buna inancım sonsuzdur. Değerli Oktan hocamız, şimdiden biz Kalperenleri bu hale alıştırmakta ve geliştirmekte, biiznillah.

Gözlerimi açmak istemeyişime neden olan diğer bir vizyon-duru görü ise Saturn gezegeni ve halkaları idi. Uzaktan gezegene doğru yaklaştım. Tam halkalarına yaklaşmak ve içine girmek üzereydim ki, zikir sona erdi. Ben de, 'belki gözümü biraz daha kapalı tutarsam, görüşüme devam edebilirim' Dedim kendi kendime... Ama nafile. Zikirle beraber duru görü de sona erdi. Burada, Saturn gezegenini bir kenara not etmenizi isterim dostlar. Çünkü daha sonra gelecek olan bir başka konuda bu gezegene tekrar değineceğiz, inşaallah.

Daha sonra Oktan hocamıza, 'bunu kendi başımıza yapsak, aynı sonucu alırmıyız?' Diye sordum. Cevaben, 'burada zikri yöneten kişi ve onun verdiği ritim çok önemlidir. Yönetenin, ne yaptığını biliyor olması gerekir. Bilmeden yapılacak bir şey değil!' Dedi.

Daha nice ilimlere, Oktan hocamız ile birlikte erişmek dileği ile, hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Bülent Ateş



Bu haber 13,434 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,454 µs