En Sıcak Konular

İstanbul'un Şifresi ve Oktan Keleş

3 Kasım 2010 09:44 tsi
İstanbul'un Şifresi ve Oktan Keleş Son zamanlarda İstanbul haritasında çeşitli silüetlerin olduğu söylenmektedir. Oktan Keleş bu konuyu Melami Savaşları Kitabı'nın son sayfalarında önceden açıklamıştı.

 

Son zamanlarda İstanbul haritasında çeşitli silüetlerin olduğu söylenmektedir. Oktan Keleş bu konuyu Melami Savaşları Kitabı'nın son sayfalarında önceden açıklamıştı. Ancak burada açıklanan silüetlerle, Oktan Keleş'in açıkladığı silüetler farklıdır. Olayların gerçeğini Oktan Keleş'in yazdıklarında aramak gerekir.

8sutun.com'da yer alan haberde:( http://www.8sutun.com/haberdetay.asp?Newsid=93115) şöyle denilmektedir:

İstanbul haritasında yüz silüeti!

 

İstanbul haritasının dünyanın en büyük silüeti olduğu ortaya çıktı... Yatay olan harita dikey olarak çevrildiği zaman ortaya insan yüzü çıkıyor... 


  Dünya üzerindeki konumu yatay olan İstanbul haritası dik çevrildiğinde insan yüzünü andıran bir silüet ortaya çıkıyor.


 Haritaya dikey olarak çevirip bakanlar insan yüzünü Fatih Sultan Mehmet'e benzetiyorlar. Silüeti Fatih Sultan Mehmet'e benzetenler burun kısmının farklığılığına dikkat çekiyorlar. Florya bölgesindeki kum çekmelerin bu farklılığa neden olduğu iddia ediliyor.



Silüet Fravunlara da benzetildiği gibi, İstanbul'a, Anadola yakasıyla birlikte bakıldığında ise karşınıza bir Semazen beliriyor...

Bunu ilk kez gündeme getiren isim isi bir araştırmacı. Araştırmacı Ferdi Yılmaz, İstanbul haritasının dünyanın en büyük insan yüzü silüeti olduğunu iddia ediyor.

 

Oktan Keleş,bu konuyu daha önce şu şekilde açıklamıştı:

 Marmara İstanbul haritasına bakıldığında kara parçasının yarım balık şekli olduğu açıkça görülür. Balığın kafası –burun kısmı Kız Kulesi'ne bakar.

İki denizin  birleştiği yerde bize bir şeyler oluyor.

Tüm bunlar Kur'an'ın şifresi değildir. Kur'an apaçık indirilmiştir. Şifre kitabı değildir.

 Kehf Suresi'ndeki iki denizin birleştiği yer İstanbul Boğazı'dır.

 Kehf Suresi'nde Musa (as) ve yol arkadaşı Yuşa (as) Yaradan'ın katından ilim verdiği kulunu (Hz.Hızır'ı) görmek için yola çıkarlar.

Musa (as):

 -Gerekirse hiç dinlenmeden yürüyeceğim,iki denizin birleştiği yere varacağım der.

Yanlarına azık,yiyecek olarak kurutulmuş balık alırlar. Aldıkları balık Hz.Hızır ile karşılaşmaları için bir işaret olacaktır.Balık bir mucize eseri canlanacaktır.

Canlandığı yerde Hızır (as) olacaktır.Epey yürürler.

Musa (as) yol arkadaşına yemek için balığı getirmesini ve acıktıklarını söyler. Yuşa (as):

-Balık canlandı. Kıyıya sığındığımızda şaşılacak bir şekilde denizde yol tuttu ve gitti der.

Musa (as):

-İşte o şahıs oradaydı der

ve birlikte izlerini takip ederek geriye; balığın canlandığı yere varırlar.

Hz.Hızır orada bulunmaktadır. Bundan sonra Musa (as) ve Hızır (as)  üç hadise yaşar:

 İSTANBUL AHİR ZAMANINA ŞİFRE:

 1- İki denizin birleştiği yer= İSTANBUL.

 2- Kurutulmuş balık yemek için olan işaret = Bu yer  HALİÇ'tir.

 *Ahir zamanda adeta kurutulmuş, insan eliyle bataklık hâlini almıştı.

İş yerleri, fabrika atıkları –aş; yani yemek.

*Haliç'te yaşam durmuş, hiçbir balık yaşamamaktaydı. Yani canlı balık yoktu. Ancak

*Aynı Haliç ahir zamanda –2000'li yıllarda- temizlenerek tekrar canlandı. Hayata kavuştu. Balıklar Haliç'te hayat buldu.Yani tekrar canlandı.

*Bu canlanma, bütün şehrin canlanmasının sembolü oldu.

*İstanbul 2000'li yıllarda çok büyük bir canlılığa kavuştu.

*Kültür başşehri İstanbul'un önemi her sahada artmaya başladı.

*Bütün dünya İstanbul'da oldu.

 Ahir zamanda bu balık;  yani İstanbul yine canlandı.

Ve  daha da canlanacak.

 3- Musa (as) ve Yuşa (as) bugünkü Kız Kulesi'nin kayalıklarına sığınmışlardı.Yuşa (as) Kehf Suresi 63.Ayet'te :

 [YARDIMCISI] : " OLACAK ŞEY Mİ BU?"  DEDİ, "O KAYANIN YANINDA DİNLENMEK İÇİN DURDUĞUMUZDA, NASIL OLDUYSA, BALIĞI UNUTMUŞUM.  BUNU OLSA OLSA BANA ŞEYTAN UNUTTURMUŞ OLACAK!  TUHAF ŞEY, NASIL DA YOL BULUP SUYA ULAŞTI!" 

 61.AYETTE DE :

HER İKİSİ İKİ DENİZİN BİRLEŞTİĞİ YERE VARINCA BALIKLARINI UNUTTULAR. BALIK DENİZDE BİR YOL TUTUP GİTMİŞTİ.

 4- Ahir zamanın İstanbul'una bir işaret de balığın oturdukları kayadan canlanıp şaşılacak şekilde bir yol tutup gitmesidir ki bu da bugün Üsküdar'da Kız Kulesi yanından, bu kayalıklardan, denizin dibinden bir " tüp geçit "in yol tutup karşıya haritadaki balığın kafasına gitmesidir. Yani Ahir zamanda ilk defa İstanbul'da Üsküdar'da denizin dibinden  Ayetteki yol tutan balık gibi bir yol gitmektedir.

 5- Musa (as) ve Yuşa (as) önce Haliç'e, bugünkü Eyyub el Ensarî Hazretlerinin bulunduğu yere gelmişlerdi. İlk balığın burada canlandığını öğrenmişti Musa (as); ama buradan tekrar geriye, karşıya, Üsküdar'a, bu kayalıklara; yani Kız Kulesi'nin bugünkü yerine gelmişlerdi ve Hz.Hızır'ı o zaman görmüştü Musa (as).

 6- Hz.Eyyub el Ensarî fetih için İstanbul'a, bu noktaya gelmiş;fakat nasip olmamıştı. İstanbul'da bugünkü Eyüp ilçesi ve Türbe İstanbul haritasındaki balığın tam kafasında; yani beynindeki noktadadır.

 7- Kehf Suresi'nde Musa (as) ile Hz.Hızır'ın yaşadığı üç hadiseden İstanbul'a ait olan işareti:

Duvarın örülme hadisesi:

77. Ayet:

YİNE YÜRÜDÜLER. NİHAYET BİR KÖY HALKINA VARIP ONLARDAN YİYECEK İSTEDİLER. ANCAK KÖY HALKI ONLARI MİSAFİR ETMEKTEN KAÇINDILAR. DERKEN ORADA YIKILMAK ÜZERE OLAN BİR DUVARLA KARŞILAŞTILAR. (HIZIR) HEMEN ONU DOĞRULTTU. MUSA (AS): " DİLESEYDİN ELBET BUNA KARŞI BİR ÜCRET ALIRDIN DEDİ."

82.Ayette bu hadisenin açıklamasını Hızır (as) şöyle yapar:

DUVARA GELİNCE ŞEHİRDE İKİ YETİM ÇOCUĞUN İDİ. ALTINDA ONLARA AİT BİR HAZİNE VARDI. BABALARI İSE İYİ BİRİYDİ. RABBİN İSTEDİ Kİ O İKİ ÇOCUK GÜÇLÜ ÇAĞLARINA ERİŞSİNLER VE RABBİNDEN BİR RAHMET OLARAK HAZİNELERİ ÇIKARSINLAR. BUNU KENDİLİĞİMDEN YAPMADIM. İŞTE HAKKINDA SABREDEMEDİĞİN ŞEYLERİN İÇ YÜZÜ.

8 - Bu Ayetin İstanbul ahir zamanına dönük işareti:

Bugün İstanbul şehri surlarıyla, yıkılmakta olan imaretleriyle onarılarak, ayağa dikilmektedir. Birçok kişi -özellikle surları- "Niye onarıyorsunuz? Bırakın yıkılsın. Restore ediyorsunuz. O zaman bunların atalarının şimdiki torunlarından para alın, ücretini alın."diyor. Tıpkı Musa (as)'nın Hızır (as)'la onardığı duvar gibi.

İŞARETLERİN YORUMU:

9- Artık ahir zamanda Haliç canlanmış,dolayısıyla balık; yani İstanbul canlanmış.

*Tekrar Hz.Hızır sahnede.

*Kız Kulesi ,asırlarca bir gizem. Çeşitli efsanelerle örtülmüş ve unutturulmuş.

*Ahir zamanda Türk Milleti o iki yetim çocuk gibi tekrar güçlü çağlarına erişecek ve dünya, kutsal emanetlerin (duvar altındaki hazineye işaret) bulunduğu İstanbul'dan yönetilecek.

*Dünya İslam hakimiyetine kavuşacak.

*Definelere hakim olunacak.

*Tüm bu gizli bilgileri tıpkı 63. Ayette Yuşa (as)'ın dediği gibi bugün de şeytan ve yandaşları tarafından unutturulmaya çalışılıyor, unutturuluyor, kamufle ediliyor. Ama birileri hatırlıyor.        

*İstanbul Boğazı'nın dibi didik didik araştırılıyor. Çok sırlara vakıf olunuyor; ama gizleniyor.

*Tüp geçitte birçok medeniyetin tünelleri ve kalıntıları bulundu; ama unutturuldu ve gizlendi.

*Uzaydan Marmara'nın fotoğrafları çok özel teknik çekimlerle, Nasa raporlarında  "Tıpkı balık gibi." ifadeleriyle bahsedildi.

*"Nuh'un gemisi" olarak kodlanan bu raporlar daha sonra imha edildi.

*Belli noktalardan bu çekimler yasak.

*Çok açık ve zahirden bile çok net görülebilir; ama şeytanlar unutturuyor, yok ediyor.

İSTANBUL BUGÜN TÜRK MİLLETİNİN ELİNDE VE KIYAMETE KADAR DA ÖYLE OLACAK.

1782 Cibali yangınında Fatih'in Türbesi de kasten Şeytanîler ve şer cephesi tarafından yakılmıştı.

18.asrın sonunda da Büyük İstanbul Depreminde tamamen yıkılmıştı; yani şer cephesi depremi kamufle ederek yıkmıştı. 3.Mustafa onarmıştı. Bugün de aynı planlar var ve hatta Fatih'in naşını çalmak planları dahilinde. Kısacası bu şehirde şeytan da hüküm sürmek istiyor. Artık dünyada her şey gözler önünde oluyor. En basiti erovizyon şarkı yarışmasında şeytan kılıklılar birinci oldu. Bu tüm dünyada çeşitli yorumlara sebep oldu.

Evet. Dünyada her alanda Rahman ve şeytan taraftarlarının savaşı var: Hak ve Batıl. Biz nerdeyiz acaba?   Ama müjde Dünya'ya: stanbul canlandı. İki denizin birleştiği yerde bize bir şeyler oluyor.

 Tüm bunlar Kur'an'ın şifresi değildir. Kur'an apaçık indirilmiştir,şifre kitabı değildir. Bunlar İSTANBUL'UN  ŞİFRESİDİR.

Kehf Suresi bize bir şeyler söylüyor: Musa (as) ve Yuşa (as) bu yolculukta yalnız değildi. Şeytan da yanlarındaydı. Her hayrın yanında ve o hayra mani olmak için. Ona göre akıllı olmak lazım. (Bu görüntü uzaydan özel bir teknikle bakıldığında tam bir balıktır. Normal haritalarda da rahatça görülebilir.)

NOT :Melami Savaşları Kitabı Kasım 2006 yılında yayınlanmıştır...




 


  OKTAN KELEŞ'İN KONUYLA İLGİLİ BAŞKA BİR YAZISI:

Şeytanın Gerçek Yüzü ve 2012

İnsanlık zihnine dünyanın 2012 yılından başlayarak bir nevi çağ kıyametine gireceğini üfleyenler kimler? Tabii ki meşhur küresel sihirbazlar. Medya ve film sektörünüde kullanarak insanlık bilincine küresel ısınma tabirini soktukları gibi şimdide foton kuşağı tabirini beyinlere montaj yapmaktadırlar. İnsanlıkta bu konuda yeni bir bilinç oluşturmak için dünya çapında oturumlar, sempozyumlar düzenlemektedirler.

Son günlerde ülkemizde de medyada bu konu ile ilgili programlara sıkça rastlanmaktadır.

Bu konuda bazı profesör ve yazarların foton kuşağını İslamî argümanlarla açıklama çabasında oldukları görülmektedir.

Yalnız konuşmacılardan birinin şu cümlesine karşılık bir çift kelime edip hemen konunun içrek bilgisine gireceğim.

Şöyle diyordu bir konuşmacı: "Artık dünya karanlıklardan kurtulup aydınlık çağa girecektir."

Oysa Hz. Muhammed (sallalahu aleyhi vessellem) Efendimiz'in dünyayı şereflendirmesi ile zaten karanlıklardan dünya çıkmış ve aydınlığa girmişti. Bunu hemen söyledikten sonra 2012 yılından başlayarak belli periyotlara göre dağılmış tarihler verilerek belli evreler anlatılmaktadır. Dinî ve bilimsel argümanlar harmanlanarak "2012 yılından sonra dünya şöyle olacak…böyle olacak." "Işık çağı başlayacak." diyerek yeni felsefi akımlar ve mistik kavramlar yüklenerek sahte bir dinin ayak sesleri insanlık bilincine duyurularak yavaş yavaş enjekte edilmektedir. Bu çağ sözde bildiğimiz çağlar gibi de değildir. Milyonlar sene zarfında gezegenlerin, yıldızların bir araya gelmesi ile başlayacağı iddia edilen bir çağdır söylediklerine göre. Takdir edilir ki, bu çağa ve bu yeni dine bir de peygamber gerekir. Tabii ki sahte bir peygamber. Senaryo böyle sürüp gitmekte. İnsanlık beynine bunları yerleştirmek için kullandıkları en güçlü silah, zamanın modası 'Mistisizm'dir.

Mistisizmi bilimsel, dinî ve felsefi argümanlarla harmanlayıp insanların beynine reddedemeyecekleri bir şekilde senaryolaştırmışlardır.

Hemen burada bizim yazar, çizer ve bilim adamlarımıza da bir uyarıda bulunmak isterim.

Sakın, bu hiçbir bilimsel gerçekliği olmayan, dinî kaynaklarda delili bulunmayan senaryoya, bilimden ve dinî verilerden örnekler vererek alet olmasınlar. Bu akımın modalaştırılma ve yaygınlaştırılmasında bir payları olmasın.

Hitit, Sümer ve Eski Mısır kaynaklarında bulunan bazı bilgilerle yıldızlara bakıp, gök hareketlerinden bir sonuç çıkartarak bu plana katkıda bulunmasınlar.

Bu bir senaryo dedik. İnsanın aklının reddedemeyeceği delillerle(!) kurgulanan bu senaryo hakkında yazdıklarımıza, 2012'de kullanacakları bir düzenbazlık projesinin belgesini açıkladığımızda umarım hak vereceklerdir.

Tabii her zamanki gibi birileri de kızacaktır.

P=13 ( PLAN:13)

2012 yılına girildiğinde bütün dünya medyasında bir bomba haber "Flaş! Flaş! Flaş!" spotlarıyla yürürlüğe konacaktır. Konu başlığı: "İnsanlık bilinci, tüm gerçek diye bildiklerimizi, ezberlerimizi bozacak bir bilgi keşfetmiştir."

Bazı eski uygarlıklar(!) şeytanı bugün olduğu gibi boynuzlu, sakallı, toynaklı, yarı hayvan biçiminde tasvir etmişlerdir.

Bunu rastgele yapmamışlardır. Meğerse şeytan yeryüzü coğrafyasının bir parçasında kendi suretini göstermişte, o zamanki uygarlıklar bu sureti ileri bilgileri ile nakşetmişlerdir.

Meğerse şeytan Hazar bölgesindeki bir kara parçasında bu sureti insanlığa gösteriyormuş. Tabii bu şeytanın suretini görebilmek için, uzaydan dünyaya bakmak gerekir.

Yazının Devamı için: http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=22



Bu haber 14,843 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,833 µs