1- Stratejik ortağı ABD ile Suudi Arabistan ve Arap ülkeleri Mısırdaki yeni yönetimi sahiplenirken Mursiye destek veren Erdoğan yine açıkta kaldı.
2- Elinden ödül aldığı Kaddafiye Birbirimize sırtımızı dönemeyiz diyen Erdoğan, onun linç edilmesiyle sonuçlanan ABD müdahalesinin destekçisiydi.
3- Başbakan Erdoğan, daha önce Kardeşim dediği ve ailece görüştüğü Suriye Devlet Başkanı Beşar Esadla, 2011de Suriyede olaylar başlayınca hasım olup İstifa et Eset çağrıları yaptı.
İstikrarlı dış siyaseti terkederek Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi kapsamında ABDnin kendisine verdiği rollere soyunan AKP iktidarı ile dış ilişkilerimiz iflas etti
Türkiye yalnızlığa itildi
AKPnin izlediği yanlış dış politika ile Türkiyenin yalnızlığa itildiğini belirten emekli Büyükelçi Onur Öymen şu değerlendirmeyi yaptı: Sıfır sorun demek, ihtilaflı olduğumuz ülkeler dış politikalarını bizim istediğimiz şekilde değiştirmeyeceklerine göre biz onların istediği şekilde değiştireceğiz demektir. Böyle şey olmaz!
Tutarsızlıklar manzumesi
İktidarın dış politikadaki tutarsızlıklarının yeterince dile getirilmediğini kaydeden Öymen şöyle dedi: Mesela, Ermenistanla protokol imzalıyorsunuz, ama Türkiye hiçbir şey kazanmıyor. Ermenistanın her istediği var. Türkiyenin hiçbir istediği yok. Bunun Türkiyeye getirdiği hiçbir şey yok. Türkiyeden götürdüğü çok şey var.
MISIRda bizim söylediğimiz lafı dünyada söyleyen yok. AKPli Hüseyin Çelik, Halk cuntaya dirensin dedi. Siz bunu dediniz, ama en büyük müttefikiniz ABD F-16 uçaklarını vermeyi kararlaştırdı. Yakın ilişkide olduğunuz Suudi Arabistan 12 milyar dolar vereceğini söyledi. Arap ligi destekliyor. Siz ofsaytta kaldınız.
Türkiye, AKP iktidarı ile birlikte Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesini terk ederken, Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOP) kapsamında kendisine verilen rollere soyundu. AKPnin ilk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve o dönemdeki Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu, Yeni Osmanlıcılık politikasının mimarları olarak tarihteki yerlerini aldılar. 2003te AKP hükümeti ABDnin Irakı işgaline destek verirken, Amerikan askerleri Irakta görevli Türk askerlerininin başına çuval geçirdi. Buna karşılık Başbakan Tayyip Erdoğan Irakta savaşan ABD askerleri için duacıyız dedi. Irakın kuzeyinde Türkiyenin de desteği ile peşmergeg reisi Mesud Barzani başkanlığında Bölgesel Kürt Yönetimi kuruldu. Ahmet Davutoğlu, 2009da Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturduğunda komşularımızla sıfır sorun politikası uygalanacağını ilan etti. Ama gelinen noktada Türkiye, bütün yakın ve uzak komşuları ile sorunlu hale gelerek sıfırı tüketti.
NATOnun Libyada ne işi var
Libya lideri Muammer Kaddafinin davetiyle 3. AB-Afrika Zirvesi ne onur konuğu olarak katılan Başbakan Erdoğan, 29 kasım 2010da Kaddafi İnsan Hakları Ödülü Uluslararası Komitesi tarafından kendisine sunulan İnsan Hakları Ödülü nü aldı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, Birbirimize sırtımızı dönemeyiz. Birbirimizden habersiz, ilgisiz, alakasız yaşayamayız. Medeniyetimiz bize şunu emrediyor: Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir ifadelerini kullandı. Bu arada, 15 Şubat 2011de Libyada Batı destekli ayaklanma başlatıldı. Aynı günlerde Almanyada bir toplantıya katılan Başbakan Erdoğana, NATO Libyaya müdahale etmeli mi sorusu soruldu. Erdoğan, Böyle bir saçmalık olur mu yahu. NATOnun ne işi var Libyada. NATO mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması halinde böyle bir şey gündeme getirilir. Bunun dışında Libyaya nasıl müdahale edilebilir. Türkiye olarak bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez dedi.
Gizli görüşme tutanakları
28 Şubat 2011de bu sözleri söyleyen Erdoğan, 14 Mart 2011de, Libya ya da bir başka ülkeye yapılacak NATO müdahalesini faydasız görüyoruz. Faydasız olmanın ötesinde tehlikeli sonuçlar doğurabileceği kaygısını taşıyoruz dedi. Aynı gün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, Libyaya NATOnun direkt müdahalesi söz konusu olamaz dedi. Lübnanın El Ahbar gazetesi, 2013ün ocak ayında Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Katar Başbakanı Şeyh Hamad bin Jassim arasındaki gizli görüşmenin tutanaklarını yayınladı. Görüşmenin tarihi 13 Mart 2011. Tutanaklara göre, Davutoğlu ile Jassim, NATOnun Libyaya yapacağı müdahaleyi en ince ayrıntılarına varıncaya kadar planlıyorlar. 19 Martta Libyaya Türkiye ve NATO müdahalesi başladı, 23 Ağustos 2011de de Trablusun düşmesiyle Kaddafi rejimi yıkıldı. 20 Ekim 2011de ise Sirtede yakalan Kaddafi linç edildi.
Türk şirketleri zarar etti
Libyada Kaddafi dönemini sona erdiren isyan ın Türk firmalarına faturası da oldukça ağır oldu. Kaddafi rejiminin devrilmesinin ardından Libyaya dönen Türk firmalardan 147si şantiyelerinin zarar gördüğüne yönelik beyanda bulundu. Şirketlerin beyanlarına göre bu firmaların şantiyesinde makine ve ekipman olarak toplam 371 milyon 456 bin 162 dolarlık zarar oluştu. Türk firmaların isyan nedeniyle Libyadan tahsil edemedikleri hakedişler de katlandı. Yine o dönemdeki raporlara göre, firmaların Libya devletinden 1 milyar 611 milyon 887 bin 720 dolarlık hakediş alacağı oluştu.
Dünyada sıfır sorun diye bir kavram yok!
Emekli Büyükelçi Onur Öymen, dış politikada Türkiyenin yalnızlığa itildiğini kaydederek, Dış politika yönetiminde başından beri yaptıkları hatanın bedelini ödüyorlar. Bir takım parlak fikirlerle çıktılar ortaya, ama o parlak fikirler gerçekçi değil. Sıfır sorunpolitikası dediler. Dünyada bizden başka bunu söyleyen var mı. Dünyada sıfır sorun diye bir kavram yok. Sıfır sorun ne demek, bizim ihtilaflı olduğumuz ülkeler dış politikalarını bizim istediğimiz şekilde değiştirmeyeceklerine göre biz onların istediği şekilde değiştireceğizdemektir. Mesela Yunanistanla sıfır sorun yapın bakalım, nasıl yapıyorsunuz. Egede bir sürü problemimiz var. Sıfır sorun olabilmesi için Yunanistanın her istediğini yapmamız lazım. Kıbrısta sıfır sorun nasıl olacak. Rumlar politikalarını değiştirmediklerine göre siz değiştireceksiniz dedi. Öymen, AKPnin bu tutarsızlıklarını baştan beri kimsenin dile getirmediğini kaydederek, Hükümete ve Dışişleri Bakanına o kadar fazla kredi verdiler ki, tüm yanlışlıkları sineye çektiler, hatta alkışladılar. Ermenistanla protokol imzalıyorsunuz, ama Türkiye hiçbir şey kazanmıyor. Ermenistanın her istediği var. Türkiyenin hiçbir istediği yok. Bunun Türkiyeye getirdiği hiçbir şey yok. Türkiyeden götürdüğü çok şey var. Yabancı devlet adamlarıyla, bakanlarla, başbakanlarla görüşmeyi başarı gibi gösterdiler. Gittim bayan Clintonla 3 saat görüştüm, yok efendim John Kerry ile telefonla görüştüm.Sanki telefonla görüşmek bir başarıymış gibi. Bu, aşağılık kompleksinin eseri. Marifet görüşmek değil sonuç almak. Siz hangi sonucu aldınız dedi.
Türkiye ofsaytta kaldı
Öymen, AKP döneminde dış politikaya gereğinden fazla iç politikayı ve İslami ideolojiyi katmaktan başka bir iş yapılmadığını öne sürerek, şöyle konuştu:
Şimdi dış politikanın hedeflerinden biri Suriyede Müslüman Kardeşleri iktidar yapmak. Bu bizim işimiz mi. Suriyede kim iktidar olacak, kim olmayacak biz mi tayin edeceğiz bunu. Mısırda bizim söylediğimiz lafı dünyada söyleyen yok. Hüseyin Çelik, Halk cuntaya dirensindedi. Siz bunu dediniz, en büyük müttefikiniz ABD F-16 uçaklarını vermeyi kararlaştırdı. Yakın ilişkide olduğunuz Suudi Arabistan 12 milyar dolar vereceğini söyledi. Arap ligi destekliyor. Siz ofsaytta kaldınız. Bu radikal, fanatik din ağırlıklı politikalarınızın Türkiyeyi getirdiği yer burasıdır. Bununla da yetinmediler, dışişlerinin yapısını değiştiriyorlar. Dışişlerine dışarıdan adam tayin edip, Bizim diplomatlara ihtiyacımız yok. Her şeyi onlardan iyi biliriz. Zaten onlardan bir şey beklemiyoruz ki. Ne görüş istiyoruz, ne brifing istiyoruz, ne tavsiye istiyoruz hiçbir şey istemiyoruz diyorlar. Açıkcası Türkiye hiç hak etmediği bir yönetim ile yönetiliyor.
Ermeniye yaranamadık Azerbaycanı küstürdük
Türkiye, Mısır konusunda da Suriyede olduğu gibi tarafsız davranmadı. Sürekli olarak Müslüman Kardeşleri destekledi. Türkiye, Mısıra 3 yıl geri ödemesiz 1 milyar dolar kredi taahhüt etti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu paranın 250 milyon dolar daha artırıldığını söyledi. Mısırda ordu yönetime el koyunca en fazla AKP hükümeti karşı çıktı. Bunun üzerine Mısır, Türkiyeyi uyardı. Bu ülkeyle olan 3.5 milyar dolara yakın ticaret hacmi tehlikeye girdi. Mersin ve İskenderundan yapılan Ro-Ro seferleri aksadı, Mısırda yatırım yapan Türk şirketleri zor durumda kaldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül iki ülke milli takımlarının Ermenistanda yapılan ilk karşılaşmasına katılmış ve futbol diplomasisi diye anılan süreç başlamıştı. 2009da Türkiyeyi ziyaret eden ilk Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Bursadaki ikinci maçı Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte izledi. Bursadaki maçta stadyuma Azerbaycan bayrağı sokulması yasaklandı. Bu arada, iki ülkenin Zürihte bir takım protokoller imzaladıkları ortaya çıktı. Bu nedenlerle Türkiye-Azerbaycan ilişkileri bozuldu. Anlaşma Türkiye ile Ermenistanın diplomatik ilişkiler kurmasını ve sınırın açılmasını içeriyor. Ama yürürlüğe girebilmesi için her iki ülkenin parlamentoları tarafından onaylanması şart. Her iki ülkede de protestolara neden olan anlaşma hayata geçirilemedi. Ermeni soykırımının tanınması dayatmaları da iki ülke ilişkilerini tekrar başladığı yere getirdi.
Başbakan Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esada, Esad kardeşim diye hitap ediyordu. 2008in Ağustos ayında Erdoğan ve Esad aileleri çoluk-çocuk Bodrumda birlikte tatil yaptılar. İki ülke arasında neredeyse sınırlar kaldırıldı. Her iki ülkenin bakanlar kurulları 2009da ortak toplantılar düzenlediler. Ancak 2011de Suriyede olaylar başlayınca, işler de değişti. Türkiyeye Suriyeden mülteci yağmaya başladı. Haziran 2011de Başbakan Erdoğan, Suriyenin yaptığı kabul edilemez, bu bir vahşettir demecini verip, Suriyeyi uyardı, tüm ticari ilişkileri de askıya aldı. Kardeşim Esad, istifa et Esedoldu. Suriyedeki terör ve etnik çatışma Türkiyeye taşındı, Reyhanlı katliamında ağır bedeller ödendi. Topraklarımızda 500 bine ulaşan mülteci sorunu çıktı.
Bu arada, Suriye konusunda Türkiyenin en güçlü müttefiki Katarda da üstü örtülü darbe oldu. Bu politikayı sürdüren Emir gitti, yerine Suriye ve Mısır konusunda daha ılımlı olan oğlu geldi. Daha önemlisi Suriye politikasının gerçek mimarı Dışişleri Bakanı Davutoğlunun gizli ortağı Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad bin Jassim hükümeti devrildi. Suriye konusunda en güçlü müttefikimiz olan Suudi Arabistanla, Mısır politikası konusunda tam anlaşmazlık çıktı. Türkiyenin Suriye hayalleri boş çıktı; ne müdahale ne de uçuş yasağı çıkarılabildi. Bundan sonra Türkiye ile ABD ilişkileri de çelişkili bir döneme girdi. Başbakan Erdoğan, Mısırda Müslüman Kardeşleri desteklerken, ABD tarafsız kalmayı yeğledi. Filistin politikası sadece Gazzedeki Hamas üzerine kuruldu. Batı Şeriadaki Filistin Kurtuluş Örgütü kanadıyla ilişkiler ihmal edildi. Hatta kötüye gitti. İsrail ile ilişkiler iyice gerildi.
Rusya füzelerini doğrulttu
Malatya Kürecikte kurulan NATO radarı Türkyein ABD ile ve NATO ile birlikte İrana, Rusyaya ve Çine karşı taraf olması yönünde değerlendirildi. Rusya ve İran, Kürecik radarını füzelerinin hedefine koydu. 2012 Mayıs ayında Rusya, Kürecik radarına misilleme olarak füze tatbikatı yaptı. Rusyanın kıtalararası balistik füze denemesi başarıyla sonuçlandı. Füze Rusyanın Plesetsk üssünden fırlatıldı. Seyyar bir rampadan ateşlenen füzedeki savaş başlıkları Kamçatka yarımadasındaki hedefi başarılı bir şekilde vurdu. Füzenin her türlü kalkanı aşma kapasitesine sahip olduğu belirtildi. Füzede kullanılan yeni bir tür yakıt daha kolay manevra yapmasını sağlarken tespit edilmesini zorlaştırıyor. Füzenin menzili veya taşıyabildiği savaş başlıklarının sayısı açıklanmadı.
Kuzey Irakta Bölgesel Kürt Yönetimi ile yapılan petrol anlaşmaları ve ikinci bir petrol boru hattı kurulması Iraktaki Nuri Maliki hükümeti ile ilişkileri bozdu. Sünnilerin desteklenmesi ve Bağdatın idama mahkum ettiği eski Cumhurbaşkanı Yardımcısına Tarık el Haşimiye Türkiye kapıları açıldı. Türkiye topraklarında Iraktaki rejime karşı basın toplantıları düzenletildi. Ancak, geçtiğimiz günlerde Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Barzani, Başbakan Maliki ile anlaştı. Bu anlaşmanın arkasında Türkiyenin, Irak hükümetini yok sayarak Kuzey Iraktaki Bölgesel Kürt Yönetimi ile petrol anlaşmaları yapan ABDnin olduğu iddia ediliyor. Irakta Malikiden sonra Barzaniyi de kaybeden Türkiye böylece ortada kaldı.
Haber Kaynağı:http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=86579
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle