En Sıcak Konular

Rahmi Eray Yaşamı Nasıl Gördü?

7 Nisan 2013 10:09 tsi
Rahmi Eray Yaşamı Nasıl Gördü? Etrafındaki gençlere aklıselim, sabır ve karakter aşısı yapabilen bir insandır merhum Rahmi Eray

Rahmi Eray

Yaşamı hizmet ve af dilemek olarak gördü
Etrafındaki gençlere aklıselim, sabır ve karakter aşısı yapabilen bir insandır merhum Rahmi Eray.. 

Dergah ailesiyle tanışınca ruberu tanıdıklarım kadar kitapları vesilesiyle de bir çok insanla mülaki oldum. Nurettin Topçu bu güzel insanların başında gelir. Mademki insan bir yere gönül verir, o gönül verdiği mekanı/insanı bütünüyle kavramak diler. Ben de onu yapmaya çalıştım, el-an bu gayret devam ediyor. Dergah ailesini ruberu ya da kitabî/şifahi tanımak derdindeyim.

Kitabî olarak tanıştığım insanlardan biri de Elbistanlı merhum Rahmi Eray oldu. Yaşamayı hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlet gören adamın, mert, fazilet ve sabır diğer adı. Maraş Elbistanlı. 1918-1958 yılları arasına sığan, kısa gibi görünen ama dopdolu 40 yıl. Bazen insan olarak deriz bu insan doğuştan talihsiz diye. Sanki başka bir insanın yaşadıkları bizim vehmimizle sıkıntı görünür ama hakikatinde imtihanın cilveleridir. Rahmi Eray da kaderin cilveleri ile henüz bir yaşındayken babasını kaybetmesiyle tanışmış. Sonra anne ahiret yoluna revan olmuş. Teyze, dede ve nihayetinde babaannesi sahip çıkanları. Kader Ankara Hukuk’ta okumasına izin vermez ve kaderine İstanbul Tıp Fakültesi düşer ve dahi nasibine ölümüne kadar devam edecek, onu uzun süreler yatağa mahkum edecek damar hastalığı.

İnsanlara okumadan hüküm vermemeleri gerektiğini hatırlatan ağabeyAb

Rahmi Eray’ın hafıza kuvveti dillerdedir, nerede ne zaman ne olmuşsa günü gününe, saati saatine hatırlayan bir hafıza. Üniversite hayatında kültür ve fikir hareketleri ile ilgilenmiş bir isim Eray. Milliyetçilerin ağabeyi.  Türk Ocağı’ndaki milliyetçi cenah ile anlaşamayan Eray, oradan ayrıldıktan sonra Milliyetçiler Derneği’nde derneğin adsızlarından biri haline gelmiş. Kader onu da dostları gibi Abdulaziz Bekkine ile tesadüf ettirmiş.

Tıp fakültesinde öğrenci iken öğrencilerin 2. Dünya Savaşında ne olduğunu anlamaları için hemen bir Gazete Kulübü kurduran isim. Etrafındaki gençlere şairler, yazarlar ya da eserler hakkında seminerler hazırlatan Rahmi Ağabey. Gençlere kitap tavsiye eden, insanlara okumadan hüküm vermemeleri gerektiğini hatırlatan ağabey. Bir şey hakkında hüküm vermek için önce o şey hakkında okuma yapan bir insan.

Orhan Okay, kendi metodunu kurarken Eray’ın Dostoyevski tahlillerindeki metottan yararlandığını söyler. Nurettin Topçu’ya göre de mütevazı ve insanın küçüklüğünü görebilen bir kimliktir. Evi, günde 10-15 gencin rahatça uğradığı bir ocakmış. Nurettin Topçu’ya göre etrafındaki gençlere aklıselim, sabır ve karakter aşısı yapabilen bir insandır Eray.  Hatta bir seferinde evden çıkmak isteyince ev sahibine, “aman kirayı indireyim, ne olur çıkma” dedirten bir kiracı. Kendisine kim müracaat ederse müşkülünü çözmeye çalışan ismi muteber bir insan.

“Ya bu işin halli bize emredilmiş olsa” diyerek hayıflanan insan

gRahmi Eray, etrafındaki gençlerden Gökhan Evliyaoğlu’nun İstanbul’un Fethine Destan adlı eserini bastıracak kadar onlara sahip çıkan bir ağabeydir. 27 Mayıs’ın  sıkıntılı günlerinde Nurettin Topçu’nun “Ah Rahmi olsaydı…” diye hayıflandığı insandır Eray. Fethi Gemuhluoğlu ile iki meselede ters düşmüşler. Gemuhoğlu sonrasında şöyle demiş: “Rahmi Eray’la iki defa tezada düştük. Ama ikisinde de o haklıydı.”

Arkadaşlarından bir tek isteği vardır: Evine teklifsiz gelmeleri. Darıldığı herkesi affeden, akrabalarına hizmet etmediği için üzülen insan.

Hastalığının ileri safhasında doktorların çaresiz kaldığı anlarda arkadaşlarına yardımcı olacak kadar bilincini yitirmemiş Rahmi Eray. Herhangi bir mazeret sebebiyle bir işe yetişmemiş olsa, “Ya bu işin halli bize emredilmiş olsa” diyerek hayıflanan insan. Bir gün terziden ihtiyaç sahibi bir genç için pijamalık kumaş kestirir. Terzi kumaşın metresi konusunda yanılır ve o metre kumaştan gence pijama çıkmaz. Bir daha bu sefer dört metrelik başka bir kumaş almak zorunda kalınca şöyle demiş: “İşte bu memlekette, herkes kendi ihtisasına ve mesleğine taalluk eden şeyi layıkıyla bilmediği için, filan yaştaki çocuğa kaç metreden bir pijama çıkacağını bilmemiz icap ediyor. Aksi halde zamanımız, zevkimiz ve emeğimiz israf ediliyor.”

Rahmi Eray’ın üç prensibe sahip olduğundan bahsedilir: Tasfiye, tek’e irca ve son fayda.

“Tasfiye”, kalpteki bütün masivanın terk edilmesidir. Hayatın her anını saflaştırma eylemi. “Tek’e irca”, meseleyi ya da eşyayı lüzumsuz şeylerden arındırmak demektir. “Son fayda” ise, fonksiyonunu tamamıyla kaybetmiş her varlıkta istifade edebilecek bir parçanın bulunabileceği kabulüdür. Her son parça insanın kendi işine yaramazsa başkasının işine yarar diye düşünürmüş.Rahmi Eray

Mesleği ağabeyliğinin önüne geçmemiş

Ölüm günü bütün dostlarını evine davet eden Eray, o gün onlara son konuşmasını beyaz örtünün altında hareketsiz yapmış.

Sevdiği ve örnek aldığı insanlardan biri Talaşçı Veysel adında bir hamaldı. Kendisi ayağına basıldığında değil, başkasının ayağına basıldığında feryad eden bu hamalı hamitperverliğinden severmiş. Çok konuşan bir insanı bir saat hiç gözünü kırpmadan sabırla dinleyerek sabır talimi yapacak kadar kendisinin farkında bir insan.

Namsız, şöhretsiz, mesleği ağabeyliğinin önüne geçmemiş, mülksüz ve parasız, ailesiz ve kimsesiz… Bu içinde bol olumsuzluk taşıyan ifadeleri etrafımızda kaç kişi için kullanabiliriz? Ya da bırakın etrafımızı, bizler bu sıfatlara sahip olmak ister miyiz? Kendi adıma bu soruya hemen evet demek o kadar zor ki. Belki bazılarına evet diyebilirim ama o da şerhli bir evet olabilir ancak. Böyle insanlar yok mu? Elbette var ama onları da görmek için izan ve basiret gerekli. İzana bir şey diyemem ama basiret konusunda kendi adıma epey sıkıntılarım var. Her şeyden evvel bu vasıfları olmayan insanların sözleri ve davranışları baki, dillerde ber-hayat. Yûnus Emre misal gönüller.

‘İsraf haramdır’ ilkesine sadık bir “insan”a selam olsun.

 

Zeki Dursun

http://www.dunyabizim.com/Manset/12944/yasami-hizmet-ve-af-dilemek-olarak-gordu.html

http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=84

http://www.onaltiyildiz.com/artikel.php?artikel_id=40



Bu haber 4,368 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,671 µs