Yok Etmeyin!

3 Ekim 2011 09:03 tsi
Gökdelen, erguvan renkli otobüs derken bir kötü haber daha aldık. Haliç Metro köprüsü akla seza işlerle geliyor!

Sanayileşmenin Tanrı vergisi ya da kul yapısı ayırt etmeden tüm estetik verimleri hiçe sayarak dünya ve hatta evren üzerindeki zorba saltanatını sürdüğü bir dönemden geçiyoruz.  Birçok medeniyete ev sahipliği yaptığından bizlere sayısız kültür mirası sunan hatta –Unesco onayıyla da- başlı başına kendisi kültür mirası olan İstanbul da bu endüstriyel talandan olumsuz anlamda etkileniyor.  Gün geçmesin ki can sıkıcı bir haberle karşılaşmayalım. Çevre kirliliği, tarihi eser kaçakçılığı, bakımsızlıktan yıpranmış tarihi yapılar vs. vs. Şehrimiz, son yıllarda, kamuoyunda belli bir infiale yol açan bir başka projenin sancılarını çekmekte: Haliç Metro Geçiş Köprüsü.

Silüetin etrafına duvar örün bari!

Hacı Osman’dan gelecek olan metroyu Aksaray üzerinden Yenikapı’ya bağlamak için yapılacak bu köprünün temel problemi ise, Süleymaniye Camii ve üzerinde bulunduğu tarihi yarımadanın siluetini kapatacak olması. Evet, tüyler ürpertici bir görüntü. Ancak, kamuoyunun pek dikkatini çekmese de, 1992’de yanarak kullanılmaz hale gelen Tarihi Galata Köprüsü’nden iki yıl sonra inşa edilen Yeni Galata Köprüsü de Süleymaniye Camii’yi kapamaktadır. Bu trajik tabloya şiirimizde en sert tepkiyi, 97’de yazdığı ve daha sonra “Çocuğun Miracı” isimli şiir kitabına da aldığı “Bu Yeni Galata Köprüsü Anlamıyor” şiirinde Kâmil Eşfak Berki vermişti:

Bu Yeni Galata Köprüsü anlamıyor

Üstelik Süleymaniyeyi kapamak istiyor ki

Köprünün böylesi ne duyulmuş ne işitilmiştir

Köprülerin uğursuzu

Berki, kendisiyle Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nü tartıştığımızda, söz konusu şiirini yazdıktan sonra, kalbine “Köprülerin köpoğlusu” biçiminde bir başka mısraın daha düştüğünü, ancak bu mısrayı şiirinin yayımına yetiştiremediğini dile getirdi. Belki de gerçek anlamda “köprülerin köpoğlusu”nun yeni yapılacak olan Haliç Metro Geçiş Köprüsü olduğunu, bu mısraın üzerine yeni bir şiir inşa edebileceğini belirtti.

İyileştirilmiş ama yetmez!

Evet, 2008’de ihalesi yapılan Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün ortaya çıkaracağı muhtemel problemlerden İstanbul S.O.S Girişimi ve Prof. Dr. Cemal Kafadar’ın medyadan takip ettiğimiz çalışmaları sayesinde haberdar olduk. Hem kamuoyunun bu bilinçlenmesi ve hem de UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin etkisiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Haliç Metro Geçiş Köprüsü mimarı Hakan Kıran, proje üzerine yeniden düşündü. Neticede köprünün altmış beş metrelik kuleleri kırk yedi metreye indirildi, çelik halatları inceltildi, Haliç’in Yunan mitolojisindeki adı olan Altın Boynuz’dan esinlenilerek köprüye yerleştirilecek boynuzlardan vazgeçildi, köprünün rengi altından Süleymaniye’nin rengine çevrildi. Ama yine de konunun uzmanları yapılan değişiklikleri yeterli görmüyorlar, umarız yetkililer alınan önlemleri artırırlar ve zaten Kâmil Eşfak Berki’nin dile getirdiği gibi Yeni Galata Köprüsü’nün bir tarafını kapadığı Süleymaniye Camii, bu yeni projenin ardından iki taraftan kapatılıp insanlarımızdan esirgenmez ve bütün estetiği ve görkemiyle şehrimize maneviyat aşılamaya devam eder.

Bizler, bu toplumun insanları olarak bugün içindeki dünü korumak zorundayız.  Yarınımızı muhafaza etmenin tek yolu bu çünkü.  

Dünyabizim

NOT:İstanbul'un tarihi silüetini bozan Yedikule'deki rezidansların inşaatlarının durdurulduğu bildirildi

Bu haber 3,886 defa okundu.