En Sıcak Konular

Ayşecik Okumaya Çalışıyor -3

31 Aralık 2015 09:12 tsi
Ayşecik Okumaya Çalışıyor -3 Ayşecik Okumaya Çalışıyor -3

 

BÜYÜ
AYŞECİK OKUMAYA ÇALIŞIYOR -3

Bazen sözlerle ya da yazıya dökerek anlatamadığımız şeyleri tek bir resim ya da fotoğraf çok daha iyi ifade edebilir. Gökyüzü, yıldızlar, bulutlar, bazen hafif bir esinti, sırtımızı dayadığımız bir ağaç, kıyıya vuran dalgalar bizimle konuşur, bazen de hayvanlar. Sizi anladıklarını sanırsınız hatta, konuşursanız onlarla… Yaşadığımız her olayın bir dili vardır, Allah da O’nu OKU’yabilmemizi ve anlaşılmayı ister bizden.

Nasıl Hüsrev’in not edemediği sırların fotoğrafları onları görünür kıldıysa bizim de anılarımızda resimlenen AN’lar vardır nice sırlar barındıran. Onların da açığa çıkması için KARANLIĞIN içinden geçmemiz gerekir bazen. Tıpkı Hüsrev’in karanlık odada fotoğraflara yaptırdığı banyo gibi. Düştüğümüz ATEŞ de bizi yıkayıp arındırır . Hamken pişip yanmamız için gereklidir bu karanlık ve ateş.

 

http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3653

Şeytan bu sabrı göstermemizi istemez, o yüzden hızlı teknoloji (Digital-Deccal) ahir zamanda hayatımızın her yerine sızar. Doğadan, ailemizle yapacağımız sevgi sohbetlerinden uzaklaştırır, akıllı telefonlarla , türlü oyunlarla teknolojik kutuların içine hapsederek sinsice akılsızlaştırır, kendimizden uzaklaştırır.

Bu oyundan imana sarılanlar ancak Hakka doğru yol alır. Bu yol uzun ince bir yoldur, gece gündüz yürümemiz gereken. Yürürken halden hale geçeriz bazen. Türlü imtihanlar ile sınanırız. Sınavlar ağırdır, ama biliriz ki Allah taşıyamayacağımız yük vermez sırtımıza, bunun için İnşirahı indirmiştir. Zor olsun ki imtihan olsun der gibidir.

Hz. Yusuf’u kuyudan zindandan çıkarıp Mısıra Sultan yapan, Hz. İbrahim’i ateşten kurtaran, Hz. İsa’yı katına alan Rabbim bizden “KOŞULSUZ TESLİMİYET” bekler. Kaynayan bir suyun üzerindeyken bile tıpkı “Kahve çekirdeklerinin verdiği lezzet” gibi ACI karşısında duygularımızı olgunlaştırmamızı bu anılarla hayatımıza tat katmamızı ister.

 

Üzülme der Mevlana ve devam eder;

Kızma hiç kimseye yaptıklarından dolayı aksine teşekkür et ihanet edenlere sadakati öğrettikleri için...

Minnet duy yalancılara doğrunun farkına varmanı sağladıkları için...

Mutsuz edenlere dua et mutluluğu daha derin hissettirdikleri için..

Herkesi sev yaşamına bir anlam kattığı için…Hayat bu yüzden daha güzel siyahlar beyazı farkettirdiği için...

Şeytanilerin en çok korktukları şey GERÇEK AŞK’dır çünkü gerçek aşk dönüştürücüdür ve insanları “İlahi Aşka” götürür. Bir Meczubun Rüyası kitabında İlhami abi “Aşk Bineği”nden bahseder, “Aşk Bineğine Binerek Bana Gelin” demiş Allah. Bunu engellemek için aşkı ucuzlatarak seks ve zina boyutuna indirgeme çabası içindedir.

Bazen sahte sevgilerle sınanırız. Önceliklerimizin, hedefimizin, yolumuzun ne olduğunu anlayabilmek için gerçek aşk yerine sahtesi çıkar karşınıza. Tıpkı iskambil kağıtlarındaki JOKER gibidir...Dışsal özellikleri çok benzerdir gerçeğine... Çok da güzel rol yapar gerçekmişçesine. Kanarsınız önceleri. Sadece vitrin olduğunu anlayamazsınız. İşaretler gelmeye başlar Rahmandan, uyanmanız için. Şeytaniler uyanmanızı istemez, türlü oyunlarla daha da çok bağlamaya çalışır sizi sahtesine. Temiz bir yüreğiniz varsa eğer yardım da gelir gerçeği de!

Sayfa 195’de Latif Babanın geçmişine gitmesiyle Oktan Hocam bizi de geçmişimizle, gençliğimizle yüzleşmeye davet ediyor...Hazır mısınız? diyor.  Hazırım diyorum... 

 
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3583
15. Bölümdeki Sfenks ve Mısırlılar meselesi 2000’li yılların başlarına götürüyor beni.

 
O dönemde Oktan Hocam’ın kitapları yok, metafizik aleme karşı bir ilgim var. Yeni Çağ kitapları piyasaya sürülüyor. Hem ruhsal güçlerimi geliştirmek hem de insanlara faydalı olmak istiyorum.Yeni Çağ kitaplarında Mısır Piramitleri hep özel ve kutsal inisiyatik mekanlar gibi anlatılıyor. Hatta aşağıdaki şemayla çok sık karşılaşıyorum.   
 
 


 http://www.historicalsense.com/Archive/CG/CG.htm 

Her şeyi gören göz Deccal’in Gözü değil Yaradan’ın Gözü gibi anlatılıyor. İslam, Yesevilik, Mevlevilik hep buralardan gelme, Masonluk da başka bir dal.

Bütün öğretilerin birleşeceği “Yeni Bir Dünya Dini”ne davet var. Şeytan somut bir varlık olmaktan, apaçık düşmanımız olmaktan çıkarılmış, egoya, nefse indirgenmiş. Hatta korkularımız şeytan olmuş. Bir yandan Kuran bilgileri siliniyor hafızalardan, fark etmiyorum.  

İnsanlara faydalı olmak için enerji çalışmalarına katılıyorum. Bir master beni en üst dereceye kadar yetiştiriyor. Bu kişi sayfa 103’deki (Kulbak-11) “Kırmızı Şemsiyeli Kadını” andırıyor.


 
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3130

Durugörür, elleriyle hem aura temizliği yapıyor hem de bilgileri okuyor. “Kurma Karma”larla beyin yıkıyor da denilebilir, o zamanlar anlamıyorum. Her birimizin enerji bedeni bilgilerle belki de sırlarla dolu. Bu derece özel bilgilerimi negatife hizmet edenlerin ellerine teslim ediyorum, tehlikenin farkında değilim.

Uzaktan enerji gönderme çalışmaları da yapıyor. Benim için “Beyaz bir Oyuncak Tavşan” uygun görüyor  temsilen.  

Şimdi sevgili Erol Elmas’ın aşağıdaki yazısı daha da bir anlam kazanıyor. 
 



 
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1886  

“Senin Kopyan Var mı? Ya da Voodoo Bebeğin” diye soruyor yazısında Erol Elmas.

Ya seçilmişseniz?    Kutsal anlamda değil ya bir göreviniz varsa?  Basit bir işte bile çalışsanız karşı taraf zaaflarınızı keşfettikten sonra oyuncak gibi oynar sizinle...

Master farklı bir enerjiye de kanal oluyor. Negatife nasıl bir kanal olduğunu ve kendime ne büyük zararlar verdiğimi anladığımda çok geç oluyor. 

Mısırdaki Giza ve Sfenks kutsal mekanlar onlara göre, özel inisiyasyonlar yapılıyor. Kulbak 15 sayfa 185’deki bilgiler tam tersi şekilde anlatılıyor.  

Yeraltına, Gölgeler Diyarına iniyorum. Kanserle mücadele ediyorum ve kötü insanlarla, benim hatam...Defalarca ölümlerden dönüyorum.  

Rüyalarım, anılarım tüm hayatım ustaca çalınıyor. En önemlisi bu kadın Kabala büyüsü ile uğraşan bir Wicca’ymış. Düğümlere üfleniyor. Sonradan öğreniyorum. 

Kulbak Bilge-15 sayfa 187’deyim. Burada erkek ile kadın arasına 9 düğümlük bir zincirden büyü yapılmış gibi. Dokuz düğüm büyücü kadının ustaca elimden aldığı 9 mektubu hatırlatıyor.

 

 http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=3583

Pagan inançları ve tanrıçalar masumane bir şekilde beyinlere işleniyor. “Kimseye zarar vermediğin sürece istediğini yap” ilkesi ile hareket edermiş gibi gösteriliyor. Oysa tanrılara kurban verme ritüelleri ve putperestlik hep Paganizm’den geliyor.

Bunları benim gibi iyi niyetle bu işlere girecek olan arkadaşları uyarmak için özellikle anlatmak istiyorum. Bu tür enerji çalışmaları çok tehlikeli. Lütfen dikkatli olalım!  

 “Kim benim zikrimden yüz çevirirse ona arkadaş olarak bir Şeytan takarız” ayetini bire bir yaşıyorum.  

Sevgili Atatürk’ümün dediği gibi:

“Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut”  

Türklüğün sırlarını taşıyan DNA’mızı, rüyalarımızı, bedenimizi, enerji bedenimizi olur olmaz kimselerin ellerine teslim etmeyelim.  

Allah’ımın Kuranda haram kıldığı her şeyin , bu bilinçle anlayalım ya da anlamayalım bir nedeni var ve bizim iyiliğimiz için yapılan tavsiyeler onlar. Eğlence amaçlı sohbet arasında baktırılan kahve falı bile başka boyutlara kapılar açıp bizi tehlikeye sokabilir. Boş yere şeytan işi pislik denmemiş Kuranda. Rüyalarımızı kimselere anlatmayalım.

Aşağıdaki Oktan Hocam’ın Yeni Aktüel Dergisi için verdiği röportaj çok önemli:   
 
 
http://www.onaltiyildiz.com/haber.php?haber_id=1592 
Allah’ıma şükürler olsun ki beni yeniden huzuruna kabul etti. Beni tekrardan Kuran'ıma, namazıma, zikrime döndüren güzeller güzeline şükürler olsun. Büyülenmiş, bulanmış, abuk subuk bilgilerle doldurulmuş beynimi kitaplarıyla yeniden aydınlatan sevgili Oktan Hocam’a şükürler olsun. Tüm Onaltıyıldız ailesine ve Kalperen dostlarıma şükürler olsun.

AYNA AYNA SÖYLE BANA!

Oktan Keleş hocamı bilenler bilir, hiç bir sözü boş değildir, günlük sıradan konuşmalar gibi yaptığı muhabbetlerinin bile altında başka derin anlamlar gizlidir. Onaltıyıldız sitesindeki her bir makale, yorum ya da haber birden fazla mesaj içerir. Sitenin ruhuyla temas kurarsanız sizinle konuştuğunu bile görebilirsiniz. Pek çok takipçi için burası bir akademi niteliğindedir...

Büyü ve sihir üzerine Haber Türk kanalında yayınlanan programı da medyada çok ses getirdi.


 
http://kalperen.org/index.php/player/habertürk-tv/öteki-gündem-7

Olumlu yorumların yanı sıra (bazılarının kasıtlı olduğunu düşündüğüm) programın bütünündeki ve satır aralarındaki mesajları dikkate almayan olumsuz yorumlar da vardı...

Zamanında yanlış yollara sapmış ve büyüden sihirden etkilenmiş biri olarak bu programın da bir kendimi OKU’ma aracı olabileceğini düşünerek hocamın programda sorduğu soruyu kendime yönlendiriyorum.

- Peki sizin büyülenmenizle ilgili hiç mi payınız yok?

Gençlik yıllarıma ve okul dönemlerime gidiyorum. Arkadaşlarla eğlencesine yaptığımız “Ruh Çağırma” seanslarını hatırlıyorum. Alfabenin tüm harflerini çember yapıp ortasına fincan koyup güya, çağırdığımız ruha sorular sorardık. Fincan fıldır fıldır dönerdi. Sonradan öğrendim ki Cinlermiş fincanı hareket ettiren, belki de yaşamım boyunca işlerimi hep tersine döndüren de onlardı ve bundan ben sorumluydum. Kulbak Bilge serisindeki ters dönmüş ayaklar da bu sebeple terse dönen işleri anlatıyor olabilir mi?

İlk işimde başarılı bir kariyerim varken verilen sözlerin tutulmamasıyla bir anda kendimi işsiz bulmamla ilgili , duvarıma süs olarak astığım Mısır Papirüs’ünün etkisi olmuş olabilir mi? Mısır’ın kadim bilgeliğini sembolize ettiğini düşünerek astığım tablo programdan öğrendiğim kadarıyla kötü enerjileri üzerimize çeken bir nesne imiş...


Oktan Hocam’ın defalarca programın sunucusu Cansu Hanım’ın güzelliğine iltifat etmesi dikkatimi çekiyor. Aslında bu kadar tekrar etmese dikkatimi çekmeyecekti çünkü çok zarif, nazik bir insandır. Dikkatimizi çeksin diye neredeyse 4-5 defa tekrarlıyor. Demek ki büyü, sihir ve nazar konularında “Fiziksel Güzellik” çok önemli. Özellikle göz önünde olduğunuz ve konuşulduğunuz zamanlarda diyor.

“Güzelliği güç olarak kullanmak, ÖZÜ kaçırmak.” Ya da bir başkasının güzelliğini kıskanıp haset etmek, nazar etmek daha da beteri büyü yapıp zarar vermeye yok etmeye çalışmak. Böyle şeyler başıma geldiği için yıllar evvel özellikle sosyal medyadan suretimi sildim. Bunlara inanıyorum gerçekten ve bunun da nefsimizi eğitmemiz için bir imtihan vesilesi olduğunu düşünüyorum, her iki durumda da gerçek güzelliğin içimizdeki ÖZ’den CEVHER’den kaynaklandığını idrak edip üzerindeki örtüleri kaldırabilmek değil mi yaşam amacımız, yani Kemal’e erebilmek...

Çok önemli bir şey söylüyor Oktan hocam, Cinler var büyü var ama “Her şeyin üzerinde YARADAN var”...Tevhid yaparken ne kadar farkındayız ne söylediğimizin, ne kadar hissederek söyleyip kelimenin manasının içine dalabiliyoruz. Bu güne kadar ki şartlanmalarımızın, korkularımızdan arınarak, Allah’a güvenerek aşılabilir olduğunu anlıyorum.

“Bir Meczub’un Rüyası” adlı İLK kitaptaki ilk DERS “SURETE ALDANMAYIN” mesajıydı..”Her şey göründüğü gibi değildir”.

Bazen sana en büyük kötülüğü yaptığını zannettiğin bir kişi aslında kurtarıcın olabilir, kim bilir? Belki de bir döngü tamamlanmıştır.

Tüm bu olumsuz gibi görünen olaylardan sonra O” nun “Kahrının da Lütfunun da Hoş” olduğunu, olan bitenin için de sorumluluklar ve alınması gereken dersler olduğunu anlamaya başladığın zaman hayırlı yollar da açılmaya başlar...

Yüreğinin taa derinlerinde bilirsin ki...

“Vedalar gözüyle sevenler içindir...Gönülden sevenler asla ayrılmazlar”

AYŞECİK 




Bu haber 7,519 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    ON ALTI YILDIZ'da Ara Internet'te Ara  

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,781 µs